01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Selam verdik rüşvet deyu aldılar 4 £ Rüşvet alma ve verme eylemlehnin ahlak W normlarına uymadığı söylenebilir ve bu da doğrudur. Ancak tarihsel geçmişi devlet kurumu kadar eski olan rüşveti, ülkemize özgü bir dert saymak doğru olmaz. Dünyanın her yerinde, hiç istisnusız her ülkesinde, şu ya da bu ölçüde söz konusu sorun; önlenemez, yok edilemez olma özelliğini koruyor. Bu saptamadan sonra bir adım daha atıp şunu söylemek olanaklı: Eğer bir toplumdaki rüşvet ve yolsuzluk olaylan, genelde birtakım toplumsal, ekonomik ve siyasal koşullar tarafıııdan belirleniyorsa sözu edilen olaylan sistematik bir bütun içinde açıklamak ya da en azından incelemek mümkündür. Başka bir deyişle rüşvet olayı, bir luıkuk ve ahlak sorunu olmanın ötesınde de ele ahnmalıdır. Çünku yolsuzluğu ya da rüşveti sadece ahlaksızhk olarak ele almak ve yasalarla cezai önlem getirmeye kalkmak, olayı kavramak ve bütünü ile açıklamak açısından karanlıkta kalmak demektir. Rüşvet alanları, sadece ahlaksız sayıp cezai önlem üzerinde durmak, çok ilginç ve o derecede eğlendirici noktaları gözden kaçırmak anlamına gelecektir. Buna karşıhk rüşvet olayını her yönü ile incelemek, çok öğretici ve eğlendirici hususların ortaya çıkmasım sağlayabilecektir. Rüşveti, yolsuzluğu inceleyelim demek kolay, ama bunun nasıl yapılacağına gelince işin çatallaştığı açık. RUşvet toplumsal bir olgu, buna karşın rüşveti incelerken yaygın toplıımbilım tekniklerini kullanmak pek olanaklı değil. Örneğin bilgi toplamak için anket yapmak söz konusu olamıyor, çünkü rüşvet yasalarla cezalandırılmış belli bir suç turu. O halde bilgı nasıl toplanacak? tlk akla gelen, mahkemelere intikal eden olaylara bakıp, onlardan belli sonuçlat ve genellemeler çıkarmak. Ancak bu yola gitmenin iki sakıncası var; birı mahkemelere intikal eden olaylar, tüm rüşvet olaylannın çok ufak bir bölümü ve bu nedenle sağlıklı genelleme zor, yukarıda da değinıldiği gibi adli ınakanılarca yakalanabilen olaylar aysbergin su üstündeki bölumünün ufacık kısmı ve bunlara bakarak rüşvetin dünunü bugününü ve kapsamını yazmak olanaksız. lkinci nokta daha da önemli sayılabilir. 1lerde de değinileceği gibi, rüşvet olaylarında yakalama genel olarak alt düzeylerde daha yüksek orana sahip. Başka bir deyişle, kamu yönetiminde hiyerarşi basamakları yükseldikçe yakalanma riski azalıyor, hele siyasi kademelerde risk iyice düşüyor. Eski Devlet Bakanı Ismall Özdaglar'ın mahkumiyeti bu gerçeği değiştirmiyor ve unutulmamalı ki özdaglar'ın mahkumiyet gerekçesi rüşvet değil, "görevi kötüye kullanm a " . Bu ters korelasyonun nedeni oldukça açık; yuksek düzeylerde hem rüşvet miktarı büyuyor, hem de koruyucu önlem alma olanakları artıyor. Sonuç olarak mahkeme kararları, esas değil yan bilgi kaynağı kategorisine giriyor. Bununla beraber bu tür kararlar, ortaya atılacak hipotezleri destekleme açısından kullanılabilirliğe sahip oluyorlar. üşvet nedir? Rüşvet kavramını tanımlamak ilk bakışta oldukça kolay bir iş sayılabilir. Rüşvet alan kişinin esas olarak kamu görevlisi olduğu var sayılıp, bu işin yasalarda nasıl tanımlandığına bakılabilir. örneğin bizim ceza kanunumuzun çeşitli maddeleri, ağır rüşvet, hafif rüşvet, zimmet, ihtilas vb. türde çeşitli eylemleri tanımlamaktadır. Ancak hemen bu tür yasal tanımların yeterli olamayacağına işaret etmek gerekir. Çünkü yasal tanımlar, çeşitli rüşvet vc yolsuzluk olaylarım sistematik bir neden sellik içinde açıklamak iddiasında değillerdir. Sadece savcıların, neyi, nasıl kovuşturacakları ile ilgili yolları belirlemektedir. Ayrıca rüşvet ya da daha geniş bir kavram olarak yolsuzluk kategorisi içine sokulabilecek birtakım eylemler yasal tanımların dışında, yani meşruiyet sınırları içinde kalabilmektedir. Bu bakımdan daha kapsamlı ve kavrayıcı tanımlara gereksınme vardır denılebilmektedir. RUşveti de kapsayan genel bir kavram olarak yolsuzluk, bir kamu görevlisinın yetkılerini yasalara ve toplumun o andaki değer ya da normlarına uymayacak bir biçimde kullanmasıdır. Yani kamu görevlisi, şu ya da bu nedeiıle yetki kullanımım, olması gerekenin sınırları dışına taşırdığı anda yolsuzluk eylemi ortaya çıkmış olacaktır. örneğin bir yetkilinin kamu yatırımlarını belli bir bölgede toplama karan vermesi ve ilerde o bölgeden milletvekili seçilmeyi umması, ya da bir bürokratın hiçbir maddi karşıhk beklemeden belli bir şirkete olanaklar sağlaması ve ilerde emekli olunca o şirkette iyi bir iş bulabilmeyi planlaması, yasal sorumluluk getirmeyen fakat yolsuzluk tanımı içine giren eylemlerdir. Her toplumda kaynak ve fırsatlar belli biçimde dağılmaktadır. örneğin kapitalist toplumlarda bu dağılımı belirleyen temel mekanizmalar özel mülkiyet ve piyasa kurumları GENCAY ŞAYLAN Uzun yıllar ABD desteğı ıle Domınik Cumhuriyeti'ni yöneten ve sonunda artık işe yaramadığı için CIA'nın karıştığı bir tertiple öldürulen Rafael Leonidas Trujillo, Cumhurbaşkanlığı sırasında 500 milyon dolarlık servet biriktirmişti. Siera Leone Cumhurbaşkanı Albert Morgai, yüzbinleree sterlinlik servet edinmıştı ve bunun kaynağı tarifcli rüşvettı. 192125 yılları arasında Küba Cumhurbaşkanlığı yapan Zayas'ın ya karısı ya da kızı söz konusu dönem içinde her yıl milli piyangonun en büyük ikramiyelerini kazanmaktaydı. Haiti'nin devrik Cumhurbaşkanı " B a b y " Doc Duvalier'nin dışarıya 800 milyon dolar kaçırdığı ve şimdi Fransa'da bu servetin keyfini çıkardığı bilinmektedir. Mısır'da Başkan Nasır yönetimi sırasında "Konut ve Bayındırhk Bakanı" görevini yüruten kişi Arap dünyasının en büyük inşaat firmasının sahibiydi. Bu örnekleri çok uzatmak, Hollanda kraliçesinin kocasından Japonya'nın önde gelen devlet adamlarından Tanaka'ya kadar binlerce rüşvet örncğindcn söz etmek olanaklı sayılabilir. Bu konuda Türkiye'nin de zengin bir deneyime sahip olduğu söylenebilmektedir. Kamuoyunda yerleşik kaııı, yolsuzluk yapan görevlılerın gcncldc yakalanmadığı ya da yakalanamadığıdıı. Başka bir deyişle, yolsuzluğu saptaııan ve bu yuzden cezai kovuşturmaya tabi tutulup mahkum olanlann aslında aysbergin sıı ustundc kalan kısmının ut'ak bir parçasını oluşturduğu yolunda yerleşik bir inanç var denilebilmektedir. Nitekinı butun toplumsal dertleııtnıze çare bulduğunu sanan buyuklenmı/ bılc, "her sorunu çoıduk, bu ruşvele çare bulanıadık" diyerek yolsuzluk sorununun kupsam vu boyutlarını pek guzel dile getirmişlcrdıı. Cıerçekten de ıüşvetı ya da daha geniş bir ifade ile yoKu/luğu, son derece yaygın ve galıba pek de önlennıesi munıkun olmayan bir olgu kabul etmek gerekecektiı. Aslında tarihsel geçmısı devlet kurumu kadar eskı olan rusvetı, ulkemıze özgu bir dert saymak doğıu olmaz. Dünyanın her yerinde, hiç istısnasız ner ıılkesınde, şu ya da bu ölçüde soz konusu so1un önlenemez, yok edilemez olma özelliğini koıuyoı. Ancak bu noktada vurgulanması geu'ken bir şey vaı. Rüşvet toplumsal bir geıs.ek ve yaygınlığı ile içcriğini toplumun yapısal ö/cllıklerı bclırlıyor. Yanı rüşvet ya da yolsuzluk insanlar arasındaki ilişkilerde ortaya Iiktığından loplumsal sıstem, siyasal yapı, egemen ıdeolojı, devlet vc kamu yönetıminin örgutlenme biçimleri ile ışlevleri rüşvet ilişkıleıiııi belirleyen ana faktörler olarak tanımlanabılıyor. Kısacası, bir ülkede rüşvet ilişkilerının yaygınhğı, biçimı ve kapsamı yukarıda sayılan faktörlerce behrleniyor. R,üşvet olaylan . incelenebilir mi? Kuşkusuz rüşvet alma ve verme eylemlerinin ahlak normlarına uymadığı söylenebilir ve bu doğrudur. Ahlak normlarının göreli olması ve zaman içinde değişmesi, sözü edilen doğruyu ortadan kaldırmaz. Ama ahlak normları bize, "neden rüşvet alınıyor?", "rüşvet nasıl ahnıyor?", "rüşvet hangi koşullarda, hangi noktalarda yoğunlaşıyor?" gibı soruların cevaplarını veremez. Bu soruların cevabı, ancak yolsuzluk olgusunun toplumsal, ekonomik ve siyasal sıstem ile ilişkilerinin incelenmesı ile verılebıhr. Kısaca vurgulamak gerekirse, belli sıkıntılara karşın yine de rüşvet olayını incelemenin ve belli genellemelere varmanın mümkün olduğu söylenebilir. Nitekim, özellikle Batı ülkelerinin akademisyenleri arasında bu konunun giderek artan ölçüde ele alındığı görülmektedir. Bu konu ile ilgili yayınlar, toplantı vb. girişimler oldukça geniş bir literatür oluşturmuş bulunmaktadır. Ülkemizde de, çok ol' mamakla beraber bazı çalışmalann yapıldığı söylenebilmektedir. örneğin Doçent Dr. Ümit Bcrkman'ın "Azgelişmiş lilkelerde Kamu Yönetiminde Yolsuzluk ve Rüşvet" adlı yapıtı ilginç ve öğretici bir çalışma özelliği taşımaktadır. 22
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle