Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Metuned Kemal yanılıyor 3 Ağustos 1986 günlü Dergi'deki "Durmak Bilmeı Vazardı" başlıklı yazısmda Sayın Mehmed Kemal, Mehmet Seyda'yı anlattrken "Koruyuculan arasmda güçlü adamlar vardı. Kolay tş bulurdu." diyor. Her şeyden önce ve Ozetle şunu yazmakta yarar var: Mehmet Seyda bir saray şakşakçısı ya da iktidar dalkavuğu değildi. Bu yüzden, ancak bu tip kişilerin gereksinim duyacakları güçlü ya da gtiçsüz koruyucularm gölgesinde yaşamadı. "Güçlü koruyuculan" olsaydı, 27 Mayıs'tan hemen sonra, Belediye'deki işinden atılır mıydı? Ondan kısa bir süre sonra, Basın tlan Kurumu'nda iş bulmasmı "güçlü koruyuculara" bağlıyorsa, Sayın Mehmed Kemal, yanlış. Seyda da Sayın Mehmed Kemal için "Koruyuculan arasmda güçlü adamlar vardı. Cumhuriyet'in sürekli yazarı oldu" deseydi (ki demezdi), ne kadar yanlış olacak idiyse, o kadar yanlış... "Güçlü koruyuculan" olduğu için mi, oğlu Deniz Harp Okulu'ndan çıkarılmış ve Mehmet Seyda yaşammm son aylannda 250 bin lira tazminat Odemek zorunda kalmıştır? Üzülüyordu, ama bu olaya da kendine özgü alaycı bakışla bakabiliyordu. Bir süre önce Göztepe Istasyonunda tren beklerken "Biliyor musun, yine de memnunum. Oğlum ingilizceyi 250 bin Uraya öğrendi. Oysa, Çiğdem'in İngilizceyi öğrenmesi bir milyona mal oldu." demişti. (Kızı Çiğdem'i, ABD'deki dayısının yanına göndermiş, Çiğdem birkaç ay sonra dönüp gelmişti). Konuşmalarımızdan anladığım kadarıyla edebiyat çevrelerine kırgındı. Kırgın öldti. Kırgınlığında haklıydı. Ne romanda ne öyküde gereken yer verilmişti, kendisine. Ne iyi olurdu, eleştirmenler arasmda "güçlü koruyucyıkuları" olsaydı da, edebiyatımızda layik olduğu yere oturtulabilseydi? Ama onun böyle şeye de gereksinimi yoktu. "Yazmasam, yasadığımı anlamıyorum." demişti. Edebiyat çevreleri, eleştirmenler için değil, yaşamak için, doğru bildiğini söylemek için yazıyordu. Ben, arkasından bu kadar yazı çıkmasına da şaştım. Yaşarken gösterilmeyen ilgi, ötümünden sonra mı göstehlıyordu? Belki. Dediğim gibi, edebiyat çevrelerine kırgındı. Sayın Mehmed Kemal'in yazısını okuyunca, kırgınlığmın nedenini daha iyi anladım. Son olarak, dostları adına rica etsem, Sayın Mehmed Kemal şu "güçlü koruyucular"ın kimler olduğunu açıklayabilir mi? Saygılarımla, Gelibolu'dan Sayın Mehmet Ot'un derginin 26. sayısındaki "Bırakın bu tartışmayı" adlı mektubu gerçekten biraz olsun düsündtirüyor. Ve ilk bakışta tasvip ediliyor. Yaklaşık vedi aylık bir süre zarfmda Daha iyi kullanalım başından ben süregelen okur mektuplan köşesinin konusu yalmzca derginin içeriği oldu. Kendi kendime soramadan edemiyorum: "Acaba gönderip de yayımlanmayan mektuplann konusu da mı aynı? Bu tertip konulu mektuplara köşeyi hazırlayanlar mı neden oluyorlar?" Bir okur olarak okur mektuplanm okurken derginin içeriği hakkmdakilerin sonunu getirmiyorum. Türkiye'de henüz tam olarak, düşüncelerin bir araya getdiği degişik sorunların birlikte işlenmesine yer veren bir yayın işini veremiyorum. Ancak buna en yakın yayınları ve bu yüzden cumhuriyeti okuyor, dergiyi de beğeniyorum. Gazetemizin hafta arası "okurlardan" bölUmü sorunların dinlenmesi ve duyurulması bakımmdan biraz ihtiyaca cevap veriyor. Ancak madem ki Cumhuriyet Dergi gibi imkân var, öyleyse daha iyi kullanalım. Tabii bunu Cumhuriyet okurlarmdan bekliyoruz. Eğer derginin içeriği konulu mektuplar ısrarla sürdürülüp bu koca sayfa ihlâl edilecekse, ki sanmıyorumbu arada bir okur olarak Cumhuriyet Dergiden bir beklentim olacak; değişik konulu mektuplara yer verilmesi. OĞUZ NAZLI/hkenderun PETEK DERSANESt Üniversiteye hazırlık kursu öğrencilerine pansiyon sağlanmıştır lstanbul dışından gelenlere öncelik vcrileccktir 161 61 05 158 28 23 Serencebey yokuşu No: 12 Beşiktaş tstanbul Mehmet Seyda ÜNER ARGÜDEN/tstanbul Universite öğretim üyelerinin dersanesinde yetkin ve özenli kurslarımızla ÜNİVERSÎTEYE GÎRİŞ garantisi Iki aşamanın toplam ücreti 198.500 tl. uygun taksitlerle. 161 61 05 158 28 23 PETEK DERSANESI I D DİALIYI Z Deneyimli kadromuzla, Eğitim ve öğretimde nitelikli yöntemlerimizle... ÖYS'deki başarımız % 95 GÜÇLÜYÜZ ' Gücümüzün göstergesi, Öğrencilerimizin 1985 1986 Ögretim yılında ÖYS sınavındaki % 95 başarısıdır. BAŞARIMIZI S A Ğ L A Y A N • • • • • E N ÖNEMLİ FAKTÖRLER Öğrencilerin bilgi ve yeteneklerine göre oluşturulan seviye grupları, Ögrencilerin ilgi ve isteklerine göre en etkili düzeyde eğitim ve öğretim 20 kişilik sınıflar Her ay bir deneme sınavı Rehberlik hizmetleri 1986 1987 ögretim yılında ÖYSM nin yeni sınav sistemine uygun olarak, güçlenmiş, seçkin ve deneyimli kadromuzla nitelikli, disiplinli eğitim ve öğretim için ÖSSÖYS kurslarımızın kayıtları devam etmektedir. 00 Konur Sokak No.18 > Kızılay ANKARA DERSANESI Tel 183176