Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
o "Bir ozana hiçblr kimsenin, hiçbir şey ögrelmesi miimkiin degildir. Bir ozan bütiln ö&renecegini başka şiirlerden ögrenir, kendi kendine ögrenir. Kendlni izlemesi, uyanık uyanık izlemesi ona başkalannın ögretemeyecegi, hiçbir zaman ögre temeyecegi seyleri ögretir." Bu sözleri Turgut Uyar'ın "ŞUr Uzerine" yazısından aldık. Daha sonra da şunları söylüyor Turgut Uyar: "Şiir aslında kolay bir şeydir. Şöyle, söyleyecek bir şeyiniz olacak, bunu nasıl söylemek gerektigini bulacaksınız." Işte, her hafta bizden şiirleri üzerine eleştiri getirmemizi isteycn, özellikle genç.şiire yeni başlayan şairlere kısa bir yanıt. Uyar'ın düşüncelerine bütünüyle katılıyoruz. Elbette genç şairlerin . söyleyecek sözleri var. Ama şairin işi, bu sözü nasıl söyleyecegini bilmesinde. Bunu da şiir üzerine söylenmiş sözlerden değil, bizzat şiirlerden öğrenecek. Evet, şiir aslında kolay, ama şairlik? Zor olan da bu olsa gerek. R z o c Duvarda resmin Beklemek Gül kırmızıdır Yanaklarmda Yaradan akmca kan Çocuğa zehir olan an Kırmızıdır Aşkımı reddin kırmızıdır Mısralarım çürür kıyılarca Yelkenli gemi olur umutlar Seni bekler yıllarca Okyanuslarca Imgelehmde, uzlemlerimde Yaşarsın Kırmızılaşırsın akşamlarca Beklemek şarap gibi Ktzılca, kırmıztca... Recep Yılntaz 0) duvarda resmin hüzünlü akşamlar ziyaretçinim bıksan da görmekten beni yine geleceğim çeker gider gündüz ve akşama uğradı mı yolu insanın döntişü yoktur edilmiş yeminden Yine geleceğim sevda türküleriyle yükleyip umutları kanatlartna uçuracağım seni belki görmeyeceksin ellerindeki kanı Ali Dıımun Koç i •ö D Düşler aşarken dikenli bir geçmişi gözümüzü dağlardı özlent yolumuz giln ister doğsun ister doğmasın ak yazmalı bir gül için ya doğusunda duracaktık ya batısında güneşin sanmadık bir can mutluluğu sunsunlar bize ayrı değildik ya kavgadan sayrı bir varlık gibi birden renksiz bir tahtaya çizilirdik ve artık sürgit bir zamanın en küçtik biriminden geçerken (kapkara giysilerimiz anlığımızdadır tüm kargışlı...) biz yeni doğmuş gibi yeniden Mehmet Orhan Doganlug I Sevmeyi sevmek Ben sevgiyi seviyorum. Hiç görmediğim ve adını bile bilmediğim hemşireye tutkunum, Onu seviyorum. Elindeki lebeşiriyle öğretmeni, Herkesi, herseyi, Köydeki ebeyi seviyorum Ve orada yün eğiren nineyi... Hamur açan elleri seviyorum. Kilim dokuyan. çeyiz dizen kızları Ve onların doğacak çocuklannı seviyorum. Çekik gözleri seviyorum. Kara lenleri, Güneşin sıcaklığından da öte seviyorum insunları Ve içindekilerle tüm doğayı Bağı, bostanı, tarladaki Urünü Sevmeyi seviyorum açıkçası Sevginin her türünü... Krol Aylaç Evetler, Hayırlar Ne Oldu? 12 Eylül Anayasası oylanırken yalnız 'evet' diyenler propaganda yapabiliyorlardı, 'hayır' diyenler suskundular. 'Hayır' diyenler ancak oylama sırasında diledıkleri oyu kullandılar. Bir başka görüş de eğer 12 Eylül Anayasası oylanmazsa yönetim gitmez doğrultusundaydı. Evet hayır, gider gitmez tartışmaları oylamaya değin sürdü. Bir de görüldü ki, seçmenlerin yüzde doksanikisl 'Evet' demiş. Oysa 12 Eylül dışı kalan partilerin liderleri 'hayır' yanlısı idiler. Bu liderlerdon birine oylama sonu soruyorlar: "Sonucu nasıl buldunuz?" "Vallahı yüzde sekiz buçuk oy muhalif çıktı. Bunu bizimkiler attıysa solcularm oyu nerde? Solcular attıysa bizim oylar nerde?" Doğru söylüyordu ama, sonuç değişmiyordu. Bugün kimi konuların anayasaca askıya alınmış gibi görünmesi karşısında yeniden tartışmalar sürüyor. Bu tartışmalar sırasında da 'evet'ler, 'hayır'lar öne sürülüyor. Geçende siyaset dışı kalan bir lider dayanamadı ağzından baklayı çıkardı: "... Ama neye 'evet' diyecekti adam, neye 'hayır' diyecekti? Acaba bu açıklanmış mıydı halka? Bu anayasaya ahali okuyarak mı oy verdi? Bunun ıçerisınde ne olduğunu sadece bunu yaptırandan başka kimse açıklamadı. 'Hayır, ben açıkladım, yeter bu kadar, başkasının açıklamasına hacet yok' dendı, bağlandı." Anayasalar birçok şeyler getırır. Getirdıkleri gelmeden önce de tartışması özgürce yapılır. Bizde bu, tek yanlı yapıldığı içın tartışılıyor. Bir anayasa karşılıklı tartışılmadan, özgürce oylanmadan çıkmadı ıse yüzde yüz oyla kabarsa bile, tartışma sürer. Her konuda sürgit bir tartışma açılması bu yüzdendir. Anayasayı yapanlar da, yaptıranlar da artık tartışmıyorlar. 'Şöyle de olur, böyle de olur' gibilerden yorumlar yaparak geçiştiriyorlar. Bir de anayasayı deldirmem savı var. Bu gibi konular aşka benzer. Aşk nasıl ferman dinlemez, sineyi deler geçerse, özgürlük tutkusu da engelleri deler geçer. işte milletvekilleri transferleri, işte partilerin birleşmeleri, işte siyasetçilerin konuşmaları, gezıleri, işte 12 Eylül öncesi konulara, eylemlere değinilmeyecek baskılan... Hepsi birer birer eriyor. Gizlide kalan evetler, hayırlar canlanıyor; öldü sananlar aldanıyor. Ah, o evetler ki, hayırlara çarpıldığında demokrasi ışıyor, aydınlanıyor. L) rardiya türküsü Bir yorgun gecede Vardiyada işçiyim Ellerim yıldızlara yakın Ellerim nasırlı, yorgun ve rahat Sevdalarımı aydmlık düşlere dökerim Bir martıyla beraber... Bir deniz masmavi Enginlik sınırlanmamış Bir martı bembeyaz Ak köpukler üstünde uçar Bir güneş: Kalbim ısındı. Güneş eğildi ikindiye Çalındı çanlar, ezan sesleri. Bir çocuk koştu guneşe doğru Bir martı uçtu ak köpukler üstünde Kalbim onunla. gittim uzaklara... Bengi Sayhan Alnım damla damla Başım ıslak Yüreğim sevdalı ve sulak Bu yorgun karanlığı sökerim. Abidin Aydın Şimdi sevdalar mühürlü sevgilim şimdi sevdalar mühürlü vurulmuş posta güvercini gibi kanlıdır mektuplarının ak göğüsleri Metin Sever 19