05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dere'ye sığınmış, orada barınamayınca, yine saflr de o eve gelince, şöyle bir toparlanıyor Galata'ya dönmüş.. Şimdi, eski Kuledibi'niıı beyim. Paşazadelere misafir olmak kolay mı?" karşısındaki sokağın içinde, Rum Vakfı'ndan Kapısının önunde duran pos bıyıklı Alınaııııı kiraladıklan daracık bir avluda sağlı sollu kü büstünü gosterip, güluyor bir daha: çuk dükkânlarda yaşamaya çalışıyorlar. Çar Şimdi ben de bunu eve götürüp şının içinde in cin top atıy<*r. "Gelen, giden yok "Amcam" diyeceğim. Adalel nazırı.. beyim" diyorlar, "Ûçe bölündiik. Müşteri de Eskiciler muşterilerini seçtıkleri eşyalardan şaşırdı." Bir çinı soba, üç pazarda, üç ayrı fi sınıflandırıyor. "Kimin, neyin peşinde yata satılırsa, muşteri şaşırır. Dışarıdan bakar olduğunu" anhyorlar. Ceplerindeki parayı da saııız, uçu de bitpazarı. Eskiciiere sorarsanız, "uç asağı, beş yukarı" bilıyorlar. "Daha çok "Öyle bitpa/arı olına/." Üçu de "davaya kimler alışveriş yapıyor sizden?" soruma, "Orihanetle" suçluyor birbıriııi: ledireğin biraz uslü" diye yanıt veriyorlar. "Kv Öyle bilpazan ulmuz beyim. Bilpazarı de lenenlerin çoğu, bizden aldıkları eşyalarla kudigin yerin üstii açık olacak. Onlar mobilya ruyor evini. Öyle eskisi gibi parayı baslırıp yeni cılık yapıyor. Sonra her çeşit eski eşya alınıp eşya alan kalmadı artık." Yeni evlilere bitpasalılır bitpazarında. Halısı, surahisi, lambası, zarı, "hem hesaplı, hem de havalı" oluyormuş buzdolabı... Efendime söyleyeyim, aklınıza ne Aksaray'daki eskiciler satışlann azlığından yakınıyor: gelirse yani... Sebebine gelince efendim, milletle para Mecidiyeköy'deki Antikacılar Çarşısı da Aksaray'daki eskicilerle de, "aykın" bulunuyor. yok... Şu millctin paıalı olduğu gunlerı de görebı"Antika diye bir şey olaınaz" diyorlar, "Anlika dediğin tektir. Biz eski eşyayı onarıp salı lecek miyiz? Şöyle, sırtında bir torba parayla yorıı/. Onlar, eski eşyanın modelini taklit edip gezdiği gılnleri?.. Bir torba parayla gezip de yayiiksek fiyata satıyorlar." Kuledibi'ndekiler de rım kilo beyazpeynir, bir kilo şeker, altı yumureski eşyayı, eski olarak satıyor. Böylcce, me ta alabildiği günleri?.. raklısı da bitpazarı yerine, "Yersen pazan"nBitpazarındaki eşyalara alıcı gözüyle bakından alışveriş yapmış olııyor. Kuledibi'nde 30 ca, insan, yaşadığı ortamı düşünüp kahkahabınc satılan bir çeyiz sandığı, onarılıp cilala larla gulebilir.. "Kiiçiik bir saray gibi" döşcnıp Horhor'da 100 binc, Mecidiyeköy'de 200 mişsin evini. Elinde gunıuş saplı bir baston. bine gidebiliyor... Köşede ceviz kaplama bir rahle duruyor. YalEski eşya, çoğu kez mezat yoluyla geçiyor dızlı enfiye kutusundan tütün çıkanp ara sıra eskicilerin eline. "Hacizden gelir, olumden, mi burnuna çekiyorsun. Duvarda rahmetli paşa rastan gelir. Mesela bir yaşlı, butun eşyasını amcanın haşmctli portresi, eerçevesi yaldızlı. Darulace/e'ye bagışlar. Öliınce, açık artırma Yanında macun hokkası. Hanım semaverde yoluyla satılır o mal.." diyor eskiciler. Eşya çay demliyor. Ortada koca bir pirinç ınangal... Yerde, bahriye nazırı rahmetli dededen kalma, kilim desenli el halısı.. Bir duvarda, ince, U7un, goblen ustüne ışlenmiş, "vakti zamanında Fransa'da, bilmem hangi kefere konlunun verdigi bir av partisi lablosu.." Evini böylc döşe, korkma, borç al. Dayan veresiyeye.. Kim senden para ister? Bak, ne ıtibar, ne itibar.. Dükkânında cafcaflı, Doğuya ö/gü işlemeli, yaldızlı eşyalaı sergileyen bir eskıciyle ayaküstü konuşuyoruz. Kısa boylu, zayıf, açıkgöz bakışlı biri. Ü.stünde vişne çürüğü bir ceket var. Saçları, bıyıkları özenle taranmış. Konuştukça, doğulu olduğu anlaşılıyor. İşinin kurdu: Buraya bitpazarı diyebilir miyiz? Yok beyim, bitpazarı başka şey.. Ama aslımız bitpazarcı. Kuledibi'nden geldık buraya. Şimdi biliyorsunuz, bitpazarında eski para da bulunuyor, kömürlü ütü de... Daha ne bileyim, »y kaşığı, kupesi, eski telefonu... Adam gelir orda aradığı bir sarı düğmenin eşinı bulur... Bizimkı eskicilik de değil... Buna ne denilir bilmem ki?.. Eski eşyayı yenileyip satıyorsunuz. Diyesıııdan sıkilan zengınler de oluımuş: "Adam linı ki, şöyle bir oturma (akımı kaça gidiyor? 2030 yıl aynı eşyadan bıkar, degiştirmek is Para yazacak mısın? llle de yazayım diter, bize gelir." Aksaray'daki bitpa/arı hanınıu yorsan yaz, ama belli olmaz bunun parası. Paalt katında yapılırmış me/at. Biz göremedik... /arlık var. Hem de çekişe çekişe... Hanın bir katı onarım işlerine aynlmış... Seh Para konuşınayalım diyorsun yani? Pepalar cılalanıyor, vitrinler işleniyor, semaver ki, başka şey konuşalım. Kadınlar mı geziyor ler parlatılıyor, bir rahleniıı eksik sedefleri ka daha çok bu çarşıyı? kılıyor... Çalısma var da alıcı pek gorulmuyor En çok çocuk evlendirecekler, yeni evleortalıkta. Usianın biri, "Sedef yok beyim" diye necekler geziyor. Turistler de var... Eskiden dayakınıyor, "Avrupalı istiridye kabuklarını şo ha çok turist gelirdi... kakla tekmeliyor, biz burada yalanıyoruz." Ön Bugunlerde neden gelmiyorlar? luğunün cebınden çıkaıdığı kırık dökük sedef Ycr meselesi beyim. Reklamımız iyi düğmeleri gösteriyor: yapılmadı. Şuraya yerleştik, lstanbullunun Şu eski dugmelere kaldık.. bile haberi olmadı.. Biraz Araplar geliyor. Incelikleri var bu ışııı. Anlamazsan, yanar Nasıl eşyayı alıyor Araplar? sın pilpa/arıııda. Ağaçları lanıyacaksın. özur Onlar mobilya olarak bi/im, "ktaalk" lü eşyayı, biı bakışta anlayacaksın. Hangisi bo dediğimiz cinsten, t'abrıkasyon yapılıyor ya yalı, hangısı cılalı? Hangisi abanoz, hangisi ka şimdi... Öylesini tercih ediyorlar... raağaç?. Yoksa kurl du^nıuş koltuğu göturür Antika esya konusunda ne diyorsun? sun evine. Üç ay ya geçer, ya geçme? koltuk O tam palavra. Antika diye bir şey yokta, "kırt kırf'laı ba>lar. Ağaç kurdu, rutubet tur. Antika ele geçerse, müzeye haber verilir. ve guneşıen olu^urmus. "Maun, pelesenk, aba Bilirkişi gelir, "Antikadır" diye mühür basar. noza kurl girme/' dıyor u.slalar. Kurt duşmuş Sen evini nasıl doşuyorsun. Eşyaların buesya, çe^itli nıacunlarla kapatılıyor, ama bir su rada sattıklann gibi eski mi? re sonra, kurt yolunu bulup ağacın bir ba'jka Yok beyim, ben rahat eşya severim. Şu ııoktasından yinc çıkarııııs. na bak mesela. İnsan bunun üstünde on daHorhor'daki galerilerdcn bırınin önunde bir kika oturama?.. Kendi evinde eziyet. . Ayağıbusl duıuyor. Pos bıyıklı, yabancı görünum nı uzatamazsın, sırtını dayayamazsın... lu biri. Kim olduğunu kımse bilıniyor. GaleIstanbul Belediyesi, hali, naklıyecileri kent rıııin sahibi de... "15 yıldan beri bende bu" di dışına taşıyor, taşımakta haklı; ama bitpazayor gülcrek, "Kuledibi'ndeyken alımıstım. rmın yerine otopark yapmakta haklı değil. IsKransız mı, Alman mı nedir? Var beyim, bun tanbul'un sözcuğun tam anlamıyla, hem de ların da meraklılan var." Muşteri, özellikle yağ kentin tam göbeğinde, bir bitpazarına gereklıboya paşa tablolarını kapışıyormuş. "Gotu sinimi var. Dağılmış eskicilerin birleştirilmeriiyor evine, duvara asıp hava alıyor çevresi si, lstanbul'a yaraşır bir bitpazarının, kısa sıı ne. Bizim hanımın dedesi paşadır diyor. Mi rede, kurulması dileğiylc.n Mizah tarihindeıt Sahurda davul çakhlar Onbir ayın sultanı dedikleri Ramazan'ın ortalarındayız. Eskilerin ballandıra ballandıra anlattıkları ramazan anıları vardır ama yaşımın çok genç olması nedeniyle benim, size anlatacağım anılanm yok. Ben de size eski mizah dergilerinden derlediğim seçkiyi sunuyorum. Bektaşınin orucu Bektaşiyi oruç yerken görerek yakalarlar. tstanbul Kadısı huzuruna çtkanrlar. Kadı efendi bağıramk: ~ Zındık herifî Niye ontç yiyorsun? Bek1a$i hiç isti/lni bozmayarak: Seferiyimt Cevabım verir. Orada bulunaniar: Kadı çfendi! Otuz kırk senedir burada oturur, stferi değildir. Bektafî hemen yamtlar Mtisaade buyurun efendi hazntlerl Dünyada iki üç gün oturmaya elimde senedim yok ya. Ahtte seferiyim... Akbaba Dtrgisi ir çini soba üç pazarda, üç ayrı ayrı fiyata satılırsa, müşteri şaşırır. Dışarıdan bakarsanız, üçü de bitpazarı. Eskiciiere sorarsanız, "Öyle bitpazarı olmaz" Üçü de, "davaya ihanetle suçluyor birbirini. Eski ratnazanlar Dün gece göründü hilfllin ka$ı, Yine neşelendi Şehzadebaşı, Dudaklar kurumuş benizler uçuk, Herkesin açlıktan gözleri şaşıl Bu yıl ilkbahara geldi Ramazan Bulbttl seslerine karıştı ezan, Gökten melekler mi inmiş acaba: Kimdir kandillere "Ya AJlah" yuan? Pırlanta kemerler takmış bcline, Vuruldum tacına, altın teline, lepeden tırnağa sırmalar giyen Minareler dönmüş birer geline! Karanhk bastı mı başlar piyata, Bulunmaz çaycıda bir tek boş masa, Her gece oyuna nasıl gitmeli? BUyUkte, küçükte hep aynı tasa! Kadınlar dolaşır fıkırdaşarak, Peçeler aJtından saçlar ta^arak, Âşıklar uzaktan göz süzer durur, Yobazlar bu hale bakar şaşarak! Yollarda güzeller iki keçeli, Kimi feraceli, kimi peçeli, Bakışlar hoşaflık mttrdilm erigi, Dudaklar iftarlık çilek reçeli... Çimdllt / 1923 Arnavufun manileri ramazan MTurasa, kantar kantar, Bize derler işkiptar, Ne hoş olur bilseniz Bayrampaşa'da iftar. Denim baba korici, Bozjnaz bir gün orici, Bir kösteği var gümüş tlbasan'dadır uci. F asulyenin piyazi, Gel kırahm namazi, Düşman etmek yakışmaz Kendimize yobazi. Haydi gelecek ramazan yine f e/. HAKAN OERMAN 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle