Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
dı. 'Yahu kardeşim, o Meclis Başkanı,' dedı.'Bcn de onun yardımcısıyım!' dedim. Polis, 'Git kardeşim' dedı, 'şlmdi benim kafanıı allırma' ve arabayı yürüttü. Koştum, ilerde yine yakaladjm. Bu sefer öbür taraftaki polise gittim: 'Bakm ben size ne/aket çcrçevesi içerisinde bir sorıı sordum. Bu şekildc cevap vcrmeniz doğru mu, vatandaşa bu şekilde mi davranıyorsunuz?' dedim. Arabayı kîıllanan, "Öf be, sıktı artık' falan diyor. Ben de çıkardım kimliğimi gösterdım. Dırcksıyondaki farkında değil, 'Ama kardeşim, amma uzattın ha, bak alır götüruriım," falan dıye konuşmaya devam ediyor. Kımliği gören, aşağıdan almaya başladı. Özür diledi. O yumuşayınca, ötekı daha da kızıyor, neden taviz veriyor diye. Baktım terbiyesıni ryice bozacak, gözune sokarcasına gösterdim kimliği ona da. Adamın o sıradaki psikolojisini anlatmak isterım, ama mılmkün değıl. Anıdcn arabadan fırladı. Adam vuracak mı, nedır, diye kenara çekildim Dudtığti, düt düt düt çala çala, hcrkesı durduımaya başladı... Buna benzer olaylar, hemcn her gün başıma geliyor." Bu gençlik ve sadelik, vatandaşla ve resmi kişilerle ilişkilerde sorun yaratmıvor mu? Yani gobeği yerinde, ensesi kalın bir milletvekili olsaydınız, daha etkili olmaz mıydı? "Tam aksi düşüncedeyim. Karşılaş.tığım kişi, ilk önce bir tcdirgınlık geçiriyor. Ancak, daha sonra son derece açık olduğurrm görünce, o da ıçten davranmaya çaIışıyor. 'Bu adam da bizden' diye duşünüyor. Açık olmasının başına iş açmaydcağını anladığından, hatta hiç olmadığı kadar açık olabıliyor." Biraz gerilere dönelim. Çocuklugunuzda, hiç büyiıyunce milletvekili olacagım gibi bir ozleınini/ oldu mu? "Hiç olmadı. Üstelık, aıle ıçınde pek çok politikacı olmasına rağmen, böyle bir şey, 83 seçımlerinden birkaç gun öncesine kadar, aklımdan bıle geçmedi. Dedeın, yanı annemin babası (Fıkrı Mutlu), Ataturk'ün olıimune kadar mılletvekılhğı yaptt. Büyuk dayım (Orhan Mutlu), CHP'de kimscnin görev almak ıstemediği bir dönemde, 1950/60 yıllarında, Mersin Merkez llçe Başkanlığı yaptı. Küçıik dayım da (Kaya Mutlu), bılıyorsunuz, 1973/80 yıllarında Mersin Beledıye Başkam'ydı. Anneın ıızun yıllar kadın kollarında çalıştı. Böyle bir aile ortamında bulunuyordum, ama yine de düşünmuyordum." Meclise ilk girdiginiz gıin neler hissettiniz? "Çok heyecanlandım. Ben bu işi gerektiğı gıbı yapabılecek mıyım, milletin gerçekten vekilı olabılecek mıyım düşüııcelerı içındeydim. Yemin ettikten sonra daha bir rahatladım. 1 >iıı altından kalkabıleceğıme lyıcc ınandun. Seçimlere bolgenizden uçuncu sırada girerken ka/anacagını/ı duşunuyor mııydıınıı/? "Duşunmüyordum. Ancak, elımden geldığince çalışıp, partimin daha çok oy almasına da yardımcı olnidkta kaıaılıydım Biliyorsunu7, 7 kasım sabahına kadar, herkes MDP'nin ıktidar olacağını sanıyordu. Biz de öyle sanıyoıduk Her şeye rağmen, bu milletvekıllığı ka/anacağımı/a ınanıyorduk. Nitekim, Ali ihsan (Elgın), ilk sırada olduğu ıçın, seçımlerden önce Ankara'da ev tultu. 7 kasımıu ilk saatlerinde kazanacağımı anladım. O sonuçlardan sonra bir şeyi daha anladık: Daha sıkı bir çahşmayld, bölgemızden en a/ından bir milletvekili daha çıkarabılırdık. Ama artık geçmıştı " Sigara içmi)on>unuı. tçkiyle aranı/ nasıl? "Birayı içkiden saymazsanız, hiç ıçmem. Çok seyrek, belki bir kadeh şarap. Bir de mesaı saatımızın belli olmamasından ıçmıyorıım belki de. Çunku milletvekılinin her saatının mcsaıyc gırdığıne ınanıyorum. Çalı^ma süremız 24 saat olduğuna ve i^ başında ıçılmemesı gerektığıne gore, içmiyorum. Herhalde sı/ gazctecıler dc mesaı saatinde içıniyorsunuzdur." "Bazı politikacıların ınesai saatlerı sımrlıdır. Onlar akşamdan sabaha kadar politika yapmayı tercıh ederler. lçki masasında kabine kuranlar vardır. Bu tıp politikacı olmak ıstemıyorum." Kiz tam 'ıdeal damat' portresi çizdiniz Sayın Saglar. İçki yok, sigara yok. Boyle insanlar kolay kolay bekâr kalamaz. Nasıl basardım/ bunu? "Evlilikten kaçtığımdan değil, milletvekili olduktan sonra zaten böyle birşeye 7aman bulamadım. Istanbul ve Ankara'da okudugunuz sıralarda, ya da sonradan Mersin'de iş hayatına atıldıklan sonra kız arkadaşınız olmadı mı? "Pek çok kız arkadaşım oldu. Bugün de var. Bir derdim olduğunda, erkek arkadaşlarımdan daha yakın, hemen koşup gelecek kız arkadaşlarım var. Arkadaşlıkta, cinsiyet unsurunun akla bile gelmemesı gerekır." Onu demek istemedim. Yani bir flortuniız falan olmadı mı? Arkadaşlannız arusındu yahu şunla bir evlensem ml diye düşundugunuz bir kimse yok muydu? "Vardı, ama çok çocuksu duygulardı bunlar. Sonradan duşunduğümde, bunların hıçbirinın cıddı bir evlilik isteği olnıadığını anladım." Ya şu anda? "öyle biri var. Evlenmeyı de düşünuyorum. Ama zaman henüz belli değil " Evlenmeyi duşundugunuz kişi ailenizin adayı mı? "Hayır. Hiç ilgileri yok. önceleri hep kendı evlılıklerıne benzer bir evlilik yapmamı isterlerdı. Sonradan vazgeçtiler. Baktılar ki zaman değişmiş ve kendilerinın de buna ayak uydurmaları gerekiyor, vazgeçtiler. Hiç kan^maz oldular." Kız arkadaşınızla şoyle sarmaş dolaş pastanelerc, parklara gitmek istediğiniz olmııyor mu? Yapabilir ınisiniz boyle bir şeyi? "özgürlüğü çok sevıyorum, günümün buyük bölumıı, bildiğinız gıbi, bunu savunmakla geçiyor. Ancak, bazı şeyleri yapmak istememe rağmen yapamıyorum." Polis alır götiıriır diye mi korkuyorsunuz? "Hayır hayır. Zaten öyle el omuzda dolaşmayı pek mımr bulmuyorlar, Geçenlerde benim tanıdıgım bir çifte karışmışlar. Hem de İstanbul'un gobeginde. "Nasıl karışmışlar?" Alıp karakola goturmusler. Sabaha kadar, işlem yapacağız diye bekletmişler. "Önlaı ne yapmış?"' Allah'tan aklı başında insanlar da, sogukkanlı davranıp, sabaha kadar sarmaş dolaş işlem yapılmasını beklemişler. Polisler de uyıır numarasına yatıp, ne yaptıklarını go/etlemişler. Onların baktıgını anladıkça, hirbirlerine daha cok sokuluyorlarmı>. Sabah olunca da hiçbir işlem yapınudan bırakmışlar. "Şikâyette bulunmamışlar mı?" Uğraşmak istememişler. "L iberal oldıığunu öne süren hukumetimızın aslında hangı çevrelenn desteğını aldığı ve bunu surdurnıek istediğı belli Onun ıçın, bazı saçnıa sapan yasalar çıkararak, seçım yatırımı yapmak istiyorlar Bunu çok ıyı bılen, aklı başında emnıyet görevlileri olduğu gibı, arasıra yeteneksızler de çıkıyor ve bir iş yaptıklarını sanıyorlar. Söyledığıniz örnek de onlardan birı. Ben bundan çekındiğım ıçın el ele dolaşmıyor değilim. Yanlış anlaşılmasından korkarım. Ozgürlüklenn takipçısi olnıamızı kendi keytımıze bağlayan bazı çıkar çevreletinın ekmeğine yağ sılrmemek için yapmam boyle biı şeyi. Yani ığneyle kuyuyu kazdıktan sonra, suyu goıür görmez kürekle tekrar kapatmak ıstemem." Evlilik için tarih vermediniz. Bakan olduktan sonra mı duşunuyorsunuz yoksa? "öyle bir niyctım yok. Gösterışten hiç hoşlannıam Köyümde, tam bir köy duğunu yapmak istiyoıum Sonra zaten bakan olacağım diye bir beklentim de yok!' D 5 c j E J • • Şimdi hutlrlayacağım... Hah, meşru mudufaa!.. ABD Dışişleri Bakanı George Shultz (Fotoğraf: KIZA EZER)