Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PALME İÇTEN BİR BARIŞÇIYDI derdiği m'ektupta şunları yazmıştı: "Yapılan bombardıman, habis bir fiildir. Yakın larihle, hunun pek \'ok örneği de vardır. Guernica, Oradour, Babijar, Sharpeville ve Treblinka gibi adlarla anılırlar. Bunlar siddetin /aferidir. Ama sorumluları hakkında sonraki kuşakların yargısı acı olmuşlur. Şimdi bu diziye >eni bir isim eklenmişlir. Hanoi. Noel 1972." Aradan yıllar geçtikten sonra verdıği bir mulakaıta Palme, bu mektubun aslında, bazılarmın yapiığı gibı, anti Amerikancılığının bir kanıtı gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu söylemişti. Hanoi Hastanesi'nin bombalandığı haberi çok sarsıcı olmuş, akşam evine döndüğünde gunluğune bu satırları yazmış, izleyen günlerdc bombardımanın devam etmesi uzerine, arkadaşlarına da danışarak, notlarını açıklamıştı. Sovyet ordularının 1968'deÇekoslovakya'yı işgali, Palme'nin sert ve aralıksız protestola rına neden olmuştu. Prag'daki Gustav Husak rejımı ile Palme arasındaki tartışmalar, HALUK ÖZDALGA I975'te en şiddeılı dönemine girmişti. Palme Olof Palme, Isveç toplumunun barışçı ve sık sık, Sovyeı ışgali ıle devrılen lider Alexandemokratik özelliklerinin en iyisini temsil eden der Dubçek'in akıbetinden duyduğu endişeyi ve Avrupa sosyal demokrasisinin en guzel ge dile getiriyordu. Prag rejiminin yetkilileri ise bunlara, en sert eleştirilerle cevap veriyordu. leneklerinin ta^ıyıcısı olan bir insandı. Insanlık tarihinin binlerce yıllık scrüvenin Husak'ın Içışleri Bakanı, butun polis mudürden suzulerek gelen adalet ve eşiılik taleplerı lerini toplayarak yaptığı bir konuşmada, \e ınsan sevgisı. onun eyleminde ve dilinde, "Bundan sonra artık hiç kimseye en kiıciik bir yepyenı bir yaşam gucu, sıcaklık ve inandırı lavu bile >ok" diye işarcı verince, Palme bu cılık kazanırdı. Çünku Palme, yurekten, du cmir için, "İste" demiştı, "diklatörun >aratlıkları boyle konuşur." Bu sözlerin gazeıe başyarak ve inançla konuşurdu. 1972 Noelinde Amerikan uçaklarının Ha lıklarında yankılanıp büyumesinden sonra noi'yi tekrar bombalamaya başlaması ve şe Palme, bunun, duşuncelerinin kendiliğinden hirdeki hastanenin de hedef seçildiği haberi ifade bulmuş bir şekli olduğunu söylemişti. Olof Palme'nin sınırsız dayanışma duygunın yayılması uzerine, ABD Başkanına gonları, çalışarak, duşünerek ve bizzat yasayarak kazanılrnış tecrubelerle dolu bir sürecin sonunda oluşmuştu. Ikınci Dunya Savaşı'ndan hemen sonra, komunistlerin etkisi altındaki gençlik orgutlenmesindcn ayrılarak Uluslararası Gençlik Örgutü'nü kuran ve ilk başkanlığını yapan gençlerden biriydi. Genç Olof ve arkadaşları bir taraftan kan bağışıyla ve para toplayarak Afrıkalı ve Asyalı gençlere İsveç'te okuma ımkânı saglıyor, diğer taraftan kendileri de dunyanın en uzak koşelerine geziler duzenliyorlardı. Henüz 20'lerinde bir delikanlı olan Olof Palme, bu gezilerinde Singapur'un gecekondu mahallelerinde sefalet içindeki insanlarla vcya Cakarta'da hakları içın gösteri yapan işçilerle beraber oluyordu. O yıllarda Çinliler, Malakkalılar, Hintliler arasında geçen gunlerinin i/lenimini Palme, şöyle anlatır: "Biıtun arkadaşlarımın, 'be>a/ların üslünlugıı'ne karşı besledikleri dışa vurulmamış nefret, beni siddetle etkilemişti. Kendilerine güveni>orlardı. Kr veya geç zaferi ka/anacaklarına emindiler. Irkçılığın ka>bolacagı, /alimlcrin baskıdan vazgeceteği günü sabırla bekli> orlardı. Halla somürgeci sınıfın aşırılıklarına karşı belirli bir hoşgörü bilegösterebilivorlardı." Palme son yıllarda, sılahsızlanma ve dunya barışı iı,in giderek artan çabalar göstermişti. Bırlc^mis Milletler tarafından desteklenen ve Palme'nin adıyla anılan Silahsı/lanma ve Giivenlik Sorunları Bagımsı/ KomKyonu'nun çalışmaları bunlardan biridir. Palme Komis>onu, çalışmaları sırasında iki blok tenısiluleri niçin silahlandıklarını ve silahlanmalarının mantığını karşılıklı olarak birbirine anlatmış ve bu konuda olumlu bir diyalog başlaınıştı. Enternasyonalizm, Avrupa sosyal dcınok rasisinin en kuvvetli kökenlerinden birını okı> turur. Bu anlaytş, özgurluğun, adaletın, cşıtliğin ve iyi bir topluında geıçekleşmesını ıstediğimiz diğer bütün değerlerin, butun ınsanlar tarafından paylaşılması ıstcğının biı suıuıcudur. Beşeri değerlere bağlılığın ve bu tcnıel değerlerin gerçekleşmesı ıçın sınır tanıınavan bir dayanışma arayışının sonucudur. Olol Palme, bu geleneğin eııder yetışen \e en güzel temsilcıkrinden biriydi. Derın ve temiz dayanışma duyguları herkesi ve butun dunyayı kapsıyordu. Aynı zamanda, doğduğu ve yaşadığı şehre sevgi ile bağlıydı. Stockholm'un en eski mahallesinde bir apartman daıresinde oturuyordu. Takımadalar uzerınde kurulu bu Iskandinav kentinin havasını serbestçe teneffus etmek ıstemesi, sokakluııııda seıbestçe dolaşması, zaman zaman hemşeıileriyle beraber bir kafeteryada yemek kuyruğuııa girmesi veya metroya binmesı, eminım kı bu ünlu lider için, bir tevazu ve yalmlık gösteıisi değil, özel hayatının, tamamen vazgeçınek isıemediği değerli bir parçasıydı Olof Palme, köıü bir insanın saldırısıyla havatını kaybetti, anısı, bütün ömrunu adadığı inançları ve değerleri paylaşan ııısanlar aıasıııda yuşayacak [ 1 ~ Kar çiçeklerinden kan çiçeklerine Kını rıi7f>tırsi7 yelkeıı tnvhılır kım guJehılır kııreksı: (Bir Aıt'( luılk j,arkısi) + *<* ZÜLFÜ LİVANELİ Palme, valın yaşamanın \c erdemli davranmanın dunya politikasındaki simgesiydi Buyük yankılar uyandıran ve Vietnam'da Amerikan isgalını soıısu/a dek mahkum eden konıısmasını >Oylo açıklamı^ıı. •"Sabah gun dogarken kalkmış. mutl'akla sul i<,'i>ordıım. (>azetekrde son Amerikan hava saldırısını okudum. l)a>anamadım." l^ten, yalın ve sıcak... Aynı şiddetli tepkiyi I ranco Ispanya'sında beş genç idam edileceği zaman da göstermişti. O yıllar Stockholm'deydim. Beş lspanyol gencı, enseleııne ağır ağır girecek ı;ıvilerle ölduruleceklcrdi. Bizim de du/enlemelerine katıldığımı? büyük proıesto gösterilerine güç veren konuşma, ıılkenin başbakanından geldi. Palme'nin bu toplantıda Franco yönetimini "şeylanın kalillcri" diyelanetlemesi ve yuzündeki onurlu ışık, hiçbir zaman gozlerimin onunden gitmedi. Bııyuk kişilikler buzdağları gibidirler. Halk onların kuçuk bir bölümünu görur. Radyo, TV, basın... Yetersiz birkaç resım, konuşmalar. Ama kitleler, onların suyun altında kalan büyük kesimlerini, derinliklerini ve ağırlıklarını da sezer. Bu yüzden görmeden, tanımadan kardeşinden daha yakın bilir bu kişileri. İşte Palme'nin ölümünün dünyadaki yankısı! Ulusal yas ilanları, yüreği sızlayan milyonlarca insan, Moskova'daki Komunist Partiler Kongresi'nden, Amerika'ya uzanan bir saygı gösterisi. ZÜLFÜ LİVANELİ Kimi çevreler, Isveç'i, Türkiye'nin ekonomik kalkınması için bir model olarak göstermekteler. Bu görüşe Martin 1 ııther King gıbı, Ciandhi gibi, Abdı katılıyor musunuz? Ipek»,i gibı... Olof Palme de bu isınılere kaOLOF PALME Her ülke kendi soruntıldı şimdı. Ona yonelen kurşun, insanlığımı larını kendi özel koşullan içinde çözmek duza yönelmıştı. Bizı de biraz oldurdu. Umudu, rumundadır. Ama uluslararası ya da partilebarışı, kardeşlığı de bıraz öldurdu. tnceliği yok rarası ilişkilere girmek de, ülkelerin kendi soeden, sağduyuyu kurşuna dizen örgutler, dıın runlarını çözmekte yararlı olmaktadır kuşkuyamızın en seçkin insanlarından birıne kıydı. suz. Hele bu, ekonomik ve sosyal endişelerle Palme'yi rastlantısal birkay toplantı dışın dolu olan çağımızda daha da önem kazanmakda görmemiştim. Ama kişiliğimn ışıklı \e tadır. Biz, herhangi bir ülkeye model olmak onurlu yaıııııı hep yureğimde duymuştuın. iddiasında değiliz. Asıl gücü sürekli ekonomik gelişmede yatan, fakat aynı zamanda sosyal 1975 yılında Bülent Ecevit'in Isveç'i ziyareıi adalete ve geniş kapsamlı bir demokrasiye dasırasında Turk gazetecilere büyuk dostluk gös yanan bir toplum kurduğumuzu sanıyorum. termişti. O yıllarda yazılar yazdığım gazete Bizim bu toplumu kurarken elde ettiğimiz deadına, sorularımı yanıtlamış, Ulkemiz hakkın neylerden yararlanmak elbetteki mümkündür da iyi niyetli duygularını belirtmişti. Isveç'te ve sevindiricidir. ki goçmenlerle ilgili sorumu yanıtlarken, on/ . LtVANELİ Bazı Balı Avrupa ülkelelaıın Isveç'teki ginenligini ve haklarını savurindeki, özeilikle Almanya ve tsviçre'dekl ekonuyordu. nomik durum, birçok Türk işçisinin işlerinden Onunla karşılaştıgımız zaman, yabancı dıl çıkanlmalarına ve ülkelerine geri gönderilmeleri kullanmadakı ustalığı, sözcuk seçimi, dü lerine yol açlı. Bugün için Isveç'te böyle bir şünme metodu ve külıürüyle, parlak bir ay durum söz konusu degil. Ama buradaki Türk dın olduğunu hemen anlıyordunuz. işçilerinin de başka sorunları var. Örnegin 1 mart cumartesi günü de Şişli Camii'nde cmeklilik haklannın Tiirkiye'de (anınmama"çağımuın vicdanı" olan bu susıurulmuş se sı gibi... O. PALME Son yıllarda bu konuda bir si düşünUyordum. Rambo'ya övgüler yağdıdizi reform gerçekleştirdik. Uygulama alanıran yöneticiler değildi terörun hedefi. Müzik bilen, şiir bilen, Yaşar Kemal, Marquez oku na giren reformların olumlu sonuçlara ulaştıyan aydın Palme, "Mozarı Kardeşler" filmin gını gördük. Ama yapılacak daha çok işimiz den çıkarken öldürülüyordu. Çağımızda ay var. Çalışmalarımız devam ediyor. Çıkış nokdın olmanın bedeli de, apaydın olmanın be tamız, Isveç'te yaşayan tüm yabancılara, bir Kamuoyu öneminin artışışla teror arasında bir bağlantı var. Arıık ıcrörun hedel'leri, kamuoyundaki etkilerine gore sev'iliyor. Aslında naınlular, o kişilere değil, onların toplumda lemsıl ettikkri değerlere yonelı\or. deli de herkese derecc derece ödetili>oıdıı. Palme gibi, Orhan Apaydın gibi... tsveçliye tanınan bütün hakların tanınması ilkesi oluyor. Bu görüşten hareketle tsveç'te buIunan yabancılara hiçbir zaman "misafir işçi" gözüyle bakmıyoruz. Yabancı işçiler tüın özel yaşamlarında bir tsveçliye tanınan hakları ei de ctmeli, toplum içinde aynı güvenliğe kavuşmalı, aynı koşullarda yaşamalıdırlar. Z. LIVANELt İlerde İsveç hükumelinin Türkiye ile daha yakın ilişkilere girmesi nııımkün müdür? O. PALME Türkiye ile ilişkilerimizi ilerletmekte, daha yakın ve dostça ilişkiler içine girmckte büyük yararlar görüyoruz. Ama doğaldır ki, biz bu ilişkileri ideolojik ve politik konularda düşünce birliğine varabildiğimiz, aynı ilkeleri paylaştığımız halk hareketleri ve organizasyonlarla kuracağız. Z. LtVANELt CHP Genel Başkanı Bulent Ecevit daha önce Türkiye'nin başbaknnı olarak İskandinav ülkeleri tarafından davet edilmlşti. O gezi bazı nedenler yüzünden gerçeklesemedi. Şimdi CHP Genel Başkanı olarak tekrarlandı bu çagn... Bu ikinci davelin İskandinav sosyal demokral parlilerinin Ecevit'in kişiligine duydugu ilgidcn ileri geldigi söylenebilir mi? O. PALME Isveç Sosyal Demokrat Partisi, Türk politik hayatında Mr. Ecevit'in etkinliğini ilgi ve sempatiyle izlemektedir. Sayın Ecevit, bizim için Türİciye'de demokrasinin, sosyal adaletin ve ilerlemenin simgesidir. Bu yüzden, doğal olarak Sayın Ecevit ve partisiyle yakın ve dostça ilişkiler kurmak istiyoruz. Ayrıca kurduğumuz bu ilişkiler bizim için de çok yararlı oluyor. Türk halkını, Türk kültürünü ve ülkenin özel koşullarını tanıma olanağı buluyoruz. Yeni bilgiler ediniyoruz. D 11