24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

manzara aşaği yukarı aynı oluyor. Peki, bu aslında ufak tefek, ama varlığıyla bulunduğu meclisi kaplayıveren adamın özelliği neydi? Başindaki kefycsi, üzerindeki askeri kıyafeti mi insanlara ilginç gcliyordu? Yoksa mazlum insanların oradan oraya sürülen önderi olrnak tnı ona şefkat ve saygı karışımı bir çekicilik sağlıyordu? En imkânsız koşullardan mitolojideki küllerin altından yeniden doğuveren bir "Phoenix" örneği belirivermesi mi hayranlıkla bezenmiş bir merak uyandırıyordu? Filistin sorununun uluslararası siyasi gundemin baş sırasını işgat etmesi ve oııun bu sorunu canlı tutan usta bir devlet adamı, kıvrak bir diplomat olması mı çevresinde bir ilgi halcsi yaratıveriyordu? Galiba bunların tümü birden Yascr Arafat için geçerlidir. Aksi halde 5 milyarlık insanlık âleminde 5 milyonluk bir kesimin en önemli siyasi şahsiyeti olmak, hiçbir kişiyi uluslararası ekrana bu kadar çarpıcı biçimde oturtamazdı. Yaser Arafat, kişiliğindc son derece çelişkili çok sayıda unsuru bir arada barındıran ve kişiliği ile bir halkın kimliği ve bir davayı yaşatan tarihin ender ünlü isimlcrinden biridiı. Belki de bu gizemi ona o kavranması zor çckim gücünü kazandırıyoı. öylesine dev bir rolu var ki, bu dünyadan göçüp gitse Filistin davasının Filistinlilerin elinden çıkarak el dcğiştirmesi hiç yabana atılacak bir ihtimal değil. Onun sahneden çekilmesiyle sadece Filistin sorunu değil, Ortadoğu ihtilafı da bilinmc/ dehlizlere ve karmaşaya düşebilir. Kimilerinin dünyanın en hassas bölgesinde silahlaı a sarıldı diye şiddetin simgesi olarak tanımlamak istediği kişi, garip bir biçimde, aynı zamanda uluslararası istikrann emniyet süpabı gibi. Işte Arafat'ın bir başka çelişkili özelliği. Arafat'ı ve bugüne dek onunla beraberliklerini korunıuş en yakın mücadele arkadaşlarını doğuran bu koşullardı. 1920'lerdeki, en önemlisi 1936'nın büyük ayaklanmasındaki isyancı Filistin geleneğinin bir yerden sürgün vermesi gerekiyordu. O gelenek Arafat ile ve ElFetih ile SO'İi yıllann ilk yansında yaşananlar, halkların darmadağın edilmesi travmasını yaşamış olan genç Filistinlilere, Filistin davasını öncelikle kendilerinin sırtlanması ve kaderlerini başkalarının eline terk etmemesi gerektiği acı dersini öğretmişti. Bu nedenle, o yıllardan bugüne Arafat'ın uzerinde titrediği ve asla vazgeçmeyeceği en temel ilke, "Filistin karar mekanizmasının ba£ımsızlıgı"dır. Beyrut'u dramatik terk edişin ardından, bir anlamda Filistin mücadelesinin en karanlık dönemlerinden birinde, Cezayir'de 1983 şubatında toplanan FKÖ Parlamentosu'nda (Filistin Ulusal Konseyi) en çok işitilen ibare "tstiktaliyet Elkarar KlFilistinî' idi. Yani Filistin kararının bağımsızlığı. Bu ibarenin o ılenli sık vurgulanması, FKÖ yönetiminin gö'ünde hareketi denetim ve vesayel altına almak isteyen Suriye'ye karşı kesin bir tavır koymak arnacıylaydı. Nitekim, bu ısrarın sonucu aynı yılın son üç ayında FKÖ'nün belkemiği hlFetih'te Şam rejimi tarafından parmaklandığı bilinen isyan ve Yascr Arafat'ın Liıbnan'ın kuzeyindeTrablusşam'da, Bcyrut'taki lsrail kuşatmasından bir yıl sonra bu kez Suriye tarafından kuşatılması oldu. Ama ilke terk edilmedi. Arafat, Urdün ile uzlaşabilir. Irak ile ittifak yapabilir. Devrimin hemen ardından tran'a gidip Humeyni'yi kucaklayabilir. Mısır dışlandığı sırada Kahire'ye koşup Hüsnii Mübarck'in elini sıkarak Mısır'a meşruiyet kazandırabilır. Suriye ile görüşebilir. ABD'ye ta bir çözüm bulunması için ABD, kendisini Filistinlilerden "mülteciler" olarak söz eden ve lsrail Devleti'nin güvenilir sınırlar içinde tanınmasını öngören BM Güvenlik Konseyi'nin 242 sayılı kararını kabul etmeye zorladığında ve süper devlet ağırlığıyla FKÖ'ye yandaş Arap ülkelerini de buna ikna cttiğinde, Arafat'ın yanıtı, "kabul, ama sadece 242'yi degil, 242 dahil BM'nin Filistin sonınuna ilişkln tiim kararları" olur. Çünkü, Arafat'ın Ankara'daki basın loplantısında söylediği gibi, "BM kararları bulünemez, uluslararası legalite böliinemez". Çünkü, BM'nin Filistin sorununa ilişkin kararları arasında Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı(selfdetermination) ve 1947 sayılı taksim karannda olduğu gibi Filistin'de bir Yahudi devletinin yanı sıra bir de Arap devletinin kurulmasını öngören kararları vardır. Filistin davasını meşrulaştırma tutkusu, Arafat'ı mükemmel bir de diplomat yapmıştır. Seçtiği sözcüklerin uzerinde kılı kırk yararcasına duruı Ağzından çıkan her cümlenin dunyadaki herhangi bir başkente iletilmiş bir mesaj olduğuna inanır. Filistin halkının kendi kaderini elinc aldığını simgeleyen silahlı mücadeleyi başlatmak kararı ona ait oldu. Insanlık ailcsinden dışlanan ve "Arap mülteciler" muamelesi gören Filistin halkını uluslararası camianın, Birleşmiş Milletler'in kürsüsünde henı de belinde tabancası temsil etmek ona düştu. Başkomutan Ddur. Baş diplomat odur. Beyrut'ta efsanevi bir direnme ile Begin ve Şaron'un ordularına karşı bütün bir yaz boyu karşı koyarak askeri çevrelerin hayranlığını o kazandı. Bruno Kreisky'den, Bettino Craxi'ye, Brandt'tan Pa banyosu getiren bir uğursuz. 1970'te Urdün'de, 1980'lerin ilk yansında Lübnan'da onun ve onunla birlikte Filistin hareketinin silahlı güçleriyle bulunması yıkım getirdi. Ayak bastığı heryerde eğer bir Arap ülkesiyse bir "bela getirici" ya da olağanüstü güvenlik önlemleri gerektiren bir konuk gibi ağırlanır. Çekilir hayat değildir. Konacak dal bulamayan bir yaralı kuş gibi oradan oraya uçar. Yaralıdır ama bir kuş gibi de bağımsızdır. Bağımsız kişiliği, saygınlığını yaralı hali mazlum yanını yansıtır. Bu yüzden dünyadaki bütün vicdan sahibi insanların da belki nedenini sezemedikleri sevgilerinin hedefidir. Onun devrimciliğini yargılayanların gözden kaçırdıklan nokta bu olsa gerek. "Davayı satıp satmadıgı"hususunda Arafat'tan daha titiz gözükenler, siyasi hatalarını vurgular dururlar. Arafat, büyuk siyasi hatalar yapabilen biridir. Ama mazlumdur. Hatalaıı en mazur görülebilecek uluslararası şahsiycılcrın başında o gelir. 1982 yazında Israil'in o görkcmlı ordusu Beyrut kapılarında beklerken, lsrail uçakları Beyrut'u silah teknolojisinin denek taşına çevirnıişkcn lsrail propaganda ciha/ı da kuçucük bir alana kıstırılmış Arafat'dan teslııu olması çağrısını yapıyor ve bı.. "tcrnristlen" dünyayı temizleyeceği vaadinde bıılunuyordıı. Orada, tsrail bonıbardımanı arasında koşe bucak seken, Beyrut belediyesinden başka yere hükmü geçmez görunen önder, eylul ayında Fez Arap Zirvesi'nde Devlet Başkanı protokolü ile ağırlanıyordu. 1982'de kellesini kurtarıp devlet başkanı muamelesi gören Arafat, 1983 sonbaharında Filistinli Yaser Arafat, her büyük ya da çarpıcı önder gibi belli ölçülerde tarihi koşulların yarattığı bir kişilik. 1948 yılında lsrail devleti Filistin topraklarının bir bölümunde kurulup, gerı kalan balı yakası (Batı Şeria) Ürdun egemenliğine geçince yani Filistin denen üç tbrahimî dininin buluşnıası nokıası, kulsal topraklar harıtadan silinince, yerli halk üzerindeki bu dcrın travmayı yaşayanlardan biri de o tarihte İ9 yaşında olan Yaser Aralal'tı. Filistin topraklarının harııadan silinmesi başka bir trajediyi de beraberinde gelirmişti. Filistin halkının yarısı Arap dunyasının değışik koşelerine dağılmış ya da dağıtılmıştı. Artık bu tarihten sonra, Filistin davasını gütmek çoğu kendilerını yapay biçimde olıışturan Batılı sömurgeci devletlerin gündemindeki birbirinden farklı ve derme çatma lejimlerin himmctine kalınıştı. Bir de uluslararası camianın, Birleşmiş Milletler ftrgütü'nün hamiyetine. viz verebilir. Hatta İsraü'in bir devlet olarak yaşama hakkını bile kabul edebilir. Ortadoğu politikasının kaygan zemininde sık sık ittifaklar değiştirebilir. Bazılarının kendisine "davayı sattı"damgasını futursuzca vurabileceği adımlar atabilir. Bütün bunlar, "Filistin kararının bagımsızlığı" ilkesine uyarak alınmışsa, Arafat için mesele yoktur. Filistinliler adına başkası karar alamaz. Filistinliler için kararı, uluslararası forumlarda Filistin halkının biricik meşru temsilcisı FKÖ'nün yetkili organları alıyorsa tamamdır. Silaha sarılarak Filistin sorununu uluslararası gundeme sokan ve belinden Smith Wesson tabancasını, ılzerindcn askeri giysileri eksik etmeyen devrimci Yaser Arafat, son derecc katı bir meşruiyetçidir de. /orlandığı zamanlarda sığındığı "silahlurdan" biri /irve kararlarıdır. Başta, 1974 Kabat Arap zirvesi kararı. Çünkü, tüm Arap ülkclerinin oybirliğiyle Rabat'ta FKÖ"nıın Filistin halkının biricik nıeşrıı temsilcisi oluğu saptanmıştır. Filistin sorununa barışçı pandreu'ya ve birbirine zıt Türk liderlerinin, devlet adamı olarak sempatilerini üzerine çekmeyi o becerdi. Arafat'a " M r . Filistin" dermesi boşuna değildir. Tarihte çok az kişi, ulusunun kaderi ve ismiyle kendi ismini birleştirebilmiştir. YARALI KUŞ Bu niteliği düşmanlarının gözünde kendisini boy hedefi yapmıştır. Onun sahneyi teık etmesiyle doğacak boşluğu doldurmayı ya da o boşluğun dolmamasını isteyen öylesine çok ve güçlu devlet, hükümet ve örgüt vardır ki. Bu yüzden, Yaser Arafat dunyadaki 5 milyar insandan biri gibi yaşayamamaya mahkum edilmiştir. Ne zanıan nerede olacağını, nereyc gideccğini çoğu kez kendisi bile bilmez. Kendi kişisel güvenliğini koruyabilınek için adeta hayvansı bir önse/i geliştırmiştir. Bu özelliği, uluslaıarası medianın gözılnde onu efsanevi bir kişilik haline getirmiştir. Nice suikasıı atlaımış, ölümlc el de, ölüme meydan okuyan bir lidcr. Ülkesinc dönemez. Dost bildiği topraklara ayak bastığında sorunlara yol açan ve kan yeni top mermileri altında Trablusşam'da apartmanların bodrum katlanndaki sığınaklar ile kentin ön savunma cephcsi dış nıuhalleleri arasında nıekik dokuyordu. Onu orada eli silahlı basit bir savaşçıdan ayırt edebilecek hiçbir şey yoktu. FİLtSTİN HA1 K1MN AYNASI Hiçbir uluslararası şahsiyci bu kadar birbirine zıt görüntııler vermemiş olmalıdır. Arafat, ya da Arap dunyasında gunlıık yaşamda kullanılan adıyla Abu Ammar, Filistin halkının bit aynasıdır. Aşireı yapısına dayanan bir toplum olmanın getirdiği çaresı/lik, başkaldırma ıradesinı gosterdiği için dıın yanın en çetin ınucadelelerınden biıının temsilcisi olmanın geıırdıgı görkcm, gıpta cdıl nıeyecek oranda aleyhte ko*:.1ların /oıladığı /ekâ, kıvıaklık ve kuınaz!ık k ndisi çalkantıda bir Arap deni/inin ü/cınvieki ada olmanın yaraitığı olumsıi7İuklar ve I'ılısim'ııı tarihin en haıeketli, en eski ı ıpraklarındaıı bın olmasının oluşturduğu deıınlık \e b Igelik. Hepsi, Filistin halkındadır. Hepsi Ya<.r Arafat'a sinmiştir. Arafat, bunun için kocaman bir bulmacadır. Bunun için çok çelişkili ve çekicidir. 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle