02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ENERJİ 12 G8’lerin ‘Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Sorumlu Liderlik’ bildirgesinden yansıyanlar İklim değişikliği krizini fırsata çevirme arayışı G8’lerin bildirgesinde, sera gazı salımlarının azaltılmasında ticari mekanizmaların rolüne vurgu yapılarak, bu mekanizmalarının diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesine yönelik görüşler ortaya konmaktadır. Ticari mekanizmaların bugüne kadar sera gazı azaltımına ve iklim değişikliğinin önlenmesine yarar sağlamak yerine “karbondioksit” üzerinden yeni bir piyasa oluşyturmaya hizmet ettiğinin açıkça ortaya çıkmasına rağmen G8’ler eğemen söylemi değiştirmemekte ve “piyasa” her zamanki gibi kutsanmaya devam edilmektedir. Nilgün ERCAN Kimya Mühendisi talya, L’Aquila’da 810 Temmuz 2009 tarihleri arasında yapılan zirvede, ABD, Almanya, Fransa, İtalya, Japonya, İngiltere, Rusya Federasyonu ve Kanada’dan oluşan G8 liderleri, AB temsilcisinin de katılımıyla 8 Temmuz’da “Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Sorumlu Liderlik” başlığı altında bir bildirge yayımladılar. Ertesi gün, 9 Temmuz’da da, bu gruba ilave olarak sekiz ülkenin (Avustralya, Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Güney Kore, Meksika ve Güney Afrika) daha katılmasıyla oluşan Büyük Ekonomiler Forumu adına iklim ve enerji konularında bir açıklama daha yapıldı. G8 liderlerinin bildirgesinde, “Ekonomik ve Finansal Kriz”, “Kalkınma ve Afrika” ana başlıklarının yanı sıra, önemli bir bölüm de “Doğal ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ verilmekte, teknolojik gelişmenin ve küresel ölçekte yaygınlaşmasının önemine işaret edilmektedir. Son dönemde yine sıkça dile getirildiği üzere yeşil ve temiz bir ekonomik gelecek inşa edilerek yeni iş olanakları ve ekonomik iyileşme sağlanacağına dikkat çekilmekte ve bu konuda diğer ülkelere de çağrı yapılmaktadır. Yapılmak istenenler konusunda daha doğru bir fikir oluşturabilmek için, genel kabul görecek söylemlerin ve beylik ifadelerin arasında, özellikle dikkat çeken hususların üzerinde durmakta yarar vardır. şu anda da görüldüğü dile getirilmektedir. İklim değişikliğinden en fazla zarar görmesi beklenen ada ülkeleri ile azgelişmiş ülkeler artışın daha düşük seviyelerde tutulması gerektiğini savunmaktadır. ‘Baz yıla’ ABD rötuşu Kyoto Protokolü’nde, emisyon indirimi taahhütleri için baz yıl olarak 1990 yılı alınmış olup ülke envanterlerinde emisyonlara ilişkin tüm karşılaştırmalar buna göre yapılmaktadır. Buna karşılık bildirgenin 65. fıkrasında, G8 ülkelerinin 2050 yılında yüzde 80 veya daha fazla azaltımı hedeflediği belirtilirken, baz yıl olarak “…1990 yılı ve daha yakın yıllara kıyasla” ifadesi yer almaktadır. Baz yıl için getirilen bu esnekliğin ABD’de yasalaştırma çalışmaları devam eden düzenleme ile ilişkili olduğunu düşünmek herhalde yanlış olmayacaktır. Bilindiği üzere, Obama’nın gelişi ile hemen her konuda olduğu gibi sera gazları indirimi konusunda da ABD’nin Bush yönetiminden farklı bir tavır izleyeceği beklentisi yaygındı. Henüz Senato’dan geçip geçmeyeceği belli olmamakla birlikte, haziran ayı sonunda Temsilciler Meclisi’nden geçen ve WaxmanMakey adı ile anılan düzenleme ile ABD, 2020 yılında emisyonlarını 2005 yılı emisyonlarına göre yüzde 17, 2050 yılında ise yüzde 83 oranında düşürmeyi, ayrıca ulusal bir “emisyon üst sınırı ve ticareti” (cap and trade) sistemi kurmayı hedeflemektedir. ABD’deki düzenleme birçok açıdan eleştiri almaktadır. ABD’nin emisyonları 2005 yılında 1990 yılına kıyasla yaklaşık yüzde 16 arttığından 2020 yılında hedeflediği yüzde 17’lik indirim, 1990 yılı emisyonlarına göre çok daha düşük bir ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ Kopenhag sürecinde G8’ler G8’lerin bildirgesindeki değerlendirmeye ve eleştiriye açık hususlar şöyle sıralanabilir: Bildirgede, bu yılın sonunda Kopenhag’ta yapılacak olan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (İDÇS) Taraflar Konferansı’nda gelişmiş ülkelerin güçlü bir katkı koyacakları belirtilmektedir. Bu konuda 2007 yılında yapılan Bali Konferansı’na referans verilirken, konunun “2012 sonrası için küresel ve kapsamlı bir anlaşmanın şekillendirilmesi” şeklinde esnek bırakılması, Kopenhag’da varolan uygulamalardaki boşlukları giderecek ve gecikmeksizin uygulamaya sokulacak bir dizi karar bekleyen azgelişmiş ülkelerde soru işaretleri oluşturmaktadır. G8’ler bildirgede, küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi döneme göre 2 derecelik (ºC) bir eşik değer ile sınırlamayı tüm ülkelerin üzerinde anlaştığı bir konu şeklinde sunmaya çalışmaktadır. Buna karşılık bilim adamları arasında “2 ºC’lik artışın” bir güvenlik sınırı gibi algılanmaması gerektiği, bu açıdan bir kesinlik olmadığı, iklim değişikliğinin etkilerinin ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ İ Kaynakların Sürdürülebilir Kullanımı: İklim değişikliği, Temiz Enerji ve Teknoloji” konusuna ayrılmıştır. Bildirgede, iklim değişikliğinin sadece çevreyi değil, esas olarak varlığımızı ve gelecekteki refahı tehdit ettiği belirtilerek karbon yoğunluğu düşük bir toplumsal yapının gerekliliğine işaret edilmektedir. Aynı zamanda sosyal ve ekonomik kalkınma için enerji temini ve emre amadeliğinde kararlılık ve güvenilirliğin şart olduğu belirtilerek, varolan ya da yeni teknolojilerin inşası ile yenilikçi ekonomi, çevre ve enerji politikalarının oluşturulması için tüm ülkelerde acil ve kararlı bir eylemlilik gerektiğine dikkat çekilmektedir. Bildirgede artık klasik hale gelen “etkin çalışan piyasa, rekabetçi yapılar, kararlı kamu politikaları” gibi vurguların yanında, “enerji verimliliği, temiz teknolojiler ve yenilenebilir enerji alanındaki yatırımların arttırılması” gibi söylem düzeyinde alıştığımız konulara bir kez daha yer ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle