Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 28 MART 2010 / SAYI 1253 Bedava toplu taşıma bir haktır DENİZ ÜLKÜTEKİN tockholm’daki toplu taşıma ücretlerine yapılan zamlara karşı kamuoyu oluşturmak için 2001’de kurulan Planka.nu isimli kampanya yıllar geçtikçe hızla büyüdü. Artık bir lobi hareketi olarak işleyen kampanya üyelerden elde ettiği fonun büyük kısmını toplu taşımacılığın bedava hale gelmesi için harcıyor. Bunun için birçok farklı politik yöntemi bir arada kullanıyorlar. Şehir planlaması, toplu taşımacılık ve bunlara bağlı yaşanan çevre sorunları hakkında raporlar sunmak yaptıklarının bir kısmı. Öte yandan toplu taşımada biletsiz yakalanan üyelerinin cezalarını ödedikleri sigorta fonu, İtalyan otonomlardan kendilerine miras kalmış. Politikacılara karşıysa kamuoyu oluşturmak adına daha klasik yollar tercih ediyorlar. Planka.nu şu anda parlamentodaki tüm partilerden daha geniş bir sosyal medya ağına sahip. Kampanya hakkında daha fazla bilgiyi bize Planka.nu üyelerinden Alexander Berthelsen verdi. Planka.nu organizasyonu nasıl başladı? Planka.nu 2001’de SUF (AnarkoSendikacı Gençlik Federasyonu) tarafından Stockholm’de hızla yükselen toplu taşıma ücretlerine karşı kuruldu. Toplu taşıma işini elinde bulunduran SL isimli şirket, ücretleri 45 Avro’dan 50 Avro’ya çıkardığında SUF fiyatları karşılamakta zorlanan insanlar için PKassan sigorta fonuyla birlikte kampanyayı başlatmaya karar verdi. 2003’te Planka.nu, SUF’tan ayrıldı ve bağımsız bir organizasyon haline geldi. O günden beri Ostergoland, Göteborg, Malmö ve Helsinki’de de faaliyet göstermeye başladı. Bugünlerde sigorta fonu organizasyonun küçük bir kısmı haline geldi. S Sadece arta kalan parayı organizasyonu finanse etmek için kullanıyoruz. Kampanya, bedava taşımacılık için bir lobi hareketine dönüştü. Artık şehir trafiğinin nasıl olması gerektiği hakkında da planlamalar yapıyoruz. Aynı zamanda çevre hareketleri alanında da etkin bir grup haline geldik. “Toplu taşıma bedava olmalı” fikri neye dayanıyor? Bedava toplu taşımacılığı desteklemek için birçok sebep var. En önemlisi servet dağılımı. Bedava, vergilerle finanse edilen toplu taşımacılık sayesinde vatandaşlar, bugün bir işsizin milyonerle aynı parayı ödediği gibi değil imkânına göre ödeme yapabilecek. Ayrıca bedava taşımacılık sayesinde insanlar araçları daha az kullanacaklar. Bu da hem sera gazlarının atmosfere daha az yayılması hem de yeni yollar için para harcamaktan kurtulmak anlamına geliyor. Toplu taşımacılık sırasında biletsiz yakalananların cezasını ödeme sisteminiz nasıl işliyor? PKassan’a üye olmak için ayda 10 Avro ödüyorsunuz ve eğer biletsiz yakalanırsanız biz de 120 Avro’luk cezanızı karşılıyoruz. Stockholm’da aylık bilet 69 Avro tutuyor, üyelerimiz de aylık 59 Avro biriktiriyor, bu birçok insanın aylık ekonomik durumunu kurtarması anlamına geliyor. Kampanya İskandinavya’dan Avrupa’ya yayıldı mı? Bildiğimiz kadarıyla, en azından geniş çapta bizim yöntemlerimizi kullanan bir kampanya yok. Ancak bedava toplu taşımacılık hareketi tüm dünyada varolan bir şey. Brezilya, Yeni Zelanda ve İngiltere’deki hareketlerle bağlantılarımız var. Diğerleri içinse bir internet portalı yürütüyoruz. Birkaç aydır İstanbul’da da toplu taşımacılıkla ilgili protesto gösterileri sıkça yapılıyor. Buradan sizle temasa geçen oldu mu? Malesef şu ana kadar İstanbul’dan bizimle temasa geçen olmadı. Umarım önümüzdeki Avrupa Sosyal Forumu bu durumu değiştirir. G www.freepublictransports.com www.planka.nu Toplu taşıma zamlarına karşı yapılan protestolar Türkiye’de de hızla artıyor. İsveç’teki Planka.nu ise bu eylemi daha örgütlü hale getirmiş. 2001’de biletsiz yakalanan üyelerinin cezalarını ödeyerek başlayan kampanya artık bedava toplu taşımacılık için bir lobi faaliyeti haline gelmiş. Organizasyon bunu vatandaşların temel hakkı olarak görüyor. Çek arabanı! Yaya Derneği, kaldırımları işgal ederek yayaların haklarını gasp eden arabalara karşı kampanya başlattı. SİNEM DÖNMEZ u aralar kaldırıma park etmiş arabaların üzerinde “çek arabanı” yazan bir kâğıt görürseniz şaşırmayın. Bu kâğıtlar şehrin asıl sahipleri yayaların haklarını bir şekilde gasp eden arabaları uyarmak için kullanılıyor. Kâğıtların bir yüzünde çek arabanı bir yüzünde “Sayın sürücü, yolları sokakları elimden aldın. Tüm şehir zaten senin. Hakkıma saygı göster. Lütfen arabanı çek! Burası benim” yazıyor. İmza: “Bir yaya.” 2008’de kurulan Yaya Derneği’nin protesto amaçlı başlattığı “Çek Arabanı” kampanyası, derneğin en büyük hedefi olan yayalara haklarını hatırlatmak için. Dernekten Barış Andırınlı’yla Türkiye’de yaya haklarını ve algısını konuştuk. Yurtdışında bu tip derneklerin 1930’larda kurulmuş olmasına karşın kendilerinden önce Türkiye’de yaya haklarına odaklanmış bir oluşum olmaması şaşırtmış aslında onları. “Türkiye’deki kalabalığa, trafiğe baksanız burada yıllardır var sanırsınız. Aksine yaya haklarını koruyan, yürümeyi özendirici, yürümenin önündeki engelleri kaldırmak için çalışan bir dernek yok” diyor. B Avrupa Parlamentosu’nun kabul ettiği yaya hakları bildirgesinde yayaların hakları kesin bir şekilde belirleniyor. Bildirgenin ilk dikkat çektiği nokta şehirlerin yayalara göre planlanması gerektiği. Diğerleri ise bilinen ancak uygulanmayan kurallar. Kaldırımların, yaya geçitlerinin yayalara ait oluşu, motorlu taşıtların şehir trafiğine girişlerinin kısıtlanması, toplu taşıma trafiğinin artmasının gerekliliği gibi. Andırınlı bildirgenin, üst geçitleri yayaları şehirden soyutlamak saydığı için üst geçitlere dahi karşı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Biz ise üst geçitlere dua edecek haldeyiz. Otopark yapılınca seviniyoruz arabalar kaldırımlara park etmeyecek diye ama bir süre sonra hiçbir şey olmamış gibi oluyor. Çünkü şehre arabaları çekmiş oluyorsunuz bu şekilde. Londra’da şehir merkezine giren arabalardan belli bir ücret tahsil ediliyor. Bizde ise hâlâ arabalara bağımlılık var.” Andırınlı, Türkiye’de önce yaya hakları bilincinin sağlanması gerektiğine dikkat çekiyor en çok. “Bu işlere başlamadan önce bu kadar büyük bir dönüşüm gerektiğini bilmiyorduk. Marjinal derneklerle aynı kefeye konduk bir anda. Biz yürümenin insanlık, çevre için faydalı olduğuna dikkat çekiyoruz. Sürdürülebilirlik kavramı artık tüm dünyanın önemsediği bir şey. Yürümek kadar dünyaya faydalı bir şey yok. Fosil yakıt harcamıyorsunuz, çevreyi kirletmiyorsunuz. Üstelik toplum sağlığı için çok önemli yürümek.” Çek Arabanı kampanyasının öncelikle bilinç oluşturmak için çalıştığını hatırlatan Andırınlı, asıl eylemin yine yayalardan beklendiğini söylüyor. Kabalcı’da kasanın yanından, www.cekarabani.org sitesinden de temin edilebiliyor ilanlar. Tabii aklınıza daha yaratıcı bir fikir gelirse de uygulayabilirsiniz. G C M Y B C MY B