Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 YEMEK 16 AĞUSTOS 2009 / SAYI 1221 MURAT SAYIN Huzurlu telaş... AYLİN ÖNEY TAN R amazan ayı yemek açısından en bereketli, en hareketli, en renkli, en lezzetli aydır. Pek çok malın iyisi Ramazan döneminde piyasaya sürülür. Lezzet severler en âlâ iftariyelikleri almak için çarşı pazar dolaşır durur, gerekirse en iyi zeytin, en iyi pastırma, en iyi kaşar, en iyi kaymak peşinde kentin öbür ucuna gitmeyi göze alır. Öyle ki çarşı pazarın kalabalığına bakınca zaman zaman “Ramazan bahane, millet keyif peşinde” diye düşünmek mümkündür. Ramazan döneminde hem sokak hem ev hayatı hareketlenir. Sokaklar, Ramazan zamanı bambaşka bir telaşa bürünür. Evler, konu komşu misafir derken yol geçen hanına dönüşür. Oysa sokak ve ev kentin birbirine zıt iki öğesidir. Sokak, telaşın ve kalabalığın mekânıdır, herkesin hayatının kesiştiği dev bir arena gibidir. Ev ise kişiseldir, aileye aittir, mahremiyeti ile sokak hayatına karşıt bir konumu vardır. Ev hayatı sokağın telaşına tezat bir sükunet içerir. Ramazan boyunca birbirine zıt olan sokak ve ev yaşantısı yakınlaşır, adeta tek bir bütün haline gelir. Gün boyunca evdeki telaş sokaktakinden farksızdır. İftara hazırlık sokak ve ev arasındaki trafiği hızlandırır. İftar vakti sokak hayatı birden dinginleşir, bütün sokak adeta tek bir ev haline gelir. Koşuşturmanın ve telaşın yerini huzurlu bir dinginlik alır. Ramazanın bu huzurlu telaşı geçen günlerde ekrana yansıdı. İstanbul lezzetleri hakkında yabancı bir belgesel sessiz sedasız National Geographic kanalında yayınlandı. “Damak Tadı Olanların Dünya Rehberi” adlı dizi programın İstanbul lezzetlerine ayrılan bölümü “İstanbul’da Ramazan” üzerineydi. Sessiz sedasız yayınlandı derken programın danışmanı ve koordinatörü olan Hülya Ekşigil’in bile programın yayınlanacağından haberi yoktu. Çekimleri geçen yıl Ramazan ayında yapılan belgesel sadece yemek kültürü açısından değil İstanbul’un tanıtımı bakımından da son derece önemli. İstanbul’un Ramazan telaşını ve eşsiz Ramazan lezzetlerini hakkını vererek yansıtan ve sıradışı bir kurgusu olan belgeselin yapımcısı Tom Vitale, yönetmeni ve kameramanı ödüllü film editörü Rob Tate. National Geographic için hazırlanan dizi belgesel, iki yıl üst üste Amerika’daki “En İyi Yemek Dizisi” dalında “James Beard” ödülünü aldı ve yönetmen Rob Tate bu sayede iki kez üst üste Emmy ödülüne aday gösterildi. Aynı ekip yemek meraklılarının dikkatle izlediği “Anthony Bourdain: No Reservations” dizisini de kotarmış. Böylesine usta bir yönetmenin gazeteciyemek yazarı Hülya Ekşigil gibi usta bir yerel danışmanı da olunca ortaya mükemmel bir İstanbul portresi çıkmış. Belgeselde Ramazan lezzetleri arasında pastırma, pide, güllaç, lokum, Türk kahvesi anlatılıyor, çarşıda Ramazan alışverişi yapılıyor, evde iftar sofrası kuruluyor. Çekime katkıda bulunanlar arasında yemek yazarları dünyasından pek çok tanıdık isim var. Birbirinden lezzetli yemekleri pişiren, dolmaları dolduran Sevim Gökyıldız, zarafet timsali evini ve mutfağını çekim için açan Deniz Alphan, baş misafir konumunda hoş sohbetiyle Muhtar Katırcıoğlu emek verenler arasında. Filmci Haşmet Topaloğlu Çengelköy’deki Has Ekmek Fırını’nda pide yapımını anlatırken yemekçi yanını ortaya koyuyor, mayalandırmayı yavaşlatmak için hamura buz katarak yoğurmanın sırrını açıklıyor. Naçizane bendeniz Saffet Abdullah güllaç imalathanesinde üretici Arseven ailesi rehberliğinde güllaç yapımının inceliklerini keşfediyorum. Dün gibi hatırladığım çekimde güllaç yapraklarının güzelliğine vurulmuş ve yaprakları ay ışığından melek kanatlarına varan şairane benzetmelere konu etmiştim. Hülya Ekşigil gece yarısı Kadıköy’deki Cafer Erol’un üst katında lokum yapımını izlerken Safranbolu kökenli ailesinden öğrendiği hindistancevizine bulanmış lokuma “Kürklü Lokum” dendiğini hatırlıyor. Ramazan alışverişi Mısır Çarşısı’nda devam ediyor, Namlı’da pastırma, Malatya Pazarı’nda baharat alınıyor, kurukahveci Mehmet Efendi’de kahve kuyruğunda son buluyor. Tüm bu lezzetler iftar sofrasında buluşuyor, üstüne bol köpüklü bir Türk kahvesi içiliyor. İftar sonrası diş kirası bile unutulmamış, misafirler kıpkırmızı şık paketli çam sakızı çoban armağanı hediyelerini alıyor. Ramazan telaşına yakışan koşuşturmalı hızlı bir tempo tutturan belgesel ilk andan son saniyeye kadar izleyiciyi eşsiz bir İstanbul lezzet yolculuğuna çıkarıyor. G aylinoneytan@yahoo.com muratsayin2005@gmail.com BİRİLERİ / RİFAT MUTLU Patlıcanlı pastırmalı tirit Nevin Halıcı’nın “Konya Yemekleri” kitabındaki Patlıcanlı Tirit tarifi yaz aylarına denk gelen Ramazan için ideal bir tarif. Bir gün öncenin bayat pideleriyle yapabileceğiniz tarifi sizin için biraz değiştirdim ve kıyma yerine Ramazan hatırına pastırma kullandım. Dilerseniz 250 gr. kavrulmuş kıyma ile de yapabilirsiniz. 4 yemek kaşığı tereyağ, 4 adet soğan, 6 adet patlıcan, 6 adet sivri biber, 3 domates, 12 dilim pastırma, tuz, karabiber, 2 su bardağı su, 1 demet maydanoz, 2 Ramazan pidesi Soğanları halka halka doğrayın ve yağda hafif renk alıncaya kadar çevirin. Küp küp zar gibi doğranmış patlıcanları ekleyin ve iyice kavurun. En son ince doğradığınız sivri biberleri ve pastırmayı ekleyin. Kabuğunu soyarak zar gibi doğradığınız domatesleri ve suyu da koyun, tuzunu biberini ayarlayın. Karışımı, biraz suyunu çekecek kadar 2025 dakika gibi pişirin. Karışım pideleri ıslatabilecek kadar sulu yemek kıvamında olmalı ama tadını alacak kadar da kendini çekmelidir. Doğradığınız pideleri servis tabağına bir kat halinde yerleştirin. Soslu patlıcanı sıcak sıcak üstüne dökün. Üzerine bol ince kıyılmış maydanoz serperek servis yapın. G (rifatmutlu@gmail.com) DEKORASYON MEKÂN Duvar kâğıtları geri döndü... ŞİRİN GÜVEN H atırlar mısınız bilmem... Eskiden evlerin duvarları duvar kâğıtlarıyla kaplanırdı. Zamanla eskirdi, kenarları kalkardı biraz ama yine de iyiydi. Bir havası vardı çünkü... Sonra birden bizim duvar kâğıtları tarihe karıştı. Yerlerini “boya”lar aldı. Zamanla çeşit çeşit boyalar çıktı tabii. Plastik, latex, akrilik ve termoplastik gibi... Şimdi mi? Zaman tekrar duvar kâğıdı zamanı... Çünkü artık duvar kâğıtları yeniden revaçta. Üstelik de gelişerek, çeşitlenerek gelmişler bu kez. Hem rengârenkler, hem de çeşit çeşit desendeler... Evinin boya badanasını yenilemek, duvarlarını değiştirmek isteyenler, duvar kâğıtlarını unutmayın. İnanılmaz güzel desenlerle ve oldukça değişik çeşitlerle eviniz bambaşka bir havaya bürünebilir çünkü. Hem de eskileri hatırlatan hoş bir his de vereceklerdir evinize. Biraz nostaljik bir hava... Peki, nereden bulacaksınız duvar kâğıtlarını? Neye göre seçim yapacaksınız? Öncelikle şunu söylemeliyim. Artık birçok yer ve marka duvar kâğıdı satıyor. Size birkaç tane örnek... Etiler’deki SK Concept mağazası envai çeşit ithal duvar kâğıdını bünyesinde barındırıyor. Yani Charles Graser Daughters, Cosmos, Decowall, Erismann, Ferrari, Graham & Brown, Home Interiors, Hookedonwalls, Lutece, Muresco, Scandatex, Sunrise, Texdecor, Vescom ve York gibi pek çok iyi markanın ürünlerini bulmanız mümkün. Duvar kâğıdı çeşitleri de çok. Kâğıt, kumaş, vinil, keçe, hasır, ahşap, metal, kadife tabanlı duvar kâğıtları mevcut. Ayrıca taş duvar kaplamaları, akustik, boyanabilir, Swarovski taşlı, kabartmalı, altın işlemeli, dijital resim baskılı duvar kâğıtları da var. Yani şık ve ağır bir salon yapmak isteyenler bir Swarovski taşlı ya da altın işlemeli bir duvar kâğıdı seçerek boyanın yaratamayacağı bir hava yakalayabilirler. Çocuk odaları için de özel hijyenik ve toz tutmayan duvar kâğıtları var. Kısaca çeşit çok duvar kâğıtlarında... Değişik duvar kâğıdı modellerinin (üst sağ) yanı sıra çocuklar için de seçenekler var. Hazır çeşit demişken biraz da modeller ve desenler üzerinde duralım. Envai çeşit düz rengin dışında tasarım harikası modeller de var. Salonunuza klasik, hatta antika havası verecek desenler Homteks, Lot, Yütaş, Özen, Erdem Home ve Kare Dekor gibi firmalarda mevcut. Ya da çok daha modern, hatta fütüristik bir ev yapmak istiyorum diyenlere uygun seçenekler de çok. Değişik geometrik desenli duvar kâğıtları evinizi modern gösterecektir mesela. İlginç duvar kâğıtlarının sayısı da oldukça artmış. Bir odanız neden seksi kadın dudaklarıyla kaplı olmasın ki mesela? Çocuk ve genç odaları da unutulmamış tabii. Çizgi film karakterlerinden, sevimli hayvanlara kadar rengârenk ve çok şirin seçenekler var. Bu arada bir duvarınızı tümden tablo haline getirmek ister miydiniz? O da mümkün. Resimli duvar kâğıtlarıyla bir duvarınızı baştan aşağıya bir resim haline getirebilirsiniz. Böylece eviniz bir sanat eserine dönecektir. Hatta üç boyutlu duvar kâğıtları bile var artık. Duvarlarınızı 3 boyutlu görmek evinize çok başka bir hava katacaktır. Bu arada “Tüm odayı aynı desen istemiyorum. Sadece bir bölgesinde değişik bir desen olsun” diyenler de vardır elbette. Onların yardımına da “duvar sticker”ları koşuyor. Marshall, İkea ve Koçtaş gibi yerlerde satılan bu sticker’larla evinizin bir köşesine farklı bir hava verebilirsiniz. G CafeKrepen’de bahçe keyfi... B eyoğlu’nda İstanbullu lezzet takipçilerini ağırlayan CafeKrepen, yazın sıcağında çiçeklerle süslenmiş terasıyla müşterilerine serin bir ortam sunuyor. Günün her saatinde bunalmadan oturacağınız farklı bir serinletme sistemine sahip. İstanbul’un kalabalığını ve stresini unutturan CafeKrepen’de, konuklara iki usta aşçının mutfağından lezzetler sunuluyor. Restoran ve bar olarak hizmet vermesinin yanı sıra 250 kişilik terasında konukların özel gün ve geceleri için de alternatif bir mekân olma özelliğine sahip CafeKrepen, fark yaratan mönüsü ve konseptiyle konuklarına deneyimler yaşatıyor. Kendine has kahve, çay ve tatlı seçenekleriyle de dikkati çeken CafeKrepen’de otuz çeşit kahve bulunuyor. CafeKrepen’de günlük gazeteleri, haftalık ve aylık dergileri rahatlıkla okuyup bedava bir kültür turuna da çıkabilirsiniz. Lig maçlarını da dev ekrandan izleme şansınız var; ama rezervasyon şart. Mekan 10.00 24.00 saatleri arasında hizmet veriyor. G Tel: 0212 244 93 49 C M Y B C MY B