Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 ARALIK 2009 / SAYI 1238 5 PAZAR SÖYLEŞİLERİ TARİHTE BU HAFTA 13 Aralık 1914: Çanakkale Boğazı’na girmek isteyen gemilere karşı sabit batarya olarak bulunan Mesudiye Zırhlısı, saat 11.58’de mürettebatın öğle yemeği yediği sırada N. Holbrook komutasındaki B11 İngiliz Denizaltısı tarafından batırıldı. Mesudiye Zırhlısı, 187778 OsmanlıRus, 1897 OsmanlıYunan, 1912 Balkan savaşlarında önemli rol oynadı. 1959: III. Makarios, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’na seçildi. Türk toplumu lideri Fazıl Küçük yardımcısı oldu. 14 Aralık 1911: Norveçli Roald Amundsen (sağda) ve dört arkadaşı ilk kez Güney Kutup noktasına ulaştı. 1960: İstanbul Boğazı’nda Yunan Bandıralı World Harmony tankeriyle petrol yüklü Yugoslav Bandıralı Petar Zoraniç tankeri çarpıştı. Çıkan yangının birkaç gün sürmesi paniğe yol açtı. 1977: Sinemaya oyunculukla başlayan Tunç Okan’ın ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturduğu “Otobüs” filmi Avrupa’da 6 ödül aldıktan sonra Türkiye’de gösterime girdi. 16 Aralık 1956: Tanzimat Dönemi’nin en önemli isimlerinden Recaizade Mahmut Ekrem’in oğlu olan ünlü gazeteciyazar Ercüment Ekrem Talu öldü. Erik Stinus’u yitirdik ATAOL BEHRAMOĞLU animarkalı şair Erik Stinus’u 13 Kasım’da yitirdik. Ölüm haberini, yine Danimarkalı şair, Niels Hav’ın iletisiyle öğrendim. 1934 doğumlu Stinus demek ki 75 yaşında imiş. Şairlerin yaşı var mıdır? Soruyu belki şöyle de sorabiliriz: Şairin yaşı acaba şiirinin yaşıyla eşdeğerde midir? Erik Stinus’un şiiri kaç yaşında idi, kaç yaşındadır?.. Şiirleri arasında bir gezinti bize bu sorunun yanıtını verebilecektir. Fakat önce Erik Stinus hakkında bilgilerimizi tazeleyelim. Köy kökenli bir öğretmen çocuğu. Babası ve annesi hem devrimci hem sanatçı kişilikler. Çocukluğu böyle bir aile ve dost çevresinde geçmiş. Yine çocukluğunda, Nazilerin Danimarka’yı işgalinde yaşanan acılara tanık olmuş. Bu gözlem ve yaşantıların da etkisiyle, sonraki yıllarda o da sol görüşleri benimsemiş. Stinus 1951’de Berlin’de bir toplantıda, sahnede şiirlerini okuyan Nâzım Hikmet’i dinlemiş. Henüz ergenlik çağındaki şair sonraki yıllarda büyük Türk şairini Dancaya çevireceğini, dahası, onun adına konulmuş uluslararası ödülün 2009 Nisan’ında kendisine verileceğini o sırada bilemezdi. Erik Stinus kişiliğiyle de şiiiriyle de uluslararası Nâzım Hikmet ödülüyle onurlandırılmayı fazlasıyla hak etmiştir. Dilimize çevrilmiş şiirleri üç kitapta toplandı. İlki, “Şiirler” adını taşıyan seçki, Adil ErdemZerrin Taşpınar Şahin çevirisiyle 1989’da Toplum Kitabevi’nce yayımlanmış. Kitapta Adil Erdem’in şairle Kopenhag’daki evinde yaptığı bir söyleşi de yer alıyor. TürkiyeDanimarka arasında bir kültür köprüsü oluşturan Murat Alpar’ın Stinus çevirileri “Yaşamı Diriltmek İçindir Şarkılarım” başlığıyla 1995’te Yordam Kitapları arasında yayımlanmış. (Özyaşamöyküsü bu kitapta.) Üçüncü seçki, “Kışın Bir Ağacın Binde Biri” başlığını taşıyor. (Kemal ÖzerGülşah Özer çevirisi, Toroslu Yayınları.) D 17 Aralık 1903: Amerikalı Wright kardeşler (üstte) ilk motorlu uçakla uçtu. 12 saniye havada kalan uçak sadece 40 metre uzaklığa gidebildi. 1926: Uşak Şeker Fabrikası açıldı. 1934: Hikâye, roman ve inceleme yazılarıyla ünlü, yazar Demirtaş Ceyhun dünyaya geldi. 18 Aralık 1969: Yavuz Zırhlısı (Goeben) sökülmek üzere 19 milyon liraya Makine Kimya Endüstrisi’ne satıldı. Türkiye tarihinde önemli bir yere sahip olan Yavuz Zırhlısı’nın silahları ve teknik parçaları ayrıldıktan sonra hurdaya çıkarılarak İtalyanlara jilet yapılmak üzere satıldı. 1988: Ünlü sosyolog Niyazi Berkes hayata veda etti. 2002: Dr. Necip Hablemitoğlu evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Ankara Üniversitesi’nde Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi dersi veren Hablemitoğlu “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” adlı kitabıyla şimşekleri üzerine çekmişti. Birçok tehdit telefonu aldığı bilinen Hablemitoğlu, öldürülmeden önce daha sonraları “Köstebek” ismiyle çıkacak olan Fethullah Gülen’in faaliyetlerini raporlarla deşifre eden kitabını yazmaktaydı. 15 Aralık 1939: Sinema tarihinin unutulmaz filmlerinden “Rüzgâr Gibi Geçti” Amerika’nın Atlanta şehrinde gösterime girdi. 1944: Ünlü Amerikalı caz sanatçısı Glenn Miller (sağda) Londra’dan Paris’e geçerken uçağının Manş Denizi’ne düşmesi sonucu hayatını kaybetti. 1972: İstanbul Defterdarlığı binası yandı. 1989: 300’e yakın filmde rol alan ünlü oyuncu Ali Şen hayata gözlerini yumdu. 19 Aralık 1961: Hindistan batı sahilindeki Portekiz sömürgesi olan Goa’yı (üstte sağda) kendi topraklarına kattı. 1972: Vatan gazetesinin kurucusu gazeteciyazar Ahmet Emin Yalman hayata veda etti. Hazırlayan: ALİ SELİM EMEÇ Stinus’un Dancaya kazandırdığı bir şairimiz de Kemal Özer. Nitekim, hastalığı nedeniyle katılamadığı ödül törenindeki konuşmalardan birini de Kemal Özer yapmıştı. Şiiri anlayışları, dünya görüşleri benzeşen ve hemen hemen yaşıt (K.Özer, d. 1935) bu iki çok değerli şairin, yaşamdan aynı yıl içinde, neredeyse birbiri ardına ayrılmaları, acı ve çok ilginç bir benzerlik. Konuşmasında Kemal Özer, Stinus’un şiirinde lirizm ve anlatımcı söylemin öne çıktığını belirtirken, bunun zekâ ve bilgi süzgecinden geçirilmiş bir lirizm olduğunu; anlatımcı söylemin ise, yaşantılarla yetinmeyip bu yaşantıların bir ayrıntı zenginliği içinde yeniden kurgulanmasıyla oluşturulduğunu belirtiyordu. Stinus gerçekten de, aynı zamanda hem duygu, hem akıl, hem ödev, hem bir serüven adamı... Özyaşamöyküsünde kendi anlatımlarıyla liseyi bitirir bitirmez denize açılmış, Pakistan’ı, Hindistan’ı, Sri Lanka’yı, Birmanya’yı görmüş. Eşi, Hindistanlı şair Sara Mathai ile de 1957’de Hindistan’da tanışıp evlenmişler. Stinus çifti Tanzanya’da üç yıl “kalkınma gönüllüsü” olarak çalışmış. Bu sevgili insanlarla Kopenhag ve İstanbul’daki karşılaşmalarımız, Kopenhag’daki mütevazı sanatçı evlerine ziyaretim unutulamayacak anılarım arasındadır. Yazıya şairin ve şiirin yaşı var mıdır sorusuyla başladım. Stinus’un şiiiri her şeyden önce insancadır. Bunlar arasında “Kaptan” adını taşıyanı beni neredeyse bir “klostrofobi” duygusuyla daralttı: “Söyleyebildiğimce açık / söylüyorum işte: hiçbir şey yok / görünürde. Gözlerim / bu dürbünün içinde / boncuklar gibi yuvarlanmakta. / Aya bile varmadık daha, / en yakın yıldızlarsa / Allah bilir ne uzakta...” İnsanın evrendeki yalnızlığı ve insanlığımızın henüz en başlarında oluşumuz bundan daha açık nasıl anlatılabilir? Öyleyse bir önceki sorumu şöyle yanıtlayabilirim: Yazgısını insanlığın yazgısıyla birleştiren şairin ve şiirinin yaşı, insanlığın yaşına eşittir. Erik Stinus bu tür şairlerdendi. G ataolb@cumhuriyet.com.tr C M Y B C MY B