02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

RECEP KAVAKÇI (Sobacı) Eminönü’nde on yıldır soba satıyorum. Bu yıl doğalgazı bırakıp kömürle ısınmak için soba alanlar oluyor. Geçen sene doğalgazın aylık faturası 180200 geliyordu, bu sene zamlardan sonra gelecek rakam 300 olur, bir ton kömür 600 YTL, 100 YTL’ye de bir soba alırım, onla kışı çıkarırım diyorlar. Şimdiye kadar böyle söyleyen 15 kişi gelmiştir. Bu daha başlangıç, soğuklar başlayınca yoğun talep bekliyoruz. Sobaların fiyatları 100500 YTL. Kayseri’den, Bursa’dan geliyor sobalar, geçen yılıyla aynı fiyata satıyoruz. Biz de sobayla ısınıyoruz. Kriz henüz eve çok girmedi, ancak eskisi gibi borç yapmamaya, kredi kartı kullanmamaya çalışıyoruz. Fotoğraflar: Vedat Arık / Uğur Demir ABDURRAHMAN ERBİLEK (Esnaf) ATILGAN SÖKMEN (İşadamı) Krom ihracatı yapıyoruz, baş alıcımız Çin’di ancak 1.5 aydır Türkiye’den krom çıkmıyor. Son krom gemisini eylülde yükledik. Şu an pek çok üretici gibi stoklarımızla bekliyoruz. Türkiye’nin geçen yıl 1 milyar 250 milyon dolarlık ihracatı oldu, bu sene bunu aşması bekleniyordu ama ya aynı ya da daha altında kalacak. Seneye yüzde 10 ya da 30 azalacak. Insanlar ne olacağını bilmediklerinden ödemelerini geciktiriyor, bu da zincirleme etki gösteriyor, iş yapacak insanları bağlıyor. Bankalar zor kredi veriyor, önceden verdiklerini de alıp alamayacaklarını anlamak için şirketlere istihbarat elemanları yolluyor. Kimi maden işletmesi tamamen kapattı, bizse son derece dramatik, küçülmeye gidiyoruz. 250 kişiydik, ancak yüzde 5060 küçüldük. Bankalarla sorun yaşamıyoruz, açık pozisyonumuz yok, bazı fonlar ayırmıştık, onlarla borçları dengeleyip piyasanın açılmasını bekliyoruz. Demir cevheri de üretiyoruz. Orada da durum aynı. Hem fiyatlar çok düştü, hem piyasa beklenti içine girdi, satış olmuyor. Nikel 44 bin dolardı, şimdi 12 bin dolar. Bakır 8 binden, 3 bin 500 dolara düştü. Demir çelik devi Arcelor Mittal bile yüzde 30 üretim azaltacağını ilan etti. Bir milyar ton üretimi olan bu firmanın yüzde 30 azaltması demek on Türkiye üretimi demek... Türkiye’de alıştığımız yüzde 14’lük büyüme bu sene 9’a durdurduğunuzda hiçbirşey yapamazsınız, büyümenin yolları bulunmalı. İstanbul Maden ve İhracatcıları Birliği olarak; akaryakıt ve elektrik fiyatları içindeki ÖTV ve KDV’nin kaldırılması veya indirilmesi, mevcut ve doğacak SSK prim ve diğer vergilerin faizsiz olarak bir yıl ertelenmesi, Eximbank kredisi kullanan ihracatçıların kredilerinin 3 ay ertelenmesi, uygun kredi imkânlarının sağlanması, bölgesel teşviklerin acilen tüm madencilik sektörüne uygulanması gibi önlemler alınmasını başbakanlığa önerdik. Reel sektörün dışarıya borcu çok, devletin yok diyorlar. Ekonominin yüzde 85’i özel sektöre dayanıyor, üretim yapan, istihdamı sağlayan özel sektör, yani hükümet bizim derdimiz değil diyemez. Madencilik yerinde üretimi sağladığından işletmelerinin kapanması, göçü de başlatacak. Mesela biz Bursa’da üretim yapıyoruz, maden ocaklarında köylüler çalışıyordu, kapanırsak onlar ne olacak? Gelecekle ilgili kimse bir şey söyleyemiyor. Geçen dünya çapında bir firmanın Amerikalı yetkilisiyle toplantı yapıyorduk, diğer şirketlerden gelen bir mesaj okudu; “İyi haber, her şey durdu”. Iyi haber bu yani... Obama’nın seçilmesi nasıl bir etki yapacak, sanayicilerle ilişkisinde direnişle mi karşılaşacak yoksa yardım mı alacak, bu önemli. Çin, serbest pazar ekonomisi gibi batan batsın şeklinde mi davranacak, büyümeyi devam mı ettirecek? Belki Hindistan bir kontrol gücü olabilir, daha az etkilendi. Bütün bunlar krizde etkili olacaktır. Beş bin dükkânın olduğu Perpa Ticaret Merkezi’nde, hırdavatla, el aletleriyle ilgili hem atölyelere hem otomotiv, beyaz eşya gibi ürünlerin üreticilerine malzeme satıyoruz. Krizden beri alıcılarımızın yüzde 90’ı azaldı, siparişlerde de düşüş yaşandı, yaşanıyor. İşlerimiz bir anda, bir makasla kesildi, bu makasın arasında ezilmemek için harcamalarımızı kıstık. İhtiyaçları öncelik sırasına dizip, ona göre hareket ediyoruz. Acil olanlar bile beklemede, mesela kızımızın yatağının değişmesi gerekiyor, erteliyoruz. Binada doğalgaza geçecektik, zamlardan dolayı vazgeçtik. Piyasa karamsarlaşınca, hava biraz puslanınca çakallar ve kurtlar ortaya çıkıyor. Daha emin adımlar atabilmek adına vadeli ödeme ile verdiğimiz mamülleri artık peşin satıyoruz. Bu da satışları azaltıyor... Geleceğe umutla bakmak istiyoruz, ancak piyasalardaki dalgalanmalar düşüncelerimizi de dalgalandırıyor. Amerika’daki patlamanın etkisi Türkiye’de en iyi altı, en kötü dokuz ayda hissedildiğinden şimdiden gelecek için bir şey söylemek zor. Yine de şimdiye kadar Eskişehir’de Vestel, Arçelik gibi büyük firmalara iş yapan üç, Manisa’da dört fabrika kapandı. düştü, seneye sekiz olacakmış, bu çapta bir ekonominin bu tarz küçülmesinin etkileri çok fazla olacak. Yansıtılmıyor, ama bence Türkiye gözüktüğünden daha kötü durumda. Dolaylı vergilere çok bağlı bir ülkeyiz ve üretim yavaşladığından devlet bütçesi de açık verecektir. Bazı önlemlerde geç kalınıyor. Türkiye’de büyümeyi DERGİDEN N e din, ne ideoloji, ne hayat bilgisi… İktidarlar insanın içindeki faşisti yatıştıracağı yerde onu beslemeye, güçlendirmeye çalışıyor. Çünkü iktidar ancak böyle kurulup, korunuyor. Başbakan DTP’ye yönelik saldırılarda pompalı tüfek kullanan biri için “Vatandaşlarıma özellikle sabır tavsiye ediyorum. Fakat tabii bu sabır nereye kadar olacak. Bunun da endişesi içerisindeyim. Eğer siz vatandaşın mağazasının camlarını indirirseniz, vatandaşın hayatına kast ederseniz, hayatına kast ettiğiniz vatandaş kalkıp da eğer elinde böyle bir tedbiri böyle bir imkânı varsa, o da kendini savunma yoluna gidecektir” dediğinde, bu o vatandaşa “İçindeki saldırganı, faşisti büyüt” anlamına gelmez mi? Ya da Savunma Bakanı Vecdi Gönül “Bugün eğer Ege’de Rumlar ve Türkiye’nin pek çok yerinde Ermeniler devam etseydi, bugün acaba aynı milli devlet olabilir miydi? Bu mübadelenin ne kadar önemli olduğunu size hangi kelimelerle anlatsam bilmiyorum ama eski dengelere bakarsanız, bunun önemi çok açık ortaya çıkacaktır. Bugün dahi Güneydoğu’da verilen mücadelede bu nation building’de kendilerini mağdur sayanların katkısını, özellikle tehcir sebebiyle mağdur sayanların katkısını reddedemeyiz. O halde Türkiye’nin gerçekten çağdaş, medeni ve aydınlanmış insanların ülkesi olabilmesinde Cumhuriyet’in başlangıcındaki prensipler çok önemliydi” dediğinde bu Hrant Dink’in katillerinin yargılanmasındaki hukuksal ihmalleri meşrulaştırmaz mı? Bu iki cümle faşizmin ve şiddetin yayılıp güçlenmesini kolaylaştırmaz mı? Kolaylaştırır elbette. Başbakan’dan ya da Savunma Bakanı’ndan aldığı onayla kişinin durduğu yer her neresiyse, kendisine göre kim “öteki”yse ona saldırması meşrulaşır. Ankara 10 Kasım’da bu meşrulaştırmaya tanık oldu işte. Etlik’te transseksüel Dilek İnce pompalı tüfekle öldürüldü. İnce sessiz bir mağduru oynamaktansa hak arayışına girmiş, Eryaman’da iki yıl önce yaşanan travesti ve transseksüellere yönelik saldırılara karşı dava açmış, hem şikâyetçi hem de tanık olmuştu. Saldırganlar aylarla ölçülen hapis cezalarına çarptırılmış, sonra da salıverilmişti. Ne İnce’nin öldürülmesi sıradan bir cinayet ne de kullanılan silah. İnce’yi öldüren pompalı tüfekte kullanılmasını meşrulaştıranların da parmak izleri var. İskenderun’da kız doğduğu için kaburgaları kırılarak öldürülen dört aylık Hatice’nin bedeni de aynı parmak izlerini taşıyor. Kadınlara yönelik ayrımcılıkta 120 ülke arasında neredeyse sonuncuysanız, kadınlara yönelik tecavüz ve cinsel taciz suçlarının cezasında indirim peşindeyseniz, erkek egemenliğini kutsuyorsanız anne ve babalara kız çocuklarını öldürme hakkını da tanıyorsunuz demektir… Bu, katil biraz da sizsiniz demektir, içteki o faşisti büyüttüğünüz için… İyi haftalar... Berat Günçıkan ([email protected]) Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı / Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Dilşad Özkaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri/Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul * Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergicumhuriyet.com.tr C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle