21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

27 AĞUSTOS 2006 / SAYI 1066 3 EDİTÖR’DEN Lübnan sınırında durup bir İsrail karakoluna taş atması "entelektüel"in sırça köşkünü paramparça etti. Sokak vardı ve entelektüelin asıl sorumluluğu bu sokağın asıl kullanıcılarının yanında olmaktı. Edward Said Filistinlilerden yanaydı. Dahası, Cemil Meriç’e "Bunu biz yapmalıydık" dedirten "Oryantalizm" kitabıyla hem Doğu’nun hem Batı’nın entelektüellerine birbirlerine bakarken düştükleri tuzağı göstermişti. Özellikle de kendilerine Batı’nın kavramlarıyla bakan Doğululara… Batı’nın kendi gücünü gösterebilmek için Doğu’nun "zayıflığı"na ihtiyacı vardı ve Doğu’yu da "zayıf" olduğuna inandırabilmek için oryantalizmi kullanmıştı. Said oryantalizmin tamiri için oksidentalizme, yani garbiyatçılığa sığınmayı da reddetti. Bu reddedişin bir örneği de Doğu Batı Divanı Orkestrası’ydı. Geçen hafta müzisyenlerinin çoğu Akdeniz ülkelerinden oluşan orkestra, İstanbul’da bir konser verdi. Konser öncesinde kısa da sürse bir karışıklık yaşandı, Türk Yahudi Cemaati İsrail’in Lübnan’a saldırısının yaratabileceği infialin endişesiyle sponsorluktan vazgeçtiğini açıkladı. Oysa cephesiz savaşa en yakın, yani sesin en ulaşabilir mesafede olduğu ülke Türkiye’ydi. Cemaat fikrini değiştirdi ve konser yapıldı. Barenboim Said Vakfı Onursal Başkanı, Edward Said’in eşi Mariam Said, Osman Akınhay ve Maral Jefroudi ile yaptığı konuşmada DoğuBatı Divanı Orkestrası’nın barışla bir ilgisi olmadığını söylüyor. Said, orkestrayı, giderek şiddetlenen Doğu Batı, İslamBatı, İslamHıristiyan karşıtlığına karşı hümanizmin sesi olarak görüyor… Doğu ile Batı arasında çatışma olarak yaşanan "medeniyet" farkı, bir yandan da büyük bir pazarın adı. Elbette pazarda da bir çatışma, daha doğrusu rekabet var. Özgen Acar, bu hafta işte bu gerilimi yazdı. Kâbe kapı örtülerinden biri Londra’da bir müzayedede satışa çıkarılmış, Hint asıllı alıcı Topkapı Sarayı uzmanlarından Dr. Hülya Tezcan’dan 750 bin YTL’ye aldığı örtünün sahte olduğunu öğrenince küplere binmişti. Alıcı parayı ödemeyince konu mahkemeye yansıdı, ama Acar’ın yazdıklarından anlaşılıyor ki, örtüler oldukça rağbet görüyor. Söz konusu davada alıcının niyeti kapı örtüsünü anne ve babasına "armağan" etmek, diğer alıcıların kimlikleri ve niyetleri ise belirsiz… Irak’ın işgali sırasında tarihi eserlerin de talan edilmesi gösteriyor ki, sıkı bir yatırım peşindeki koleksiyonerler için coğrafyanın doğusubatısı yok, din farklılığı da… Sanılmasın ki bu evrensellik, çünkü onlar için sahip oldukları eserlerin ne kadar kana bulandığının da önemi yok! İyi haftalar. Berat Günçıkan [email protected] Rusya’da yıllar önce Kafkasyalı Müslümanların ortaya attığı “çokeşliliğe izin verilmesi” talebi, bugün ülke çapında ses getirmeye başladı. Kadın nüfusunun erkeklerden on milyon fazla olması, bu tartışmaların nedeni... Nikâhsız beraberliği “sivil evlilik” olarak tanımlayan Ruslar, çokeşlilik tartışmalarında ikiye bölündü. Rusya’da “çağdaş harem” tartışması... Hakan Aksay Rusya’da harem olmaz! Bunu isteyen Müslümanlar nerede yaşadıklarını unutmasınlar! usya Federasyonu’na bağlı İnguşetya’nın Cumhurbaşkanı Ruslan Auşev, 1999’da Cumhuriyet’te çokeşliliğe izin verilmesi gerektiğini söylediğinde gelen tepkiler böyleydi. Ama İnguşetya parlamentosu, Auşev’e destek verdi ve böylece bir erkeğin dört kadınla evlenme hakkı yasallaştı. Aynı yıl 15 Kafkas erkeği, zaten mevcut olan ikinci ve üçüncü eşlerine resmi nikâh kıydılar. Ne var ki Moskova’daki tepkiler dinmedi. Sonunda İnguşetya Yüksek Mahkemesi, yerel parlamentonun kararını iptal etmek zorunda kaldı. Ama cin şişeden çıkmıştı bir kere! Konu giderek daha geniş biçimde tartışılmaya başladı. Üstelik yalnızca İnguşetya, Çeçenistan, Tataristan gibi Müslüman cumhuriyetlerde değil, bütün Rusya çapında. En çok da Moskova’da! R Bu arada günlük siyasi ve ekonomik kaygılardan başını kaldırmaya çalışan Başkan Vladimir Putin, ülkenin geleceğini sessiz ve derinden tehdit eden sorunları fark etmeye başladı. En başta demografi sorunu geliyordu. Rusya’nın nüfusu durmadan azalıyordu. Hem de yılda 700750 bin kişi gibi dev adımlarla. İnsanları aile kurmaya, çocuk yapmaya özendirmek için alınması gereken önlemler tartışmaya açıldı ve zaman zaman kaybolup sonra yeniden ortaya çıkan “çokeşlilik” konusu tekrar gündeme geldi. Bu konuda yıllardır Rusya’nın “çağdaş harem”e ihtiyacı olduğunu söyleyip duran, ama skandallarıyla Nemtsov ve Boris Yeltsin... ünlü bir politikacı olduğu için sözüne pek kulak asılmayan Vladimir Jirinovski daha bir gür sesle haykırmaya başladı. keşliliğe destek” mesajlarını farklı bir dille telaffuz ediPolitikacılar, sanatçılar, gazeteciler arasında yordu. Medyada çıkan haberlerden görüldü ki, Rusya halkı “zaten çokeşli yaşayan” birçok isim ortaya Nemtsov ve benzerlerini hiç de öyle sert biçimde kınaçıktı. mıyordu. “Yeter ki ailesini terk etmesin, çocuklarına baksın!” anlayışı giderek yaygınlaşıyordu. “Gücü ve cüz“ÇOKEŞLİLİĞE DESTEK”! danı elveriyorsa, niye olmasın?” diyenler az değildi. Gazeteler, “kadınların olumlu ve olumsuz yaklaşımBunların belki de en ünlüsü Boris Nemtsov idi. Eski Başkan Boris Yeltsin’in gözde ba ları” ve “çokeşlilik insanın yapısına uygun mu değil mi?” kanlarından, aynı zamanda Sağcı Güçlerin gibi yazılar ve anketlerle sorunu deşiyordu. Çokeşliliği Birliği partisinin liderlerinden ve ABD yöne demokrasiye, cumhuriyet yönetimine aykırı görenler ve timinin Rusya’da en güvendiği politikacılar kadınlara saygısızlık olarak yorumlayanlar protestolarıdan biri olan Nemtsov’un yeni bir yanı keşfe nı yoğunlaştırırken, sesli veya sessiz olarak çokeşlilik tadildi: Üç karısı vardı ve bunu kimseden giz lebine destek verenlerin arttığı dikkat çekiyordu. lemiyordu. Ve bütün eşleri ile onlardan olan çocuklarına özenle baktığını söyleyerek “ço ÇARE “SİVİL EVLİLİK”TE Mİ? Elbette bugün ne Rusya parlamentosu “çokeşlilik yasası” çıkarmaya hazırlanıyor, ne de Rusya kadınlarının çoğu erkeğini başka hemcinsleriyle paylaşmaya hazır. Anlaşılan bu konu daha epeyce tartışılacak, tartışıldıkça da farklı görüşler ortaya atılacak, belki toplumun evlilik ve aile kavramlarına bakışında bazı değişimler olacak. Tartışmalar süredursun, başta Moskova olmak üzere Rusya’nın büyük kentleri, “resmi aile” kavramından adım adım uzaklaşıyor. Boşanmaların çığ gibi büyümesinin de etkisiyle son yıllarda hayatlarını birleştirme kararı alanlar, bu işe “devleti bulaştırmamak” yolunu seçiyor. Yani nikâhlanmadan birlikte yaşıyorlar. Ama bu tür birliktelikleri Doğu toplumlarına göre daha hoşgörüyle karşılayan Rusya halkı, bunun da saygın bir kurum olduğunu vurgulamak için, resmi nikâh olmadan kurulan aileler için “sivil evlilik” kavramını kullanıyor, bu tür nikâhsız ilişkilerden doğan çocukların ezilmesine izin vermiyor. Kimileri “sivil evlilik” koşullarında “çokeşlilik” olanaklarının daha da arttığını savunurken, kimileri de bu tür birlikteliklerin “yasal yaptırımlarla değil, duygularla ve bilinçli bir seçimle biçimlendiği” gerekçesinden hareketle sadakat ve mutluluk şansının daha fazla olduğunu savunuyor... Cumhuriyet DERGİ* Karikatür: Komsomolskaya Pravda’dan... Artık çokeşlilik talebi daha somut ve maddi açıklamalara bağlanıyordu. Her şeyden önce Rusya’da kadınların sayısı erkeklerden tam 10 milyon fazlaydı. Yani herkesi eşleştirmek mümkün olsa bile, milyonlarca kadın açıkta kalacaktı. Bir de alkol ve uyuşturucu bağımlısı erkekleri çıkarınca olay daha da trajik boyutlar kazanıyordu. AİLE KURUMU KRİZDE Üstelik yaşanan krizler, piyasa reformları, giderek zorlaşan hayat şartları derken, zaten geleneksel olarak kadınının gölgesinde kalan Rus erkeği tümüyle köşesine sindi. Sorumluluklardan iyice kaçar oldu. En başta da aile kurma ve çocuk yetiştirme sorumluluğundan... Bu tartışmalar sırasında son yıllarda “içerde çare bulamayan” Rus kadınlarının yasal ve yasadışı yöntemlerle yurtdışına kaçmasından, Amerikan ve Avrupalı erkeklere çöpçatanlık yapan evlilik ajanslarının mantar gibi çoğalmasına kadar birçok kirli çamaşır ortaya döküldü. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212)343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon: Mete Çolakoğlu / Mustafa Doğan (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna/ İstanbul (0212) 454 30 00 *Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. [email protected] Vladimir Jirinovski... CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle