22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

13 AĞUSTOS 2006 / SAYI 1064 9 Kaçak işçi Estrada’yı kim öldürdü? Göçmenleri, yabancılara dair önyargıları, bu önyargıların yol açtığı dramları anlatıyor “Üç Defin”. Yönetmenaktör Tommy Lee Jones, şiddete, ırkçılığa tanık olan ABDMeksika sınırında gerçek bir olaydan yola çıkarak kurmuş filmini. “İnsan aklının alçaklığa, aptallığa büyük bir eğilimi var” diyor Jones, “Ortak kültürü paylaşan insanlar için sınır eksiksiz bir tehdit oluşturuyor. Bu sınır saf bir düşün izdüşümü.” Film, 18 Ağustos’ta gösterime giriyor... T eksas’ın batısında sınır devriyesince vurulan Meksikalı kaçak işçi Melquiades Estrada’nın (Julio Cedillo) cesedi gizlice gömülür. Estrada, çiftlik sahibi Pete Perkins’in (Tommy Lee Jones) dostu ve işçisidir. Çalışanlarından biri öldürüldüğünde, üstelik bu kaçak bir Meksikalıysa hesabının sorulmayacağını bilen Pete, Melquiades’in ölüm nedenini kendi araştırmaya girişir. Meksikalı düşmanı sınır devriyesi Mike Norton’dan (Barry Pepper) kuşkulanır ve onu kaçırır. Reklam panoları arasında değil, evinde gömülmek isteyen Estrada’nın bedenini Mike’a çıkarttırır. Sonra da dostunun cesedi ve onun katiliyle birlikte Meksika’ya doğru uzun epik bir yolculuğa çıkar. Oyuncuyönetmen Tommy Lee Jones’a 2005 Cannes Film Festivali’nde en iyi erkek oyuncu, “Paramparça Aşklar ve Köpekler”, “21 Gram”, “Babel” filmlerinin Meksikalı senaristi Guillermo Arriaga’ya da en iyi senaryo ödülünü kazandıran Melquiades Estrada’nın “Üç Defin”inin konusu kısaca böyle. “ABDMeksika sınırı uzun süreden beri şiddete, ırkçılığa tanık oldu. Filmim o bölgedeki olayların, acıların gerçekçi bir portresi” diyen Jones’un esin kaynağı Amerikan hükümetince 1997’de koyunlarını otlattığı için öldürülen on sekizindeki Meksikalı çoban Esequiel Hernandez Jr’un gerçek öyküsü. Irkçılık, adalet, dostluk, sadakat temalarını işleyen başarılı çalışmasında yönetmen, Rio Grande Nehri’nin kuzeyi ile güneyi arasında yaşayanların aynı zevki, müziği, mutfağı, havayı, dağları paylaştıklarını, üç bin yıllık ortak tarihe sahip olduklarını vurguluyor: “Ben doğma büyüme Teksaslıyım. Burası bir zamanlar Meksika’nın kolonisiymiş. ABD’ye satılmazdan önce atalarım bağımsızlıkları için savaşmışlar. O kadar zengin bir kültüre sahip ki. Çok sayıda Meksikalının Amerikan düşüne kapılıp yurtlarını terk etmesi, bu insanlık dramı beni çok etkiledi. Filmime politik açıdan yaklaşılabilinir. Sanatçı olarak görevim bu büyük soruna yanıtlar bulmak değil, iyi sorular sorup kamuoyunda ilgi uyandırmak.” Bölgedeki uyuşturucu trafiğinin de önemle altını çizen Jones bu trafiğin nehirlerden, kasabalardan geçtiğini söylüyor. Söz konusu kasabalar adeta savaş alanlarına dönüşmüş. “Bölgeyi tanımayanlar kültürün nehirlerden geçmediğini, bir yanda ABD, Amerikalılar öte yakada da Meksika, Meksikalılar var sanabilir” diyor “Amerikan ve Meksika hükümetlerinin iletişimsizliğinden ötürü ciddi sorunlar var, bazı bölgelerde otorite işlemiyor”. Jones’a göre Güney Meksika’da Meksikalılar Amerikalıları savaşçı, kavgacı olarak görüyorlar, kuzeye gidince de Meksikalıların sınırdan geçerek uyuşturucu sattığı, binaları havaya uçurduğu, dürüst insanların ekmeğini yediği gibi hurafeler dolaşıyor. “İnsan aklının alçaklığa, aptallığa, sersemliğe nedense büyük bir eğilimi var” diye ekliyor “Ortak kültürü paylaşan bu insanlar için sınır çizgisi eksiksiz bir tehdit oluşturuyor. Bu sınır saf bir düşün izdüşümü”. Tommy Lee’nin çok sevdiği Sam Peckinpah’ın “Bana Alfredo Garcia’nın Kellesini Getirin/1974” filmi “Üç Defin”in çıkış noktası olmuş. Filmin başındaki nehrin kı Aslı Selçuk yısında oturan kadın sahnesinin, sinemadaki en güzel sahne olduğunu vurgulayan yönetmen, oradaki sıcak, parlak ışığı filmine referans almış. Peckinpah’ın bağımsız sinemasına da hayran Jones. Filmini Hollywood’un dışında gerçekleştirdiğini böylelikle tüm denetimin onda olduğunu belirtiyor. Projenin başında filmi yönetmek gibi bir düşüncesi olmamış Jones’un. Konuyu Luc Besson’a aktarıp yönetmesini istemiş. Besson’dan şu yanıtı almış: “Güzel, işte para, filmin galasında görüşmek üzere Tom.” Jones oyuncularından memnun, ırkçı sınır devriyesi Barry Pepper için “Sertlik ve masumiyetin karışımı” diyor, “Şerif Belmont”daki Dwight Yoakam’ı da rolüne Albert Camus’nün “Yabancı”sını okutarak hazırlamış. Otoriteler başta olmak üzere Amerikalıların çoğunun göçmen Meksikalılar hakkındaki önyargılarını anlatan filmini salt western olarak tanımlayanlara da şu yanıtı veriyor: “Kovboy şapkasıyla dolaşanlar, atlar, etkileyici manzaralar olduğu için western denmesini sıradan buluyorum. Umarım izleyici bu eskitilmiş kavramların üstünde durmaz. Ben onları sarsacak, düşündürecek bir film yaptım.” “Üç Defin” de Tommy Lee Jones’a Julio Cedillo ve Barry Pepper eşlik ediyor... İşi şansa bırakmayın... San Saba Teksas’ta 1946’da doğan Tommy Lee Jones, Harvard’da edebiyat öğrenimindeyken üniversite tiyatrosunda oyunculuk yaptı. Okulu bitirince New York’a gitti ve iş bulmak, profesyonellerin arasına karışmak için şansını denedi. 1969’da Broadway’de John Osbourne’un “A Patriot for Me”sinde sahne almayı başaran aktör 1970’de ilk sinema filmi ünlü “Aşk HikâyesiYön: Arthur Hiller”nde Ryan O’Neal ve Ali Mc Graw’le birlikte oynadı. “Erkek kahramanın oda arkadaşını oynuyordum. Topu topu iki sahnem vardı, ama bu rol hâlâ üyesi olduğum Screen Actor’s Guild kartımı almamı sağladı” diyor Jones. Tiyatro ve sinemayı bir arada götüren oyuncunun kariyeri “Laura Mars’ın Gözleri1978, Irvin Kershner”, “Madencinin Kızı1980, Michael Apted” filmleriyle yükselişe geçti. TV filmi “Celladın Şarkısı1982”ndaki katil yorumu ona Emmy Ödülü’nü getirdi. Oliver Stone, Jones’a “JFK1991”, “Heaven and Earth1993”, “Katil Doğanlar1994”da önemli roller verdi. “Kaçak1993, Andrew Davis”ta Harrison Ford’un peşini bırakmayan polis müfettişiyle yardımcı erkek oyuncu Oscar’ını aldı. Önemli filmleri arasında “Mavi Gökyüzü1994, Tony Richardson”, “Batman Forever1995, Joel Schumacher”, “Siyah Giyen Adamlar1997, Barry Sonnenfeld”, “The Missing2003, Ron Howard”, “A Prairie Home Companion2005, Robert Altman” yer alıyor. “Üç Defin”den önce 1986’da ilk kez kamera arkasına geçerek Ted Turner için TV filmi “The Good Old Boys”u yöneten aktör, yönetmenliğin büyük organizasyon gerektiren bir iş olduğunu söylüyor: “Çekime başlamadan önce projenin tümünü denetimim altına aldım. Sinemada üç işi yapmayı biliyorsanız dördüncüsünü yüklenmek hiç de zor değildir. New York’a ilk adımımı attığımda bana oyunlardan, pembe dizilerden öneriler geldi. Hepsini değerlendirdim, hiçbirine hayır demedim”. 43 günde çektiği “Üç Defin”e kendisi de 100 bin dolar yatıran Jones’un yönetmen adaylarına bir öğüdü var: “Çekime başlamadan önce her şeyi ayrıntılarıyla hesaplayıp hiçbir işi şansa bırakmamalısınız. Filminizi herkesten çok siz bilmelisiniz”. Asya filmleri arasında bir gezinti Gönül DönmezColin Çelişkiler kenti Hindistan’ın başkenti Delhi’yi ya seversiniz ya da nefret edersiniz. Hele aylardan yazsa ve mansun gecikmişse. Gerçi mansun zamanı kente gelenler turistten çok işadamları, kadınlar. Bir de bizler gibi sinema delileri. Sekizinci yılını kutlayan “Osian’s Cinefan Asya Filmleri Festivali”nin bir özelliği de tüm idarenin kadınların elinde olması. Kadınlara özgü bir düzen yeteneğiyle hiçbir şey aksamıyor. Filmler zamanında başlıyor. Konuklar, konuşmacılar görevlerini istenildiği gibi yapıyor, gece eğlenceleri, yemekler, danslar sinema salonlarında geçen saatleri kolayca unutmanıza yetip de artıyor. Pan Nalin’in “SamsaraÇiçekler Vadisi” filminin de gösterildiği görkemli bir şölenle açılan festivalde 12 Asya filmi yarıştı. Garip ki Kerala’da gerçekleşen bir diğer Hint festivali Avrupalı olduğumuz gerekçesiyle filmlerimizi yarışmaya almazken Cinefan’a hep Asyalı olarak çağrılıyoruz. Bu yıl da Kutluğ Ataman’ın “İki Genç Kız”ı ve Nuri Bilge Ceylan’ın “İklimler”i Asya Freskoları bölümünde izleyici ile buluştu. Büyük ilgi gören “İki Genç Kız” jüri özel ödülüne layık görülürken “İklimler” özellikle Avrupalı eleştirmenlerden beğeni topladı. Tarkovski karşılaştırmaları yapanlar da oldu... S Yarışan filmler arasında İranlı feminist Tahmineh Milani’nin yeni evli ve birbirinden inatçı bir çiftin duruma alışma çabalarını hicivle veren “CeasefireAteşkes” filmi bir televizyon filmi kadar eğlendiriciydi.İşgalden bu yana Irak’tan çıkan ikinci film, “AhlaamRüyalar”da Hollanda’da yaşayan genç Mohamed AlDaradjı, 2003 Bağdat’ını bir akıl hastanesi metaforuyla aktarmıştı perdeye. Bangladeşli Catherine ve Tarık Masud çifti ise “OntarjatraAnavatan” filminde ülkesinden uzaklarda yaşayan kişilerin dramını vermeye çalışmış, ama pek başarılı olamamıştı. Kanada’da yaşayan Filistinli İzidore K. Musallam’ın “Kayf el HalBugün ve Yarın” filmi Suudi Arabistan Prensi Alwaleed bin Talal bin Abdulaziz Alsoud’un başında olduğu Rotano Audio Visual’ın yapımını üstlendiği, ilk Suudi Arabistan filmi olarak dikkati çekti. Hint filmleri yarışmalı bölümünde belli seviyede bir yaşam sürdürebilmek için fahişelik yapan bir kadının dramını veren “BibarUtanmasız Kalküta” filmi, başoyuncuları Tannishtha Chatterjee ile Subrat Dutta’ya ödül getirdi. Annelerinin ölümünün ardından ilişkileriyle hesaplaşmaya itilen bir ailenin çok tanıdık öyküsünü değişik bir üslupla veren “SuddhaYıkama Töreni” En İyi Hint Filmi Ödülü’nü gerçekten hak etti. Üstelik yönet men Ramachandra filmi ufak bir etnik grubun konuştuğu Tullu dilinde çekmişti. Birbirinden güzel yedi filmle yeteneğini kanıtlamış Girish Kasaravalli’nin Hindistan’ın en büyük destanı Mahabharata’dan esinlenen reenkarnasyon öyküsü “Nayi NeraluKöpeğin Gölgesinde” de bu bölümde Özel Jüri Ödülü aldı. Asya Freskoları bölümünde “İklimler”in yanı sıra Kore, Filipinler, Singapur, Malezya, Tayland, Japonya ve Çin’den gizemli bir alay filmin yanı sıra İranlı Mohsen Anavatan. Arap sinemasına yer veren “Arabesk” bölümünde Lübnanlı kadın yönetmen Joceyln Saab’ın “Dünya ya da Gözümden Öpme” yapıtı Mısır’da ataerkil bir toplumda yeşeren özgürlük, aşk ve dans tutkusunu müthiş bir müzik ve dans şölenine dönüştürmüştü. Filistinli Hany AbuAssad’ın “Altın Küre Yabancı Dilde En İyi Film” ödülünü de almış “Al Jana Al AanVaat Edilen Cennet” filmi teröristlerin insani yanını gösterdiği gerekçesiyle birçok ülkede tepki görmüştü. Oysa daha yakın zamanda Bombay’da korkunç bir terör olayı yaşayan Hindistan, filmin ardındaki gerçek mesajı kavramaktan kaçınmadı. Ünlü Fransız yazar ve senaryo yazarı JeanClaude Carriere’in gençlere yönelik “Romandan Perdeye” konulu senaryo semineri büyük ilgi topladı. Festivalin en görkemli olayı “Sanat, Kitap ve Sinema” konulu açık arttırmaydı. Uzun geçmişli Hint sinemasının en görkemli afişlerinin de pazara çıktığı bu açık arttırmadan Delhi’nin zenginleri eli boş dönmediler. Bizlere ise ancak uzaktan izlemek düştü. İranlı Jafar Panahi’nin Berlin’de ödüllenen “Offside” filmi ile son bulan festivalde “En İyi Film” ödülü Filipinler’den Jeffrey Jeturian’ın İspanyol sömürgeciliğinden miras kalmış “juetang” adlı kumar oyununun kurbanlarını konu alan “Kubrador” filmine verildi. Gina Pareno’yu en iyi kadın oyuncu seçtiren film, Uluslararası Eleştirmenler Federasyonu (FIPRESCI) ödülünü de aldı. Utanmasız Kalküta. Hindistan’daki iki ayrı film festivalinden birine Türkiye Avrupalı diye alınmıyor, diğerinde yarışmada ödüllendiriliyor. Bu yılın “Cinefan Asya Filmleri Festivali”nde Kutluğ Ataman’ın “İki Genç Kız” filmi jüri özel ödülünü aldı. Nuri Bilge Ceylan ise “İklimler” filmini izleyenlerin bir bölümü tarafından Tarkovski ile karşılaştırıldı... En iyi film ödülü ise Filipinler’in oldu... İklimler. Makhmalbaf’ın son iki filmi de vardı. Artık ülkesinde film yapmayan Makhmalbaf “Sex o PhalsaphehSeks ve Felsefe” filmini Tacikistan’da çekmiş ve başarılı olamamıştı. Son filmi “Shaere ZobalehaKarıncaların Haykırışı” ise Hindistan’ın kutsal kentlerinden Varanasi’de geçiyordu. Din ile ilgili politik açıdan doğru hiciv izleyiciyi güldürdüyse de tereciye tere satmak pek itibar görmedi. Buda’nın 2550’nci doğum yılını kutlamak amacıyla hazırlanan “Orta Yol” bölümünde Koreli Kim KiDuk’un “Bahar, Yaz, Kış, Bahar...” filminden Bernardo Bertolucci’nin “Küçük Buda”sına dek farklı bakışlar sergilendi. CUMHURİYET 09 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle