22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 Şarkılar sözsüz kalmaz Çiğdem Talu... “Söz: Çiğdem Talu”. Bu, ismi Türk pop müzik tarihiyle anılan Çiğdem Talu’nun Melih Kibar’la birlikte çalışmaya başlamadan önce yazdığı şarkılardan derlenen albümün adı. Albümde 70’li yıllardan 80’li yıllara kadar Talu’nun yazdığı en güçlü şarkılarından seçmeler yer alıyor. Ali Deniz Uslu Zeynep Talu... D okunaklı ve zarif şarkı sözlerinin yazarı Çiğdem Talu hayata gözlerini yumduğunda gazeteler “şarkılar sözsüz” diye yazmıştı. Aradan geçen onca yıla karşın onun şarkıları hâlâ akıllarda. Şimdi de en güzel şarkılarından oluşan “Söz: Çiğdem Talu” albümü yayımlanıyor. Albümde, Talu’nun şarkıları, Tanju Okan, Timur Selçuk, Erol Evgin, Nilüfer, Esin Afşar, Erol Büyükburç, Hayko ve daha birçok ismin 70’li yıllardaki orijinal kayıtlarıyla y er alıyor. Sadece Nükhet Duru “Gerçek ve Düş” şarkısını yeniden yorumlamış. Albümde Zeynep Talu da annesine bir mektupla sesleniyor. Biz de Zeynep Talu ile bu albümü ve Çiğdem Talu’yu konuştuk. Çiğdem Talu Türkiye’deki pop müzik tarihinde özel bir yere sahip. Kuşaklara yayılan unutulmaz şarkı sözlerinin de sahibi. Ona en yakın isimlerden biri olarak, onu ve şarkılarını anlatır mısınız? Şarkı sözleri karakterinin bir parçasıydı. Her yaştan, her düşünceden insanla rahat iletişim kurup dost olabilen, cana yakın biriydi. İnsanların arasında olmak onu mutlu ediyordu ve onun bu yapısı sözlerine de yansıyordu. Bu da onun herkese ulaşmasını sağladı. Ölümünden yirmi yıl sonra onun şarkılarından oluşan bir albüm yayınlandığında bile gençlere aynı coşkuyu yaşatabilmişti. Onlar Çiğdem Talu’yu işte o zaman keşfettiler. Annemin tüm şarkılarında zamana meydan okuma ve insanların içinde olma hali belirgindi. Çok iyimserdi, hüzünlü anlatımlarında bile güçlü bir ışık, bir çıkış her zaman vardı. Yaşıyor olsaydı 67 yaşında ve yine herkese ulaşabilecek sözler yazıyor olacaktı. Bu albümdeki Çiğdem Talu şarkıları, Melih Kibar ile tanışmasından önce 19721978 yılları arasında yazdığı, Türk popunun en güçlü aranjmanlarının olduğu döneme ait. Şarkı seçimini nasıl yaptınız? Seçim bizi çok zorladı. Bir de şarkıları orijinal halleriyle mi yoksa yeni düzenlemelerle mi bir araya getirelim diye çok düşündük. İki yıl önce Hakan Eren ile proje üstünde çalışmaya başladığımızda “biz bunların orijinal kayıtlarını temizleyip, master yapıp bir arşiv niteliğinde düzenleyelim” dedi. Eski şirketler kapandığı için kayıtlara ulaşmak çok güç oldu. Hatta bazı plakları sanatçıların evlerinden bulup çıkarttık. Yapımcı, yorumcu, aranjör izinleri için de yoğun çaba sarf ettik. Albümde yeniden yorumlanan tek parça “Gerçek ve Düş”. Bunun sebebi nedir? Garo Mafyan bestesi olan “Gerçek ve Düş”ün ilk hali Ajda Pekkan’a ait. Hakan Eren’le birlikte Ajda Hanım’a ulaşmaya çalıştık, notlar bıraktık, ama bize dönüp “kullanın veya kullanmayın” yanıtını bile vermedi. Bunun üzerine şarkıyı albümden çıkartmak üzereyken, Garo Bey “Niye çıkartalım ki? Yine stüdyoya gireriz ve bu sefer Nükhet okur” dedi. Nükhet de şarkıyı yorumlamayı seve seve kabul etti. Çiğdem Talu ve Nilüfer, bir ödül gecesinde. Albüm kapağında annenize bir mektubunuz var... Hayatımın en zor yazısıydı... Çünkü mektubun tüm samimiyeti ile beni yansıtmasını, duygusal olmasını, ama aynı zamanda bu duygusallığın bir duygu sömürüsü haline gelmesini istemiyordum. İnsanların içini acıtmayı değil, Çiğdem Talu’nun kim olduğunu, nasıl çalıştığını, bendeki karşılığının ne olduğunu, neler yaptığımızı paylaşmak istedim. Sizin söz yazarlığınız nasıl başlamıştı? Annemi 1983 yılında kaybettikten sonra, Melih bir yıl boyunca beste yapamadı. Sonraki ilk bestesinde beni çağırdı ve “bu besteye sen söz yaz” dedi. İsteksiz birkaç satır yazıp götürdüm. Kendime güvenmiyordum, peşimi bırakır diye düşündüm. Sözleri yazdığım kâğıdı aldı, baktı ve uçak yapıp attı. Şaşırmıştım, ama peşimi asla bırakmadı. Beni hırslandırdı, işe çok ciddi sarılmamı sağladı. Kendimi verip bir kez daha yazdım, Melih’e gittim ve “İşte şimdi oldu” dedi. Annenizin de, sizin de ilk şarkınızı Nilüfer seslendirmiş... Evet, annemin ilk yazdığı parça “Ağlıyorum Yine”yi Nilüfer seslendirmişti. Benim yazdığım ilk şarkı “Neden Sanki Neden”di, bestesi de Melih Kibar’a aitti. Nilüfer’de bu şarkıyı dinleyince çok sevdi ve albümüne aldı. Bu güzel tesadüf beni her zaman çok mutlu etti. Bu annem, ben ve Nilüfer arasında küçük bir sihri paylaşmaktı. Çiğdem Talu’nun kızı olarak şarkı sözü yazmak önyargıları da beraberinde getirmiş olsa gerek... Bu, anneden kıza geçen bir meslek değil elbette. Çiğdem Talu’nun kızı olduğum için mi bana söz yazdırıyorlar yoksa ben bu işi gerçekten yapabiliyor muyum diye çok düşündüm. Kendime inanmamı Garo Mafyan sağladı. Bana her zaman “Benim için soyadın değil yazdıkların önemli” diyordu. Bir süredir telif haklarının korunması için büyük bir mücadele veriyorsunuz... Biz 1999 yılında MSG’yi (Müzik Eseri Sahipleri Grubu) kurduk. Kültür Bakanlığına bağlı, söz yazarları ve bestecilerin telif haklarını korumak için kurulan bir meslek birliği. Yarattıklarımızı koruyamazsak bir süre sonra yaratma gücümüz kalmaz. Bu bilinci yerleştirmek için yoğun emek harcıyoruz. CUMHURİYET 16 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle