Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 ŞUBAT 2006 / SAYI 1039 3 EDİTÖR’DEN G elin, hayatın bildik, alışıldık akışını bozalım... Daha doğrusu, bugünün akışının yönetimini tümüyle dişil iktidarlara verelim. Yasaları onlar koysun, savaşları onlar çıkarsın, ticareti onlar yönlendirsin... Şiddet onların dili olsun, onların cinsiyetine göre belirlensin diğer cinsel kimlikler. Arzunun nesnesi erkekler olsun ve bu nesne üzerinde her türlü söz hakkını dişil iktidarlar elinde tutsun... Açık ve büyük bu dünya pazarında dişil iktidarlar “erkek ticareti”ne sırtını dayasın. Binlerce erkek iş vaadiyle kandırılsın; berber, bahçıvan, asker olarak çalıştırılmak üzere yoksullaştırılmış ülkesinden alınıp başka bir ülkeye götürülsün. Kandırıldığını ancak bir eve kapatıldığında, kimliğine el konulduğunda, fahişelik yapmaya zorlandığında anlasın... Dövülsün, tecavüze uğrasın, ölümle tehdit edilsin, kaçmanın yollarını ararken yakalansın, bu kez gerçekten öldürülsün... Dünsüz bırakılsın, yarını olmasın... .... Evet, bu, bugün için bir imkânsızın kurgusu. Bu imkânsızlıkta uzuvların bir payı da yok. Sadece, binlerce yıldan süzülüp gelip son yüzyılda, hatta son yirmi yılda aklın sınırlarını aşan vahşetin dile vurduğu ket. Yandaki yazıda kullanılan fotoğrafa, fotoğraftaki kadınlara (bir kurgu olduğunu göz ardı ederek) dikkatle bakın! Yaşları, ülkeleri yok, cinsiyetleri ve tekinsiz bir gelecekleri var, o kadar... Savaşların, üstelik “barış götürmek” adına çıkarılan, aynı yüzyıl içinde dünya haritasını ikinci kez değiştiren savaşların, siyasal ve ekonomik çöküşlerin “mağduru” olarak kaydediliyorlar, bugünün tarihine. Yukarıdaki kurgu onlar için bir gerçek. Bu gerçeğin değişebileceğine olan umutlarını her gün biraz daha yitirerek yayılıyorlar yeryüzüne. İş peşinde aştıkları her sınır, üzerlerine bir cehennem olarak kapanıyor... 157 bu cehennemin kapısını aralayabilecek bir sayı, bir telefon numarası. Uluslararası Göç Örgütü’nün, insan ticareti mağdurları için kurduğu 157 hattı, tacirlerin elinden kurtulmaları, geldikleri ülkeye dönmeleri, bir kez daha “güvenli” bir hayatı denemeleri için... IOM’nin Türkiye sorumlusu Selin Ünal, yazıyı hazırlayan Sezen Mutlu’ya hattı daha çok bu kadınlarla ilişkiye giren erkeklerin aradıklarını ve ihbarda bulunduklarını söylüyor... Bu yüzden, 157’yi bilmeli ve ezberlemeli... Belki bir hat da “faşizm” için kurulmalı. Aze Marşan’ın çevirisiyle okuyacağınız “Fısıltıları dinleyin, bu yeni faşizm” yazısı da görmediklerimizi, görmek istemediklerimizi, iktidar yalanlarını sadakatle kabul ederken işlediğimiz suçları, suç ortaklıklarını anlatıyor. Biliyoruz ki bu suç ortaklığı sürdükçe 157 de susmayacak... İyi haftalar... Berat Günçıkan bguncikan@yahoo.com Lütfen ezberleyin: 157 Sezen Mutlu nsan ticareti çok ağır bir insan hakları ihlali. Veriler, Türkiye'deki insan ticareti mağdurlarının tümünün kadın olduğunu gösteriyor. Türkiye, eski Sovyet ülkelerinde yaşayan insanlar için bir umut kapısı olarak görülüyor. Özellikle ülkesinde ayda ortalama 30 dolara geçinmeye çalışırken, bakmakla yükümlü olduğu çocukları veya annebabaları söz konusu ise... Kendini ve ailesini kurtarma amacıyla yola çıkanların bir kısmı kandırılıyor, kimlikleri ellerinden alınıyor, tehdit ediliyor ve fuhuşa zorlanıyor. Bu kâbus onları intihara kadar götürüyor. Yaklaşık bir yıldır açık olan 157 İnsan Ticareti Mağdurları Yardım Hattı da bu kadınları yaşama çekmek için çabalıyor. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından yürütülen hat Amerikan ve Türk hükümetleri tarafından finanse edilen insan ticareti mücadele projesinin, mağdurlara ulaşım ayağını oluşturuyor. İnsan ticaretiyle mücadele çalışmaları üç ana başlık altında sürdürülüyor: İnsan ticaretini önleme, mağdurları koruma ve yasa uygulayıcılarını eğitme. Bunların sağlanabilmesi ise insanların bilinçlenmesine dayanıyor. İ Hattın nasıl işlediğini sorduğumuzda, Selin Ünal sadece kadınları bulundukları bataktan çıkarmadıklarına, aynı zamanda ilerisi için de destek sağladıklarına dikkat çekiyor: “157 hattı, mağdurlar ve kolluk kuvvetleri arasında bir iletişim köprüsü gibi çalışıyor. Alınan ihbarları en ince ayrıntısına kadar polise veya jandarmaya iletiyor. İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı ile çok sıkı işbirliğiyle çalışıyoruz. Bazen ilk takipte mağdura ulaşılamayabiliyor, kolluk kuvvetleri çalışmalarını sürdürüyor. Geçen aylarda bir jandarma operasyonu medyada çok ilgi görmüştü; Antalya’da gerçekleştirilen bir operasyonda yerin altında, dört metrekarelik bir odacıktan ağır fiziksel şiddete maruz kalmış beş kadın kurtarılmıştı. Bu operasyonda 157 operatörleri ve jandarma çok sıkı çalışmış, kurtarma süreci neredeyse bir haftada tamamlanabilmişti.” Kadın ticareti dünyanın üçüncü büyük pazarı... Her yıl binlerce kadın iş bulma vaadiyle kandırılıp fahişeliğe zorlanıyor... 157 İnsan Ticareti Mağdurları Hattı ise bu kadınlara bir kapı aralıyor. Bugüne kadar 53 kadın kurtarıldı. İhbar edenler çoğunlukla mağdura müşteri olarak giden erkekler... Uluslararası Göç Örgütü mağdurlara gelecek de hazırlıyor. İHBAR EDENLER MÜŞTERİLER... Proje kapsamında iki sığınma evi bulunuyor, biri Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle Ankara’da, diğeri İstanbul’da. İnsan ticareti mağdurları 157’ye ulaştıktan sonra kolluk kuvvetlerince kurtarılıyor ve sığınma evlerine alınıyorlar. Mağdurların ihtiyaçları karşılanıyor, tıbbi destek ve yasal danışmanlık ise Sağlık Bakanlığı’nca sağlanıyor. Uluslararası Göç Örgütü ise mağdurların isterlerse ülkelerine dönmelerine yardımcı oluyor. Seyahat dokümanları örgüt tarafından temin ediliyor, gideceği ülkenin ofisine mağdurla ilgili gerekli bilgiler veriliyor ve mağdura uçağa binene kadar bir temsilci eş HEDEF BİLİNÇLENMEK... Selin Ünal, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Türkiye sorumlusu. Toplumun bilinçlendirilmesi amacıyla proje kapsamında birçok seminer ve eğitim düzenlenmiş. Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Yazı İşleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna / İstanbul İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Cumhuriyet Reklam (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 *Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. “Halk öncelikle, insan ticaretinin ne kadar büyük bir sorun olduğunu algılamalı. Bunu gerçekleştirmek için 157 insan tacirleri hattını ve bu suçun risk faktörlerini anlatan bir tanıtım filmi düzenledik. Bu film RTÜK tarafından 26 televizyon kanalına dağıtıldı. Yine aynı amaçla hazırlanmış olan pano ve billboard’lar, Türkiye’nin giriş noktalarına yerleştirildi, giriş yapanlara dağıtılmak üzere broşürler hazırlandı. Aynı broşürler Türk elçiliklerine de vize başvurusu yapanlara verilmek üzere gönderildi. Bilinçlendirme çalışmalarımız içinde seminerler ve kolluk kuvvetleriyle gerçekleştirilen ortak eğitimler de yer alıyor. Tek seferde eğitim için çok büyük bir ülkeyiz, bu yüzden bölgesel çalışmalara ağırlık veriyoruz. İstanbul, Antalya ve Trabzon’da eğitimler düzenledik. Katılımcılara, insan ticareti ile mücadele konusunda neler yapabileceklerini anlattık.” Ünal, insan ticaretinin global bir problem olduğunu belirtiyor. Bu yüzden, Türkiye’nin koordine ettiği projeye birçok ülkeden destek gelmiş. Amerika, İsveç, Danimarka, Hollanda ve İtalya hükümetleri finansal destek sağlıyor. lik ediyor. Mağdur, döndüğü ülkesinde yine kendisi isterse topluma yeniden kazandırma programına dahil olabiliyor ve rehabilitasyon merkezinde kalabiliyor. Ayrıca, kendisine küçük kredi ile iş ve okul imkânı sağlanıyor ya da mesleki iş kurslarına katılımı koordine ediliyor. 157 İnsan Ticareti Mağdurları Hattı sayesinde kurtarılanların sayısı 53. IOM bir yılda 220 mağdura ulaşmış ve ülkelerine dönmelerini sağlamış. Selin Ünal, hattı arayanların yüzde 75’inin mağdurlara müşteri olarak gidenler ya da bir şekilde tanık olmuş kişiler olduğunu vurguluyor. Garsonluk işi dediler, oysa... S. M. de tacirlerin elinden kurtarılan kadınlardan biri. O da Moldovalı. Yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “1982 yılında Ukrayna’da doğdum. 1.5 yaşında kızım var, eşimden ayrıyım. Annemle birlikte yaşıyorduk, ikimiz de işsizdik. Bir adam, kız arkadaşıma Türkiye’de garson olarak iş bulabileceğini ve iyi para kazanabileceğimizi söylemiş. Arkadaşım beni onunla tanıştırdı ve adam Türkiye’ye gelişimizi ayarladı. İstanbul’da bizi bir Türk karşıladı. Çarşıya götürdü ve üzerimize frapan gece kıyafetleri almaya başladı. Sorduğumuzda, kendilerine borçlu olduğumuzu ve borcumuzu fuhuş sektöründe çalışarak ödemek zorunda olduğumuzu söyledi. Kabul etmedik. Başka hiç şansımızın olmadığını söylediler. Çok korkmuştuk, ağladık, dönmek istedik, ama müsaade etmediler. Bizim İstanbul için uygun olmadığımızı söyleyip Ankara’ya sattılar. Ankara’ya götürüldük ve çalıştırılmaya başladık. Kaçış yolu arıyorduk, ama her yön kapalıydı. Arkadaşım bir gün Ukrayna’daki erkek arkadaşını arayıp yardım istedi. Erkek arkadaşı Moldova’daki yardım hattını aramış, onlar da Türkiye’de 157’yi aramaları gerektiğini söylemiş. Erkek arkadaşı bize 157’yi aramamızı söyledi. Polisler bizi Ankara’da tutulduğumuz otelden kurtardı. Şimdi IOM tarafından ülkemize geri dönmemiz sağlanıyor.” PARA YOK, PASAPORT YOK... 157 İnsan Ticareti Mağdurları Hattı’nı arayarak kurtulanların tümünün dramatik bir öyküsü var. Çoğu Türkiye’ye garson, dansçı ya da çocuk bakıcısı olmak için gelmişler, ama bir şekilde borçlu çıkarılarak, tacirler tarafından pasaportlarına el konulmuş ve fuhuşa zorlanmışlar. L. Y. 22 yaşında ve Moldova doğumlu. Kuşadası’nda garson olarak çalışabileceğini söyleyen bir arkadaşının yardımlarıyla Türkiye’ye gelmiş: “Arkadaşım uçak biletimi ve pasaportumu ayarladı. 4 Mayıs’ta İstanbul’a geldim. Havaalanında beni Türk bir adam karşıladı ve otobüsle Kuşadası’na gittik. Beni bir otele götürdüler. Garson olarak çalışacak hiç yer olmadığını ve Türkiye’ye geliş masrafları dolayısıyla kendilerine borçlu olduğumu, borcu fuhuş yaparak ödeyebileceğimi söylediler. Kabul etmedim, ama pasaportum ellerindeydi ve hiç param yoktu. Bir ay kadar fuhuşa zorlandım. Artık dayanamıyordum, kaçma planları yapmaya başlamıştım. Sonra aklıma ülkemdeki acil yardım hattını aramak geldi. La Strada’nın işlettiği hattı aradım, bana Türkiye’de 157’yi aramamı söylediler. Aradım, yerimi bildirdim. Yarım saat içinde polis beni ve tanımadığım bir kızı daha kurtardı. IOM görevlilerine ülkeme dönmekte gönüllü olduğumu söyledim. Şu an seyahat dokümanlarımın tamamlanmasını bekliyorum.” sezenmiha@gmail.com cumdergi@cumhuriyet. com.tr Selin Ünal CUMHURİYET 03 CMYK