Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4EYLÜL2005/SAYI1015 BİR FESTİVAL DAHA Rock'n Coke'a karşı Pepsi Electronica ocaCola'nın Rock'n Coke'una karşı Pepsi 'nin de Electronica Festival'i var. Geçtiğimiz yıl Parkorman'da 12 bin kişiyle buluşan festivalin bu yılki beklentisi 20 bin kişiye ulaşmak. 910 Eylül tarihlerinde gerçekleşecck festivalin organizasyonunu bu sene Pcpsi'yle beraber alternatif radyo istasyonu FG 93.7 üstleniyor. Festival programında pek çok tanınmış elektronik müzik grubunun yanı sıra DJ'ler de yer alacak. 8 farklı sahne ve 100 saat kesintisiz müzik vaat eden Pepsi Electronica Festival'in ağır topları ise Mylo, Fischerspooner, Sahsa, Telepopmusik, Judge Jules, Mouse T. Ses ve görsel prodüksiyonları ise Hollandalı Vision Imposibble ekibi. Pepsi Electronica'nın bir özelliği de genç yeteneklere fırsat vermesi. "Ceza" ise festivalin özel konuğu. Türkiye'deki bu ilk elektronik müzik festivali hakkında FG 93.7'den Can Tanca ve Pepsi ürün müdürü Selin Dora'nın görüşlerini aldık. C Tolga Burkay ilk albümünde dünyanın acılarına dokunuyor... Onun için rock hâlâ başkaldırının miiziği... Tolga Burkay'dan 'Sek Rock' Ali Deniz Uslu lke ülke dolaşıp sokak müziği yapan Tolga Burkay hep ertelediği ilk albümü "34Om\sn" ile müzikseverlerle buluştu. Burkay, Baba Bush Irak'ı işgal ettiğinde yazdığı "DemirKanatlılar" şarkısını 14 yıl sonra oğul Bush Irak'ı işgal ettiğinde ilk albümüne aldı. Günümüzde rock müziğin özünü kaybettiğini ve popülerleştiğini düşünüyor. Kendisini öykücü olarak tanımlayan Burkay'la müziğini konuştuk. Tolga Burkay kim? Universiteyi Ankara'da okudum. Bir müzisyen için enteresan olarak atom mühendisliğini seçtim. Girdikten sonra da pişman oldurn. Ben zaten askeri lise mezunuyum. Kan uyuşmazlığı ve anlaşmazlıklar yüzünden harp okuluna gitmeden oradan ayrıldım. Dört yıl 200 erkekle eğitim görünce insan üniversite zamanı sosyalleşmek istiyor. Atom mühendisliğinde de sınıf on kişi, sekiz erkek, iki kız! Ben de kaçtım oradan. O sırada müziklerıni yaptığım Ankara Üniversitesi Siyasal Bilinıler Fakültesi tiyatro grubu sayesinde bu alanda kalniaın gerektiğinin farkına vardım. Bir dönem Volkan Öktem, Alpay ve Vedat Sakman ile çalıştım. Bir rock grubum vardı. Ama o zamanlar rock sadece biz uzun saçlı çocukların kendini U Japonya'da belki de Türkiye'den daha fazla tanınıyor Tolga Burkay. Çünkü şarkılarıyla Hiroşima'yı anımsatmış onlara... "Demir Kanatlılar" ise Iraklı çocukları anlatıyor. eğlendirmesiydi ve para etmiyordu. Her şeyden soğumam ise 1997'ye rasdadı. Hayatın anlamını kaybettim gibi geldi ve çektim gittim. Sonuçta kendimi îstanbul'da buldum. Biraz müzikten uzak kaldım. O sırada da yaptığım iş gereği çok ülke gezdim ve sokak müziği yaptım. Peki, müziğinizi nasıl tanımlarsınız? Şarkı yazmak; insanlarla tamşmak ve öykü yazmaktır benim için. Çünkü ben öykücüyüm, onları anlatırım şarkılarda. Bu yüzden yaptığım müziğe "Sek Rock" diyorum. Ben bu albümde dertlerimi, acımı, söylemek istediklerimi hayata not düştüm. O yüzden bu "Sek Rock". Can Tanca (FG 93.7): Pepsi Electronica Festival, elektronik müzik konusunda dünya markası olma hedefinde. Amacımız bu kültürü benimseycnleri bir çatı altında toplamak ve festivali geniş katılımlı bir organizasyon haline getirmek. Festival, bu yıl 2 gün sürecek. Sanatçı sayısı da iki katına çıktı. Festivale 20 ayrı ülkeden 80'i aşkın sanatçı katılıyor. Elektronik müzikseverlerin uzun süredir beklediği değişik tarzlardan onlarca sanatçının performanslannı izlemek heyecan verici olacak. Geçtiğimiz yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz festivalin ardından dünyanın dört bir yanından birçok sanatçı bu yıl ki festivale katılmak istediklerini bize bildirdi. Hatta organizasyona ücretsiz katılabileceklerini dahi söylediler. Bu bizi gerçekten çok sevindirdi. Çünkü bu geri dönüşler bizim hedefimiz için doğru yolda olduğumuzun göstergesiydi. Biz Türkiye'deki elektronik müzikseverlcrin potansiyelinin farkındayız ve çalışmalarımızı bu doğrultuda ses getirecek başarılı organizasyonlar yapmak için sürdürmeye devam edeceğiz. Selin Dora (Pepsi Ürün Müdürü): Geçen yıl Electronica Festival'in ne kadar çok ses getirdiğini gördük. Bu yıl da "Daha Fazla Müzik, Daha Fazla Dans" sloganıyla Pepsi Electronica Festival organizasyonuna ana sponsor olduk. Amacımız tüketicilerimize her alanda "Daha Fazla "sını sunmak. Zaten Pepsi, sanatın pek çok alanını destekleyen birçok projenin içinde yer aldı. Biz Pepsi olarak daha önce de yaratıcı gençlere imkân sağlamak için Can FilmMüzik tasarım kategorisine sponsor olmuştuk. Böylece bu alandaki gençleri ortaya çıkardık. Bu tarz festivallerin sponsorlarla birlikte artması gerektiğine inanıyoruz. • Albümde ki "1945" isimli bir parçanıza, " Atombombası ile çocukları öldüren tek ülke bugün dünyayı nükleer tehditten koruyor" diye bir not düşmüşsünüz. Bu şarkıyı biraz anlatır mısınız? Iş hayatım nedeniyle Japonya'da kalıcı dostluklar edindim. Bu sene 6 Ağustos'ta, Hiroşima'da yapılan anma törenlerine de onlarla katıldım. " 1945" şarkısının hikâyesi de Tokyo'da başladı. Bir sabah Tokyo'da balık pazarında geziyordum, orada çok yaşlı bir balıkçı ile tanıştım ve sohbete daldık. Annesini Hiroşima'da kaybettiğini anlattı ve inanılmaz etkilendim. Ama bana kalırsa Japonya geçmişteki acılarını çoktan unuttu. Japonlar o korkunç acıya rağmen inanılmaz bir Amerikan çılgınlığı yaşıyorlar. Hatırlamıyorlar o günleri. Amerika da Irak'ın ilk işgalinden beri yıllardır bu dünyada istediğini yapıyor. Tüm ülkeler de inanılmaz bir aymazlıkla buna karşı çıkmıyor. Bu benim ellerimi titretiyor. 250 bin kişiyi kavurarak öldüren bir ülke şimdi dünyayı tehditlerden koruyor! Özgürleştireceğini iddia ettiği insanları öldürüyor. Işte bu şarkı, bu anlamsızlıklar ve Tokyolu balıkçı sayesinde çıktı. "1945" modern katillere karşı öfkem aslında. "Demir Kanatlılar" ise bu şarkının devamı sanki... Baba Bush Irak'a girdiğinde yazmıştım bu şarkıyı, ama bakın 14 sene sonra oğul Bush da aynı yerde. Belki 24 sene sonra da orada olacaklar. "Uykusunda Yakalayın Bir Çocuğu" diyorum orada, çünkü gerçek bu. Televizyonda gördüğümüz, havai fişek gösterisini andıran görüntüleri izledik, biz savaş diye. Bu yüzden orada yaşananlan anlamamız mümkün değil. Ben bunları kimse adına sahiplenmedim, ben bunları insan olduğum için yazdım. Siyasi veya dini bir amaçla yazmıyorum hiçbir şarkıyı. Peki, sizce roek tnüziğin popülerleşmesi onun felsefesini değiştirdi mi? Kesinlikle... Şöyle bir durum söz konusu; dünyada ve Türkiye'de çok iyi müzik yapan, müzikal olarak çok yetenekli ve bilgili bir gençlik var. Ama rock sadece kafa sallama, bas gitar, elektro gitar ve distörşın? değil. Bunlar elbette rock müziğin içinde var. Ama şu an şeklen rock müzik yapılıyor, hcm bizde hem dünyada. Görseller harika, ama müziğin doğuşunu özümsememiş insanlar. Rock; baş kaldırış, karşı koyuştur, anarşistliktir. Siz şeklen rock müzik yaparsanız, digerlerini müziğinize katmazsanız bu bir işe yaramaz.' | ^ Ankaralı 'Çilekeş' H enüz albümleri piyasa çıkmadan hatırı sayılır bir hayran kitlesine ulaşmışlardı. Ankaralı rock grubu "Çilekeş" sonunda "Y.O.K." ile müzikseverlerle buluştu. Tüm söz ve müziklerin gruba ait olduğu albümde; Rapci Fuat, Kurban grubundan Burak Gürpınar ve Aylin Aslım da yer aldı. "Çilekeş" şarkılarında dert sahibi insanların dertlerinden kaçışlarından bahsediyor, müziklerinde de melankoli var. Biz de "Çilekeş" ile ilk albümlerini ve müzik maceralarını konuştuk. Albümünüz piyasa çıkmadan çok geniş kidelere adınızı duyurmayı başardınız. Bu serüven nasd başladı? Görkem: Fanta'nın genç yetenekler yarışması bizim önümüzü açtı. Bizi bir şekilde vitrine çıkardı. Daha sonra da gençlik festivaline davet edilip tanınmış grupların yanında yer aldık. Bu çok önemli bir oluşumdu, çünkü diğer katılımcılar isim yapmış müzisyenlerdi, bizim ise adımız daha hiç duyulmamıştı ve albümümüz de yoktu. Peki, bu festival size neler kazandırdı? Görkem: Bize grup olmayı öğretme yolunda inanılmaz tecrübeler yaşattı. Konya'da, Trabzon'da, Aydın'da, Diyarbakır'da, Erzurum'da müziğimizeinanılmaz bir ilgi vardı. Müziğimizi denedik ve sonuçta iyi bir iş çıkardığımızın farkına vardık. Tüm bunlar cesaretimizi yerine getirdi. Albüm için ise acele etmedik, iyice demlenmemız gerekiyordu. "Çilekeş" müziğini nasıl tanımhyor? Görkem: Biz tanımlardan kaçmaya çade Ankara'dan geldiniz... Ali: tstanbul müziğin merkezi, ama burada ciddi bir kısıtlanma var. Aslında Ankara'dan sesimizi duyurabildiğimiz için şanslıyız. Ankara'da bu iş daha samimi yürüyor. Belki de havasından kaynaklanıyordur. Bir çeşit Seattle ruhu oluştu orada. Bu da "Ankara Sound" diyebileceğimiz bir tarz yarattı. Karamsar ve derinden bir tavrı var bizim oranın. Sedat: Ben gruba geçen sene kasım ayında katıldım. Daha önceleri de îstanbul'da çaldım. Buradaki ile tstanbul seyircisi arasında ciddi bir rark olduğunu gördüm. Ankara seyircisi grubunu takip ediyor ve sahipleniyor. tstanbul'da alternatif çokluğu sahiplenmeyi azaltıyor. Ankara'da seyircinin ruhu da çok farklı. îstanbul seyircisi bildiği şarkıları dinlemek isterken Ankara seyircisi sizin içine tat kattığınız müziği istiyor. "Çilekeş" bundan sonra yoluna nasıl devam edecek? Ali: Asıl hedefimiz ikinci albünı. Az ve öz konser verip istediğimiz performansı izleyicilere sunmak istiyoruz. Doğru zamanda ve doğru yerde olmak hedefimiz. Cumhur: Biz, müzik dışında duruşumuz ve tavrımızla da var olmak istiyoruz. Kliplerimizden fotoğraflarımıza, menajerlik hizmetlerımizden konserlerimize kadar her şey dahil buna. • lışıyoruz. Bizim müziğimiz Türkiye'deki ve Amerika'daki alternatif müziklerden etkilense de onların örnekleri veya taklitleri değil. Alternatif bir müzik yapıyoruz, ama her an her tazı deneyebiliriz. HEDEF ÎKİNCÎ ALBÜM Şarkılarınız nelerden bahsediyor? Ali: Her parça kendi hikâyesini anlatıyor. Genelde herkesin başından geçen olaylardan, pişmanlıklardan, yalnızhktan, sorunlardan bahsediyoruz. Ama şarkılarımızda tüm bunlardan bir kaçış yolu aramaya yönelik sözler, kısacası dert sahibi insanların kaçışları var. Tüm söz, müzik ve düzenlemeler bize ait. Adımız müziğimizi yansıtıyor, melankoli içeren bir müzik yapıyoruz. "Ankara Sound" denen bir tarz oluştu ve Ankaralı gruplar gittikçe artıyor. Siz