Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet DÜNYAYI GİYDİRİYORUZ... Türkiye ekonomisinin lokomotifi, ihracattaki yüzde 30 payıyla tekstil. Geçen yılın ihracat rakamı 2.2, bu yılın ilk altı ayında ise 2.4 milyar dolar. Peki bu lokomotif nasıl yürüyor? Dünya tekstilinde Türkiye'nin rakibi kimler? Arkası kesilmeyen soruları sanayiciler yanıtladı. Tasarımın, yani yaratıcılığın payını ise Arzu Kaprol ve Özlem Süer anlattı... EsraAçıkgöz Sayfa 89 Ozlem Süer'in tasanmı "Kaybolan Yıllar" ile başlayıp "Kardelen"lere uzayan sayısız albüm... Yüzlerce şarkı... Sezen Aksu ile geçen 30 yılın görünürdeki özeti bu... Peki, Aksu, Türkiye için neyi ifade ediyor? O bir "diva" mı? Edith Piaf, Billy Holiday ya da Ümmü Gülsüm'le boy ölçüşebilir mi? Yanıtlar elbette herkese göre değişiyor... Aksu herkesin tarihine şöyle bir dokunuyor, ama... SEZEN AKSU'YLA 30 YIL Berat Günçıkan S izin Sezen Aksu'nuz lcim? Hazin, ağlamaklı şarkıların yorumcusu mu, şenliklı, "edep" sınırlannı zorlayan bir söz yazarı mı? Elbette kulağın, yani zevkin hikmetinden sual olunmaz ama "Bende bütün albümleri var" ile "Işık Doğudan Yükselir'in üzerine müzik tanımam" diyenler arasında bir başka grup daha var ki, onların bu iki soruya da yanıtı sert bir dudak bükme. Ayak bileğine bir dövmesini yaptıracak kadar kendinden geçen fanatikleriyle, müzisyenden bile saymayanlann arasında az zaman değil, tam 30 yıl geçirdik Sezen Aksu'yla. Ilk albümü sayılabilecek "Kaybolan Yıllar"dan son albümü"Kardelen"e yüzler ce şarkıda izlediğimiz bu kadın kim, peki? Bir "Diva" mı, yoksa bir kuşak sonra şarkılarıyla birlikte yok olup gidecek bir pop yıldızı mı? O giderek daha fazla gündelik hayattan elini ayağını çekerken sorular da çoğalıyor, yanıtlar da. îsminin etrafında bir hale örülüyor. "Münzevi" hayatı öncesinde yüzlerce kez anlatmasına rağmen çocukluğuna, ilk gençliğine ilişkin yeni mistik hikayeler üretiliyor. O ne bunları doğruluyor, ne de yalanlıyor. Şarkdanyla hayranları arasından kendini çekiyor. Ne zaman ortalığa çıkacağına kendisi karar veriyor, bu ya bir toplumsal projeye destek konseri oluyor ya da toplumun canmı yakan bir soruna sahnede yanıt. Elbette Nevruz'da, Diyarbakır'da verdiği konser gibi gecikmeli yanıdar bunlar... Aksu, zamanı iyi kolluyor, toplumsal uzlaşmanın hissedildiği zamanlarda, kendini gizlemiyor... Bir şarkıcıdan, dili sakınmayalım, bir sanatçıdan yangının ortasında bir görmek/göstermek/görülmek beklenebilir mi? Bu soruya üç on yddır verilen yanıt "Hayır". Çünkü politikayı, özellikle de sınıf çelişkisini ve ideolojiyi hayatın gündeminden düşürme çabaları bunu gerektiriyor. Sanatçı, politikalar üstü gösteriliyor, sanatçı da, eleştirmen de, izleyici de bunu ıçselleştiriyor, yapılan ışle hayat arasmdaki bağın kopuşu göz ardı ediliyor. Oysa siyaset bilimı de, sosyoloji de, müzik eleştirisi de, hem bıreysel, hem de toplumsal refleksleri ancak yaşanılan dönem içinde kavrayabiliyor. Yani sanatçının ve sanatın dili ancak yagadığı dönemin siyasi, ekonomik ve sosyal yapısı içinde görülebiliyor. Bunun adı da sıyasetin ta kendisi... Sezen Aksu da ister aşk, ister şenlikli şarkıları olsun, isterse "hassasiyetleri"ni sergilediği konserleri ve albümleri olsun siyaset yapıyor. Siyaset yapmak, örgütlenmek gündelik hayattan eksilirken kimse yaşadığı anın, izlediği filmin, dinlediği müziğin ne anlattığına bakmıyor. Dinliyor, izliyor, unutuyor... Şimdi durup Sezen Aksu'nun Türkiye'nin hangi kırılma noktalarında, hangi şarkılarla ortaya çıktığına ve neleri unutturduğuna ya da hatırlattığına bakalım. Devamı 7 sayfada ARMAĞANLI BULMACA DİJİTAL DÜNYA | SATRANÇ | BRİÇ | ANKET DEFTERİ | MODA | MEKÂN | DEKORASYON | SOFRA Yaşamak ve hatırlamak... Gabriel Garcia Marquez yaşamının 30 yılını yazdı. "Anlatmak için Yaşamak"ta yoksulluk var, coşku, tren yolculukları ve ailesi de... Özlem Altunok Sayfa 5 Rüzgârla konuşuyor Güner Çetinel motosikletine Daha sağlıklı yaşamak için... Yeni bir ürün, yeni bir tedavi biçimi ya da tedavi merkezi. Kent yaşamı insan sağlığını tehdit ettikçe alternatifler de çoğalıyor. İşte, teknolojinin sunduğu yeni imkânlar... Ezel Urul/Ebru Baran/ Volkan Doğar Sayfa 1415 bindi mi, aklına neresi eserse oraya gitmek istiyor. Ama ne mümkün? Yollar ve meraklı bakışlar buna izin vermiyor. O da kendi sesini dinliyor... Z.Ezgi Altıner Sayfa 3