02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

410 TEMMUZ 2005 / SAYI 1007 Nobel adayı dört barış kadını obelBarış Ödülü 1901'den bu yana 80 erkeğe, 20 örgüte ve 12 kadına verildi. Ödülü alan ilk kadın Bertha von Suttner. Yıl ise 1905. Yüzyıl sonra, Özgür bugün ödülün adayları arasında yine Erbaş kadınlar var, üstelik 1000 kadın birden. Ödülün, 150 ülkeden seçilen 1000 kadına verilmesi bekleniyor. Adaylar arasında Türkiye'den de dört kadın var, Leyla Zana, Ayşe Düzkan, Pervin Buldan ve Müesser Güneş. 2005 Nobel Barış Ödülü için 1000 Kadın Projesi, kadınların adaletsizliğe, ayrımcılığa, zulme ve şiddete karşı mücadelelerini görünür kılmayı amaçlıyor. Isveç Parlamentosu ve Avrupa Konseyi üyesi, projenin başkanı Dr. RuthGaby VermotBarış Mangold şöyle diyor: mücadelesi "Avrupa Konseyi üyesi olarak, bugüne kadar mülteci kamplarına, vermiş 150 çeşitli kriz ve savaş alanlarına, ülkeden 1000 Azerbaycan, Ermenistan, Bosna ve Kosova, Sırbistan, Çeçenistan kadın, bu yılın ve Gürcistan gibi ziyaretlerde Nobel Barış bulundum. Her yerde, oldukça tehlikeli ortamlarda yeniden Ödülü adayı. yapılanma ve barış için çalışan Türkiye'den kadınlarla tanıştım. Çok zor koşullarda ilaç ve yemek bulmaya Leyla Zana, çabalıyor, kayıp insanlan arıyor ve Müesser mültecilerin daha iyi koşullarda yaşaması için görüşmeler yapıyor, Güneş, Pervin işkence ve ölümleri belgelemeye Buldan ve Ayşe çabalıyor, çocukları korumaya uğraşıyorlardı... Bu kadınlarla Düzkan adaylar tanıştıktan sonra, insanların barış arasında. için kadınların yaptıklarını bilmesini ve bunun farkına varmalarını istedim. Ve fikir buradan çıktı. Mart 2003'te başlayan projemizde sponsor listesi büyüyor. Milyonlarca barış kadını var! Onların adına 1000 kadın bu ödülü alacak." Berat Günçıkan N; şu anda savaş kararlarını erkekler alıyor, savaştan çıkarı olanlar, ordular, silah tüccarları vb. hep erkek. ama bunun sebebi biyolojik değil. dünyayı yöneten, erkekleri baskı ve sömiirü altına alan kadınlar olsaydı bu işleri onlar yapacaktı. bizim derdimiz bu durumu ortadan kaldırmak, yerleri değiştirmek değil. kadınların barış mücadelesine katılmalarının sebebi savaştaki mağduriyetleri. bugün yoksul bir ülkede yaşayan bir kadının savaşta ölme riski zengin bir ülkenin ordusıındaki bir askerle aynı. bu benim fikrim değil, uluslararası gözlemcilerin söylediği bir şey. çünkü savaşlar artık askeri güçlerle sivil hedefler arasında yaşanıyor. bu sivil hedeflerin önemli bir kısmını kadınlar oluşturuyor. savaş yüzünden göç etmek zorunda kalanların üçte ikisi kadınlar ve bakmakla yükümlü uldukları çocukları. tecavüz ve cinsel taciz bir saAYŞE DÜZKAN vaş yöntemi zaten. dolayısıyla kadınların savaştan Gazeteci Kadın ÇevresiYayıncılık'ın 1987'deçıkar mağduriyetleri erkeklerinkindcn fazla. barış mücamaya başladığı Feminist dergisinin ve Pazartesi dergi delelerinde yer almalarının sebebi bu. türkiye'de kürt ve türk kadınların başarabildiği en sinin yazarlanndan. Dosna'daki mülteci kamplannda gönüllü olarak çalıştı, Cumartesi Anneleri'ne deslek önemli şey bir araya gelmek, sorunlarının ortak olduverdi. Yazılarını iktidara karşı, küçük harflerle yazıyor ğunu fark etmek olmuştur bence. bunu dışında bu konuda düzenlenen bir sürü kampanyayı kadınlar yürüttü; arkadaşıma dokunma örneğin. çatışma sürecidünyanın birçok yerinde kadınlar barış için çok ne ciddi bir biçimde müdahale eden barış anneleri var. ciddi çaba gösteriyor. fakat bunlar gözc görünmeyen, ayrıca, bu adaylığı gönlümde paylaştığım tomris özgösterişsiz çabalar. ödül, bu çabalara kıymet vermesi den'i hatırlatmak isterim; o subay olan eşini savaşta açısından önemli bir şey. aynı zamanda bu kadınlar kaybetmesine rağmen intikam değil barış dedi ve bu bu süreçte birçok baskıyla karşı karşıya kalıyorlar. onurlu hareketiyle tarihe geçecektir. ödül onları korumayı da hedefliyor. LEYLA ZANA 1961 yılında Bahçeköy mezrasında dünyaya geldi. Bir yıl ilkokula devam ettikten sonra okuldan alındı, 14 yaşında teyzesinin oğlu Mehdi Zana'yla evlendirildi. 15 yaşında oğlu Ronay dünyaya geldi. 1977 yılında eşi Mehdi Zana Divarbakır Belc diye Başkanı seçildi. Kocası 12 Eylül darbesinin ardından tu tuklandığında Zana kızları Ruken'e hamileydi. Türkçe'yi ceza evi ziyaretleri sırasında öğrendi. Lise de dahil eğitimini dışardan tamamladı. Bir süre gazetecilik yaptı. 1991 seçimlerinde DEP milletvekili olarak Meclis'egirdi. Kürtçe yemin etmesi nedeniyle tutuklandı, 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. AtHM'nin kararıyla yeniden yargılandı. 2004 yılında tahliye edildi. Demokratik Toplum Hareketi'nin kurucuları arasında ver alıyor. PERVİN BULDAN 1967 doğumlu. Kocası, dönemin başbakam Tansu Çiller'ın hedef gösteren konuşmasının ardından öldürülen Kürt işadamlanndan Savaş Buldan'dı. Cinayetten sonra bir yıl hıç konuşmadı. Önce Cumartesi Anneleri'nin eylemlerine destek verdi, sonra Yakınlannı Kaybeden Ailelerle Yardtmlaşma ve Dayamşma Derneği'ni kurdu. Halen bu derneğin başkanı. On yıldır barış mücadelesinin içindeyim. Mücadelem, eşimin öldürülmesi ile başladı... Şunu da söylemeliyim ki, ben eşimin öldürüldüğü gün, bir kız çocuğu dünyaya getirdim. Tabii arkasından zorluklar başladı, iki çocuğun hem annesi, hem babası olmanın zorluklarını yaşadım. Ayrıca, eşimin katillerinin bulunması için de çabaladım. I \ m m Projenin Hindistan Koordinatörü ve Jagori örgütü yöneticilerinden Kamla Bhasin, " 1000 bir sembol. Bu sembol, barışın dramatik bir faaliyet değil, daha çok azar azar başarılan bir şey olduğunu söylüyor. Barış bireysel bir eylem değildir. Tek başınıza barış yapamazsınız" diyor. Biz de Türkiye'den ödüle aday gösterilen kadınlarla konuştuk. Leyla Zana, röportaj yapmama kararı gereği görüş bildirmedi. \aam Baskılar oldu elbette, Cumartesi Anneleri'nin eylemleri gözaltılarla, baskılarla engellendi. Biz de bunun üzerine Kayıp Yakınları Derneği'ni kurduk. Bugüne kadar yaklaşık bin kişiye ulaştık. Kayıplarla ilgili bir arşivoluşturduk. Biryandandahukuk mücadelesi verdik. Türkiye'de yargı yolları tıkanınca, AlHM'e başvurduk. Zaman aşımı nedeniyle bazı dosyalar kabul edilmedi, ama eşimle ilgili dava kabul edildi. Barış mücadelesinde ben yaşamasam da çevremde birçok kadının feodal yapının da engelleriyle karşılaştığını gördüm. Ben şuna inanıyorum ki, bu dünyaya barış gelecekse, kadınların eliyle gelecek. Çünkü en çok bedel ödeyen ve barışı en çok hak edenler onlar. Bu yüzden de bu ödülü çok önemsiyorum. Bu ödülü alırsak, önyargıları da daha çabuk kırarız diye düşünüyorum. MÜESSER GÜNEŞ Ahlat doğumlu. 5}yci}inda Altı çocuğu var. Biroğlunu 1992'dc, diğerini 2001'de, çatışmalarda \ıtirdi. 1999 'da oluşturulan Barış Ann eleri sözcüleriıı dcn. Ben şunu söylüyorıım, benim gibi yüzlerce, binlcrce kadın var. Dilimizi, kültürümüzü, insanlanmızı kaybetmişiz. 30 yılsüren kir li savaşın içinde sürgün olmuşuz, köylerimiz yakılmış... lstaafeuTa '"geldiğimde, buyabapcı memlekette sesimi çıkaramıyor'd'um, sonra bir çığlık attım, diğer anneler de duydular ve bir araya geldik, Barış Anneleri'ni kurduk. Gazetecilerle, aydınlarla gö rüştük, parlamentoya gittik. Pek çok ülkeye davet edildik, in ternetle pek çok ülkenin barış isteyen kadınlarıyla bağlantı kurduk. Biz, hem Türkiye hem Ortadoğu hem dünyadaki biitün savaşların durdurulması için uğraşıyoruz. Ben iki oğiumu kurtaramadım, ama bu işten de çıkmadım, bütün çocuklaıa kendi çocuğum gibi bakıyorum ve onlar için barış istiyomm. Bu ödülü almak, 1000 kadından biri olmak, bunun için önemli. m 1M Cinsel sorunlarınız için 0212... Esra Açıkgöz P enis boyumun uzunluğu normal mi?, Kadınlar neden hoşlanır?, Neden erken boşalıyorum?, Mastürbasyon en fazla kaç günde bir yapdabilir?... Bunlar, "Alo Okey Cinsel Sağlık Bilgi HattTna gelen sorulardan sadece birkaçı. 2005 yüının ilk üç ayında toplam 10 bin 521 kişi hattı aramış. Sorular, Türkiye'de cinsel tabuların hâlâ yıkılmadığını gösteriyor. En önemli cinsel sorunun başında penis boyu, cinsel ilişki sıklığı ve kızlık zarı geliyor. Bu da Türkiye'de insanların hâlâ bedenleriyle barışık olmadığına işaret ediyor. Türkiye Aile Planlaması Vakfı'nın (TAPV), Okey sponsorluğunda yürüttüğü hat, 2000 yılından beri faaliyette. Sorular, hatta kayıtlı bilgilerin yanı sıra danışmanlar tarafından da yanıtlanıyor. TAPV Tıbbi Koordinatör Dr. Enis Balkan ile Alo Okey Cinsel Sağlık Bilgi Hattı ve Türkiye'de cinsellik üzerine konuştuk. Penis boyu konusu bir cinsel sorun değil bence, çünkü insan türünün penis büyüklüğü belli. Bilinen penis ölçüleri 1115 cm. Hatta 7 cm. ve üzeri bir penisin cinsel ve üreme fonksiyonlarını yerine getirmesi mümkün. Cinsellik aile içinde konuşulmadığı gibi ülkemizdeki insanlara kendi bedenleri yani üreme sisteminin yapısı ve işleyişi temel eği tim sırasında da öğretilmiyor. Konuşulamayan bu konular için önemli bilgi kaynağı haline gelen pornografik yayınlar normal değerler konusunda (cinsel organ ölçüleri, ilişki biçimleri ve süreleri) insanları yanıltıyor ve cinsel yaşama zarar veriyor. İnsanların hâlâ bedenleriyle barışık olmaması ne gibi sonuçlar doğuruyor? Mesela, uzunca yıllar evli olup vajinismus nedeni ile bir kez bile ilişkide bulanamamış ve bu nedenle gebe kalamadığı için ailesi tarafından kısırlık tedavisi için baskı yapılan bir kadına danışmanlık yaptık. Şimdi eşiyle terapi görüyor. Özellikle küçük yerlerde yaşayan ve erken boşalma sorunu olan pek çok erkeğe fazla ZAMANA İHTİYAÇ VAR Alo Okey Cinsel Sağlık Bilgi Hattı'na gelen sorular doğrultusunda, Türkiye'de yaşayan insanların cinsel profili hakkında neler söyleyebilirsiniz ? Bu hattı bugüne kadar 400 bine yakın kişi aradı, danışmanlarla görüşen kişi sayısı ise 39 binden fazla. Arayanlara ilişkin demografik verilerimiz yok, sadece ne tür bilgileri dinlediklerini bilebiliyoruz. Arayanların ortalama yüzde 70'i erkek. Yine de zaman içinde kadın arayıcı sayısında artış oldu. Özellikle genç erkekler penis boyunu, mastürbasyon ve anal ilişkiyi, cinselliği aktif yaşayanlar erken boşalmayı; kızlar kızlık zarını ve orgazm olamamayı soruyorlar. Türkiye'de erkeklerin en büyük cinsel sorunun penis boyu ve cinsel ilişki sıklığı olmasının altında yatan neden nedir sizce? yardımcı olamıyoruz. Başvuranlar içinde erken boşalma için olur olmaz her şevi deneyen erkekler var. Insanlar cinsellikle ilgili so runlarını hekimlerle bile paylaşmıyorlar. Telefonla danışmanlık bu anlamda ctkili, ancak sorunları çözmekten çok çözüm bıılma konusunda kişileri cesaretlendirmeye yarıyor. Bu da işe yarayan bir dıırum aslında. Bir de kızlık zarı sorunu var. Kızlık zarı konusu sanırım ülkemizdc kızların; eğlenilecek kızlar ve evlenilecek kızlar diye erkekler hatta aileler tarafından sınıflanmasıyla besleniyor. Yine kanımca penis boyu endişesi erkekleri cinsel deneyiıni olmayan kızları tercih etmeye de ıtiyor. Bu konu daha insanların isjn başında birbirini aldatması, diye yorumlanabilecek kızlık zarı onarımı gibi bir çözümü de besliyor. Cinselliğin konuşulmaması, bilinmemesi ve özellilde bizde ve bizim gibi toplıımlarda kadınerkek birçok kişi tarafından destek bulan cinsel mitler, insanlarımızı cinsel açıdan sorunlu ve tatminsiz kdıyor. Özellikle küçük yaşlardan itibaren kız çocuklara uygulanan baskılar, öğretiler ve biçilen toplumsal roller de bu konuda önemli etkenlerden biri. •Sağlık hattına da en çok cinsel uyarılma ve orgazm konuları soruluyor. Türkiye'de, özellikle de kadınların orgazm yaşama oranının çok düşük olduğu biliniyor. iyi bir cinsel yaşam, dğrenilen bir süreç. Önce kişilerin birbiriyle isteklerini konuşmaları ve bu istekleri uygulamayu çalışnıaları gerekiyor. Tatmin edici cinsel ilişki için kadının ve erkeğin zamana ihtiyacı var. Hattın kurulduğu zamandan bugüne gelindiğinde Türkiye'deki insanların cinsel yaşamlarında ne gibi değişiklikler olmuş? Neleri aşabilmişiz? Hatta gelen bilgilerle ve arayıcılarla ülkemizdeki cinsel yaşamda olan değişikliklcri tam anlamı ile değerlendirmek zor. Ancak kadın arayıcı sayısındaki artış, daha razla öğrenme isteği, bedenini keşfetmeye yönelik arayışlar önemli değişimler... • Alo Okey Cımel Sağlık Bilgi Hattı: 0212 257 59 75) wıvw ak com.tr \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle