Katalog

5 HAZlRAN 2005 / SAYI1002 Benim tarzım ethnotronix Ali Deniz Uslu urtlar Vadisi, Haziran Gecesi ve Yabancı Damat dizisinin müzikleri ilc adından sıkça söz ettiren Gökhan Kırdar iki albümle birden sevenleri ile buluşuyor. Bunlardan biri dizi müziklerinden oluşan "Üstüme Basıp Geçme" diğeri ise Türk tarihinin en eski enstriimanı olarak bilinen "Tüür" davulunun ritüelleri üzerine kurulu "TüürYağmur Duası". "Yerine Sevemem" albümünden sonra kısa süreli sessizlikler yaşayan, sonra da yurtdışında çalışmalarını sürdüren sanatçı "Crude" filmi için yaptığı müzikler ile debir çok ödül kazandı, şimdi ise çalışmalarını Türkiye'de sürdürüyor. Kırdar ile yeni çalışması "Tüür" ve yaptığı dizi müziklerini konuştuk.v Sizi ilk kez, 11 yıl önce "Yerine Sevemem" ile dinledik. Birkaç albüm daha yapttnız, sonra da sessiz kaldınız. Bu sessizlik döneminde neler oldu? Ilk iki albümüm yeni oluşmaya başlayan taverna müziğinin üzerine Akdeniz müziği dediğimiz daha genç birformayönelikti. "YerineSevemem", "Fayton", "Gece Melek ve Bizim Çocuklar" Akdeniz müziği forGÖKHAN KIRDAR, munda romantik ve melankolik çalışalbüm çalışmalarına malardı. Sonra bir uzaklaşma oldu. Bu"TüürYağmur Duası" nun nedeni, yapmak istediğim müzik türünün daha endüstriyel, daha elektve "Üstüme Basıp ronik tabanlı bir müzik olduğunun farGeçme " ile devam kına varmamdı. "Tutunamadım" albümünde bu tarzı, yani döngüye yönelik ediyor. Tarzım elektronik anlayışı kullanmaya başla"ethnotronix" olarak mıştım. O yıllarda dünyada bile oturtanımlayan Kırdar pek nıamış bir müzik olduğu için bu mantıktaki çalışmalar deneysel kabul ediliçok dizinin müziğine yordu. 97 yıhnda ise protest tavırlı de imza attı. Hazlran "Trip" albümü geldi. "Trip" birey mücadelesini ve taşıdığımız korkuları anGecesl, Kurtlar Vadisl, latıyordu. Müzikal açıdan ise MüslüYabancı Damat, bu man mahallesinde salyangoz satmanın dizilerden birkaçı... karşılığıydı. "Trip"ten sonra Anadolu'ya ait geleneksel mirasımızı, geleneksel ile endüstriyel olanı, kırsal ile şehirliyi bir araya getirmeyi istedim. Bu tarza da "ethnotronix" adını verdim. Bu, etnik ve elektronik kavramların hem müzikal hem felsefi anlamda bir araya gelerek üçüncü bir tür arayışından kaynaklanan, doğan bir müzikti. Bu yönde çalışmalarımı sürdürürken Amerika'da "Crude" filmi için yaptığım "Keyf" albümü ile ödül aldım. "Keyf" sonradan daha birçok festivalde ödüle layık görüldü. Siz yurtdışında başarılar yakalarken bizim bunlardan pek haberimiz yoktu... Yurtdışında çalışma nedenim evrensel birtakım çalışmalara yönelmem dolayısıyla oldu. Bu sıralarda Ethnotronix 14 ülkedeyayımlandı, "Keyf" albümü "EMI" sayesinde tüm dünyaya ulaştı. Tabii bazı durumlarda sizin yurtdışında çok büyiik başarılar elde edip ödüller kazanmanız çok da önemli ol K muyor, hatta sizin müziği bıraktığınızı bile söyleyebiliyorlar. Dizi müziklerine nasıl başladınız? Osman Sınav'ın "Kurdar Vadisi" için teklif geldi. Filmin sert yapısı benim elektronik müziğimi çok iyi şekilde yansıttı. Daha sonrada "Ölümsüz Aşk", "Hayalet", bu sene de "Yabancı Damat", "Haziran Gecesi", "Aynalar ve Dönme Dolap" geldi. Dizi müziklerini bestelerken nelere önem veriyorsunuz? Dizilerde yapım için fazla bir süreniz olmuyor, senaryoyu ve karakterlerı inceliyorsunuz, ama beni en çok etkileyen elbette ki film haÜne geldikten sonraki durum. Görüntü haline gelen malzeme çalışacağım müzik için en önemli destek. Yazılı materyaller imgeleri size tam aktarmaz, ama görseller, kamera hareketleri zamanla sizin müziğinize yön verir. Siz de onların karşılıklarını bulursunuz. Müzik aslında ekrana yansıyan tüm görüntülerin karşılığı olarak meydana gelir ve netleşir. YERİNE SEVEMEM... Solo çalışmalarınız ile dizi müziklerini karşılaştırmanızı istesem... Film müzikleri kolektif birer çalışmanın ürünü. Senaryo, oyuncular, yönetmen bunlann hepsi bunun içinde. Solo albümlerimde ise yalnızca hayal gücüm, kendi söylemim ve kendi duygularımdan yola çıkıyorum. Solo çalışmaların daha yaratıcı olduğunu düşünüyorum, çünkü kısıtlamalar yok. "Yerine Sevemem" yıllardır dillerden düşmeyen bir klasik oldu. Sizin için bu şarkının anlamı nedir? Bu şarkıda aşk tam olarak anlatmak istediğimi veriyor mu, büemiyorum. "Yerine Sevemem"de güçlü bir sadakat duygusu var. Ama bu insanın tek başına yaşayabileceği bir dııygu, derin bir melankoli ve hüzün yaşıyor. Hüzün kendi içinde de mistisizm ile egzotizm barındırıyor. Sadece romantizm bunu açıklamak için yeterli değil. "Yerine Sevemem" ınsanın kendi içindeki aşk ile hesaplaşması aslında. Şimdi ise iki yeni albümle karşımızdasınız. Bunlardan "TüürYağmur Duası" albümünden bahsetseniz. Uzun zamandır kendime geleneksel özümüz nedir, sorusunu soruyordum. Bunu pop müzik bilgisinin dışmda, daha derinlerde araştırdım. Bunun için de müzikoloji okumaya başladım. Şu aralar müzik tarihimizin peşinden koşuyorum. Orta Asya müziğini inceliyorum. Milattan öncelerine dayanan bir Türk müziğimiz var. Dönemsel enstrümanlarımız çok zengin. Mesela "Tüür" bir Şaman davulu (Kam) aslında ilk Türk enstrümanı. "Tüür" albümünün yapım aşamasında eski ritüelleri araştırdık. Kayıtlı olan 5 binden fazla Türk enstrümanı bulduk. Ben de bu çalışmamda Türk müziğinin en eski enstrümanları ile kendi elektronik müziğimi buluşturma Gökhan Kırdar Fotoğraf: Uğur Demir ya çalıştım. Aynca bu proje yardım amaçlı. Tüm geliri "TOÇEV Yaşasın Okulumuz" kampanyasına aktarılacak. TüürYağmur Duası aslında özü gereği bunu yapıyor. Çünkü inanışlar gereği bizlerin tüm canlılara merhamet duygusuyla yaklaşmamız ve her canlıya eşit davranmamız gerekli. Ben de bu çalışmayı kültürel ve sosyal bir destek olarak sağlamaya çalıştım. Bundan sonra neler yapacaksuıız? Ethnotronix tarzımı zenginleştirip devam edeceğim. Daha fazla geleneksel enstrüman ile tanışıp bunları Avrupa sahnesine taşımak istiyorum. Dizi müzikleri devam ediyor. "Dem" ve "Yerine Sevemem" tekrar gelecek.Yurtdışı programları ve Türkiye'deki yaz konserleri için çalışmalara başlıyoruz.# ONE LOVE FESTİVAL (911 HAZİRAN) Kimyasal Kardeşlergeliyor E fes Pilsen One Love Festival, dördüncü yılında da güçlü isimleri ağırlıyor. Daha önceleri Manu Chao, Moby ve Peter Gabriel gibi dünyaca ünlü isimlerle müzikseverleri buluşturan organizasyonun bu seneki ağır topu "The Chemical Brothers". 911 Haziran'da Parkorman'da düzenlenecek olan festivalin diğer katılımcıları ise "The Stone Roses"tan tanıdığımız Manchester'lı Ian Brown, Super Furry Animals, görsel şölenlerle adından bahsettiren ikili "Lemon Jelly". Tabii ki "Replikas" ve "Manga" da festivalde... 1995'ten başlayarak dünyada haklı bir şöhrete kavuşan "The Chemical BrothersKimyasal Kardeşler", özellikle de son dönemde "Galvanize"ın bize tanıdık gelen melodik yapısıyla oldukça ses getirdi. Festivale son albümleri "Push The Button" turnesinin tanıtımı kapsamında katılacak olan grubun sahne hazırlıkları konusundaki duyumlar ise gerçekten ilgi çekici. Özel görsel malzemeler hazırlatan grup lazer gösterileri ile de eğlenceyi unutulmaz kılmayı amaçhyor. Yani, tüm dünyada 10 milyondan fazla satan Grammy ödüllü "The Chemical Brothers" canlı görmek fırsatı elimizde. Festivalin bir diğer önemli ismi Ian Brown ise 11 Haziran'da îstanbullu müzikseverler ile buluşacak. Onun için söylenebilecek tek şey aşk ve hüzün. Festivalde aynca alternatif müziğin öncülerinden "Super Furry Animals" sahne alacak. Progresif pop diyebileceğimiz tarzlarmda politik söylemlerden çekinmeyen Galli grup da Istanbul'da ilk kez sahne alacak. Efes Pilsen One Love Festival'in bu seneki Türk grupları ise son dönemde adlarından sıkça söz ettiren "Manga ve Replikas". Geç tiğimiz aylarda ilk albümlerini çıkaran ve "Bir Kadın Çizeceksin" şarkısı ile gençlerin gözdesi olan Ankaralı Manga'yı festivalde izlemek mümkün. Replikas da çiçeği burnunda avantrock tarzındaki üçüncü albümleri "Avaz" ile boy gösterecek. Ayrıca Agentorange ve Murat Beşer de festivalde. Kısacası, 911 Haziran'da Parkorman'da, böylesine sağlam gruplarm olduğu bir festivali, Istanbul'un koyu gri gökyüzünün altında izlemek son derece keyifli olacak. •