16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

26 HAZÎRAN 2005 / SAYI 1005 İzmir müzikle buluştu. Emma Shaplin 2 Temmuz'da Çeşme Kalesi'nde... FESTİVALDE NELER VAR? 2829 Haziran 2005 Montreal Caz Balesi "The Stolen Show" Sabancı Kültür Sarayı, 21.30 30 Haziran 2005Perşembe (Ahmet Pirıştina Anısına) Tekfen Filarmoni Orkestrası Gündoğdu MeydanıAlsancak, 21.30 2 Temmuz 2005 Emma Shaplin Çeşme Kalesi, 21.30 7 Temmuz 2005 Justus Frantz & The Philharmonia of the Nations Şef: Justus Frantz Şükran Yücel luslararası Izmir Festivali hızla yol alıyor. Festivalde salı ve çarşamba günleri Montreal Caz Balesi'nin gösterisi var. Biz de festivali düzenleyen îzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı'nın (ÎKSEV) Başkanı Filiz Eczacıbaşı Sarper'le konuştuk. Sanata büyük katluları olan Eczacıba§ı ailesinin İzmir'deki üyesi olan Filiz Eczacıbaşı, sanat hayatına küçük yaşta bale yaparak başladı. Baleye olan yeteneği ortaya çıktığında amcası Nejat Eczacıbaşı onun Londra'da bale eğitimi aknasını istedi. "Ben o zaman henüz Barbie bebeğimle oynuyordum" diyen Eczacıbaşı, annesinin isteği üzerine Izmir'de kaldı. Liseden sonra Londra'da koreolojı okulunda eğitıminı U bitirdi ve Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nde koreolojist olarak çalıştı. Daha sonra tzmir'e döndü. 1985'de Nejat Eczacıbaşı ile birlikte ÎKSEV'in kuruculan arasında yer aldı. 19 yıldır Uluslararası İzmir Festivali'ni, 12 yıldır Avrupa Caz Festivali'ni ve çeşitli eğitimkültür etkinliklerini düzenliyor. tzmir'de gerçekleşen en uzun süreli festivali düzenlemenin güçlükleri oldu mu? Bizim ıçin en büyük güçlük finansal sorunlar oldu. Zaman zaman sponsor bulmakta zorlandık. Yoksa izmirUler başından itibaren festivale sevinçle sahip çıktılar. Festivalin Izmir'in bir turizm ve kültür kenti olmasına katkıları büyük. Avrupa BirligTne gırme sürecinde festivalimi İzmir, şu sıralar müzikle tarihin buluşmasına tanık oluyor. Çünkü, 19. Uluslararası İzmir Festivali'nin mekânları, Efes Antik Tiyatro, Celsus Kütüphanesi ve Çeşme Kalesi... Festivalde klasik müzik de var, caz da... zin Avrupa Festivaller Birliği'nin prestijli bir üyesi olmasının çok önemli olduğuna inanıyorum. Dünyanın en ünlü orkestralarının kentimizde konserler vermesi hem izleyicinin beğeni düzeyini yükseltmek açısından hem de kentimizin tanıtımı açısından fevkalade önemli. Universiade 2005 için Izmır'in seçilmesinde de festivaümizin uluslararası başansının rol oynadığına inanıyorum. Festival etkinlikleri için Efes Antik Büyük Tiyatro, Celsus Kütüphanesi, Çeşme Kalesi gibi tarihi mekânları öne çıkarma gibi bir amacınız var. Antik Efes kentinin tiyatrolarında bu etkinlikleri gerçekleştirebilmemiz bizi diğer festivallerin arasında önemli bir konuma getiriyor. Bazı ünlü isimler özellikle Efes'te konser vermek ıstiyorlar. Bu öyle bir ayncalık ki, dünyariın hiçbir yerinde bir eşi yok. 13. festivalin açdışını yaptığımız Agora bugün ciddi bir restorasyon içinde. Kadifekale de biz açılışımızı ve iki etkinliğimizi gerçekleştirdikten sonra belediyenin de sahip çıkmasıyla farklı bir görünüm kazandı ve rekreasyon alanı olarak kullanılıyor. İKSEV aynı zamanda ülkemizin ilk kültür kongresini yapma özelliğini de taşıyor. tlk ikisini gerçekleştirdiğiniz kültür kongrelerinin devamı gelecek mi? Bunu çok istiyoruz. 1997'de "Globalleşme veDemokrasi",2000'de "Barış Kükürü" kongreleri yapıldı. İlk fırsatta yenisini gerçekleştireceğiz. 9 Temmuz 2005 "Şarkıların Kanatlarında" Ayşe Sezerman, soprano Şirin Pancaroğlu, arp Çeşme Kalesi, 21.30 13 Temmuz 2005 AltWiener Octet Solist: Alfred Pfleger, keman Celsus Kütüphanesi, 21.30 16 Temmuz 2005 Jane Birkin Çeşme Kalesi, 21.30 Ezel Urul TÜRKÜ GEVEZESİYİM... K ılit, Hüseyin Turan'ın son albümünün adı. "Herkesin hayatında kilit noktalar vardır" diyor. Onun kilidini türkülerin açtığını artık hepimiz biliyoruz. 14 anonim türküye yer verdiği bu albümünü de zaten "Halk müziği budur" demek için yapmış. Hüseyin Turan'la müziğin hayatındaki yerini ve yeni albümünü konuştuk. Nerede doğup büyüdünüz? Erzincan'da doğdum... Şu anki bilincimle "lyi ki orada doğdum" diyorum. Çünkü sanatla uğraşan bir insanın köyde yaşaması, ileriki yaşlarında tarklı bir vizyon sahibi olmasını sağlıyor. Sözün kısası sırt çantasında büyük bir Anadolu birikimi oluyor. Sonra Izmir'e taşındık, altı yaşındaydım. Sadece şehir değil, bölge değişikliği de oldu. Küçük bir çocuk için her şeyin en katıksızının bulunduğu toprakları bırakıp büyük şehrin karmaşasına karışmak zor bir durumdu. Eğer Erzincan'da yaşamaya devam etseydiniz... Herhalde köyden kaçıp gençliğin verdiği cesaretle kendimi kurtlar sofrasına atardım. Büyük ihtimalle Istanbul'a gelirdim. İzmir, biraz da geçiş noktası oldu benim için. Ailemin o zaman verdiği karar şu an sahip olduğum müzikal kimliğimin oluşmasına neden oldu. Oralarda kalsaydım şu an torunlarım olurdu. Belki de daha mutlu olurdum, kim bÜir. Bağlama ve türkülerle ilişkiniz nasıl başladı? Kendimi bildim bileli türkü söylüyorum. Âşık Mahsuni Şerif'in plaklarını dinlerdim. Aslında her şey kendiliğinden oluştu. Ortaokula geldiğimde, birden, "Ben neden bağlama çalmıyorum?" dedim. Eniştemin kırık bir sazı vardı, onu yaptırdım. Üstüne de notalan yazdırdım ve kendi kendime çalmaya başladım. Bir taraftan bağlama çalıp türkü söylerken bir taraftan da halk oyunlarıyla ilgilenmiş, yurtiçi ve yurtdışındaki yarışmalarda dereceler elde etmişsiniz... Halk oyunlarının müzikal geh'şimime çok büyük katkısı oldu. Türkü söylerken o yöreye ait bir halk oyunu varsa onu da sahneliyorum. Eğer halk oyunlarıyla ilgilenmeseydim, sadece Erzincan türküleri söyleyebilirdim. Son albümünüzde, "Herkesin hayatında kilit noktalar vardır" demişsiniz. Sizi işlet HÜSEYİN TURAN'ın son albümü "KilrTte 14 anonim türkü var. ^~ Turan, "Türkü söylemeseydim, ölürdüm" diyecek kadar müziğine bağlı. Son albümünü aslında bir meydan okuma olarak görüyor, "İşte, Türk Halk Müziği budur" diyor... me fakültesinden konservatuvara taşıyan da kilit bir nokta mıydı? Türküler benim için bir yaşam biçimi. Türkü söyleyemeseydim ölürdüm. Türkülerde gevezeyim ben. Üniversiteye girdiğim yıl, Izmir'de konservatuvar açılmamıştı. Ben de kendimi kişisel becerilerimden uzak bir bölümde buluverdim. Işletme son sınıfa geldiğimde konservatuvar açıldı ve okulu tek dersim olmasına rağmen bırakıp konservatuvara başladım. Bitirdikten sonra aftan yararlanıp işletme fakültesinden de diplomamı aldım. Konservatuvarın size bir de armağanı vardı, "Grup Laçin". Altı yıl boyunca başarılı bir grafik çizdiniz. Gruptan ayrılma sebebiniz neydi? ' Albümümüz çıkmadan önce de İzmir ve çevresinde oldukça tanınan bir gruptuk. Festivallere çağırılıyorduk. Albüm çıktıktan sonra ülke çapında tanınmanın yükünü kaldıramamaktan çatlaklar oluşmaya başladı. Aynı zamanda grup solisti olmadığımın bilincindeydim, bu işi solo yapmak istiyordum. Istediğim müziği yapamayınca da yollarımızı ayırdık. Durumdan memnunum. tlk solo albümünüzden bu yana gelişen bir Hüseyin Turan çizgisi görüyoruz. Son albümünüz "Kilit"in diğer albümlerinizden farkı nedir? Dinleyiciye halk müziği adı altında halk müziğiyle ilgisi olmayan işler sunuluyor. Biraz da bunlara gönderme olsun diye, hepsi anonim, on dört türküden oluşan bir albüm yaptık. "Halk müziği budur" diye meydan okuduğumu da açık yüreklilikle söylüyorum. Bu albümü bir ara albüm olarak değerlendiriyorum ve ara ara tekrar böyle çalışmalar yapmayı düşünüyorum. Diğer projelerde de insanların kafasında yer edınmiş Hüseyin Turan çizgisini bozmayarak yıpratılmamış halk türküleri koyup aralara da hoş besteler serpiştirmeyi düşünüyorum. 0 [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle