02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tarih içinde Haydarpaşa T ren yoluyla Türkiye'nin tanışıklığı 1856'da, îzmirAydın demiryolu hattıyla oldu. Istanbul ise başkent olmasına karşın 1872 yılında açılan HaydarpaşaPendik hattı sayesinde demiryoluna kavuştu. îstanbul'un Anadolu'ya açılan kapısı Haydarpaşa Garı'nın inşasına "Hicaz Demiryolu"nun başlangıcı olarak îkinci Abdülhamit döneminde, 1906'da başlandı. Adını Padişah Üçüncü Selim'in paşalarından Haydar Paşa'dan alan garın yapımı 1908 yılında tamamlandı. Hicaz Demiryolu, ünlü Ingiliz ajanı Arabistanlı Lawrence'ın sabotajları nedeniyle işlemese de Haydarpaşa Garı, Anadolu'yla îstanbul'u tanıştıran kapı olarak kaldı. Otto Ritter ve Helmuth Conu adındaki iki Alman mimarın imzasını taşıyan gar, denizin içine çakılan 1100 ahşap kazık üzerine oturtuldu. Yapımından bu yana çeşitli badireler atlattı; Birinci Dünya Savaşı'nda garda depolanan cephaneler havaya uçtu, 1979 yılında garın açığında akaryakıt yüklü Independenta adlı tanker bir gemiyle çarpıştı. Her şeye rağmen ayakta kalmayı başaran Haydarpaşa Gan, çeşitli onarımlardan geçerek bugünkü halini aldı. Anılarımıza dokunmayın îstanbul'un Anadolu'yla buluştuğu Haydarpaşa, otel mi yapılacak yoksa gar olarak mı kalacak? Hazırlayıcısı bile belli olmayan proje kamuoyunu ayağa kaldırdı. Kentin tarihine sahip çıkanlar, tarihsel dokuyu korumak için örgütleniyor. Proje sahipleri ise bilgiyi paylaşmak yerine "Endişeye yer yok" demekle yetiniyor. Özgür Erbaş / Esra Açıkgöz Port de HAIDARPACHA İstanbul siluetinin bedeli yok! ücella Yapıcı, Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Danışma Komitesi Sekreteri. Bazı değerlerin parayla ölçiılemeyeceğini düşünüyor. Haydarpaşa Garı da bunlardan biri. Haydarpaşa Garı ile ilgili proje nedir? Projeyle asıl tanışmamız, birtakım maddeler arasına gizlenmiş bir kanun maddesiyle oldu. Biz ona "Haydarpaşa Kanunu" diyoruz. 2004'te 5234 sayılı 36 maddelik ve her maddesi birbiriyle ilgisiz bir kanun geçirildi. Onun geçici 5. maddesiyle, Haydarpaşa Garı ve Liman Alanı'ndaki kamu malı taşınmazlar bedelsiz olarak Devlet Demiryollan'na terk edilerek, bunlarla ilgili her ölçekteki imar planını yapmaya îskân Bakanlığı yetkili kılındı. Üstelik her türlü imar yapı ve yönetmeliklerine aykm olarak; ilan, askı, itiraz gibi şardara bağlı kalmaksızın kesinleşen planlar belediyelere tebliğ edilerek, bu planların uygulanması zorunlu oldu. Bu antidemokratik bir uygulama. Bir yandan Hazine malları devlet demiryollarına terk ediliyor, öte yandan demiryolları özelleştirme kapsamına alınıyor. Istanbul Büyükşehir Belediyesi, Cannes'da yapılan "Uluslararası Proje Finansman Yatırım Platformu"nda birtakım projeler sundu. Bunlardan biri de Haydarpaşa Projesi'ydi. Belediyenin deyişiyle, îstanbul görücüye çıktı. Ancak Istanbul çok ciddi bir risk altında. Proje ile ne yapılması planlanıyor? Uluslararası ticaret iş merkezleri, uluslararası fuar merkezi, oteller, bankalar, büyük firmaların temsilcilikleri... Proje, Harem'den başlayıp Kadıköy Et Balık Kurumu'na kadar uzanan bir milyon m2'lik araziyi kapsıyor. Bu da üç milyon m2>lik inşaat hakkı yani Îstanbul'un en yüksek yapılanma hakkı ile imara açılması demek. Bunun yüzde 20'lik kısmı da yeni dolgu alanı. Oysa burası jeolojik olarak da imara uygun değil ve dolgu, kıyı kanununa aykırı. Proje ile lüks turistik gemilerin yanaştığı bir yat limanı yapılması da planlanıyor. Bu deniz kirliliğine neden olacak. Demiryolunun denizyolu ile ilişkisi de kesilecek. Buraya yedi gökdelen dikilecek. îstanbul'un yedi tepesini mi M simgeleyecek artık, ne akılsa... Bir de çok yüksek gclir grubuna hitap edecek konutlar yapılacak. Planda ilginç bir de not var, "Bu mülkiyet sınırları içerisinde gerçekleştirilecek park, yollar kamuya terk edilmeyecek". Yani yalıtılmış bir alan olacak burası. Evet, sanki girişlerin pasaportla yapılacağı özel bir bölge, hatta şehir gibi. Onların deyişiyle Kadıköy, Manhattan olacak. Bu coğrafyanın insanlarına 1 milyon m2>lik alanı kapatacak, bir başka hayatın yoğunluğunu buraya getirecek. Oysa burası Îstanbul'un denizi gören en güzel ve özel silueti, Anadolu'nun denizi gördüğü yer... Bir anlamda, Istanbul Anadolu'ya kapatdacak. Oysa Haydarpaşa'dan yolu geçmemiş kimse yoktur. Istanbul'a gelmemiş olsa da herkes Haydarpaşa'yı bilir. 5, 10 ya da 30 milyon dolar için îstanbul'un siluetini satışa çıkarmaya kimsenin hakkı yok. Bu hukuki de değil, burası bir dünya mirası. Bu yapılırsa, Kız Kulesi de deniz büfesi gibi kalacak. Peki bu projenin altında yatan nedir sizce? Bu da şart koşulan özelleştirmelerden biri, bence. Istanbul uluslararası emlak pazarına, jet sosyeteye ve üretimden kopuk uluslararası sermayeye ikram ediliyor. Dünyanın zengin gayrimenkul şirketleri Türkiye'de cirit atıyor. Projenin arkasında hangi şirkeder var? Ihalesi nasıl yapılacak? Hiçbir şey belli değil, getirilen kanunla, açıklanmak zorunda da değil. Siz nasıl tanıştımz Haydarpaşa ile? Burası vapura bindiğim, denize karşı oturup çay içtiğim, ilk deniz gördüğüm yer... Istanbul doğumluyum, ancak babamın memuriyeti nedeniyle 5 yaşından sonra Anadolu'ya gitmek zorunda kaldım. Istanbul'a trenle döndük. Daha 89 yaşındaydım, ama gara indiğimizdeki hislerimi, ılk denizi görüşümü çok iyi hatırlıyorum. Annem merdivenlere oturup tstanbul'a döndüğü için sevinçten ağlamıştı. Eşim henüz sevgilimken onun yanına yaptığım yolculukların Haydarpaşa'dan başlayıp, yine burada bitmesinı; eşimin Gaziantep'ten beni ziyarete gelişini, onu heyecanla Haydarpaşa'da bekleyişimi unutamam... * * * * * * * * * * * * IflfillllHlİll
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle