01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

\\. \ \ Öğrenmeye devam! 'Yaşadıklarımı anlamak için zamana ihtiyacım var" diyor Zuhal Olcay. Konuşmaktansa çalışıyor. Sırada /eni bir TV dizisi, baharda da bir müzik albümü var. \rdından da bir tiyatro oyununa hazırlanacak. 1 sayfanın devamı • Peki oynamak sizi ne kadar karıştırıyor, ne kadar hafifletiyor? Bir karakteri yaratmaya çalışırken, tek malzemeniz insan. En iyi bildiğiniz insan da kendinizsiniz. Kendinizi bir kadavra gibi masaya yatınp, her tarafını delik deşik etmek de ruhsaJ açıdan çok yorucu. Bilincinizle başka birinin içine giriyorsunuz, bu anlamda kendini roliine kaptırdığını söyleyen oyunculara inanmıyorum. Ama bilinç dışınız ister istemez pek çok şeyden etkilenir. Ben bu işi çok seviyorum, insanı bu kadar didiklediği için de kendime en yakın bulduğum iş. Kısacası oyunculuk, yaşamdaki beni ve oyuncu Zuhal'i çok belirliyor. Tüm bu yaptıklarınız sizi iyileştiriyor mu? Aslında hem müdıiş bir terapi oluyor, hem de terapiye ihtiyaç duyacak hale getiriyor. •Bir oyuncunun şarkı söylemesi, bir müzisyenin söylemesinden farklı olsa gerek. Bir şarkıyı giyinmek ne detnek sizin için? Benim şarkı söylemekten anladığım yine çeşitli rollere bürünmek. Oyuncu olduğum için şarkı söylemeyi de kendimce, anladığım biçimde yapıyorum. Bu yüzden sözler çok önemli benim için. Oynayabilmem, o metni yorumlayabilmem için bir şey demesi gerekiyor. Ve iyi ki şarkı söylüyorum, iyi ki böyle bir şansım ve yeteneğım var. Yeni albüm de yolda. Bu kez neler olacak "Başucu Şarkıları"nda? Yine eski şarkılardan hem düzenleme, hem yorum anlamında farklılıklar olacak. Ekip yine aynı, kemik ekip. Bülent Ortaçgil'in müzik direktörlüğünde sanırım nisan ayının sonlarında Ada Müzik'ten çıkacak. Sırada bir de dizi var... Evet, çekimlere şubat ayında başlayacağız. Yönetmen Dilek Gökçin. Başrolü Ege Aydan'la paylaşıyoruz. îkiz kardeşleri canlandıracağım, hoş bir dizi olacağını umuyorum. Ikizlerden biri Mardin'de üst düzey bir emniyet görevlisiyle evli, diğeri Berlin'de psikiyatri kliniğinde çalışan bir kadın. Bir röportajınızda "iyi oynarsın, iyi şarkı söylersin, iyi bir kariyerin var, eee insanhktan haber ver! Ben buna ders gibi çalışıyorum" diyorsunuz. Oyunculuk iyi insan olmak için bir araç mı sizin için? Evet, ama iyi olmak ne? Benim çok sevdiğim bir tarif var: "İyi olup olmadığını test etmek, kendinle kurduğun ilişkiyle ortaya çıkacak bir şeydir." Bunun yanıtını ancak kendine nasıl davrandığına bakarak bulabilirsin. Nasıl davranıyorsunuz kendinize? E, fena şeyler yapmıyorum galiba, en azından yol aldığımı düşünüyorum. Ama kendime nasıl davrandığımı söylemem. Bunun yanıtını herkes kendisine versin. Çok basit ve görmemek mümkün değil. Egonun çok ortada olduğu bir iş yapıyorsunuz ama bencil olmayı yeni yeni öğrendiğinizi söyleyebilir miyiz? Aslında doğru bir gözlem. Hepimiz az çok bencilizdir, bencil olmadan da yaşanmaz herhalde. Sonuçta kendinle ilişkinı iyi kurmadan, başkalarıyla iletişım kuramazsın. Doğru ve kişıye faydalı bir bencülik şart. Yeni keşfettim demek fazla olur, ama üzerinde düşünerek, daha derinlemesine yaşamıma geçirdiğim bir dönemden geçtim. HERKESE ÖNERİRİM! Bugüne kadar dış dünyayla hep mesafeliydiniz, Haluk Bilginer'den ayrıldınız, Oyun Atölyesi'nde değilsiniz ve kendi kararlarınızla daha çok önde olmanız gerekecek. Bu sizi korkutuyor mu? Basjangıçta evet. Hem de çok korkuttu. Çünkü açık bir denizde, tutunduğum ne varsa elimden alınıyormuş ve o denizin ortasında tek başıma kalıyormuşum gibi bir duygu yaşadım. Ama bir baktım ki, ben aslında çok iyi yüzüyormuşum, korkulacak hiçbir şey yokmuş. Bütün bu deneyimleri yaşamadan bilemezdim. Onun için bütün yeniliklere açık olmak lazım. Bu konuşur gibi kolay uygulanmıyor, ama başardığınızı gördüğünüzde aldığınız tat da çok farklı. Herkese öneririm. Yüzmeyi bildiğinizi hatırlamak iyi geldi mi? De ki, yüzme bilmiyorsun ve batıyorsun. Bunu bilmeye de ihtiyacı var insanın. Bir şekilde kurtulursun oradan, canını kurtarırsın. Cesaret, korkuya rağmen bir şey yapmaktır. Korkuya rağmen denemek çok güzel. Önemli bir sorun da para kazanmak mı artık? \ Zuhal Olcay, böyle bir dünyada aşkın tarifini yapmayı sakıncalı buluyor. Onun için bütün kadınlara yaşamlarının her safhasında biriyle birlikte ya da 30 yıllık evli olsalar da, konforlarından fedakârlık edip, bu işlere kafa yormalarını tavsiye ederim. Nasıl olsa bu işleri yapan birileri var, diye düşünmesinler. Sizin parayla ilişkiniz nasıl? Para yaşamın bir gerçeği, yaşayacak kadar paramız olmak zorunda. Hiç değilse bu anlamda parayla iyi bir ilişki kurmamız gerek. Para, asla her şey değil, birinci amaç değil, ama özgürlük. AŞK KIŞKIRTICI Sizin enteresan kadın erkek tanımlamalarınız var. Bir yerde "Kadınlar hayatı tiip çikolata gibi çeke çeke yiyor" demişsiniz... Peki ya erkekler? (gülüyor) Ne zaman demişim? Çok es ki galiba. Şöyle avurtları çöke çöke... Güzel, eğlenceü laflar. Tabii kadınla erkek arasında uçurumlar var, hormon sayısından yola çıkabiliriz. Erkekler düz mantıklı ve sadece yüzeye bakıyor, kadın inceliyor, katmanlı ve karmaşık düşünüyor. Dolayısıyla bir kadınla erkeği duygusal platforma taşıdığınızda sorunlar çıkıyor. Birbirlerinden feyz alıp davranmalarında fayda var, eğer mümkünse tabii. Bütün bunları bile bile, siz aşkı seçiyorsunuz, "sadece sevgi üzerine kurulmuş bir ilişkide yokum" diyorsunuz. Aşkın vazgeçilmezliği ne? "^ju Bu tarifleri yapmaktan kaçınıyorum, ama aşkın yarattığı o iteleyici, kışkırtıcı, yaşama bağlayıcı coşkusu, uzun ömürlü olmasa da çok güzel. Aşka endeksli yaşamak riskli değil mi? Hiçbir zaman öyle yaşamadım. Aşkın çok önemli oJduğunu bildün, ama hiçbir zaman aşka endeksli olmadım. Sizdeki aşk tanımı ne? Artık kimsenin kimseyi çok fazla sevecek hali yok galiba. Herkes iktidardan pay kapmaya çalışıyor. Başarı, güç, kendini önemli göstermek gibi şeylerin peşinden gidilen, tehlikeli bir süreçten geçiyoruz. Onun için böyle bir zamanda aşk tarifi yapmak çok zor ve sakıncalı. Herkes ne kadarsa, aşkı da o kadar işte. EN GÜZEL İLAÇ... Bu süreç size neler öğretti? Yaşadığım her durumda sürekli bir şeyler deneyimlemek için kendini küçük, büyük bir yerlere atan bir insanım. Her zaman yaşamdan öğrendiklerimden farklı bir şey değil. Sizin son dönem dediğiniz şey, aslında hayatımın uzun bir zamanına yayılıyor. Ne kadar olduğunu söylemeyeceğim ama bütün bu süreçlerden sonra bunlar oldu. Hiçbir duygu şiddetini aynı oranda korumuyor, o duygularm şiddetine çok kapdmadan tortuların dibe çökmesine izin vermek lazım. Sonra manzaraya tekrar bakarım. Çok abartmıyorum. İnsanların hayatmda öyle akıl almaz olaylar, köklü değişimler, trajediler yaşanıyor ki. Hayatı algılayışınızda neler değişti? O hiç bitmedi ve hep yenileri ekleniyor. Her şey değişiyor, bütün bunların içinde o duyguları anlamaya çalışmak, özümsemek çaba istiyor. Bütün bu edindiğiniz deneyimlerle durmadan, dinlenmeden fikir oluşturamazsmız. Durup bütün yaşadıklarımı anlamak için zamana ihtiyacım var. Aslında yaşadığım deneyimleri anlatmakta çok cimri olmak istemiyorum. Ama en doğrusu, kelimelere dökmekten çok, yaptıklarınız, tercih ettiklerinizle yanıt vermek olur. Minik minik ipuçları vermek yeterli geliyor bana. Ama size çalışmanın iyi geldiği kesin galiba... Tek ve en güzel ilaç. Çalışmak, çalışmak, çalışmak... • Mehmet Esen Oyuncu En büyük hatanız nedir? Daha yapmadım. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Anlaşılmamak. Hayattaki en büyük keyfıniz nedir? Oğlumla birlikte sohbet etmek. En sevdiğiniz yazar kim? Ahmet Hamdı Tanpınar, Oğuz Atay En sevdiğiniz film/yönetmen? Şampiyon, Kırkiki Yazı, Ağıt. Narsist olmayan bütün yönetmenler. En büyük aşk hikâyesi kimlerinki? Hiç bilmediğimiz yerlerde yaşananlar. Sizi en çok güldüren şey nedir? Savaş Akova. En çok yaşamak istediğiniz şehir? Foça. En büyük mutsuzluk? Anlaşılamamak. En son ne zaman dibe vurdunuz? Bu ülkede her gün dibe vurabilirsiniz. Iniş çıkışlarla dolu. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz? Düşünen bir hayvan olmaya çalışıyorum zaten. Yangında kurtaracağınız ilk üç şey nedir? Yanan sinemacı; bir ay önce, onu kurtarmak isterdim. Bir hayali kahraman olsaydınız kim olurdunuz? Niye? Çocukluğumda en sevdiğim Zagor. Sizi en çok tedirgin eden ve en beğendiğiniz özelliğiniz? îki yüzlü olamamak. Paraya teslım olmamak, yenilmemek. Sizin için affedilemeyecek hata nedir? Insana zarar veren her şey. Sahip olduğunuz en değerli şey? Erkan Yücel, Münir Özkul, Genco Erkal, Meral Ülgen'in ustalarım olması. Hangi sıkhkta yalan söylersiniz ve hangi durumlarda? Insanların üzülmesini istemediğim zamanlarda. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? Tsunami ve depremde ölen insanlar. Artık her şeyin kanıksanması, insanların artık yemek yerken yazık oldu demesi. Yemek yerken bunları seyreder olduk. Her şeyi kanıksamış olmak. Dünya giindemindeki ya da hayatınızdaki bir olayı değiştirme şansınız olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz? Kapitalist sistemi değiştirmek isterdim. Hayata gelirken seçme şansınız olsaydı, ne olmak isterdiniz? Böyle bir şansım olmayacağı için hiç düşünmedim. En sık kullandığınız kelime nedir? Merhaba.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle