16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

23 OCAK 2005 / SAYI 983 Büyük bomba U2 Hayranları dışında kimse umurlarında değil, çünkü ürettikleri müzikten son derece eminler... Son albümleri "How To Dismantle An Atomic Bomb" da saf, basit ve samimi şarkılarıyla bunu kanıtlıyor. Zekeriya Şen 2 denince îrlandalı orta yaşlı rockçılar şimdi ne yapıyorlar, diye sürekli bir merak olmuştur içimizde. Sürpriz konserler, politik görüşler, yapılan inanılmaz bağışlar, rock müziğine getirilen akıl almaz yenilikler... Hepsi U2 imzasını taşıyor. Yeni çıkan gruplar bir şekilde U2'yi çıkış noktaları olarak gösteriyor. Hatta rock ile ilgisi olmayan müzikle uğraşanlar bile "Joshua Tree" ve "Achtung baby" albümünden en az bir parçayı ezbere biliyorlar. Grup da zaten bu kadar evrensel olmayı amaçlıyor. U Din, propaganda ve "Kanlı Pazar" içinden çıkıp gelen U2 dünyasının en son halkası ise son albümleri "How To Dismantle An Atomic Bomb". Her yeni projeleri ile hayranlarına olan sadakatlerini dile getiren dörtlü, tüm değişim süreçlerinde sonsuz destek görüyor. Çünkü yaptıkları radikal değişiklikler hep aşina olmadığımız bir zaman dilimini bizlere yaşatıyor. Yeni albümleri de bunu gösteriyor. Albüm adeta U2 "tarih ve modern" müzesi... Eski ekspresyonist müzik resimlerinden tutun da modern, alışkın olmadığımız heykel şekillerine kadar tarklı katlar ve galeriler... The Edge bu defa "How To Dismantle An Atomic Bomb"un yönetimini eline almış. Kendisi ile markalaşan, diş gıcırdatan 'CocaCola Riff tınısı albümde büyük bir hâkimiyet kurmuş durumda. The Edge'in oluşturduğu karmaşık, ancak bir o kadar da melodik müzik esjığinde grup adeta yelken açıp süzülüyor. Hayranları haricinde kimse umurlarında değil, çünkü ürettikleri müzikten çok eminler. 11 yeni eserleri tam anlamıyla saf, el değmemiş, basit, açık, direkt ve makul tempoda ilerleyen rock&roll. Performans, söz ve prodüksiyon gölgesinden uzakta samimi bir albüm. Grup, olmadığı kadar geniş ve kuvvetli. AŞK, TANRI, ÖLÜM, SAVAŞ... Kusursuz bir müzik zanaatçısı olan U2 kullandıkları geniş melodi yelpazesi ve gizemli atmosfer oluşumlarıyla, bir atom bombasını nasıl etkisiz hale getirebileceğinizi gözler önüne seriyor. Diğerleri gibi bu albüm de dinleyiciye bol konulu bir müzik romanı sunuyor. Neler yok ki; ölüm (Sometimes You Can't Make It On Your Own), doğum (Original Of The Species), tanrı (Yahweh), aşk (A Man And A Women), savaş (Love and Peace or Else) ve barış (City of Blinding Lights)... Müzik dünyasına damga vuracak parça ise "One". Bono'nun söz yazarlığı anlaşılmaz, insancıl egoizm, öğüt verici ve dinsel arzu karışıklığı içinde devam ediyor. Albüm, 3 dakikalık mükemmel bir Alfred Hitchock film reklamı gibi "Vertigo" ile açılıyor. Bono, "Halo, Halo" (Merhaba, Merhaba) diye bizleri karşılayıp pencereyi arahyor. Yakın bir zamanda Bono'nun kanserden ölen babası için yazdığı ve cenazesinde çaldıkları "Sometimes You Can't Make It On Your Own" parçası bize grubun balad ve söz konusunda ne kadar kuvvetli olduğunu sergiliyor. 'One Step Closer' ise tam politik bir Bono parçası. "Miracle Drug" parçasında özgürlüğün yeni doğmuş bir bebeğin kafası gibi koktuğunu öğreniyoruz. Albümün diğer sağlam parçaları ve gelecek single adayları listesinin başında yer alan "Origin Of The Species" ve "All Because Of You". Pencereyi kapatan son parça ise grubun Tanrı ile sohbeti olan "Yahweh", oldukça uzun ve yavaş, fakat klasik bir U2 geleneği. Diğer gruplar gibi zamanla çöplüğe dönmek istemeyen U2, bu albümle çöplükle işlerinin olmayacağını haykırıyor. Albüm kesinlikle 10 üstünden 9 kriterini hiç zorlanmadan alıyor. Onu kusursuz yapmaktan bir adım uzaklaştıran tek şey biraz cesaretsiz olması. Sanki iyi olması için her şey ölçülüp biçilmiş, çünkü U2 özüne döndüğü bu yolda çok fazla şeridin dışına çıkma cesareti göstermemiş. Her şey olması gerektiği gibi normal ve kusursuz ama bir "The Joshua Tree" veya "Achtung Baby"deki cesaret yok. • U2 üyeleri Adam Clayton, Bono Vox, Larry Mullen ve The Edge. Kartpostallarla Türkiye'deki Ermeniler ir kartpostal en çok ne anlatabilir, nasıl ipuçları verebilir? Kartpostallar neyin izini taşır? Bir zamanlar Yayıncılık'tan çıkan " 100 Yıl Önce Türkiye'deki Ermeniler" kitabı, kartpostallar eşliğinde Türkiye'deki Ermenilerin sosyal, ticari ve ekonomik yaşamlarını belgeleyen bir kitap. Edirne, Çanakkale, îzmit, Aydın, tstanbul, Kastamonu, Sivas, Diyarbakır, Erzurum, Van, Antakya... Ermeni işadamı Orlando Carlo Calumeno'nun 4.000 kartpostallık koleksiyonundan seçilen yaklaşık 800 kartpostala eşlik eden metinlerde ise her vilayet için demografik bilgi, ekonomik ve kültürel hayattan kesitler, Ermenilerin sosyal yaşamı anlatılıyor. Koleksiyondaki kartpostalların önemli bir kısmı doğrudan ya da dolaylı olarak Ermenilerle iüşkili. Editörlüğünü Osman Köker'in yaptığı kitapta yer verilen kartpostallar için alınan kriterler ise şöyle: Ermeni kiliselerini, mahallelerini, manastırlarını, okullarını, yetimhanelerini, mezarlıklarını resmetmesi, bir Ermeni editör tarafından yayımlanmış ya da Ermeni bir fotoğrafçı tarafından çekilmiş olması, bir Ermeni tarafından ya da bir Ermeni'ye postalanmış olması, üzerinde Ermenice yazılar bulunması, Ermenilere ait fabrika, otel, ticarethane gibi yerleri tanıtması ve Ermenilerin yaşadığı şehir ve kasabaların 20. yüzyıl başındaki durumunu yansıtması. 19. yüzyıl sonlarından başlayarak Birinci Dünya Savaşı'na uzanan dönem Türkiye'de kartpostalcılığın altın dönemi. Kitapta da özellikle 1900 1914 yılları arası temel alınmış. Ilginç ayrıntılarla dolu kartpostallarla 100 yıl öncesinin Ermeni kültüründen kesitler sunan kitabı özetleyen bir sergi ise geçtiğimiz günlerde Karşı Sanat Çalışmaları'nda sergilenmişti. • B OSMAN BAHADIR [email protected] &D yıl önce [k[ ri f Muallim Cevdet Bey'e takdlrname Tiyatro Himaye Cemiyeti'nde I stanbul Erkek Muallim Mektebi muallimlerinden Cevdet Bey, muallimliği meslek edinmiş, uzun senelerden beri yalnız muallimlikle iştigal etmiş kıymetli ve muhterem bir zatür. Cevdet Bey bu defa ' v • • kütüphanesini îstanbul Muallim Mektebi'ne ihda etmiştir (bağışlamıştır). Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey, bu münasebetle muhterem muallime aşağıdaki takdirnameyi göndermiştir; "Uzun senelerden beri memleketin maarifine muvaffakiyetle ifa ettiğiniz hizmetler dolayısıyla haiz olduğunuz kıymetli mevkii, bu defa tstanbul Muallim Mektebi'ne ihda buyurmuş olduğunuz kütüphanenin delalet ettiği manayı mahsus (özel mana) ile bir derece daha yükseltmiş bulunuyorsunuz. Gerek maziye ait hizmetleriniz, gerek bu ihda dolayısıyla zatıâlınize Maarif Vekâleti'nin hakkınızdakı özel takdirlerini ve teşekkürlerini beyan etmeyi kendim için aziz bir vazife addeyledim efcndim. Maarif Vekili; Hamdullah Suphi." T ürkiye Tiyatro Himaye Cemiyeti, reisi Ertuğrul Mebusu Fikri Bey riyasetinde (başkanlığında) ictima etmiştir (toplanmıştır). Ictimaya şehrimizde bulunan kadın azalar (üyeler) da iştirak etmiştir. lctimada Milli Sahne'nin senelik programı tanzim ve tasvip edilmiş, maddi ve manevi müzaheretin (korumarun) azami dereceye çıkarılması takarrur etmiştir (kararlaştırılmıştır). Milli Sahne'nin bugüne kadarki mesaisinden memnuniyet ve takdirle bahsolunmuş ve ictimada hazır bulunan sanatkâr Şadi Bey tebrik edilmiştir. tdare heyeti azasından Nebizade Hamdi Bey'in teklifi üzerine cemiyetçe bir piyes müsabakası açdması da kararlaştırılmıştır. Idare heyeti bu babdaki şartları tespit ve yakında ilan edecektir. 24Hazıran 1925 Ankaraİstanbul telefonu ir müddetten beri tesisine devam edilmekte olan AnkaraIstanbul telefon tesisatı, aldığımız bir habere göre on güne kadar ikmal edilecek (tamamlanacak) ve on gün sonra Ankara ile görüşmek kabil olacaktır. Bundan maada (başka) Ankara'da inşası kararlaştırılmış olan telsiz telgraf istasyonu binası ile îstanbul'daki Osmaniye telsizinin tamiri için Posta Müdüriyeti Umumiyesi'ne muhtelif müracaatlar vaki olmuştur. Bunların teklifleri mütehassıs ve alakadar makamlar tarafından tetkik edilmektedir. Posta idaresi yakında yeni posta pulları da bastıracaktır. Hatta bu hususta bir Ingiliz şirketiyle mukavele bilc akdolunmuştur. Bu yeni pulların üzerinde Gazi Paşa Hazretleri'yle muhterem mücahitlerimizin ve bazı kalelerimizin resimleri bulunacaktır. B Ankara'da Tıp Mektebi A \4Haznan 1925 nkara'da bir huktık mektebi tesis edildiği hatırlardadır. Aldığımız habcrlere göre hükümet bir de tıp mektebi küşadı (açılması) için bazı tasavvurlar izhar etmekte ve bu hıısus için bazı müderrislcrin Hkirlerini almaktadır. Bu mekteplerin bilahare fakülte haline kalbi (dönüştürülmesi) ve bu suretle Ankara'da Türkiye'nin ikinci darülfünununun tesis edileceği kuvvetle ümit edilmektedir. 17 Haziran 1925 24Hazıran 1925
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle