Katalog

23 OCAK 2005 / SAYI 983 Ben şarkıcıyım Zamanla barışık Nilüfer. Yıllar yüzüne, sesine dokunamıyor... Kendini "normal bir kadın", "bir şarkıcı" olarak tanımlıyor. Kalender ve mütevazı olduğuna inanıyor. Kızı Ayşe Nazlı'dan ise sevginin emekle büyüdüğünü öğreniyor... varsa onlar da görülsün, bilinsin. Doğal halimle kalmayı seçtinı. Ekranda ilk gördüğüm zaman sevmiyordum, hatta bir kere bir estetik uzmanına gittim ama sonra vazgeçtim. Kayahan meselesi? Davayı siz kazandınız yanılmıyorsam... Evet ama sonra yıne dava açtı bana... Aslında artık yeterince konuştum bu konuda. Yapabileceğim hiçbir şey yok. Onun kişisel tercihi, kendi kararı, kendi karakteri, kendi sorunudur. Ben bunlara sebebiyet verecek bir şey yapmadığıma emin olduğum için çok rahatım. tş ilişkimiz tanıamcn bitmiştir. Ama bir düşmanlığım, ofjkem yok. Bana ihtiyacı olursa bir gün, ben yine yanında olurum. Ama artık o büyü kayboldıı. ANNEKIZ İLİŞKİSİ... Ayşe Nazlı, peki ?.. Türkiye'de evlat edinme pek yaygın bir şey değil galiba... Sizinki bir cesaret örneğiydi aynı zamanda... Var aslında... Bilinmiyordu belki. Toplunıda evlat edinen ailc var, eğer olmasa bu kadar uzun süre sıra beklenmez. Ben bir buçuk yı] bekledim. Daha sonra da buyük bir artış oldu. Ayşe Nazlı benim kucağıma 5.5 aylıkken geldi ve ben onu o gün doğurdum sanki. Sevgi, emekle büyüyor gerçekten. Bunu Ayşe Nazh'dan sonra daha ıyı anladım. Onunla ilişkimiz tam bir anakız ilişkisi. Her gün defalarca beni çok sevdiğini söylüyor. Bazen kavgaediyoruz. Duygu dolu, sevgi dolu bir ilişki. Her şeyi paylaşıyoruz. Durumu biliyor mu peki? Bebekliğinden beri soyluyorum. 67 ay öncesine kadar hep " Anııe ben senin karnından mı çıktım? " diye soruyordu. Ben de ona "Sen başka bir kadının karnından çıktın, o sana bakamamıştı, onun için ben sana bakıyorum, annen oldum" diye cevap verdim. Çok neşeli, sıcak kanlı, korkusuz bir kız. Ben ona her zaman doğruları söylüyorum. Sinemaya gidecekken, doktora gidiyorum demiyorum. Mecbur kalmadıkça pembe yalanlar bile söylemıyorum. Reha Muhtar haftada bir gün mutlaka görüyormuş Ayşe Nazlı'yı... Pazar günlerinı babasıyla geçiriyor. Reha istemişti, Ayşe Nazlı'nın ona baba demesini. Daha o zaman 1.5 yaşındaydı... Biz ayrıldık tan sonra birkaç ay görüşmediler, o süre zarfında Ayşe Nazlı hep babasını çok özlediğini dilegetırdi. Unutmadı Reha'yı. Onun üzerine başladı ilişkileri. Altan Çetin şarkısı söylemeniz eleştirildi, Reha Muhtar'la olan ilişkiniz eleştirildi... Size kimseleri yakıştıramıyor dinleyenleriniz... Bu durum zaman zaman sıkmıyor mu sizi? Sıkmıyor... Toplum seviyor ve farklı bir yere koyuyor. Bazı şöhretli insanlar vardır, şöh rete kavuşmuştur ama o kadar sevilmiyordur. Benim durumum farklı. Bir defa kendi jenerasyonumla birlikte büyüdük, 17 yaşında şarkı söylemeye başladım çünkü. Benden bir üst kuşak beni kızları gibi sevdi, benimle aynı yaşta olanlar akranları, arkadaşları gibi sevdiler. Geçengün birarkadaşım "Sen üç jenerasyona hitap ediyorsun" dedi. Bu gerçekten öyle ve önemli bir şey. Insanların kal bine gırdiğinizde sahip çıkıyorlar. 1 layatınızdaki insana karışıyorlar, kızıyorlar. Ama tabii sonuçta herkesin kendi hayatı. Sahneden inip de evime gittiğim zaman, Ayşe Nazlı'dan önce, evimde yalnızlığımla baş başa kaldığımda, hissettiklerimi, yaşadıklarımı ben bilirim. Normal, duyguları, zaafları olan, sorunları olan bir kadınım. Normal bir kadınım işte... Yapılan clcştirilerı dinlerim ama sonunda ne istiyorsam onu yaparım.# Nilüfer Zengin 1. Sayfantn dcvamı Her insanın hayatında sıkıntılar, üzüntüler, pişmanlıklar, acılar vardır... Benim de hayatımda bolca üzüntü, pişmanlık, sıkıntı, acı oldu. Ama yapım gereği, çok yakın bir arkadaşımın yanında bile, en acılı günümde bile, çaresiz ve gözyaşlan içinde olmam. Gözyaşlarımı kendi kendime dökerim. Televizyonlarda, gazetelerde gözyaşlan içinde hasretimi, acılarımı yaşamam. Bunun için de daha kapalı görünüyorum. Televizyon programlannda da seçici davranıyorum. Klipler çıkalı beri çok fazla televizyona çıkmıyorum. Şarkının, müziğin ağırlıkta olduğu televizyon programlarını tcrcih ederim daha çok. Gündemde kalmam konusuna gelince, gerçekten hiçbir zaman çok uzun aralar vermedim. 45 sene yan yatıp ya da bir aşka dalıp onun peşinden gitmedim. Ne yaparsam yapayım mııtlaka müziğin peşinden gittim. Iki sene durdum gibi görünse de yeni bir albüm hazırlığı ıçindeydim. Albüm için çalıştığınız dönemler nasıl geçer? Tutar mı tutmaz mı diye uykularınız kaçar mı geceleri? Emin adımlarla rahat çalışmayı seven bir insanım. Kendimi öldürürcesine, gecemi gündüzüme katıp çalışmayı sevmiyorum. Gerektiği zaman onu da yaptım ama doğrusu şu ki, bıı konuda rahatım. Çalışma tempom sağlığımı bozacaksa o zaman çalışmanın hiçbir anlamı kalmayacaktır... 12 yılından beri şarkı söyleyen, miizik dünyasında önde olan şarkıcılardan biri olarak yaptığım işlerde "trendy" (revaçta olan, demode kalmayan) olmaya da çalıştım. Klasik işler yapıp, kcnara çekilip sadece bir avuç insanın dinleyeceği bir miizik yapmak, gündemden düşmek benim hiçbir zaman tercih ettiğim bir şey olmadı. Bunu da yapmak zorunda hissediyorum kendimi. Önümdc de Tina Turner gibi, Cher gibi sıkı örnekler var. Fiziksel olarak yaşımı gösteren biri olmadığım için kendimi şanslı da hissediyorum bu konuda. Ne kendimin ne de yaptığım müziğin demode olmasını isterim. Popüler ama ucuz olmayan işlcr yapmalıyım. Bu da zor bir iş. Şimdi yeni bir albüm hazırhğı içindeyim. Kendime ait bazı şarkılar da söyleyeceğim. Ancak repertuvarın yarısını tamamladım. Repertuvar üzerinde çalışırken, bir yandan da şarkıların düzenlemeleri yapılıyor. Bu kez akustik bir albüm yapmayı istiyorum. Yetişirse yaza, ya da sonbaharda çıkacak. ESMERGÜNLER... Aynı albümde farklı tavırlara sahip bestecilerin şarkılarını söyleyebiliyorsunuz... Altan Çetin'den şarkı aldınız, Mete Özgencil'den şarkı aldınız... Hatta Altan Çetin'den beste aldığınız için çok eleştirildiniz... Evet eleştirildim. Bazı gazeteciler, müzik eleştirmenleri, hayranlarım Altan Çetin şarkısı söylememi yadırgadıklarını söylediler. Bcn bu yoruma katılmıyorum. Taşıyabileceğime inandıktan sonra her şarkıyı söyleyebilirim. Eleştirenler, ben şarkıyı taşıyabilsem bile, şarkılann beni taşımadığını iddia ettiler. Söylediğiniz şarkının Altan Çetin'in olduğunu duyunca şaşırmıştım... O tiir, yarı arabesk bir pop şarkısı gibi duyulmuyordu sizin ağzınızdan... İçtenlikle söylüyorum... Ben Sclami Şahin'in "Hcy hey bakar mısın" şarkısını da söyledim, çok da sevdim. Benim denemediğim şcy kalmadı, her şeyi söyledim, herhalde bir tek caz söylemedim Nilüfer'e göre en iyi yaptığı iş şarkı söylemek... "Şov Yapma" gibi bir şarkı da söyledim, "Esmer Günleri" de söyledim. Türk Pop Müziği'nin başka önenıli isimleri bu tiir hor görülen şarkıları söylüyorlar, hatta kendileri besteliyorlar bu şarkıları... Siz yapınca "cıs" mı oluyor? Insanların beni çok ayrı bir yere koyduklarını biliyorum... Sessiz bir inadınız var... Çocukluğumdan beri kendi bildiğimi okurum. Annem de benden çok çekmiştir. Ama bu başıma buyrukluğum, inatçıhğım olmasaydı, 15 yaşında gidip kendi kendime ses yarışmasına katılmaya karar vermez ve birinci olmaz ve plak anlaşması yapamazdım. Insan gerçekten kendi kaderini kendi çiziyor. Buna inanıyorum. Sizin için "soğuk" derlerhep... Sahnede... Günlük yaşamda... Çok eski bir şey bu. Eskiden gerçekten diyalog sorunu yaşıyordum. Ama 20 sene önce... Sahnede olmayı, sahnede şarkı söylemeyi çok seviyorum. O sorunu aştığımı düşünüyorum. Belki yetişme tarzıyla ilgili, daha içe dönük, mesafeli, hemen kaynaşamayan bir yapım var. Mütevazı olduğuma inanıyorum. Hatta sıcak olduğunuz bile söylenebilir... (Gülüyor)... "Erkekler Ağlamaz" sizin besteniz... Bu denli içli ve güzel bir şarkıdan sonra neden beste yapmadınız? Bu bana çok söylendi. Kendime bu konuda çok haksızük yaptım belki. Hep en iyi bildiğim şeyi yapmayı tercih ettim. Ben şarkıcıyım ve hayatta en iyi yaptığım şey de şarkı söylemek. iyi bestecilerin şarkılarını seçeyim ve onları söyleyeyim istedim hep. Bir gün, "Bir şarkıyapacağım dedim", oturdum "Erkekler Ağlamaz"ı yaptım. Yıllarca, melodiler buldum, biraz üstünde çalıştım, ama sonra beğenmedim. Beğenmeyince canım sıkıldı. Çabuk sıkılan bir yapım var. Kenara attım, ilgilenmedim. Böyle yıllar geçti. Bir yıldan beri bu konu üzerine çalışıyorum. Sanırım fena şarkılar da çıkmadı. Annem sizi televizyonda görünce hep şöyle söyler: "Herkes yüziiyle oynadı, bir bu kız burnuna falan hiç dokunmadı. Kendini hiç bozmadı"... Benim şöyle bir özelliğim var, ilişkilerimde ya da işimde, neysem oyum. Birlikte olduğum kişi beni olduğum halimle sevsin. Ona sevimli görünmek için uğraşmayayım, bunun için yalanlar söylemeyeyim. Kötü taraflanm Ferhan Şensoy Oyuncu En büyük hatanız nedir? Düşündüklerimi söylemek. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Bu tür anketleri yanıtlamak. Hayattaki en büyük keyfıniz nedir? Tiyatro. En sevdiğiniz yazar kim? Çehov En sevdiğiniz film/yönetmen? Amarcord/Fellini. En büyük aşk hikâyesi kimlerinki? Roman kahramanlarınınki. Sizi en çok güldüren şey nedir? Aksilikler. En son ne zaman dibe vurdunuz? Çocukken denize daldığımda, hatta kum da çıkarırdım. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz? Onu hayvan olunca düşüneceğim. En çok yaşamak istediğiniz şehir? Prag. Yangında kurtaracağınız ilk üç şey nedir? Günlüklerim, bitmenıiş eserler, kavuk. Sizi en çok tedirgin eden ve en beğendiğiniz özelliğiniz? îkisi aynı şey, mükemmeliyetçilik. Sizin için affedilemeyecek hata nedir? Affetmek güzeldir. Sahip olduğunuz en değerli şey? Kalemim. Hangi sıklıkta yalan söylersiniz ve hangi durumlarda? Gerektiği zaman. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? Kültürsüzlüğün bir marifet haline gelişi. Dünya gündemindeki ya da hayatınızdaki bir olayı değiştirme şansınız olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz? Savaş sanayisine son vermek. Hayata gelirken seçme şansınız olsaydı, ne olmak isterdiniz? Yaptığım işten mutluyum, tiyatrocu olmak isterdim. En sık kullandığınız kelime nedir? Ha si...