22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

23 OCAK 2005 / SAYI 983 Boşver, olur öyle şeyler Taksim'de yılbaşı gecesi iki turistin, Okmeydanı'nda da bir hemşirenin yaşadığı tacizin üzerinden kısa bir süre geçti. Hemen hemen her kadının tarihinde yolda, sinemada, alışverişte, kimi zaman da evde yaşanmış bir taciz vardır. Bazen aile ya da yakınlarla paylaşılır, bazen içte saklı tutulur. Her yeni olay geçmişteki bütün tacizlerin de sızılarını taşıyarak hayatı felce uğratabilir. Çünkü taciz, başlıbaşına bir şiddettir... 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Zeynep hayatla arasına giren tacizleri anlatıyor... Zeynep Yılmaz T acizciler, koca kentte hiç umulmadık bir köşede, beklenmedik bir anda size dokunma hakkını görüyorlar kendilerinde. Önünüzü kesip "Sen ne tatlı şeysin, gelsene benle" demek, arabayla sizi sokağın köşesine sıkjştırıp ahlaksız tekliflerde bulunmak onların en doğal haklu. Otobüsün sıkışıklığından faydalanarak sürtünmeye çalışanlar, durup dururken omuz atanlar ve diğerleri... Benim başıma gelenler de, çoğu kadının başına gelenler gibi... îlkokul 4. sınıfa gidiyordum, yani henüz 10 yaşındaydım. Okuldan gelmiştim. Babam, annem ve kardeşim yani tüm aile evdeydi. Akşam saatleriydi, yemek hazırlanıyordu. Ekmek bitmişti. Evin büyük kızı olarak bakkala ben gidecektim. Evden çıkıp arka sokaktaki bakkala doğru yürümeye başladım. Gri takım elbiseli (yani iyi giyimli diyebileceğimiz), 30 yaşlarında irice bir adam, elinde Bond çantasıyla yanımdan yürüyüp gitti. Bakkala girdim. Ekmek aldım ve yine evin yolunu tuttum. Apartmana girip asansörü çağırdım. Tam asansörün kapısını açmışken, apartman kapısının camı tıkladı. Arkamı döndüm, biraz önce yolda gördüğüm adamdı. Apartmandan biri değildi. Birine gelmiştir, diye düşündüm. Kapıyı açıp, asansöre yürüdüm. Arkamdan geldi. Kaçıncı kata çıkacaksınız? Sen hangi kata? En son kata çıkıyorum ben. Hiçbir şey söylemeden birinci kat düğmcsine bastı. Engelli veya rahatsız olmadığı sürece bir insan neden 14 basamağı çıkamasın ki? Çocuk aklıyla o an bıınu düşünemiyorsunuz elbette. Asansörün birinci kata çıkması 10 saniye sürüyor. Bu sırada adamın elleri titriyor, bir yandan da alnındaki teri siliyordu. "Şöyle geçer misin? " diye beni diğer tarafa çekti. Asansörden inmeye yeltendi, ama kapıyı açmadı. Adamın kocaman ellerini önce bacaklarımda, sonra da kalçamda hissettim. Bunu yaparken iğrenç sesler çıkarıyordu. Birden buz kesildim. Sınıf arkadaşlarımın ve annemin sözleri kulağımda çınlamaya başladi: "Sapık dolaşıyormuş buralarda, aman kızım sakın tanımadıklarınla konuşma. Hızlı hızlı git, gel okula. Çocuk kaçınyorlarmış..." Orada öylece kalakaldım. "Bunu neden yaptın" diye sorabildim sadece incecik bir sesle. Hiçbir şey söylemedi. Kanımın çekildiğini hissettim. Ağlamaya başladım, bir taraftan da bağırıyordum ama kimse beni duymuyordu. Adama ağzıma gelen küfürü saydım, çünkü elimden başka bir şey gelmiyordu. Çünkü korkuyordum. Asansörün kapısını açtı. Ben bağırmaya devam ediyordum. O ise o kadar rahattı ki, aynaya dönüp saçlarını düzeltti. Sonra asansörden indi ve kapıyı kapattı. Sonrası çok net değil kafamda. Eve çıktım. Kapıdan içeri adım atar atmaz tekrar ağlamaya başladığımı hatırlıyorum. Annem "Ne oldu, düştün mü" diye sordu. Cevap veremiyordum. Kimse ne olduğunu anlayamıyordu. "Adamın biri bacaklarıma dokundu." diyebildim. "Asansörde, birinci katta..." Annem ve babam hemen beni birinci kata indirdiler. Kapıları yumrukluyordu babam. Olayı anlatıyorlardı. O sinirle, evlerin içine girip bakıyorlardı. Her katı gezdik. O sırada nasıl utandığımı anlatamam. "Çocuğu sıkıştırmışlar asansörde, evde kim varsa gelsin kapıya çabuk..." Her katta aynı sözler tekrarlandı. Annem soruyordu: "Bu adam mı kızım? Öyleyse söyle, korkma sakın!", "Hayır, hayır, hayır hiçbiri değil"... Apartmanda kimseyi bulamayınca babam, apartman görevlisi ve ben arabaya atladık. Tüm sokakları gezdik. Hiç kimse o adama benzemiyordu. O çoktan kaçmış, kaybolmuştu zaten... Eve döndük. Sürekli ağlıyordum ve bütün gece uyuyamadım. O günden beri de tanımadığım hiç kimseyle asansöre binmiyorum ve kapalı bir yerde kalamıyorum. evimizin birkaç sokak aşağısında mola verdik, dinlenmek için bir duvarın üstüne oturduk. Beyaz ve plakası olmayan bir otomobil, oturduğumuz sokaktan birkaç kez geçti. Her seferinde uzun farlarınıyakıyordu. Karşı kaldırımda, biraz ötemizde durdu. Kapısı açıldı, içindeki adam bizim onu göremeyeceğimiz şekilde çıktı arabadan. Sonra tekrar içeri girdi, kapıyı kapattı ve uzaklaştı. Bir süre sonra tekrar karşı kaldırıma geldi. Artık çok rahatsız olmuştuk. Arkadaşım o sırada bir şeyler anlatıyordu. Eve gitmek için yerimizden kalktık. Kafamı çevirdiğimde, otomobilin kapısının açıldığını gördüm. Arkadaşıma "Hadi gidelim." dememe kalmadı, adam otomobilden çıktı. Çırılçıplaktı ve deli gibi bağırıyor, ama yerinden kıpırdamıyordu. Bağırmaya başladım. Arkadaşım o tarafa döndü ve adamı gördü. Adam bizim çığlıklanmızla, arabaya bindi, tam gazla kaçtı. Hemen bisikletlerimize atlayıp oradan uzaklaştık. Apartmanın girişine nasıl geldiğimizi hatırlamıyorum. Kendimizi merdivenlere attık. Arkadaşım yüzümün bembeyaz olduğunu söyledi, ama onun da benden bir farkı yoktu. Korkumuzdan ve yaşadığımız şoktan hiç kimseye bir şey anlatamadık. Yıllar sonra bu olayı bir arkadaşımla konuşabildım, ama ailem hâlâ bilmiyor. TAKSİM'DE, SOKAKTA... Şu an 20 yaşındayım. Özellikle son günlerde artan taciz olayları bütün bu yaşadıklarımı, tekrar hatırlattı. O gün okulda arkadaşlarımla konuşurken laf dönüp dolaşıp tacize geldi. Herkes bir şeyler söyledi ve başka bir konuya geçildi. Aynı günün akşamı Taksim'e gitmem gerekiyordu. Son olaylar yüzünden ve daha önce taciz uğramış biri olarak tedirgindim açıkçası. Recep Paşa Sokak'taki işimi bitirdim, iki erkek arkadaşımı aradım. Beni Galatasaray Lisesi'nin önünde bekleyeceklerdi. Işi bitirmiş olmanın verdiği rahatlıkla, mutlu mudu Taksim Meydanı'na çıkan caddeye paralel olan sokakta yürüyordum. Hava kararmıştı. Bir sürü araba gelip geçiyordu yanımdan, ama sokak bomboştu. Karşıdan lise öğrencisi olduğunu düşündüğüm bir çocuk geliyordu. Bir arkadaşımı aramak için telefonumu çıkardım. Çocuk birkaç metre kadar yakınımdaydı şimdi. Henüz arkadaşımla konuşmaya başlamıştım ki çocuk üzerime doğru yürüdü. Önce elimden telefonu alacak zannettim. Ama yanımdan geçerken, elini bacağıma uzatıp sıktı. Ne olduğunu anlayamamıştım. Arkamı döndüm. Çocuk kaçmaya başladi. Olup biteni kavradım ve arkasından "Hayvaaaan!" diye bağırabildim. Koşamadım, çünkü birden dizlerimin bağı çözülüvermişti. Çok korkmuştum. Çünkü sokakta kimse yoktu. Peşinden gitsem bile, bana zarar vermesinden korkuyordum. Yine yıllar önce olduğu gibi donup kaldım. Sokakta bir sürü araç vardı ve trafik çok sıkışıktı. Bu olayı gören birçok insan olduğuna eminim, ama bir kişi bile kılını kıpırdatmadı. Ben hâlâ olduğum yerdeydim. Ağlamaya başladım. Böyle bir durum karşısında polise gitmek belki en doğru davranıştı, ama açıkçası o sırada değil polise, hiçbir erkeğe güvenebileceğimi sanmıyorum. Polise ne anlatacaktım ki zaten. Karşılığında büyük ihtimalle nasihat dinleyecektim: "Kız başınıza neden dolaşıyorsunuz oralarda?", "Tarif edin, nasıl biriydi? Ne yaptı? Olay nerede oldu?.." Kendimi Taksim Meydanı'na zor attım. Ama daha fazla yürüyemeyecektim. Ağlaya ağlaya tramvay durağına geldim. Galatasaray Lisesi'ne kadar tramvayla gidecektim. Yanımdan geçen her erkekten tiksiniyor, hepsine tekme tokat saldırmak istiyordum. Duraktan, liseye kadarki yol, o kadar uzamıştı ki gözümde. Yol boyunca ağladım. Tramvaydan inerken gözyaşlarımı sildim. Çünkü buluşacağım arkadaşlarım da "erkek"ti ve ben böyle bir şeyi onlara anlatmaya utanıyordum. Toplumun ve "namus", "ırz" gibi kavramların üzerimde bıraktığı etkiyi şimdi daha net hissediyordum. Arkadaşlarımın yanına gittiğimde, bir merhaba demek için bile ağzımı açamadım. Ne olduğunu sordular. Kötü bir şey olduğunu anlamışlardı. Durdum ve anlatmaya başladım. Böyle durumlarda genelde pek fazla bir şey konuşulmaz konu hakkında.Aynı şey oldu.Yine fazla bir'şey konuşulmadı. Konu kapandı ve yolumuza devam ettik. Taciz sokakta, evde, işyerinde... Tacizi yaşayan kadın korku, utanç ve öfke yaşıyor... ANNE SANA NE OLDU? Arkadaşlarımın ve konuyu anlattığım insanların beni ne kadar anladıklarını bilmiyorum. Çünkü bunu yaşamayan bir insanın, özellikle bir erkeğin pek fazla bir şey hissedeceğini sanmıyorum. Biz tacize uğrayan kadınların, "namusumuzu kirletti" diye öldürüldüğü bir toplumda yaşıyoruz. Tacizi anlatmayı bırakm, belki birçok yerde tacize uğramak bile ayıp, kötü sayılabiliyor. Sanki kadınlar tacize uğramaktan çok memnun ve bunu istiyorlar gibi bir tavır var toplumda. En önemlisi taciz, artık toplumun çok sıradan konularından biri. Bu herkes için çok doğal ve olması gerekli bir olay sanki. Kiminle bu konuyu konuşsam, önce gözlerinde bir şaşkınlık görüyorum. Sadece küçük bir kızgınlık, hatta biraz alaylı bir gülümseme. Sonra cümleler hep aynı... "Tacize uğramayan birkadın var mıdır ki?", "Sapık işte, her yerde var böyleleri." Son olayı anneme anlattığımda, en çok onun tepkisine şaşırdım. Yıllar önce kapıları tekmeleyen annem şimdi "Amaaaan, boşver kızım. Sıkma canını, olur öyle şeyler..." diyor, başıma gelenleri babamdan ve ev halkından saklamayı tercih ediyordu... 0 "Orada öylece kalakaldım. 'Bunu neden yaptın' diye sorabildim sadece, incecik bir sesle. Hiçbir şey söylemedi. Kanımın çekildiğini hissettim. Ağlamaya başladım, bir taraftan da bağırıyordum, ama kimse beni duymuyordu. Adama ağzıma gelen küfrü saydım, çünkü elimden başka bir şey gelmiyordu." OTOMOBİLDEKİ ADAM... Cinsel taciz sadece temasla olmuyor. Söyledim ya, bu insanlar, size dokunmadan gerek sözle, gerekse başka yollarla sizi taciz etme hakkını, her zaman, her yerde kendilerinde bulabiliyorlar. Lise 1. sınıfı bitirmiştim. Yaz tatiliydi. Bütün komşular her akşam apartmanın yan tarafındaki çardakta oturup sohbet ediyorlardı. Ben ve bir arkadaşım da her akşam bisikletlerimizle sahile gezmeye çıkıyorduk. O akşam sahili turladıktan sonra,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle