02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19 EYLÜL 2004 / SAYI 965 UMUDAYOLCULUK Ailemin geleceği için Umuda gidilen yerler sadece Avrupa'da değıl. Bu yolculukta kimi zaman krtalar aşüıyor. S.P. gıbi şansını Guney Kore'de deneyenler de var: "Ben konfeksiyoncuyum. 2001 yıkndaki kriz yüzünden işsiz kaldım. Yeni evlenmiştim ve ailemin geleceğini garanti altına almak zorundaydım. Buradan umııdumu kesmiştim ve yurtdışına kaçmaya karar verdım. Guney Kore'nin gelişmiş bir ıılke olduğunu biliyordum. Giden birkaç arkadaşım vardı ve iyi para kazanıldığını söylüyorlardı. Hem vize de istenmiyordu. Pasaportumu aldım ve uçağa binip gittim. Yol tam 12 saat sürdu, biraz rahatsız oldum, tedirgindim. Havaalanında kendimi turıst olarak tanıttım ama, inanmadılar. Dil bilmediğimden iletişim sorunu yaşıyorduk. Bana inanmamalarının nedeni de buydu zaten. Bir Türk bana tercümanlık yaptı. Sonunda geri gönderdiler. Eğer orada tanıdık biri yaşasaydı ve gelip beni havaalanından alsaydı izin vereceklerdi. Hatta benim gibi giden birkaç kişi bu yolla ulkeye gıriş yaptı. Buyuk hayaller kurmuştum giderken. Hepsi yıkıldı. Psikolojim iyice bozuldu. Bunalımdaydım anlayacağın... Yazı ve Fotoğraf: Taylan Büyükşahin olar ya da Euro biriktirmeye çalışıyorlar önce, dört, beş, altı bin... Elde avuçta bir şey varsa satılıyor, borç bulunuyor, çalışılıyor. Amaç bir başka ülkede gelecek kurmak. Uzun ve zorlu bir yolculuğun kendilerini beklediğini biliyorlar... Çünkü hem yolculukları "kaçak" hem de varacakları ülkedeki konumları... Umuda yapılan bu yolculukların çoğu hüsranla bitiyor. Gitmeye çalışanların büyük kısmı yolda yakalanıyor. Yakalanmadan, gitmek istediği ülkeye varanlar da bir süre sonra umduklarını bulamayarak dönüyor. Almanya, Fransa, ABD, Kanada, Avustralya, Güney Kore... Onlar için yolda düşlerini bıraktıkları ülkeler... Bu yolculuğu deneyen üç kişiyle konuştuk, A. G. "Abi zaten zar zor iş buldum. Şimdi sen ismimi yazıp fotoğrafımı basarsan işimden olurum" dedi. Bu yüzden H. T. gibi sadece arkasından fotoğraf çekilmesine izin verdi. "Hiçbir şey göründüğü gibi toz pembe değil. Yolda bin bir türlü rezillik var. Insan yerine konmuyorsunuz." diyor A.G.; 2003 yılında Isviçre'ye deniz yoluyla kaçarken yakalanmış. Neden yurtdışına gitmek istediniz? Iş için tabii ki. 23 yaşındaydım ve senelerdir işsizdim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Nereye iş için başvursam, kapılar hep yüzüme kapanıyordu. Benim için tek umut yurtdışına kaçmaku. Isviçre'ye kaçak yolla giden bir akrabam var. Bana " Yanıma gel, az çok ekmek paran çıkar" dedi. Bu yüzden Isviçre'ye kaçmaya karar verdim. Hangi yolla gitmeye çahştınız Îsviçre'ye? Kaçak yollarla insanları yurtdışına kaçıranlar var. Bunların hepsi zaten mafya. Onlarla tanıdıklar aracıhğıyla irtibata geçtim. Deniz yoluyla Italya'ya gidecektik. Orada akrabam beni alarak îsviçre'ye götürecekti. Mersin'den ufak bir gemiye bindik. Tıklım tıkış tam 270 kişiydik. Italya'ya üç günde varacaktık. Gemiye bindikten 56 saat sonra Sahil Güvenlik botu bizi gördü ve izlemeye başladı. Kaptan hızını artırdı. Tam bir kovalamaca yaşanıyordu. En sonunda Sahil Güvenlik botu yanımıza kadarggeldi. Kaptanına D anonsla geri dönmesini söylüyordu. Ancak ne kaptanın ne de bizim geri dönmeye niyetimiz yoktu. Son sürat yolumuza devam ediyorduk. En sonunda Sahil Güvenlik kaptan köşküne ateş açtı. Kaptan eğilmişti, kurşunlar ona isabet etmedi. Kaptan köşkünün bütun camları kırılmış ve her yer delik deşik olmuştu. Ama yine de yolumuza devam ediyorduk. Sahil Güvenlik botundakilerle bizim kaptan megafondan birbirlerine küfretmeye başladı.Bu durum bir saat kadar devam etti. Daha sonra yanımıza Deniz Kuvvetleri'ne ait bir savaş gemisi geldi. Muhtemelen bu gemiyi Sahil Güvenlik çağırmıştı. Savaş gemisi önce dönmemiz için anons yaptı ve eğer dönmezsek gemiyi batıracağını söyledi. Ne olacağını bilmiyorduk. Artık ölüm korkusu sarmıştı bizi. Kaptanın tek bir kararı bizim ölümümüze neden olabilirdi. Neyse ki geri dönmeye başladı. Az daha canımızdan olacaktık. Geri dönmeseydiniz gerçekten sizi batırırlar mıydı? Bence batırırlardı. Çünkü Sahil Güvenlik de savaş gemisi de silahlarını üze Geleceği bir başka ülkede kurmak için yola çıktılar. Kimi TIR'la, kiml uçakla, kimi tekneyle. Yakalandılar. Ölümden döndüler. A.G., H.T. ve S.P. insan tacîrlerine kaptırdıkları dolarlarına mı, kaybettikleri düşlerine mi yanacaklar bilemiyorlar. Bir kez daha denemeyi düşütımüyorlar, ama... rimize çevirmişti. Bizim kaptan onları bayağı bir kızdırmıştı. Peki kaptana ne oldu? Kaptan sefere çıkmadan önce saçını ve sakaünı uzatmıştı. Yakalandıktan sonra Mersin'e döndüğümüzde yardımcısı hemen saçını ve sakalını kesti ve aramıza karıştı. Jandarma gemimize bindiğinde kaptanı aradı. Ancak aramıza karıştığtndan yolcu gibi gözüküyordu ve onu bulamadılar. •Siz ihbar etmediniz mi? Nasıl edelim? Dediğim gibi bunların hepsi mafya. Yolculuktan önce bizi tehdit ettiler. Eğer bu grubun içinden birini ihbar edecek olursak bizi öldüreceklerini söylediler. Ne kadar para verdiniz? 3 bin EURO param gitti. Gittiğime gideceğime bin pişman oldum. Hem param gitti hem az daha canımdan oluyordum. Anladım ki bunların hepsi para tuzağı. Belki de bu adamlar yakalanacağımızı bile bile bizi göturmeye çalıştılar. lnsanlığımız gitti. Günlerce hayvan muamelesi gördük. Tekrar gitmeyi düşünüy or musunuz ? Tövbeee. Şimdi bir restoranda komılik yapıyorum. Artık geleceğimi kendi memleketimdearayacağım. Başka yerde değU... SINIRDABEKLEMEK... Yurtdışına kaçarken sadece deniz yolu değil, karayolu ve havayolu da kullandıyor. H. T. TIR'la Almanya'ya kaçarken yakalanmış. Kaçma sebebi A.G. ile aynı. "İş yok, ne yapalım" diyor. Neler yaşadınız yolda? "TIR'ın gizli bölümunde 15 kişiydik. Küçük bir oda büyüklüğündeydi. Neredeyse kucak kucağa oturuyorduk. Yiyeceklerüniz, su ve tuvalet ihtiyacımızı gidermemiz için bir varıl vardı. Inanın ki ahır bile daha güzel kokardı oradan. Resmen pislik içindeydik. Romanya'ya kadar sorunsuz gittik. Sınırda polis köpeği bizi buldu. Tutuklamadan ve hiçbir resmi işlem yapmadan Bulgaristan'a yolladılar. Bulgaristan'da TIR'dan indik. Almanya'ya gitmenin yollarını araştırırken, Bulgar polisi bizi yakaladı ve sınır dtşı etti. TürkiyeBulgaristan eınırında Bulgarlar bizi kendi sınırlanndan çıkardı. Turkıye'ye girmemizi bekliyorlardı ama biz aradaki tampon bölgede beklemeye başladık. Ne Bulgarlar ne de bizimkiler bizekarışamıyorlardı. Bulgaristan'a birkaç kere girmeye çalıştık ama, almadılar. Türkler bağırıyordu: "Mecbur bu tarafa geleceksiniz, fazla umutlanmayın". Orada bekleyişımize Bulgarlar da, bizimkiler de kahkahalarla gulüyorlardı. Çıldıracak gibi oldum. Kendimi az daha mayınlı bölgeye atacaktım. Gururum incinmiştı. Hayallerim yıkılmıştı. Sonuçta mecburen Türkiye'ye girdik." H. X, bu macerasından sonra bir da ha şansını denemiş. Ancak bu sefer uçakla ve sahte vizeyle çıkmış umuda yolculuğuna. Çek Cumhuriyeti'ne uçakla gidip oradan da kara yoluyla Almanya'ya geçecekmiş. Ancak Çek Cumhuriyeti'nde sahte vizeyle geldiğı belirlenmiş ve hemen aynı uçakla Türkiye'ye gönderilmiş. Üsküdar'dan Boğaz'a bakarak konuşurken gozleri doluyor: "Hayallerim yıkıldı. 4 bin dolar param gitti. Babam tarlasını satıp bu parayı vermiştı bana. Almanya'da para kazanıp gelip burada sevdiğim kızı alacaktım. Olmadı... • ı [email protected] ,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle