Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 12 EYLÜL 2004 / SAYI 964 Tamam zeki, ama hangi zekâ? Çocukları ile ilgili hevesleri ve idealleri olan anne babalar küçük bir kıvılcımın ardından hemen IQ testlerine koşuyor. Çocuklarından gelecekle ilgili beklentilerini test sonuçları üzerine kuruyor. Oysa yedi çeşit zekâ var ve hepsi her çocukta bulunuyor. Önemli olan kalıtımsal ve çevresel etkiler... Esra Açıkgöz Ç ocuğunuz sözel derslerde çok başarılı, ancak sayısal derslerde zorlanıyor. Ya da müzik yeteneği oldukça iyi olmasına rağmen bedensel faaliyetlerde başan elde edemiyor. Bu durum sizi üzmesin, çünkü zekâ üzerine çalışmalarıyla tanınan Prof. Howard Gardner'ın ortaya koyduğu "Çoklu Zekâ Kuramı"na göre yedi zekâ türü bulunuyor. Üstelik herkes bu yedi zekâya sahip. Ancak "kalıtımsal ve çevresel rastlantılar ve bunların etkileşimine bağk olarak, aramızda tam olarak aynı oran ve karışımda bir zekâ bileşimi sergileyen iki kişi" bulunmuyor. Bu zekâ türleri şöyle sıralanıyor: SözelDilsel Zekâ: Yazma, konuşma, espriler yapma, okuma. MantıksalMatenıatiksel Zeka: Problem çözme, sorgulama, hesap verme, deney yapma. GörselAlansal Zekâ: Boyama, çizme, harita okuma, motif çizme, örnek yaratma. BedenselKinestetik Zekâ: Dans, egzersiz, spor yapma, mümkün olduğunca hareket etme. MüzikselRitmik Zekâ: Şarkı söyleme.tempo tutma, müzik dinleme, enstrüman çalma. Sosyal Zekâ: Gruplarla çalışma, aracdık etme, birinin duygulannı anlama. Kişiye Döniik Zekâ: Derin düşünme, hayal kurma, hedef koyma, yalnız kalma. Zekâ ile ilgili pek çok kaynağın referans gösterdiği Prof. Gardner'a göre, I Q testleri, kişilerin yetenek ve beceri, neler yapabilecekleri, nasıl düşündükleri, hayal güçleri ve yaratıcılıklan hakkında bilgi vermiyor. Çünkü, birçok yetenek ve yetenekler birleşimi bulunuyor ve bunları kalıplaşmış sınavlar ile ölçmek mümkün de zekâsını tanıyın... DİLSEL ZEKÂ Çocuğunuzun Prof. Gardner'ın teorisine göre, zekâlar ve gösterilen özellikler şöyle: I likâyeler anlatır, espriler yapar, olaylar uydurur. Hafızası iyidir. Kelime oyunlarını sever. Okumayazmayı sever. Yaşına göre sozcuk dağarcığı zengındir. MANTIKSAL/ MATEMATİKSEL ZEKÂ Herhangi bir şeyin nasıl çalıştığını sorgular. Aklından lıesabı çabuk yapar. «tMMttş» Matematik etkinliklerini~*^sever. Strateji oyunlarını sever. Mantık oyunlarını, yap bozları sever. Üst düzey düşünce becerilerini kuüanır. gü. Çoklu zekâ ile ilgili bir araştırma çocukların her dönemde aynı şekilde öğrenmediklerini gösteriyor. Dilsel zekâ, anaokulundan üçüncü sınıfa dek öğrenmede güçlü bir alan. Sonra kullanımı azalıyor. Mantıksal ve matömatiksel zekâ birinci ve dördüncü sınıflar arasında çok güçlü. Görsel, alansal ve bedenselkinestetik zeka ilkokul süresince etkin oluyor. Ortaokul çocukları bedenselkinestetik, görselalansal, müzikselritmik ve sosyal zekâ alanlarını kullanıyorlar. Sonuç olarak, I Q değerleri farklı olsa bile çeşitli niteliklere sahip kişiler, toplumda başarılı olabiliyor. GÖRSEL / ALANSAL ZEKÂ Net zihinsel imaj gördüğünu söyler. Harita, çizelge, şemaları rahatlıkla okur. Yaşıtlarından daha hayalcidir. Sanat etkinliklerinden zevk alır. Görsel gosterimleri sever. Boz yap ve bul oyunlarını sever. Okurken kelimelerden çok resimlerden öğrenir. Sayfaları farkında olmadan resimler. sallar vs. Bir şeyleri parçalayıp tekrar birleştirmeyi sever. Yeni nesneleri elleyerek anlamaya çalışır. Kendini dramatik şekilde ıfade etmeyi sever. MÜZİKSEL ZEKÂ Detone müzığı tanır. Melodileri hatırlar. Koroda soyler veya bir enstrüman çalar. Rittnik şekilde konuşur veya hareket eder. Çalışırken ritmik tempo tutar. Çevre seslerine duyarlıdır. Müziğe olumlu tepkiler verir. Sorunları olan arkadaşlarına önerilerde bulunur. Kliiplere, komitelere ve diğer organizasyonlara katılır. Başka çocuklarla oynamayı sever. Bir veya birden fazla yakın arkadaşı vardır. Başkalarına ilgi gösteıir. Pratik yaşam tecrübesi vardır (sokak yaşamını kıvırır). Yetenekleri alışılmış sınavlarla ölçmek mümkün değil, KİŞİYE DÖNÜK ZEKÂ Bağımsızlık gösterir. Kuvvetli yönlerini gerçekçi olarak bilir. Kendini yönlendirebilir. Grup ile çalışmaktansa yalnız çalışmayı tercih eder. özgüveni ve öz tanımı yüksektir. BEDENSEL / KİNESTETİK ZEKÂ Bir veya birden fazla sporda başarılıdır. Uzun süre oturunca kıpırdanır, elini ayağını SOSYAL ZEKÂ Yaşıtlan ile konuşmaktan zevk alır. Doğal bir lider olarak davranır. EZGILERIMIZAYNL. Ipek Yezdani kdeniz müziğini en iyi yorumlayan sanatçılardan Yunan şarkıcı Nicos; orkestrasıyla birlikte önceki hafta Istanbul'da iki konser verdi. Baba tarafı Istanbullu, anne tarafı Izmirli olan şarkıcının Inönü Stadyumu'ndaki Barış Konseri ile Talimhane'deki Pera Festivali'nin açdış konserinde; Istanbul şemaları Akdeniz ezgilerine büründü. Akdeniz müziğini dünyaya tanıtmayı kafasına koyan Ntcos'un bir sonraki konser durağı ise Uzakdoğu. I A sahip. Yani tümünde aynı renkler ve melodileri görüyoruz. Özellikle Avrupa'daki Akdeniz ülkelerinden gelen insanlar çok seyahat etmişler ve bu külturler çok kaynaşmış. O yüzden de bana öyle geliyor ki Yunan, Türk, Ispanyol ve Balkan ülkelerinin büyük bölü mü aynı müzik anlayışına sahip. Ama bu durum dünyanın başka yerlerinde de var. Örneğin, Güney Amerika ülkelerine baktığımızda da hemen hepsinde aynı müzikal tatları görüyoruz. Akdeniz'de de Antik Yunan'dan bu yana "pentatonik" admı verdiğimiz müzik birçok etnik müziğin kökenini oluşturuyor. Akdeniz müziğini yaymaya yönelik başka hedef ve planlarınız var mı? Akdeniz müziğiyle ilgili gerçekten de çok şey yapmak istiyorum. Bir kere dünyanın farklı ülkelerinde verebüdiğim kadar çok konser vermek ve bu kültürü tanıtmak amacmdayım. Dünyanın farklı ülkelerinden sanatçılan bir araya getirerek bu bölgenin müziğini anlatan büyük bir albüm yapmak gibi bir rüyam var. Son albümümde de îspanyol, Arap ve îsrailli şarkı sözü yazarlarıyla çalışarak bu projemin ilk adımını attım. Önümüzdeki ydlarda bunu daha geniş çaplı bir şekilde yapmak istiyorum. Tek üzüntü duyduğum şey, bu çabalarıma Yunan devletinden hiçbır destek görmemem. Tüm bunları orkestramla birlikte yapıyorum. Türkiye'ye kaçıncı gelişinizdi bu? Dördüncü. Daha önce ikiüç kez konser için, bir kez de tatil için gelmiştim. Zaten be nim büyübabam Istanbullu, anne tarafım di Izmirli'ydi. 1922'de Yunanistan'a göçetmiş ler. O yüzden Türkiye'ye geldiğimde kendi mi aynı apartmanda yaşadığım yan komşuy; geçmiş gibi hissediyorum. Konserlerde Türk dinleyiciyle Yunan din leyici arasında ne gibi benzerlikler ya ds farklılıklar görüyorsunuz? Türk ve Yunan dinleyici, konserlerde ayn reaksiyonları veriyorlar. Bir şarkı dinlerkeı mutlu olduklarını veya hüzünlendiklerini ay nı şekilde belli ediyorlar. Bir de konser sıra sında aynı yerlerde alkışhyorlar. Türklerlı Yunanlar arasmdaki en büyük fark ise Tiırl gençliğinin geleneksel müziğe Yunan genç liğinden çok daha yakın olması. Yunanis tan'da gençler Yunan müziğine olan ilgıleri ni daha hızla kaybediyorlar. Amerikan yaşan tarzını ve Amerikan müziğini benimsiyorlaı Türkiye'de ise gençler kendi müziklerine il gisinı henuz kaybetmemiş. Bu, kıskandığın bir şey. Ben tüm dünyaca tanınmış unlü Yu nanlı muzisyenlerle de çalıştım; Mikıs The odorakis, Vangelis gibi... Bana; "Eğer dün yada tanınmak istiyorsan Yunanistan'ı terl etmelısin" dediler. Ama Türkıye'deki sanat çdar için durum daha farklı. Burada müzis yenlere ve şarkıcuara daVıa ıaz\a saygı dııyu luyor, daha fazla destek olunuyor. Klasik tnüzikten caza uzanan geniş bi yelpazede müzik yapıyorsunuz. Sizce Akde niz ülkeleri arasında bu tarz müziklerle biı likte yorumlamaya en uygun olanı hangisi Yunan veTürk miıziği tüm müzik türleriy le birlikte yorumlanabilir. Yani farklı müzil türlerini kaynaştırırken en başarılı reçete b t Bu da her iki ulkcnin muziğinin temelınd Bizans etkisi olmasından kaynaklanıyor. • Nicos'la, Akdeniz ülkelerinin müziğini ve Akdeniz müziğini tanıtmaya dair planlarını konuştuk: Istanbul'da Mahsun Kırmızıgül, Yıldız Tilbe ve Haluk Levent'le birlikte Barış Konseri verdiniz. Akdeniz ülkelerinin kültürünü kaynaştıran bir sanatçı olarak kendinizde barışa katkıda bulunmak gibi bir sorumluluk mu hissediyorsunuz? Dünya barışıyla ilgili bu tür etkinliklere katıldığım zaman kendimi çok iyi hissediyorum. Özellikle de bu etkinlik başka bir ülkedeki sanatçılar tarafından yapılmışsa. Hem insan, hem de müzisyen olarak müziğin yanı sıra insanları bir araya getirmek gibi bir sorumluluk hissediyorum. Son albUmünüz "Mediterraneo"da Akdeniz ülkelerinden geleneksel şarkılar yer alıyor. Akdeniz Ülkelerinin müzikleri arasındaki benzerlikler neler? Tüm Akdeniz etnik müzikleri aynı zemine Yunan şarkıcı Nicos, Akdeniz ülkelerinin müziğini klasik müzik, pop ve cazla harmanlayıp sunan bir sanatçı... Kendini Yunanistan'ın yanı sıra birçok Avrupa ülkesinde de kabul ettirdl. Son albümünde ise sadece Yunan değil, tüm Akdeniz ülkelerinin müziklerini yorumladı. Nicos'un son durağı ise "Kendimi yan komşuya gitmiş gibi hissediyorum" ** dediği tstanbul'du.