02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12EYLÜL2004/SAYI964 Türk Traktör'ün Türkiye'de traktörün evrimi Türk Traktör'le başladı. 1955 'te yılda 815 traktör üretimiyle faaliyete başlayan fabrika, bugün bu sayıyı 17 bine çıkardı. Kuruluşunun 50. yılında ise fabrikanın tarihini anlatan "Türk Traktör Tarihi" başlıklı bir kitap hazırlandı. Başak Sezen ık evrimi H enry Ford "Tarıma hizmet eden bütün insanlığa hizmet eder" diyor. Bu misyonla göreve başlayan Türk Traktör, geçtiğimiz haftalarda 50. yılını kutladı. Kuruluşun ellinci yıldönümü nedeniyle "Türk Traktör Tarihi" başlıklı bir kitap da hazırlandı. 1954'te kurulan Türk Traktör, Türkiye'de ilk kez 1955 yıhnda Türk Hava Kurumu'ndan devraldığı Uçak Motorıı Fabrikası'nda traktör üretimine başladı. Firma yetkilileri, ilk üretimi Atatürk'ün traktör kullandığı Gazi Orman Çiftliği arazisinde yapmalarından büyük bir gururla bahsediyorlar. Bu özel kuruluş, devrin Başbakanı Adnan Menderes ve diğer yöneticiler tarafından da büyük heyecanla karşılanmış. New Holland ve Case I H markalı ziraat tnakineleri, geniş ölçiide çifdik ihtiyaçlarını karşılıyor. ilk lisansörü olan ABD'deki MinneapolisMoline'den traktör yapmasını ve traktör fabrikası işletmcsini öğrenen Türk Traktör, daha sonra ikinci lisansörü FIAT'la tecrübesini 1962'den itibaren geliştirerek bugünlere gehnış. Kuruluş yıllannda MinneapolisMoline Türk Traktör ve Ziraat Makineleri AŞ'de çalışmış olan Ahmet Binbir, o yılları şöyle anlatıyor: "MinneapolisMoline'nin Türkiye'ye gelişinde en önemli faktorlerden biri de, Türkiye'ye montaj endüstrisini getirmek için gayret gösteren Vecdi Diker'di. Vecdi Diker çok dirayetli ve fevkalade ileri görüşlü bir kolejliydi.... Vecdi Diker'in ABD ile temasları çok iyiydi. Marshall Planı çerçevesinde Karayolları'na pek çok makine teçhizatı getirilmişti. Vecdi Diker, Daniş Koper'in Bayındırlık Bakanı olmasından sonra Karayolları Genel Müdurıı oldu. O dönemin Karayolları hareketindeki büyuk hamleleri ve heyecanı hattrlamamak mümkün değil. Daha sonra MinneapolisMoline Türk Traktör ve Ziraat Makineleri AŞ kurulduğunda da ilk yönetim kurulu üyelerinden biri Vecdi Diker'di. Ne yazık ki Vecdi Bey vefat ettiği zaman devlet cenaze töreni bile yapmadı..." İLK TRAKTÖR ÜRETİMİ 5 Mart 1955 Cumartesı günü açılan fabrika, Cumhuriyet'in de aralanndabu' lunduğu dönemin önemli gazeteleriniır1 birinci sayfalarında da yer bulmuş: "Turk Traktör Fabrikası dün işletmeye açıldı" başlığıyla Cumhuriyet'te verilen haberde şu cümleler yer alıyor: "Minneapolis Moline firması ile müştereken ve 20 milyon sermaye ile teşekkül etmiş bulunan Minneapolis Moline Türk Traktör ve Ziraat Makineleri AŞ'nin Gazi Çiftliği yanındaki fabrikası bugün saat 11.00'de işletmeye açılmıştır. Hediye edılen traktöre teşekkür maksadiyle bir konuşma yapan Başkanvekilimiz Adnan Menderes, Türkiye'de imal edilen traktörlerin şimdiye Türk Traktör 50. yılını kutladı... kadar kullanılmakta olan emsali traktörlere nazaran daha üstün neticeler vermesi temennisini izhar etmiş ve gördüklerinden memnuniyetini beyan ile şirkete çalışmalannda muvaffakiyetler dilemiştir..." ilk traktörler 6 Nisan 1955'te üretiliyor. Şirketin 1955 yılına ait ilk faaliyet raporundaki açıklamalarının ise ümit dolu olduğu görülüyor: "Şirketin ilk faaliyet yıh olağanüstü başarılı geçmiştir. Birçok güçlüğe rağmen satışlar yüksek olmuş ve sonuçta küçük olmakla beraber anlamı büyük bir kâr sağlamıştır. Üretim konusunda gerçek ilerlemeler kaydedilerek, memleketin ziraat makineleri ihtiyacının büyük bir kısmı karştlanmıştır." Ancak bundan sonraki yıllarda özellikle döviz sıkıntısı nedeniyle ithalatta problemler yaşanmaya başlanıyor. 1959'da 1 milyon 640 bin 222 TL (1 dolar: 2.83 TL) zarar ediliyor ama yıl sonunda, işletme ihtiyaçlarının karşılanması için ExportImport Bank'a yapılan baş vuru sonucu 5 yıl vadeli, 7 milyon liralık kredi sağlanıyor ve 1960 yılına bir imalat programı ile giriliyor. Aradan geçen yıllar, Türk tarihinde yaşanan olaylar ve darbelerle birlikte sorunlar yaşansa da Turk Traktör ilerlemesini durdurmuyor. 1955'te 815 traktör üretebilen firma, 2003'e gelindiğinde yıllık üretimini 17 bin 309 adedeçıkararakTürkiye Traktör üretiminin yarısından fazlasını sağlayacak kapasiteye ıılaştı. Çalışan sayısı ise 109'dan 906'ya çıktı. • PAZARIN PENCERESİNDEN • HAYVANLAR Amin Maalouf ve Selimiye j, breZ ANKARA KED İSİ Avlİn rp 1 UnÇ f • t ürkiye'de kedi ırklarında 1 sınıflandırma öncelikle sokak ve £ e v kedisi sözleriyle, bir de cins kedi tanımıyla yapılır.. Bu tanımlamalar sokakta yaşayana sokak, evde yaşayana ev kedisi anlamında kullanıldığında doğrudur. Bunun dışında tüm kediler cinstir. Ülkemizde de çok değerli yörcsel ırklar vardır. Bunlardan birisi olan Ankara kedisi genelde Van ^ ^ ^ ^ H kedisi ile karıştırılsa da ^ ^ ^ ^ H belirgin farklılıklar gösterir. ^ ^ ^ ^ H Bu kedi Avrupa ve ^ ^ ^ ^ H Amerika'da bilinen ilk uzun ^ ^ ^ ^ H tüylü kedi ırkıdır. 16. yüzyılda ^ ^ ^ H ^ Fransa ve îngiltere'ye ^^t^ getirilmiştir. 19. yy'da Iran | p kedileri ile tanışan Avrupa'da, KAnkara kedisi tek uzun tüylü BF kedi olma özelliğini r kaybetmiştir. Ankara hayvanat &•*, bahçesinde yetiştirilmiş ve Wadını da bu şehirden almıştır. wf Türkiye'den ithal edildikten » ionr'1 înOTİterp'rle HP ccAt 1 Selcuk ~'~ >> < • , iki arkadaşları, Luke Willis, biraz Japon biraz Amerikalı, David Capote, Italyan asıllı Amerikalı. Luke, Japonya'da mimar. Dave, New York'ta borsa izleyicileri için algoritm yazıyor. Bizi Marmaris'e götüren şoför, "Buraya o kadar çok Ingiliz, Alman yerleşti ki.." diyor. Dalaman'ın dörtte biri AB'de. Marmaris'ten Orhaniye'ye götüren de aynı şeyi söylüyor. Engin Bey ile Filiz Hanım'ın Kontiki tekneleriyle Selimiye'ye gittik. Burada da yerleşmiş yabancılar var. Bakkalı Hollandalı bir hanım. Buraya yerleşmiş bu emekli Almanlar, Ingilizler vb. sayesinde Avrupa ile içli dışlı olmuşuz. Deniz kenarında evi olan bir adam galiba sebzeci karısını dövuyor. "Bir kaç Avrupah A gelse belki artık vazgeçer!" diyor komşuları. ^ H Ibrahim ve Elçin Öngüt'ün ^ H evlerinin önünde bu yıl ^ H yitirdiğimiz Yücel Lugal'ın ^^J "keçi" adlı teknesi var. Feride ^ H Kürkçuoğlu'yla Yücel'i içimiz ^m burkularak anıyoruz. W Teknede Amin Maalouf'un f ^ "Yolların Başlangıcı"nı ^ H okuyorum. Maalouf, bir yerde 1 ^ çıktık. Dalaman'a ııçtuk. I V Oya, Esim, Elif kızlarım ve T 7 * " l s a k'r tat'^ '? m y°^a de "Kimbilir nice şiir, gerçek ya da düş ürünü nice öykü sırf yazılmadıkları için toz olup gitmişlerdir... Ne kalır zaten bize geçmişten..?" demiş. Öyleyse gördüklerimizi başka bir ebcetle zapta, kayda geçirelim: Önde mosmor tepeler arkada pembe dağlar en koyudan açığa nasıl sıralanmışlarDenizin ortasında bir ada var kapkaraÖnündeki tiıandilmasmavi, baştankara Az sonra gün batıncatepeler, pembe dağlarve mosmor kayalıklargörünmez olacaklar Ben o lacivertliktesalıncağa yan yatıpsabahı edeceğimArılar geldiğindeyeniden belirecektepeler, pembe dağlarTirandil? 7 A I ?. ^K mğ ^ î JLmln Msnlmıf Mnin mflalUUI Koydunsa bul!Yaşamda yitirdiğim bu ilk tirandilimdirAğıt yazmam; çünkü benbiliyorum nereye demirleyeceğiniO şimdi belleğimdetüm yitirilmişleringittiği bir koydadır.. Selimiye'den Bencik'e giderken Elif, Harry Potter'ı; Dave, Umberto Eco'nun "Gülün Adı"nı; Luke, "Da Vinci'nin Şifresi"ni okuyorlar. Esin'le Oya, yeni romanım "Garo Dayı"nın son halini gözden geçiriyorlar. Zeynep Çağlıyor'a vermeden önce eleştirilerinden yararlanacağım. Maalouf, önsözünde "Benliğimi.uçsuz bucaksız ailemin dünyanın dört bir tarafında yaşadığı serüvenlerle özleştiriyorum" demiş. Lübnan'dan ABD'ye, Küba'ya dağılmış bir aileden geliyor Maalouf. Bir kızım Virginia'da çalışıyor, biri Rhode Island'da , biri de New York'ta. Biz de sadece yılda bir mavi yolculuğun bir araya getirdiği bir aileye donüştük Maaloufgiller gibi. Böyle arsıulusallaşma, Avrupalılaşma iyi bir şey mi? Kızlarımı çok özlediğimden bunu sevmiyorum: Karısını döven manav gibi, Bencik'e çöp döken tekneciler gibi eylemlerle karşı mı çıkmalı şu Avrupalılaşma denen şeye? Gezinin sonuna dek bir yolunu bulmalıyım. Çünkü yolculuk biter bitmcz kalkıp dünyanın dört bir yanına yine dağılacak bu çocuklar.© yapılan ince uzundur. Kuyrukları uzun ve bol tüylııdur. Tüy yapısı persıan'lara benzetilse de, tüy kalitesi daha iyidir. Gözleri iridir. Göz renkleri mavi, amber olabilir. Mavi göz renkli kediler sağır olabilmektedir. Pati aldarı ve burun pembedir. Yine kulaklar iri, tüylü ve pembedir. Uzun tüylü kedilerde genellikle tüy bakımı sorun olur. Kediler #%w 1 1. i^^Hİ ^k '0 dikkadi bir yetiştiricilik programı uygulanarak yeniden yapılandırtlmıştır. Düz beyaz olarak bilinse de doğasında sarman tekir gibi değişik renk yelpazelerini de barındırabilmektedir. 1978'den beri Ankara kedilerinin geniş renk yelpazeleri Amerikan kedi birliklerince onaylanmıştır. Van kedilerinin aksine uzun tüylüdür. Tüyler ipeksi ve yumuşaktır. Beden ve kemik tüylerini yalayarak temizlerler. Van kedilerine oranla da daha yumuşak huylu kedilerdir. Sağır olanlar diğerlerine nazaran biraz daha sinirli mizaçlı olabilirler. Bu harika tüy yapılarının, yörenin diğer hayvanlarında da görüldüğü unutulmamalıdır. Ankara tavşanı, Ankara tiftik keçisi, Ankara kedisi... Angora ve moher yün isimleri de bunlardan gelmektedir... •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle