Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15AĞUSTOS2004/SAYI9' Kadınlara 'eve dönüş' tuzağı Bildik bir hikâye. Kadınların ne zaman evde oturup ne zaman çalışacağına erkekler karar veriyor. Papa, kadınlara "çalışmayın" diyor. Bu kadınlar için büyük bir tuzak, çünkü dönülecek yer "yuva" değil, kafes... Özlem Altunok Kadınım, bireyim Nazik Işık, emekli bir ekonomist. Şu anda Uçan Süpürge Kadın Festivali'nindışilişkilerkoordinatorlüğünü yapıyor. îki çocuk annesı, ama çalışmak onun için bir zorunluluk, birey olabilme hakkı ve kendine guven demek. "llk çocuğumu28 yaşında doğurdum. Hamileliğim boyunca bebeğimın 3 yaşına kadar bana ihtiyacı olduğunu, benim ona göstereceğim sevgi ve ilginin yerini hiçbir şeyın dolduramayacağını düşünmüştüm. Doğumdan sonra 6 haftalık iznimi kullandım, sonra da yasal ücretsiz iznimi aldım. Iznim bittiğinde işten ayrılacaktım. Oğlumla çok mutluydum; çokgüzeldi, sağlıklı, huzurluydu; hızla gelişiyordu, izlemek bile heyecan vericiydi. Evde işyerime parça başı işler yapıyor, para kazanmaya devam ediyordum. Ama bu normalde kazandığımdan çok azdı. Eşimden para istemeye ise utanıyordum. Çünkü üniversiteyi çalışarakokumuş,paramı kendim kazanmayı erken oğrenmiştim. Yavaş yavaş, yediğim lokmayı hak etmek için her tü rlü ev işini yapmam zorunluymuş gibi gelmeye başladı. Süreklı ev temizlemeyebaşlamıştım. Evden işyerime yaptığım işler mesleki ilgimi doyurmaya da yetmiyordu. Okumak da öyle. Kendimi cahil ve beceriksiz hissetmeye başladım. Bütün gün evdeydim. Oğlumu çok seviyordum, ama24 saat bebek bakamayacaktım. Bu arada ikinci kez hamileydim. Şartlar beni tümden evegommeyehaztrlanıyordu. Oğlumaiyibirbakıcıbuldum. îşyerimle yarım gün çalışmak bazı işleri de evden yapmak şeklinde bir iş anlaşması yaptım. Oğlum 6,5 aylıkken işime döndüm. Yani ücretsiz iznimi bile tam kullanmadım. Kızımın doğumundan sonra da o 5 aylık oluncaya kadar izin kullandım. Sonra işe döndüm. Bir daha tümden evde olmayı hiç düşünmedim. Bana göre değildi. Çalışmak bana güven veriyor, kendi insan ilişkilerimi sürdürebilıyorum, kendi paramı kazanmak ve harcamak guçlü, olumlu olmama etki yapıyor, mesleki gelişmemi sürdurmek daha guvenli olmama yol açıyordu. 23 yıl kadar yarım gün çalıştım. Kazandığımıntamamınıbakıciya verdim. Cep harçlığım için geceleri ek iş yaptım. Hayat guçtu amagüvenlivemutluydum." İşimi çok seviyorum Anaokulu öğretmeni Özgür Canbaz, çocuğu 5 yaşına gelene kadar çalışmamış, eşi ve yakın çevresiyle verdiği mücadele sonrasında iş hayatına başlamış. Ayrıca üniversite eğitimini de evlendikten sonra almış. Iş seçimindeki koşulu kızının da yanında bulunması olduğu için anaokulu öğretmenliğini seçmiş. Evlilığini kolaylaştırdığı için böyle bir seçim yaptığını söylüyor: Yuva sarsılmasın, oıtam bozulmasın diye daha verici oluyorsunuz. Ben koşullarım doğrııltusunda uzun bir mücadele verdim. Birçokşeyden ödün verdim, ama kararlılık ve güvenle başardım. Eşimin ailesi yüzünden hâlâ aynı sıkıntıyı yaşıyorıım. Çalışma isteğimi evde bir problem var da o yüzden istiyorum gibi anlıyorlar. Ben üniversiteyi bitirmiş olmak için bitirmedim ki. Işimi çok seviyorum, koşakoşa işe geliyorum. Ki ben kendi halinde, çocuklarla, duygusal, kadına göre bir iş yapıyorum. J^İ^H*)*V JKr u Evlilik kadına göre değil... Canan Bulgay 9 aylık hamile. Doğum yaptıktan 10 gün sonra yine işinin başına dönmeyi düşünüyor. Ashnda psikolojik danışman, işini sevdiği halde kariyerini yanda bırakarak Kırlangıç Çocuk Yuvası'nı açmış. Çünkü hem çalışmak, hem de çocuğunu büyutmek için yapabileceği en iyi iş olarak görmüş. Yuva açmaya nasıl karar verdiniz? Ozel sektbrde psikolojik danişmanlık yapıyordum, ama şartlar çok zordu, özellıkle çalıştığım insanların hamile ve çocuklu kadınlara bakışı farklıydı. Kimı zaman geç saatlere kadar, kimi zaman da hafta sonları çalışmam gerekiyordu. Çocuk yapmayı da, çalışmayı da istediğim için kendı şartlarıma en uygun olanı, yuva açmayıseçtim. Yani bir şekilde iş hayatınızı özel hayatınıFotoğraflar: Uğur Demir za göre yönlendirdiniz... Mecburen. Benim yaptığım yönlendirilmiş bir seçimdi. Önceki çakştığım yerde çeşitli haklarım olsaydı kalmayı tercih ederdim, çünkü işimi severek yapıyordum. Ama süt izni bile verilmeyen, iki yıl hamile kalmayacaksınız diye anlaşma yapılan bir yerde ister istemez kendi branşımdan uzaklaştım. Şunu da biliyorum; burada kadınlarla, çocuklarla çalışıyor olmam eşim için de rahatlatıcı. Zaten bence evlilik kadınlara göre değil. Evlendikten sonra kendinize daha az zaman ayırıyor ve tüm yaptıklarınıza rağmen beceriksiz görulebiliyorsunuz. Yuvadaki diğer anne çocuk ilişkilerinde neler gözlemli yorsunuz ? Hangi şartlar altında yuvaya getiriyorlar çocuklarını ? Zorlandıklarınıgoruyorum.Birçoğununsorunu kariyerle ilgili değil aslında, ekonomik sıkıntılar yuzunden işi bırakmak durumunda kalıyor. Genel anlamda kadının kariyerle ilişkisi neden zayıf sizce? Toplumsal değerlerle ilgili olduğunu düşünüyorum. Feodal bir toplumun içinde farkında olmadan koruduğumuz geleneksel değerler her kesimden insan için hâlâ geçerli. Evde otursanız da, çalışsanız da size verilen değer değişmiyor. Bugün kadını eve iten nedenler daha mı çok? Çevremde de 'kadının yeri evidir' tarzı yaklaşımların arttığını görüyorum. Artık daha dikkatli olmamız gerekiyormuş gibi geliyor. Kadının kendisinden beklentisi de değişti, çalışan kadın, özgür kadın tanımlarmdan sonra şimdi yine gündelik yaşamın dışına itiliyoruz. Kadın her yerde üretken Olcay Büyüktaş, öğrencilik yıllarından beri çalışıyor, uzun süredir gazetecilik yapıyor. Çalışmasının başlıca nedeni ekonomik, iş hayatı için 'olmazsaolmaz' diyor. Ama yine de yeni doğan çocuğu için bir süre işe ara vermek istiyor. Ona göre ideal olanı iş koşullannın 3 yaşına kadar çocuğunun yanında olmasına izin vermesi. Sonrasında çalışmayı sürdürecek, çünkü ona göre çalışmak insanı aktif yapıyor, gelişmeye zorluyor ve kişinin algtlarını açıyor. Babanın evdeki rolünün artması gerektiğini söylese de, 'Türkiyede, bu koşullarda olamaz' diyor. Çiuıkü kadınlar hem daha az ücret alıyor, hem dehamilelik nedeniyle işi sürdürme ihtimalleri azgörülüyor. Kadının eve çekilmesini ekonomik istikrarsızlığa bağlıyor. "Esas olarak kentlerde çalışma alanınır dar)aşmasından kaynaklanıvor Çünkü sık sık ekonomik istikrarsızlık yaşayınca işsizlik artıyor. Bu du rumda kadının geri çekilmesi daha kolay, çünku kadın biı biçimdeekonomiyekatkı sağlayacaktır, işe git mese de üretken olacaktır" diyor. Yürürlüğe giren son i$ yasasından teorik olarak umutlu: "Kadınlara biraz daha faaliyet alanı sağlıyor. Önceden işçile re sadece 4 ay ücretli sül izni, 6 ay ücretsiz izin vardı. Şimdı memurlar için de 4 ay ücretli izin hatta 1 yıla kadar uzanan ucretsiî izin var." İş uygulamaya gelince "Ta bii haklar veriliyor, ama hem uygulanmıyor, hem de biz hakkımızı al mayı pekbilmiyoruz" diyor. Parayla yeni yeni tanışıyoruz... Funda Ergun kimya öğretmeni, özel bir dershanede çalışıyor. Çalışma hayatında birkaç kez çocuğu için işten ayrılmış ama her def asında dönmüş. Çocuğun kritik dönemlerinde yanında olması gereken kişinin, annesi olduğunu düşünüyor. llk ış bırakma hamilelık sonrasında 1 yıl, ikincısi isc çocuğunun iıniversiteyehazırlık aşamasındayine 1 yıl. Ergun, ekonomik anlamda bir sorun yaşamasa da kadının bireysel ozgürlüğunu kazanması adına çalışmasından yana. Ama kariyerin, hırsların peşinden gitmeyi doğru bıılmuyor. "Parayla zaten yeni yeni tanışı yoruz. Süregelen değerlerin bizi etkilemediğini söylemek yalan olur Erkeklerde, kadın paralı olursa er keği ezer korkusu var" diyor. Biı yandan da medyanın pompaladığı bireyselleşme, özgüven, ozgurluk kavramlarının yalancı biı modagibigörüyor. "Parayı sevseydim daha tazls özel ders verirdim, haftasonları çalışırdım. Parayı kirli bıılmadım, ama bizim evde benim param diyebirşeyolmadı,bizim paramızoldu" diyor.