Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 11 HAZIRAN 2004 / SAYI 955 Bağımsızsin gelecek bahata! : : Türk sineması için hazırlanan ilk yasa geçmişin izlerini taşıyor. Çünkü yine filmleri devlet değerlendirecek, yine kime, ne kadar mali destek vereceğine devlet karar verecek. Amaç, Avrupa standartlarına uygunluk ama... îpek Ozbey rtık sinemanın da bir yasası olacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı hazırladığı yasa taslağını TBMM Başkanlığı'na sundu. Taslağa göre yapımcı ve yönetmenlere mali destek de sağlanacak. Ancak bu desteğin bazı şartlan var. Eğer film gördüğü desteği karşılayacak kadar iş yapmazsa, yani aldığı parayı zamanında geri ödemeyi başaramazsa, yönetmene beş yıl, yapımcıya ise bir daha asla destek verilmeyecek. Tasannın bir başka maddesi daha kafa kanştırıcı. Filmler önce bir " Değerlendirme ve Sınıflandırma KuruJu"nun önünden geçecek. Gerekçe çocuklan şiddetten korumak, ırkçılık propagandalannı önlemek ama kurulu oluşturanlar arasında bakanlık temsilcileri var. Sinema örgütlerinin temsilcilerini, kurulda yer alması ön A görülen psikolog, sosyolog, çocukgelişimi uzmanlarını da bakanlık seçecek. Anlaşılan devlet, yine sinemadan elini çekmeyecek. Tasarı hazırlanırken görüşlerine başvurulan sinemacılar, kurulgibi bazı maddelerin üzerinde düşünülebileceğini, ama genelde olumlu bulduklannı söylüyorlar. Bazı sinemacılar ise yasanın devletin yapımlar üzerindeki nefesini hissettireceğini vurguluyorlar. îşte sinemacıları ikiye bölen tasanda öne çıkan maddeler ve görüşler... sorumludur. Ayrıca bir film ticari başarı elde edemiyor diye 'bu film kötü' diyemeyiz. Ama bir şekilde geri ödemeyi deyapmak zorundayız. Biz istiyoruz ki denetleme kurulu yanlış yapanı tespit ettiği zaman, sorumluluğunu kullansın" diyor. Peki bu tasarıdan sinema ne kazanacak? Çelik yanıtlıyor: " Şimdiye kadar sinemadevlet ilişkisinde küskün bir süreç yaşanmış. Gelişmiş ülkeler sinemanın dünyanın en güçlü silahı olduğunu keşfetmişler ve kendilerine muhalif olmasına rağmen sinemayı güçlendirmişler. Yani o muhalefete göz yummuşlar. Bu küskün sürecin aşılacağına inanıyorum ben, ayrıca yılda 89 filmle idare eden Türk sinemasının yılda 3040 film üretir hale gel Nuri Bilge Ceylan'ın "Uzak" filmi hem ulusal, hetn uluslararası pek çok ödül aldı... mesi Türkiye'de bir sinema sektörünün oluşmasına yol açar." FAYDALI BİR YASA Film Yönetmenleri Derneği Başkanı Muzaffer Hiçdurmaz," Biz bir yasa isterken.birkurumsallaşmayı daistedik. Çünkü kurumlar siyasal erkin dışında kahrlar ve siyasal erk kurumlara fazla müdahale edemez. Ancak yasa belirleyiciler, bir yasa hazırlarken kendi h A akimiyetlerini de ön plana alıyorlar. Bakan sinemayı seviyor, ancak zannediyorum egemenlik alanınm dışına da çıksın istemiyor. Bu yüzden tasatıda devletin soluğu fazlasıyla hissediliyor" diyor. Hiçdurmaz' a göre yasa her şeye rağmen düzenleme açısından faydalı. "Bu ülkede son dönemde başarılı bir sinemavar" diye ekliyor "Ama maalesef başarılı bir sinema alt yapısı yok. Yasa da bir alt yapıdır". Hiçdurmaz, tasarıda yer alan kaynak aktarımıyla ilgili olarak da şunları söylüyor: "Biz rüsumları film yapımına geri döndüremiyorduk. Belediyeler alıyorlardı, ya yatırmıyorlardı ya da maliye el koyuyordu. Bu78trilyonluk bir kaynaktı. Bu yasayla bu kaynak doğrudan Kültür Bakanlığı'na gidecek ve yeni filmler çekilebilmesi için sinema sektörüne aktarılacak." Sinema Yasası'nda nelervar? Sinema filmlerinin değerlendirilmesi ve ] sınıflandırılması bakanlık < bünyesinde oluşturulan Değerlendirme ve Sınıflandırma ij& Kurulu'nca yapılır. Kurul, ' /r™ bakanlık ile îçişleri, Dışişleri ve Milli Eğitim bakanlıklarından bırer üye, ilgili alan meslek •' \ birliklerince önerilecek uzman kişiler arasından seçilecek iki üye ile bakanlık tarafından belirlenecek, alanmda doktora derecesi olan bir sosyolog, psikolog ve çocuk gelişimi uzmanı olmak üzere 9 üyeden oluşur. Bakanlık, insan onurunun, kamu düzeninin, çocukların ve gençlerin ruh sağhğının korunması amacıyla, şiddet, pornografi ve Lnsan onuruyla bağdaşmayan görüntü ve etkiler içeren filmleri kurula sevk edebilir. Filmlerin bu değerlendirme ve smıflandırma sonucunu gösterir işaret veya ibareleri taşıması zorunlu tutulabilir. Yapım destekleri ancak geri ödemeli olarak sağlanır. Kurgu filmler için bu destek yönetmen ve yapımcının ortak başvurusunun bulunması, yapımm sinema versiyonunun üretilmiş olması ve sinema salonu gösteriminin önce yapılması koşullanna bağlıdır. Ancak belgesel, canlandırma ve kısa filmler için koşul aranmaz ve bu filmlere geri ödemesiz destek sağlanabilir. Destekleme kurulunca belirlenen ulusal veya uluslararası festivallere davet edilen veya bunlardan birinde ödül kazanan filmler hariç olmak üzere, geri ödemesi tamamlanamayan filmlerin yönetmeni beş yıl süreyle, yapımcısı ise bir daha bu kanunda yer alan desteklerden faydalanamaz. Destekleme kurulunca kararlaştınlan desleklerin tutarı, yapım ve yapım sonrası destekler için toplam giderlerin yüzde 30'unu, proje destekleri için toplam proje giderlerinin yüzde 50'sini aşamaz. Değerlendirme ve sınıflandırma sonucu zorunlu tutulan işaret ve ibarelerin kullanılmaması halinde, bakanlığın talebi veya üçüncü kişilerin ihbarı üzerine mülki idare amirlerince filmlerin gösterim ve dağıtımı durdurulur. KAPATINBUFİLMİ... Yönetmen Reis Çelik tasanyla ilgili görüşmelerde başından bu yana bulunmuş. Tasarıdan çok "konu"nun sıkıntılı olduğunu düşünüyor. "Biryandadevletin.bakana rağmen klasik korumacı ve h A akimiyetinden kurtarmak istemediği bir yaklaşunı söz konusu, diğer yanda da günümüz koşullanna göre tamamen özerk olmaya niyetlenen bir sinema sektörü var" diyor. Peki, Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulu neyapacak? "Biz sinemacılar sansür kavramını ortadan kaldırmak istiyo ruz" diye yanıtlıyor soruyu Çelik "Eskiden ya sansür izin vermiyordu ya da yerel yönetimler karar veriyor, 'kapatm bu filmi' diyorlardı. Film yasaklanıyordu. Bu tasanyla bunlar kalkıyor. Onun yerine sadece merkezde oluşan, daha çok çocuklara ve ırkçıhğa yönelik yaklaşımları değerlendiren bir yapılanma var ki, o da sivilbir yapılanma"... Çelik böyle söylüyor, ama tasarıya göre kurulda üç ayrı bakanlığın temsilcisi var, yani sinema cephesinde özgürlüğe dair yeni bir şey yok. Çelik'in itirazıfilmeverilenmalidesteğin geri ödenmesinde yönetmenin de yükümlülük altına alınması. "Yönetmeni böyle bir statüye sokamazstnız. Yönetmen bir ticari kuruluş değildir.Yapımcı Önemli olan uygulama... Bakanlık ülkemiz sinemasının yeniden hayata dönmesini sağlayabilmek için koruyucu ve geliştirici bir takım düzenlemeler yapmaya çalışmış. Benim dikkatimi çeken Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulu ile ilgili bazı maddeler. Bir meslek birliğı yöneticisi olarak, tüm meslek birliklerinin ortaklaşa vereceği kararla seçilen 2 üyemizin ayrıca bakanlık tarafından seçilmesine gerek olmadığını düşünüyorum. Yine aynı mantıkla, bakanlığm gerekli gördüğü üyeyi değiştirebilmesi bir hayli ağır bir müeyyide. En önemlisi ise bu yeni düzenlemede mali haklan kullanma yetkileri belirtilirken, işlevsiz kalmaya mahkum edilen meslek birliklerine dair de bir düzenleme yapılabilir mi? Önemli olan bu yasaları çıkarmak değil, onların uygulanmasıdır. Hukuk devleti olmanın gereği budur. Aksi halde, yıllardır süregelen hak ihlalleri maalesef durmayacak ve bizler bu utançla Avrupa Birliği kapısında tek ayak üzerinde duran cezalı öğrenciler olmaktan öteye gidemeyeceğiz. Selda Alkor ESKİTASESKİHAMAM Belgesel ve kısa film yönetmeni Hilmi Etikan, "Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulu"nun sansür kurulunun değişik bir isim altında tekrar gündeme getirilmekistendiğini düşündürdüğünü söylüyor. "Insanlık onurunu, kamu düzenini korumak amacıyla filmler 'Değerlendirme ve Smıflandırma Kurulu'na sevk edilir ifadesi nesnel yoruma çok açık, sınırları belli olmayan bir ifade. Bu kurul bir filmin dağıtımını yasaklayabilecek mi, yetkisi ne, belli değil" diyor Etikan; "Çoğunluğunu bürokratların oluşturduğu bu kurulun alacağı karara itiraz şekli de belirtilmemiş. Bu kurul, filmleri, eğer gerekli ise, izleyiciyi yaş grubuna göre sınırlandırma yetkisinden öte bir yetki taşımamalıdır". Etikan'a göre belgesel, canlandırma ve kısafilmlere "geri ödemesiz" destek sağlanması bu konuda alınmış olumlu bir karar. "Ancak yeterli değil" diye ekliyor "Geçtiğimiz yıllarda da böyle bir karar olmasına karşın hep tozlu raflarda kaldı. Ya hiç ya da çok az kısa film destek gördü. Bakanlık bünyesinde bu konuda yoğunlaşacak ve ciddi adımlar atacak çalışkan, ileriyi görebilen kadrolara acilen gereksinim var. Bu kanun tasansı taslağmın iddia edildiği gibi Avrupa standartlarına uyduğunu düşünmüyorum. Özerk kurumlar oluşturmayan, siyasikadroların 'devlet otoritesini koruyoruz' bahanesiyle her konuda son sözü söyleme yetkisini ken dinde sakladığı bir yapılanmada, çıkanlacak bir yasa, olsa olsa 'eski tas, eski hamam'a yeni bir kullanma kılavuzukazandırır "... Sinema yine kurumsallaşamadı Yasa geçmiş yasa ile karşılaştırıldığı zaman bir takım ilerlemelerden bahsetmek mümkün. Mesela gelirler ve kullanımı diye bir maddenin bulunması böyle bir şeye örnek. Yasa sayesinde sektöre daha diri yardımların gelme ihtimali mümkün olabilir. Net bir değerlendirmenin yapılabilmesi için yasa yürürlüğe konduktan sonra belli bir süre sonunda oluşacakpratiklereve deneyımlere bakmamız gerektiıi düşünüyorum. Mesela sözü edilen ciddi ve diri yardımların sektöre akabilmesi için Maliye Bakanlığı 'nın izni şart diye düşünüyorum. Maliye Bakanhğı yetkilileri de "Birdakika.Türkiye'ninöncelikleriarasında sinemanın yeri şu şu kurumlardan, olaylardan, alanlardan sonra gelir. Sinemayaiçindebulunulan kritik dönem nedeni ile bu kadar finans akması şu an mümkün ve rasyonel değildir" diyebilir. Bir de şu var: Yasa çeşitli çevreler tarafından tartışılırken " sinema kurumunun oluşturulacağından " bahsediliyordu. Eğer yasa ile ilgili işittiklerim beni yanıltmıyorsa böyle bir kurum mevcut değil. Fakat son tahlilde yürümekte olduğumuz " uzun, taşlı, bozuk" yolda ileriye doğru atılan bir adımdan söz etmek mümkün denebilir. Derviş Zaim