17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

31EKÎM2004/SAYI971 KIRMIZIYA ÇALIYOR Bu bir albüm ismi. Onder Focan ile Ercüment VuraPın yıllara yayılan arkadaşlığının müzikte de devam ettiğini gösteriyor. "Müziğimde şunu da yansıtayım"dan "Müzikten ne kadar keyif alabilirim"e dönüşen bir hal. Focan'da da Vural'da da artık kaygı yok, geriye müzik kalıyor... Ali Deniz Uslu E rcüment Vural ve Önder Focan albümün tarzı için "biz" diyor. Hissettiklerini ve düşündüklerini birileri beğensin kaygısı olmadan notalara döküp keyifle dinlenen ve insana huzur veren bir "temiz" caz albümü yapmışlar. Albümün ismi "Kırmızıya Çalıyor". Caz, pop ve Latin müzikte pek çok başanlı projeye imza atmış olan piyanist Ercüment Vural ve Türkiye'nin en üretken caz müzisyenlerinden Önder Focan ile yeni albumlerini ve caz müziği konuştuk. Bu birliktelik, ilk ne zaman başladı? Önder Focan: îlk tanışmamız 20 yıl öncesine dayanıyor. Ancak bunca zamandır hiç beraber çalmadık. Ama birbirimizi çok dinledik. 1.5 sene önce beraber bir şeyler yapmak için bestelerimizi bir araya getirdik ve Nardis'te çalmaya başladık ve işin temeli burada atıldı. Albümfikrinasıl çıktı, peki? Ercüment Vural: Birlikte çalmaya başladıktan sonra parçalar oturdu. Bir grup oluştu ve ortaya güzel şeyler çıkmaya başladı. Bu iyi sonuç da bizi albume götürdü. Bu yıl mart ayında stüdyoya girdik ve 11 parçanın kaydı iki gün gibi kısa bir sürede bitti. Ama miks uzun sürdü. Gerçekten çok keyifli bir çalışmaydı. Sahne uyumunuz albüme yansımış. Önder Focan: Aslında Ercüment ve ben karakter olarak hiç benzemiyoruz, amabirbirimiziçokiyitamamlıyoruz. Belki de yaşımızın getirdiği olgunluk bir frekans uyumu sağladı. Ercüment çok pozitif bir insan ve o pozitiflik, iyi elektrik beni çok etkiliyor. Bunun sonucunda da iyi şeyler yaptığımıza inanıyorum. Türkçede müzik çalma diğer dillerde oynamadır, yani biz sahnede oynuyoruz. Albümün tarzı için ne söyleyebilirsiniz? Çok geniş bir yelpazesi var... Önder Focan: Bence biz. Ercüment Vural: Gerçekten de bence biz. Bizim kafamızdaki müzik bu. Onder, Cengiz, Alp, Tunç ve benim hissettiğim müzik. Önder Focan: Kendi yaşadıklarımız, dinlemeyi sevdiğimiz müzikler ve onlann yansıması desek. İLGİ OLMASIN, DAHA İYİ... Peki neden kırmızı? Ercüment Vural: "Kırmızıya Çalıyor" benim parçamm adı. Ben akrep burcuyum ve kırmızı akrebin en belirgin rengi. Bu isim benim için kırmızının önemini anlatıyor, belki de hayata dair bir şey. Salt kırmızı da değil, kırmızıya çalıyor. Türkiye'de çoğu şey gibi müzik de çabuk tüketiliyor, sizce ilgi nasıl? Önder Focan: Daha önceki çalışmalarda ben gerekli ilgiyi görmedim dersem nankörlük etmiş olurum. Bir de gerekli ilginin tanımı önemli. Yani, kadınların oğullarına gidip kız beğendikleri TV programlanntn olduğu kanallardan zaten bir ilgi bekleyemezsiniz. Öyle bir ilgi olmaması daha iyi zaten! Caz için Türkiye'de belli bir kitle var ve biz o kitleye ulaşıyoruz. ÖZEL BİR MÜZİK... Ercüment Vural: Caz dünyanın hiçbir yerinde çok geniş kitlelere hitap eden bir müzik değil. Bu çok özel bir müzik ve dinleyicisi yüzde 5'lerde. Önder Focan: Caz emek isteyen bir müzik, sadece çalan için değil, dinleyici için de belli bir birikim gerektiriyor. Biz ise bu albümde bütün insanlann rahat dinleyebilecekleri şekilde çalıştık. Ercüment Vural: Bu albüm yalnızca caz dinleyicisi için bir albüm değil, daha geniş kapsamlı. Çok koyu caz dinleyicisinin yani sıra yeni bir güruh oluşturarak çok farklı lezzet verecek bir albüm. Ercüment Vural (solda) ile Önder Focan birlikte çalışmayı sürdürecekler. Fotoğraf: Vedat Arık Albüm kendini dinleten ve akıcı bir yapıya sahip... Ercüment Vural: Bu albüm Önder'in anlatmak istedikleri, yani gitarını eline alan bir müzisyenin anlatmak istediği şeyler. Benim hissetmek ve anlatmak istediğim şeylerin de müziği ve beş kişinin ortak ifadesi. Önder Focan: Bir de şöyle bir şey var. Bu belki tecrübeyle ilgili bir şey, önceleri müziğimde şunu da yansıtayım derken, "biz bu müzikten ne kadar keyif alabiliyoruz"a ulaşıyorsunuz. Biz şimdi sahnede de böyleyiz, "ne kadar keyif alıyoruz" diye bakıyoruz. Ercüment Vural: Sadece en iyi neler yapabileceğimizi deniyoruz ve ortaya böyle bir şey çıkıyor. Yani kaygı olmayınca... Önder Focan: Kaygıyı taşımamak, işin keyfini ve anlamını çıkarmak... Son derece sofistike bir müzik, dinleyici kulağına çok kolay ulaşabiliyor ve herkese sanki kolay yapılan bir müzik gibi geliyor. Halbuki öyle değil. Hem armonik hem ritmik olarak, son derece kompleks bir müzik. Işte, oradaki inceliği fark etmekten dolayı çahşmamızda bir farklılık var. Ercüment Vural: Tabii bu yıllar Ue alakalı, dinlediğimiz şeyler, sahne tecrübesi zamanla insanın olaya bakış açısmı değiştiriyor. Anlatmak istediğimizi daha az nota ile, ama daha vurucu bir şekilde anlatmak, bu zamanla olan bir şey... Başka projeler var mı? Önder Focan: "Biz" olarak bir albüm daha yapmayı düşünüyoruz. Yeni besteler var, sahnede ve konserlerimizde onları çalmaya başladık. Ercüment Vural: Benim stüdyom var. Şu an bir film müziği projesi üstunde çalışıyorum. Bir de reklam müzikleri ve cmgıl işleri. Jelatin diye bir grupla da çalışmam söz konusu. Bir vokal projesinde de dk defa sadece şarkı söyleyeceğim. Önder Focan: Ben fırsat buldukça Hammond orgçu Yavuz Derede ile çalışıyorum. Trio, Hammond org, gitar ve davul olarak. Kasımda bir Berlin çıkarması var. Nardis'te sürekli değişik çalışmalarımız oluyor. Bunlardan bir tanesi Standart AlaTurka. Yine Ercüment ile beraberiz. • Caz Yeşili'ndeMIKE STERN Murat Beşer H iç kuşku yok ki günümüzün caz fusion müziğinde başta gelen gitarcılardan biri Mike Stern. Sanatçı aylar önce çıkardığı dunya müziğinden esinlenen yeni albümü "These Times"ın turnesi kapsamında verdiği konserler dizisi kapsamında ülkemizi de ziyaret edecek. Lirik bir hayal gücü, akıllarda yer eden melodiler ve ateşli ritimler arasmda kurduğu eşsiz dengeyle yaptığı besteler sayesinde modern cazın hatırı sayılır ismi Stern, 2001 yılında aldığı Grammy'nin yani sıra, sayısız kere çeşitli dergi okuru ve müzik eleştirmeni tarafından yılın gitarcısı seçildi. Garanti Caz Yeşili kapsamında saksofonda Bob Franceschini, basta Richard Bona ve davulda Dennis Chambers'ın yer aldığı Mike Stern Band, 3 ve 4 Kasım akşamları Babylon'da olacak. Konsere günler kala Mike Stern, internet aracılığı ile merakımızı uyandıran bazı sorulara yanıt verdi. Yayıncı firmanızın adı "Little Shoes". Bu adda John Coltrane ya da "Giant Steps"e bir gönderme var mı? Hayır, aslında ben yıllar önce "Little Shoes" adlı şarkı yazmıştım; eşimin narin gözüken bir çift ayakkabısı nın adı olarak düşünmüştüm bunu. Nasıl olduysa karımı o ayakkabıların içinde görünce birdenbire esinlenmiştim. Konunun Coltrane bağlantısı yok. Sizin için nefesli dinlemeyi gitar dinlemekten daha çok seviyor diyorlar. Aslı astarı var mı? Varsa neden? Mike Stern karısı Leni'nin şarkılarından da etkilendiğini söylüyor... Aynm yapmaksızın iyi müzisyenlerin hepsini dinlerim, enstrümanın önemi yok. Ancak gitarda çalabilmek için, fikir almak adına özellikle nefesli çalgıları dinlemeyi seviyorum. Bilhassa da tenor saksofon. Yani sıra yine fikir almak için piyanistleri de dinlemeyi seviyorum. Peki sizi henüz bir çocukken müziğe teşvik eden The Who, Rolling Stones gibi gitar topluluklarını nasıl açıklıyorsunuz? Birçok gitarcı 6O'lı yıllarda yetiştiler. Jimi Hendrix, Jeff Beck, B.B. King, Buddy Guy, Albert King gibi birçok blues ve . •' rockmüzisyeninive The Rolling Stones, The Beatles, James Brown, Motovm topluluklarını dinledim. Birkaç yıl sonra cazın içine daha fazla girdim. Tabii ki şu an önceliğim caz müzik dinlemek ve çalışmak, ancak her tarz müziği seviyorum. Başlı başına bir caz müzik sanatçısıyım, ancak benim tarzım birçok farklı müzîkle şekilleniyor. İSTANBUL'DA ÇALMAK... Neden 22 yıllık karınız ve aynı zamanda enstrüman konusunda meslektaşınız (enstrümandaşınız) olan Leni Stern'in albümleri sizinkileri andırmıyor? Iş meselelerinizde aranızda resmi bir perde mi var? Engel yok, sadece farklı tarzda müzisyenlerız, ama ben Leni'nin müziğinden çok esinlenirim. Benim çalışmalarıma benzemese de, onun müziğini çok seviyorum. Biz sizi hep müzik dergilerindeki gitar ya da tel reklamları ile özdeşleştirdik. Gitar ya da markası sizin için bir tutkunun konusu mu? Hayır, tam olarak değil. Ben Yamaha Pacifica Mike Stern Signature model gitar kullandım ve özellikle onu çok seviyorum. Bence onlar iyi bir iş yaptılar. Ancak benim müziğe olan tutkum gitara ve onun markalarına olandan fazla. Plak fîrmasını değiştirdiniz; yıllardır birlikte çalışüğınız Atlantic Records'dan ayrıldınız ve yeni albümünüz "These Times"ı ESC Records'tan çıkardınız. Bu değişiklik albüme nasıl yansıdı? Atlantic Records ile 16 yıl çalıştım sonra onlar birdenbire caz albümü yapmayı bıraktılar. Yeni albümüm olan "These Times"ın dağıtımı Alman firması ESC tarafından yapıldı. Ben yeni bir şeyleri denediğim "These Times"ın müzikal açıdan sonuçlarından çok memnunum. Albümdeki bütün müzisyenler birbirinden değerli isimler. Son albümlerinizin verdiği görüntüye göre, dünya müziği ve dünya müziği vokalleri ile aranızdaki ilişkiyi yeniden tarif ettiniz. Sizi bu yönde ilerlemeye iten gerekçeler nelerdi? Bu alanda özellikle kanm Leni'den ve Kamerunlu basçım Richard Bona'dan çok esinlendim. Yazdığım şarkıda vokallerin iyi çalıştığını hissediyorum. Her zaman vokal için yazmaya ve çalmaya çalışıyorum. Şarkılarda belirgin bir Joe Zawinul etkisi var; yanılıyor muyum? Birçok farklı müzisyenden etkilendim. Miles Davis, Jaco Pastorius, Michael Brecker, Randy Brecker, Bob Berg, Joe Henderson, Billy Cobham, David Sanborn ile çalma şansım oldu. Joe Zawinul'un müziğini çok seviyorum. Evet doğru; "These Times"ta onun müziğinden kesinlikle çok etkilendim. Ayrıca şunu eklemek isterim ki, Istanbul'da çalacağım için çok heyecanlıyım. Önceden Türkiye'de çalmıştım, ama Istanbul'da değildi. Hepimiz îstanbul'a gidiyor olmaktan ve orada çalacak olmaktan dolayı çok heyecanlıyız. •Çok teşekkürler, sizi heyecanla bekliyoruz.#
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle