Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
i OCAK 2004 / SAYI930 TİYATRO IAŞKENT GÜNLERİ ŞAHNAZ ÇAKIRALP Dnlar /arsa biz ie varız lüşerref Hekimoğlu """X enceremde kar, tipi. Göz gözü J görmüyor, yollar, ağaçlar kara gömülüyor, beyaz bir başkent uşuyor. Rüzgâr karh dallan savuruyor, rmızı Japon çiçekleri gülümsüyor larında. Doğanın şaşılası gizemi bu. erede, hangi ağaçta boy vereceği linmiyor. Japon çiçeklerinde ateş rmızısı derken dostlar gülümsüyor •nceremde. Sudiş Savcı'lar, Bahriye .ysal'lar, Jale'ler, Lale'ler, Nilüfer'ler. nları uğurlarken başka dostların »llarında yenıden güneşi kucaklıyorum. ilent Gültekin ve eşi Zeynep Atikkan. nlarla konuşurken zaman altına ılanıyor. însan ilişkilerinin güzelliğini ssediyorum. Dostluklann gizemi de bu. san ilişkilerini çoğaltıyor durmadan. ıtnris Atikkan'dan Hasan Işık'a, Hasan k'tan başka dostlara, akıl almaz prazlarla, yüzler binler bir araya geliyor. er zaman böyle bu. Bir, iki, üç, dört •rken binlere, on binlere ulaşıyor •lleğimdeki dostlar. Kıme ne zaman sleneceğini, kime hangi koşullarda reneceğini, yaşlanacağını önceden Imiyor, yaşadığı anda gerçeğine ulaşıyor >an. ılent Gültekin ve Zeynep Atikkan ile >nuşurken, dünyamızda süregelen ğişjimleri, gelişimleri de düşündüm. erşey bir yana, insan olmanın güzelliğini dsımak olanağı yok. t * çok Ben komediyj seviyoru ır hâlâ yağıyor. Karşı tepeler, ağaçlar, mlar, duvarlar bembeyaz ama bazı izleri r da silemiyor. Yaşamın gizemi de bu liba. Unutkanlığa ödün vermiyor. Şahnaz Çakıralp, sinema ve tiyatro oyuncusu. Önümüzdeki ay "Çılgın Hafta Sonu" ve "La Bonne Anna" oyunlarında oynayacak. Oyuncuyu yakında politikada da görebiliriz, çünkü o iddialı bir CHP üyesi. Ama yine de sözü dönüp dolaştırıp oyunculuğa getiriyor ve "kalıcı olmayı istiyorum" diyor... Sabiha Kurtulmuş A! lutulanlar var, unutulmayanlar, mtanlar var, unutmayanlar. Seçim sizde. ı seçimin doğruluğunu, yanlışlığını da man saptıyor. Unutulanların faturası k ağır ödeniyor kimi zaman. Hesabı şırmamak gerekiyor. Dostlarım arasında pdiri ayakta duranlar, hesabını hiç şırmayan, çok acı faturalarla ödeyenler • var ama doğruyu konuşalım. Onlar rsa biz varız. Yoksa her şey boşlukta, linmezliği yansıtıyor tüm olaylar. Ben mserim, kötümserliği sevmiyorum, san olmaya ters buluyorum. Bu nedenle ıgünleri de umutla yaşıyorum. v* i yazımı Engin ve Ömer Inönü'yü lamlayarak sona erdiriyorum. Başkent uplarında onlar da var. îstanbul uplaıında da. Saygın kişilikleriyle pimizin gözünde, gönlünde yeri, izi var. ışamda böyle kişiler de tanıdık. Sözlerle, rkılarla değil, belli bir davranışın insanı arak yer alırlar yaşamımızda. Yıllarca ırmeyiz, konuşmayız ama yaşamın münde boy verir bu kişiler. Ömer Inönü • bunlardan biri bence. Engin Inönü'yü şatmak, yaşamını uzatmak için soylu bir ba gösterdi, güzel birlikteliği >yutlandırdı yıllar boyunca. înönü lesinin özelliği bu. Şaçlar ayakta ölüyor! îlında kim ölüyor, kim kalıyor, kim genç şta ölüyor, kim daha çok yaşıyor, •sabını iyi yapamıyoruz ama acıyı da, vinci de güzel taşımak insana yaraşır bir ay. Mutluyum, dostlarım arasında iyleleri de var. Onlardan ders aldım, nek aldım, dayanılmaz acıları )ğüsledim her zaman. ışamın gizemi de bu değil mi? • slen tiyatrocu ama sinemada olmaktan dabüyükkeyif alıyor Şahnaz Çakıralp. Birkaç .yıl önce, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar filmiyle "Umut Vaat Eden Genç Sanatçı" ödülü alması bu keyfini daha da arttırmış. Komediyi kendisine daha çok yakıştırsa da yüzü, özellikle de gözleri ona romantizm ve hüzün yüklüyor. Gösteri sanat larının ötesinde hayatın gerçekleriyle de ken disini iç içe hissediyor. Siyasete karşı duyduğu ciddi ilgi de bundan olsa gerek. Genç oyuncu hayattan ne istediğini çok iyi biliyor... Sizi en son "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar" ve "Abdülhamid Düşerken" filmlerinde izledik. Sinema adına yeni projeleriniz var mi ? Şu anda yeni bir sinema projem yok. Geçen sene de çok fazla film yapılmadı. Umarım bu sene çok daha fazla proje olur ve ben de bu projelerin içinde yer alırım. Yurtdışında " Yarasa Opereti" ve yine yabancı yapım olan "Die Strasse Nach îstanbul" film deneyiminiz var. Yurtdışıyla bağlantılannız sürüyor mu? Yurtdışıyla bağlantılarım devam ediyor. Yarasa Opereti'ni hâlâ oynuyorum. Çeşitli ülkelere turneler düzenliyoruz. Geçen sene de Yarasa Opereti'yle Çin'e gidecektik, ama SARS 'tan dolayı iptal edilmişti. Bu sene turne gerçekleşecek. Viyana'da Romy Schneider'e olan benzerliğinizden dolayı onun hayatını oynamanız teklif edilmiş... Şimdi geriye dönüp baktığımda keşke kabul etseydim diyorum. O zamanlar okulum vardı ve cesaret edememiştim. Çekimler dört ay sürecekti ve bir sene kaybım olacaktı. Gerçi o film de öyle ses getiren bir proje olmadı. Ama ben oynasaydım kendi kariyerim açısından farklı bir dönüm noktası olabilirdi... Kamera karşısında olmak mı, seyirci önünde oynamak mı ? Benim için hiç fark etmiyor çünkü ben bir oyuncuyum. Kamera mı, tiyatro mu daha zevkli diye sorarsanız tabii ikisi de benim için aynı, ama tiyatro daha da zevkli. Seyirciden gelen reaksiyon sizin oyununuzu yükseltiyor. Kamerada durum daha farklı, sizi yedisekiz kere çekebiliyor. Tiyatroda ise oyuna başlayıp duraklamadan, hatasız bitirmek gerekiyor. Bu da müthiş bir heyecan veriyor. tyi ki bu mesleğiyapıyorum... Tiyatro devam ediyor mu ? Beş senedir Gencay Gürün'ün tiyatrosunda oyuncuyum. Son oyunumuz da Çılgm Hafta Sonu'ydu. Oyun üçüncü yılınagirdi. Şubatayındatekrarsahnelenmeye başlayacak. Yine şubatta Sadri Alışık tiyatrosunda bir komedi olan" La Bonne Anna"yı sahnelemeye başlayacağız. Bu oyunda başroldeyim, Devrim Saltukoğlu ile oynayacağız... Hem tiyatrocu hem de sinema oyuncusu olarak kriterleriniz ne, projeleri neye göre seçiyorsunuz ? Daha çok senaryo, oyuncular, yapımcı... Aslında hepsini bir arada değerlendiriyorum. Birlikte oynayacağım oyuncular benim için çok önemli. Oynadığım diziler de daha çok tiyatro sanatçılannın ağırhkta olduğu projelerdi. Dar Alanda Kısa Paslaşmalar da öyle. Kimlerle birlikte çalıştığınız çok önemli. Televizyonlardaki dizi furyası sinemayı nasıl etkiliyor? Bu sene çok fazla film yapılmadı. Mesela bir Asmalı Konak dizisi vardı ve bu çok tutuldu. Sonra dizinin arkasından filmi yapıldı ama bekleneni veremedi. Dizi kadar seyirci kitlesine ulaşamadı. Filmi görenlerin çoğu beğenmediklerini söyledi. Ben diziyi izlememiştim, ama filmi gördüğümde çok beğendim. Bana göre Asmalı Konak iyi yapılmış bir filmdi. Oyuncular çok iyiydi, hikâye de inandırıcıydı. Özcan Deniz'in de oyunculuğunu çok başarılı buluyorum. Keşke daha çok film yapılsa ve çok daha kaliteli projelerçıksa... Sizi daha çok komedilerde göriiyoruz. Bunun özel bir sebebi var mı ? Ben komediyi çok seviyorum ve o yüzden daha çok tercih ediyorum. Sonuçta oyuncuyum ve her rolü oynarım.Türkiye'de maalesef şöyle bir durum var. Özellikle televizyon için geçerlibu, eğer siz bir kere kötü bir karakteri canlandırdıysanız ondan sonraki gelen rollerin çoğu yine kötü karakter oluyor. Köylü kızıysanız diğer dizilerde de köylü kızısınız. Birinde aptalsam, öbüründe zeki bir rolü oynayabilirim. Insanlar çok garip, televizyonda sizi gördükleri karakterle bağdaşnnyor. Siz fazla tanınmayan bir sanatçısmız. Bunun televole kültüründen uzak durmanızla bir ilgisi var mı ? O ortamlarda çok fazla gezmediğim ve fotoğraflarım çıkmadığı için göremi yorsunuzdur. Farklı değerlerin yükseldiği bir ülkede yaşıyoruz. Benim için önemli olan yaptığım işle, sanatımla meşhur olmak. Sizi etkileyen diğer sanat dalları... Çok fazla kitap okuyorum. Şu yazarı beğeniyorum diyemem çünkü çok fazla beğendiğim yazar ve kitap var. Sinema tabii ki çok önemli. Operet ve müzikali çok seviyorum ama maalesef operay a o kadar çok ilgi duyamadım. Bir opera oyununda genç kız, genç erkek rollerinde orta yaşın üzerinde insanlar olduğu zaman o heyecana kapılamıyorsunuz. Tiyatroda daha çok komedi oyunları izlemeyegicliyorum. Müzik de öyle. Zaten tüm bu dallar iç içe ve hepsi sanatçıyı besleyen atar damarlar. Mesleğinizde neyi hedefliyorsunuz ? Kahcı bir sanatçı olmayı, bunun yanında da yurtdışına açılmayı hedefliyorum.< Şahnaz Çakıralp önünüzdeki ay "La Bonne Anna" isimli bir komedide oynayacak. AlttaCan Gürzap'la "Çılgın Hafta Sonu"nda. Fotoğraf: Kaan Sağanak Önce parti içi demokrasi... 22 Kasım genel seçimlerinin hemen öncesinde Bayram Meral'le birlikte parti rozetini Deniz Baykal'ın elinden alarak CHP'ye üye oldunuz. Parti içinde aktif bir göreviniz var mı ? Çok yeni bir üyeyim. Devamlı toplantılara katıhyorum. Şu anda içinde sanatçıların da bulunduğu bir program üzerinde çalışıyoruz. Sizce Türkiye'de siyaset neden nkalı? Neden hiçbir parti, parti içi demokrasiye ve gençlere açılamıyor ? Kopenhagkriterlerindeneden "parti içi demokrasi" kriteri diye bir kriter yok acaba? Çünkü Batı demokrasilerinde demokrasilerin vazgeçilmez unsurları olan "parti içi demokrasinin" olmaması diye bir şey akla gelmez. Milletvekillerini, belediye başkanlarını seçmen değil genel başkan seçiyorsa orada siyaset tıkalıdır. Bence demokrasi de yoktur. Bugün 70 milyonluk Türkiye'yi birinci derecede yöneten siyasi lerin ve bürokratların sayısı bini geçmiyor ve bu bin kişi uzun yıllar hiç değişmiyor. Ancak halk, son genel seçimlerde bu bin kişinin önemli bir kısmını tasfiye etti. Bunun da nedeni artık ülkenin daha fazla soyguna ve talana gücünün kalmamasıydı. Anlaşılan AB'den yanasınız... AB Türkiye'nin yeni dünya düzenin de yer alması gereken bir siyasi ve ekonomik birliktir. Türkiye, özgürlükçü demokrasinin birinci liginde yer alması için AB'ye tam üye olmalı. Halkımızın temel özlemi de bu. Dünyada oluşan yeni düzen ve siyasal koşullarda AB için Türkiye'nin varlığı önemlidir. AB'nin Türkiye'den vazgeçebileceğini sanmıyorum. Ancak tam üyelik sürecinin ne olacağını bilebilmek biraz zor. Türkiye'de Atatürk devrimlerinin karşı karşıya olduğu tehlikeleri görüyoruz. Solda da biiyük bir siyasi boşluk yaşanıyor. CHP bu konuda neler yapmalı? CHP sosyal demokrat bir parti olmanın yanısıra Türkiye'de Cumhuriyeti kuran bir parti olarak Cumhuriyetin temel ilkelerinin ve Atatürk devrimlerinin de savunucusu ve koruyucusu bir siyasi partidir. Böylece çok önemli bir işlevin de sahibidir. Durumun gerektirdiği hallerde CHP bu görevini yerine getirmeye çalışıyor. Ancak daha etkili olabilir. Bence olacaktır da. Politika ilerde oyunculuğunuz önünegeçebilirmi? Yarını hiçbirimiz bilemeyiz.. . •