Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Desen: ÖYKÜ AKARCA
Doğa, kaos mu denge mi?
“Doğadan bir şey aldığında ona bir şey vermek gerekir, doğa bizim için değil, biz onun bir parçasıyız” diyen yerel
halklarla, “Medeniyet doğaya karşı kazanılan savaşla var oldu. Doğa bize hizmet etmesi gereken bir kaynaktır” diyen
“demir çizmeli yabancılar”ın mücadelesinde taraf olan Delâl Arya’nın yapıtını seveceksiniz.
hafıza ve destansı ilişkiler. seven, gemileri izleyip onları
Y. BEKİR YURDAKUL
Mekân seçiminin rastgele merak eden sıradan bir kız” Ani’yi
olmayışının başka örnekleri de bu çevre kirliliği ve kayıpların yanında
ki kitaplık Öteden Beri, üç kitaplık Yedi
son derece ilginç, akıcı, yer yer çok daha karmaşık bir görev de
Denizlerde, beş kitaplık Pera Günlükleri dizi
distopik pencereler açılan fantastik
beklemektedir.
İ maceralarıyla tanıdığımız Delâl Arya’nın
macerada sıklıkla çıkacak karşınıza.
“Göllerin Kraliçesi” denilen
yaşamöyküsünde, “Afrika’ya giden bir konteyner
Tregurtha adındaki göl gemisi
gemisi” ya da “vahşi hayvanlarla dolu, karlı bir
YAKLAŞAN KUTUP FIRTINASI
“buzdan oyulmuş dev bir hayalet”
ormanın içindeki kulübe” gibi mekân ya da
VE KİRLETİLEN GÖL...
gibi ufku kaplayan sisten duvarın
ortamlarda yazmayı sevdiğini okuduğunuzda nasıl
Bir yanda Delâl Arya’nın olay
içinde belirince fotoğraf tamamlanır.
bir yolculuğa çıkacağınız konusunda merakınız
örgüsüne renk katan, yerli yerinde
Bu sessiz gemiyi incelerken
çoktan yola çıkmış oluyor.
ve son derece başarılı betimlemeleri
Kuzeydeyiz. Kuzey Amerika kıtasının karşılaştıkları ve korkmuş görünen
bir yanda Öykü Akarca’nın her birinin
bir oğlan Ani’ye eski çağlardan
göller bölgesinde. Amerika’nın Minnesota
karşısında ara ara hikâyeye dönmeyi
kalmış, sanki on binlerce yıl önce
eyaletinde, Gitçigami Gölü’nün kıyısında bir
unutturacak denli başarılı resimleri,
mağara insanlarının yaptığı bir flüt
şehirde, Duluth’tayız.
görsel yorumları...
Daha kahramanımız; başına geçirdiği geyik verir; flüte üflemesini, flütün rüzgârla
Öyle ki yapıttaki resimlenmemiş
kafası şeklindeki yün beresi, karman çorman konuşacağını söyler.
hemen her sahneyi, anı, mekânı
bir yığın halindeki kumral saçları, çam kozalaklı Bu arada Enzo’nun annesi Yosun
Arya’nın başarılı betimlemelerinin
pijamaları ve yulaf kâsesiyle on bir yaşındaki Hanım, ilgisini bildiği Ani’ye eline geçen epeyce
ışığında birer Akarca tablosu olarak
Ani Gunderson’la haşır neşir olduğumuz anda
eski bir kitap verir.
canlandırdığımı belirtmeliyim.
fark ediyoruz ki Arya’nın, yaşadığı yer olmasının
Maceramız, kahramanımız Ani’nin Duluth Gemi
ONU KULLANMAYI BİLEN KAZANIR MI?
çok ötesinde nedenleri var mekân olarak
Haberleri Radyosu’ndan duyurusuyla başlıyor.
Ağır kış koşulları ve çevre kirliliği iklimde de
Minnesota’yı seçmesinin.
Buz Devri’nde yaşamın nasıl olduğunu merak
büyük bir değişime yol açmıştır.
Örneğin Gitçigami Gölü. Daha önce
edenlere Kutup Fırtınası’nın yaklaştığını, birkaç saate
İkinci bir buz devri belirtisi sayılabilecek bütün
duymamışsınızdır, haklısınız. Anılan bölgede adını
kadar bütün şehri donduracağını muştuluyor Ani.
bu olup bitenlerin altında yatanın çok daha başka
Superior diye bellettikleri göl.
Ani’nin babası Eric, radyocudur. Daha bebekken
şeyler olduğunu çok geçmeden fark edecektir Ani.
Egemenlerin tek numarası değil bu! Yörenin,
bir şaman olan, daha iki yaşındayken “büyük
Çevre sakinlerinin çoğunlukla sorumlu
bölgenin tarihsel gerçekliğini, hafızasını silmenin
duvarların ardına götürülen”, Ateş Ağacı olan adı
tuttuklarıysa doğayı ve yaşamı umursamayan
yollarından biri yerel halkın verdiği adları
Klara yapılan annesiyse yıllar sonra bir kış günü bu
Karagil Endüstri firmasıdır.
değiştirmek.
kez gölde kaybolmuştur.
Anlatı boyunca Delâl Arya, yüzyıllardır burada
Gitçigami-Superior değişimi vurgusuyla bir
Gitçigami o günden beri hem korkusu hem
yaşayan yörenin kadim halkı Ojibwe’lerle Karagil
yandan da buna dikkat çekiyor Delâl Arya.
takıntısı olmuştur Ani’nin.
Endüstri gibi yapıların doğayla ilişkilerini kendi
Tıpkı Afrika’nın en yüksek dağı Uhuru’yu
Annesinin gölde taşımacılık yapan gemilerden
tavır ve yaklaşımlarıyla sergileyerek okurunu bu
-ki yerel dilde özgürlük demektir- Klimanjaro
biriyle geri döneceğine inanmaktadır.
can alıcı olgu üzerinde düşünmeye çağırıyor.
yaptıkları gibi.
Bu arada yakınlardaki İki Liman kasabasındaki
Teknolojideki gelişmeler insanın doğadan
Sonra yörenin gerçek sahibi yerel halklar ve
Karagil fabrikasının göle zehirli şeyler akıttığı
onların doğayla ilişkilerinde sahip oldukları derin uzaklaşmasını, doğayla bağlarının da kopması ya
konuşulmaktadır: “Eskiden gölde gökkuşağı
da yapaylaşmasını getirdi.
alabalığı, turna balığı, somon her şey
“Yemek sadece karın doyurmaz, ruhu da besler.
olurken artık balık bulmak bile
Marketten alınan yiyecekler ruhu köleleştirir.
mucize olmuştur.”
Doğadan ellerinizle topladığınız / yetiştirdiğiniz
İki şehrin sakinleri fabrikayı
yiyeceklerse sizi özgür kılar” diyen, gölden alıp
protesto için büyük bir gösteriye
içtiği su için göle teşekkür eden Ojibwe’lere karşın
hazırlanmaktadır.
Karagil’in kurucusu Meredit’in yaklaşımı, “Doğa
RÜZGÂRLA KONUŞAN
bir dost ya da düşman değildir. O sadece bir
GİZEMLİ FLÜT, ESKİ BİR KİTAP!
kaynaktır. Onu kullanmayı bilen kazanır, gerisi yok
İnsanı iliklerine kadar donduran
olup gider” olur.
rüzgâr ve uğultusu, görülmemiş
Ona göre, “küçük çiftlik sahipleri, göçebe
soğuk hava; bütün bunlar gölün
balıkçılar falan feşmekân onların zamanı dolmuş,
savunma mekanizması olabilir
dünya değişmiştir”.
miydi?
Büyük duvarların ardına, kömür karası yollara,
Bildikleri bir şey varsa o da gölün
taş / beton binalara hapsolmuş, doğadan bildiği
pes etmeyeceğiydi.
ne varsa unutmuş, ayakkabıları toprağı tanımayan
Kütüphanecinin oğlu Enzo,
yaşamlarsa yaşadıklarımız bunun sorumlusunu
yanından ayırmadığı hokey
arama yolculuğuna bekleniyoruz.
n
sopasını sallayarak kahkahalar
Kuzey Kıyısı Gizemleri / Delâl Arya /
atan Juniper -namıdiğer Buz Kıran
Juni- ve Soren’le “sabahın köründe Resimleyen: Öykü Akarca / Can Çocuk / 235 s.
podcast kaydeden, kayak yapmayı / 10+ / 2025.
18
25 Aralık 2025

