Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
anlayışıyla örtüşüyor bana göre. FERDİ ÇETİN: ‘YEDİNCİ GÜNÜN KARANLIĞI’ okura düşüyor.
Nedir bu? Dünyanın bütün olup bitenleriyle Ferdi Çetin (d.1988), ikinci öykü kitabı Yedinci Ferdi, öykülerini kitapta bir araya toplarken
Günün Karanlığı’yla (Alfa, 2024) geliyor karşımıza.
anlaşmaya hazır, barışıklık duygusu içinde her biri, aynı zamanda birer skeç havasında
yaşayan anlatı kişilerinin, kıpkısa anlarda burun O da tiyatrodan, sanatın erden yolcusu, konuşurcasına kendisini aktarırken farklı bir çatı da
buruna geldiği çaresizlik, çözümsüzlük karşısında tanıdığım bir ad. Nitekim önceki öykü kitabını da oluşturuyor böylelikle.
okumuştum, yazmıştım da, tiyatrodaki çalışmalarını Yalnız okumuyor, bu arada yalnızlıklarında
tökezlerken dramatik gerilim yüklü bu olguların
yine de sıcak, yakıcı bir öykü gerçekliği halinde da izlemiştim. bekleşen anlatı kişilerini duygulanarak izlemekten
karşımıza çıkması biçiminde özetlenebilir pekâlâ. Yalnız dili kullanımıyla dikkati çekmiyor Ferdi, de kendimizi alamıyoruz.
yanı sıra bunu biçimlendirişi, ötesinde öykülemine Evet, yeni yıl açtı kapısını el ediyor işte hepimize.
“Hikâye biriktirmek niyetinde”ki alçakgönüllü
anlatıcılarıyla Halil, büyük serüvenlere değil kendini kazandırmaya çalıştığı biçemle de bir kendine O halde ben de sizlere bol öykülü bir yıl
mutlu edecek küçük yaşantı anlarıyla yetinmek özgülük yansıtmaya çabalıyor. dileyeyim efendim, yine de kendi hikâyelerinizi
isteyen kişilere yöneliyor öykülerinde. Bu arada öyküyü, okuruyla birlikte kurmak üzere
gerçekleştirip yaşayabileceğiniz bir yıl olsun bu.
n
Bu insanlar ki geçmiş anlatı ustalarının örnekse adeta atölye açıyor.
Sait Faik’le Orhan Kemal’deki “küçük insan”ların Bunun için verdiği ipucu, yalnızca sıradan www.sadikaslankara.com, her perşembe
“küçük göçmen”e dönüşmüş halidir bir tür. Bu birer eylem tümcesi bağlamında sıralamak öykü-roman, tiyatro, belgesel alanlarında
yüzden de içli bir sıcaklık, kavuruculuk yayar. olayları o kadar, öykü evreni, kişilerini örmekse güncellenerek sürüyor.
ONUR İŞÇİ VE SAMUEL J. HIRST’TEN
‘KIZIL YILDIZ - SOVYETLER BİRLİĞİ TARİHİ’
Karanlıkta parlayan ve sönen
bir ütopya!
dul bırakmıştı ancak
GERŞENKRON’UN PARADOKSU
ALİ KAAN CERİT
her birinin cüzdanında
Nasıl oldu da bu köylü imparatorluğu iki kuşak içinde uzaya
Kremlin Visa kartının
ilk uyduyu gönderen güce dönüştü?
ir ülkenin kaderi bazen tek bir geceye sığar. 4 Ekim
bir kopyası vardı.”
İktisat tarihçisi Aleksandr Gerşenkron bu dönüşümü “Az
1957’de Moskova’dan yükselen metal küre yalnızca
Kızıl Yıldız, yalnızca Kremlin koridorlarını değil, sıradan
gelişmiş bir süper güç” ifadesiyle anlatır.
B uzaya değil, 20. yüzyılın siyasi dengelerine doğru
insanların dünyasını da anlatıyor: Köylü yoksulluğundan
Dev bir ülke, olağanüstü bir hızla sanayileşirken tüketim
fırlatılmıştı. TASS’ın sade bülteni, dünyanın beklemediği bir
kurtulmaya çalışanlar, dev sanayi hamlesinin ortasında yeni bir
kültürü geri kalmış, prestij yükselirken toplum derin bir
gerçeği duyuruyordu: Köhnemiş bir tarım imparatorluğundan
yaşam tarzına itilen işçiler, Rus olmayan halkların Moskova
güvensizlik altında yaşamıştı.
doğan Sovyetler Birliği artık insanlığı yörüngeden izliyordu.
merkezli sisteme uyum mücadelesi...
Kolektifleştirme, kıtlıklar, Büyük Terör ve Gulag sistemi bu
Amerikalılar uydularına “kâşif” ve “meydan okuyan” gibi
Gerşenkron’dan Babel’e, isimsiz işçilerden savaş
hızlı dönüşümün görünmeyen bedelleriydi.
iddialı adlar verirken Sovyetler yalnızca “yoldaş” anlamına
kahramanlarına kadar pek çok karakterle Sovyet toplumunun
gelen Sputnik adını seçmişti. Gösterişsizdi belki ama tarihin
TERÖR VE ZAFER: 1928-1945 nabzı tutuluyor.
akışını değiştirecek kadar güçlüydü.
1930’lar, Sovyet tarihinin en karanlık yıllarını oluşturur.
Onur İşçi ve Samuel J. Hirst’ün Kronik Kitap tarafından
TÜRK OKURU İÇİN ÖZEL BİR KÖPRÜ
Yejovşçina döneminde yüzbinlerce insan tutuklandı, sürgüne
yayımlanan Kızıl Yıldız - Sovyetler Birlği Tarihi adlı
Kitap, Sovyet tarihinin Türkiye için neden hâlâ anlamlı
gönderildi veya idam edildi.
incelemeleri, bu yükselişin ve çöküşün izini sürüyor.
olduğunu da gösteriyor.
Aynı dönemde Moskova’nın Stalinist gökdelenleri
74 yıl süren Sovyet deneyimi, bir laboratuvarın soğukluğuyla
İsmet İnönü’nün 1932 Sovyet gezisinden Suat Derviş’in göz-
yükseliyor; sosyalist ütopyanın mimarisi gökyüzünü
bir ütopyanın iddiasını aynı potada eriten dramatik bir tarih
lemlerine, Mahmut Soydan’ın “Sanki Sovyetler’e Eyfel Kulesi’nin
şekillendiriyordu.
sunuyor: Bir yanda göğe yükselen uydular, diğer yanda gıda
tepesinden bakıyoruz” tespitine uzanan çizgide iki ülkenin zihin-
İkinci Dünya Savaşı ise Sovyetler için bir ölüm kalım
kuyrukları. Bir yanda Layka’nın uzaya yolculuğu, diğer yanda
sel uzaklığı ve tarihsel yakınlığı birlikte ele alınıyor.
mücadelesiydi. Zafer on milyonlarca insanın yaşamı pahasına
Yejov’un gölgesinde gerçekleşen acımasız tasfiyeler.
SSCB’nin dağılmasından sonra Avrasya’da yaşanan
kazanıldıysa da bu zaferle birlikte 1921’de kapanan Avrupa
çatışmalar, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı, Sovyet mirasının
KANLI TOPRAK: 1917-1921
kapıları yeniden açıldı.
hâlâ canlı olduğunu gösteriyor.
İzak Babel’in Kızıl Süvariler’indeki şu alıntı dönemi özetler:
Kızıl Yıldız, Sovyetler Birliği’ni bir nostalji nesnesi ya da
ÇÖZÜLME VE ÇÖKÜŞ: 1953-1991
“Arılar için yas tutuyorum... Volhinya’da artık arı kalmadı.”
korku figürü olarak değil; ışığıyla, gölgesiyle, trajedileri ve
Stalin’in ölümünün ardından gelen çözülme dönemi kısa bir
Bolşeviklerin iktidara gelişinden Orta Asya ve Polonya
başarılarıyla 20. yüzyılın en büyük toplumsal deneylerinden
nefes aldırsa da sistemin yorgunluğu hızla belirginleşti. Brejnev
cephelerine yayılan iç savaş, Sovyet sisteminin çelik
biri olarak ele alıyor.
yılları durgunluk ve bürokratik hantallıkla özdeşleşti.
çekirdeğini oluşturdu. Kıtlık, yamyamlık, ekonomik çöküş ve
Karanlık gökyüzünde bir anda parlayıp sonra kaybolan kızıl
Gorbaçov’un glasnost ve perestroyka hamleleri sistemi
dış müdahaleler...
yıldızın izini sürmek isteyenler için unutulmaz bir yolculuk.
n
Devrimin romantik imgeleri kısa sürede yerini hayatta kalma yenilemeyi amaçlasa da çöküşü hızlandırdı. 1991’de Sovyetler
mücadelesine bıraktı. 1921 Riga Antlaşması’yla Avrupa’nın Birliği sessizce dağıldı. Kızıl Yıldız - Sovyetler Birlği Tarihi / Onur İşçi,
kapıları kapanınca dünya devrimi hayali rafa kalktı. Patrick O’Rourke’un deyişiyle “SSCB çöktüğünde geriye 14 Samuel J. Hirst / Kronik Kitap / 528 s. / 2025.
ANDREW BARUCH WACHTEL VE ILYA VINITSKY’DEN ‘RUS EDEBİYATI’
ndrew Baruch Wachtel ve Ilya Vinitsky’nin imzasını taşıyan
yaptığı özgün analizlerle, edebiyatın bireysel ve ulusal kimlik
ve Ali Karakaya’nın çevirisiyle VakıfBank Kültür Yayınları
inşasındaki rolünü de gözler önüne seriyor.
A tarafından yayımlanan Rus Edebiyatı adlı inceleme,
Dostoyevski, Tolstoy, Çehov gibi kanonik isimlerin yanında
Rus kültürü ve edebiyatının tarihsel gelişimini disiplinlerarası bir
Vasili Jukovski, Andrey Bely ve Andrey Platonov gibi yine
bakış açısıyla sunuyor. edebiyat dünyasında büyük öneme sahip yazarların da merceğe
alınarak Rus edebiyatının dönüşüm evrelerini bütüncül bir açıyla
Korkunç Ivan’dan Büyük Petro’nun reformlarına, 19. yüzyılın
incelendiği çalışma, özellikle araştırmacılar ve edebiyat tutkunları
altın çağından Sovyet dönemine kadar uzanan bir panoramayla,
için yetkin bir başvuru kaynağı niteliğinde.
n
edebiyatın toplumsal ve siyasi bağlamlarını derinlemesine
inceliyor Baruch ve Wachtel.
Rus Edebiyatı / Andrew Baruch Wachtel, Ilya Vinitsky /
Ayrıca modernizm, avangard hareketler ve sembolizm üzerine Çeviren: Ali Karakaya / VakıfBank Kültür Yayınları / 464 s.
25 Aralık 2025 17

