Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MEVSİM YENİCE’DEN ‘FİL GÖZÜ’
Benliğin umutsuz şarkısı!
Mevsim Yenice’nin yıkıntıların üzerine tırmanarak özgürlüğüne yürümeye çalışan bir kadının
öyküsüyle açılan ve Can Yayınları tarafından yayımlanan yeni öykü kitabı Fil Gözü, geçmişle gelecek
arasında bir köprü işlevi görmeyen şimdiki zamandan, anın kapanmaz boşluğundan, geleceğin
bulanıklığından bahseden sağlam bir metin. En önemli özelliği de kahramanların bizi anlayıp
acılarımıza duyarlı bir yerden bakması, tıpkı bizim de zaman zaman benliğimizden çıkıp kendimize
tepedeki küçük bir fil gözünden baktığımız gibi.
birlerinin gözlerinden birbirlerine bakmalarının yani ya-
EDA İŞLER
şamın doğal döngüsünün öyküsü. Bir an önce büyümeye
çalıştığınız çocukluğunuza veya yaşlandığınız için arka
dgar Degas’ın “In A Café” isimli bir tablosu var.
koltuğa atıldığınız zamanlara götürüyor. İki durumda da
Bir masanın arkasında, hayal kırıklığını hatırlatan
gönlünüz kırılıyor. Ömrünüzün gençlikten ihtiyarlığa ev-
E bir ifadeyle yüzünü yere eğmiş bir kadın ve onun-
rildiği yer, o kısacık boşluk, yüreğinize taş gibi oturuyor.
la oralı olmayan bir adam yan yana oturuyor. Kadının
masanın en ucunda duruşundan her an gitmeye hazır ol-
‘LOKAL ANESTEZİ’
duğunu anlıyoruz. Gözlerinde hiçbir şeyin değişmeyece-
“Lokal Anestezi”yi düşünüyorum sonra. Kitabın en sev-
ğine dair onmaz bir inanç taşıyor. Adamın sürprizlerden
diğim öykülerinden biri. Canlılığını yitirip çürümeye baş-
uzak, derinliksiz bakışları, nedense beklenmedik bir fela-
layan dişin bedene yaydığı ağrıya benzer şekilde, öyküde-
ketin yaklaştığını haber veriyor.
ki küçük çocuğun varlığı da koca bir aileye dert oluyor.
Mevsim Yenice’nin üçüncü öykü kitabı Fil Gözü (Can
Kahramanımız, dişçi koltuğunda gergin bir halde uza-
Yayınları), yıkıntıların üzerine tırmanarak özgürlüğüne
nırken bir zamanlar çürük bir diş gibi atılıp unutulduğu-
yürümeye çalışan bir kadının öyküsüyle açılırken gözü-
nu hatırlıyor ve bizi de yalnızlığına ortak ediyor.
mün önünde bu tablo canlanıyor.
‘BUNA ŞANS DENİRSE’, ‘O’
‘KONVEKSİYONEL AKIM’
Kitapta, daha önce fark edilmemiş, değer verilmemiş,
“Konveksiyonel Akım” adlı öyküsü, birbirlerinden kop-
terk edilmiş bir çocuğun esareti ile bir kirpi yavrusunun
malarına ramak kalmış bir çiftin odağında, iletişimsizli-
bütün aidiyetlerden uzak dostluğu ise “Buna Şans Denir-
ğin, duyulmamanın zahmetsizce yiyip bitirdiği ilişkilere
se” isimli öyküde birleşiyor. Yazar yine bir başınalıkla esa-
dair güçlü bir anlatı.
retin iç içe geçtiği hüzünlü, masum bir hikâye anlatıyor.
Yenice, aradığını hiçbir yerde bulamayınca kendine sı-
Kitabın önemli öykülerinden biri olan “O”da vücudu-
ğınan, yaşamaya değmeyen hayatını iyileştirmeye uğra-
muza kazıdığımız dövmeler yoluyla benliğimize yönelik
zeyen Tepeler”de birbiri ardına içilen biralar oluyor.
şan bir kadının dünyasını ustalıkla betimliyor.
neler söylemek istediğimizi, bazen de hiçbir şey anlat-
Bunların yanı sıra, Mevsim’in öyküsüne mekân ola-
Öyküyü okurken bir kadın olarak “zapt edilemeyişin” ya-
maktan yana olmadığımızı düşünüyoruz.
rak seçtiği arazinin kıtaların ayrılığını işaret etmesi gibi
rattığı huzursuz özgürlükle nüfuz edilmeye razı oluşun ya-
ratacağı konforlu yalnızlık arasında seçim yapmanız gerek- Hemingway’in öyküsündeki tren istasyonu da ayrılığı imliyor. EN TEKİNSİZ ÖYKÜ: ‘SİFON’
tiğini, sizden bunu ne kadar sık istediklerini hatırlıyorsunuz. “Konveksiyonel Akım”ı okurken hissettiğiniz iç sıkın- Bir daha yaşanmayacak günlerin gerçekliğiyle ilgi-
li yarattığımız illüzyonu geleceğini kaybetmiş bir adamın
Bir yere yahut kişiye, toplumun anladığı biçimde “ait” tısı, öyküdeki kadının onu görmeyen, duymayan, dinle-
olmanın nelere mal olduğunu düşünüyorsunuz. gözlerinden anlatan “Sifon” ise kitabın en tekinsiz öykü-
meyen kocasından uzaklaştığı sırada hissettiğiniz özgür-
Kendinize yabancılaşmaya başladığınız o ilk an, varo- sü bana göre.
lük sayesinde dağılıyor.
luşunuzdan uzaklaştıkça önünüze çıkan her şeye sorgu- Öyküyü okuduktan sonra acıdan bütün şehri yok etme-
Korkularınızı, kötü rüyalarınızı bir gömlek gibi üstünüzden
yi dileyen insanları anlıyor, “onlarla birlikte lağım çu-
suz sualsiz tutunduğunuz günler gözünüzde beliriyor.
çıkarıp bir sandalyenin omuzlarına asarak dinleniyorsunuz.
“Konveksiyonel Akım”ı okurken Hemingway’in “Be- kuruna karışıp gitsek dünya sahiden de daha iyi bir yer
İçselleştirdiğiniz bu huzur sayesinde yaşamınızı arka
yaz Fillere Benzeyen Tepeler” isimli muhteşem öyküsü- olur muydu?” diye hayal etmeye başlıyoruz.
koltuktan izlemenin daha kolay olabileceğini düşünme-
Kitap, geçmişle gelecek arasında bir köprü işlevi gör-
nü de hatırlıyorum.
ye başlıyorsunuz, yine güç toplayana, koşmaya başlaya-
Onda da tıpkı Yenice’nin öyküsünde olduğu gibi birbi- meyen şimdiki zamandan, anın kapanmaz boşluğundan,
na dek bekliyorsunuz.
riyle konuşan ancak iletişim kurmayan bir çiftin dillendir- geleceğin bulanıklığından bahseden sağlam bir metin.
YAŞAMIN DOĞAL DÖNGÜSÜ…
medikleri konuların ağırlığını öykü boyunca hissediyoruz. En önemli özelliği de kahramanların bizi anlayıp acıla-
İki öyküde de çiftler sağlıklı iletişimden kaçmak için Arka koltuk demişken kitaba ismini veren öyküden de rımıza duyarlı bir yerden bakması tıpkı bizim de zaman
etraftaki nesnelerle ilgileniyor. “Konveksiyonel Akım”da bahsetmek istiyorum. “Fil Gözü”, birbirlerine çok ben- zaman benliğimizden çıkıp kendimize tepedeki küçük bir
dikkat dağıtan nesne yerdeki taşken, “Beyaz Fillere Ben- zeyen dayı ile yeğenin kısa bir şehir turu süresince, bir- fil gözünden baktığımız gibi.
n
AHMET ÇAKIR’DAN ‘SPORTİF ÖYKÜLER’
“‘Sevgili başkanım, normal koşullarda bizim maç ikisini kazanıp kümede kaldık. Ama bu yüzden Elli yıla yakındır yazan,
filan kazanmamız olanaksız. Öncelikle oyunculara başkan da büyük bir yük altına girmiş değildi Türkiye’de basın yaşamının
mutlaka bir miktar para verelim çünkü hepsinin aslında. Oyunculara ödediği paranın yanında
eskilerinden, Ahmet Çakır,
alacağı var ve idmanlara bile çıkmak istemiyorlar. dükkân, ev, araba gibi ödüller için de anlaşmazlık
kısa süre önce Mundi Kitap
Bunun yanında kümede kalırsak hepsiyle gelecek halinde herhangi bir geçerliliği olamayacak kâğıtlar
tarafından okuyucularla
sezon devam edeceğimizi söyleyin. imzalanmıştı sadece.
buluşturulan Sportif
En önemlisi, sizin bir müteahhit olarak asıl gücünüzü Oyuncuların böyle konularda titizlenmeleri, işi
Öyküler adlı kitabında
kullanalım, bu maçlardaki performanslarına göre sağlama bağlayacak adımlar atmaları gibi bir durum
yarım asrı süzüyor, özgün
oyunculara arsa, dükkân, ev gibi bir şeyler vaat edelim. söz konusu değildi. Sendika, dernek gibi haklarını
dili ve mizahi yaklaşımıyla
O kadarla da kalmayalım, evlenecek futbolcunun koruyabilecek kuruluşlar yoktu. Federasyon da
memleketin sporcusuna,
düğününü yapacağınızı, babasına iş vereceğinizi, içinden çıkılamayacağını bildiğinden bu işlerin
spor kulüplerine ayna
kardeşinin okulu için yardımcı olacağınızı belirtin. üzerinde pek durmazdı.
tutuyor.
n
Bunlar, ne zaman alabileceklerini bilmedikleri paradan
Arada bir uygun kurbanlar çıktığında bazı cezalar
daha çok etkili olacaktır.’
Sportif Öyküler / Ahmet Çakır / Mundi Kitap /
verilerek bu konuda duyarlı davranılıyormuş gibi
Her şey planladığımız gibi gelişti. Son üç maçın göstermelik işler yapılırdı.” Kitaptan... 128 s. / 2024.
12 18 Temmuz 2024