Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘DOĞUMUNUN 100’ÜNCÜ YILINDA ENVER GÖKÇE ARMAĞAN KİTABI’ ÜZERİNE... Tescilli komünist şair! Kendini halkına, mücadelesini davasına adayan şair, susarak anmanın, anarak yaşamanın bileyi taşı oldu hep. Büyük yalnızlığın yaratıcılığında sayısı az da olsa büyük yapıtlar verdi. Mülkiyet hırsını çoktan yenmişti. Yunus’tan insancılığın, Pir Sultan’dan başkaldırı geleneğinin bireşimi bir kişilik; insancı bir sosyalist, devrimci bir komünist olarak yaşadı. Hümanizmi insandaki en temel özellik belledi. Bu düşünceyi yalın yaşamının ışıklı öğesi yaptı hep. O, bir örümceğin hücre yalnızlığı... Dil Tarih’te Ruhi Su Korosu’nda bir korist... Sürgünlü işsizliğinde hapis... Açlıkla ölüm sınavı... Köy günlerinin 9 yaşındaki Enver’i... Eğin Aşutkalı bir anı... Tabutluklar’ın işkenceli günleri... Pertev Naili Boratav’a ne değin yakınsa, “Mürettip Hasan”a şiir yazacak kadar onu sahiplenen şairi okumaya davet... KAMİL AKDOĞAN ARKADAŞIM ÖRÜMCEK! n Ne bir haram yemiş ne cana kıymıştı Enver Gökçe, Erzincan’ın bir köyünden çıkmış sıradan bir Anadolu çocuğuydu. “Arkadaşım Örümcek” yazısı bence Doğumunun Yüzüncü Yılında Enver Gökçe Kitabı’nın en ilginç yazılarından biri. Ve inanıyorum ki sadece hapishane ile başı bir biçimde dertte olan insanları değil, duyarlı herkesi düşünmeye sevk edecek samimi, gerçekçi bir yazı. Enver Gökçe’nin hapishane sürecinden söz eder misiniz? “Arkadaşım Örümcek”i, Eylül 2008’de Esat Yavuztürk’ün evinde dinlemiş, yazılı olarak almıştım. Sana katılıyorum. 40 yıl önce yazılıp unutulmuş yazılarla birlikte kitabın en ilginç anısı. Davasına bağlılığın, tutsak alınamayacağının belgesi. Oysa biz, yapıtlarından tanıdığımız şairleri biliriz. Çoğunluk kişide hayal kırıklığı yaratan bir durumdur bu. Çok azında yaşamıyla sanatı, yaşantısıyla yapıtları arasında bir bütünlük görülür. Gökçe belki de tek örnek. Tabutlukları bir de “müseccel” (sicilli) ırkçı Reha Oğuz Türkkan’ın, Tabutluktan Gurbete kitabından okuyalım: “İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün, Sansaryan Han’daki eski binasında bulunmaktaydı bu işkence mekânları. 4050 cm. uzunluk ve genişliğinde, iki buçuk metre yükseklikte, penceresiz beton oyuklar oldukları yönünde çeşitli ifadeler vardır dönemin tabutluk sakinlerinin. Tabutluklarda sanıklar bileklerine geçirilen zincirlerle havada sallandırılır ve hemen başlarının üstündeki ampullerle çok güçlü bir ışığa ve ısıya maruz bırakılırlarmış. Sadece Türkçüırkçılar değil komünist olanlar ve bazı siyasiler de misafir edilmişlerdir.” USTA ÇEVIRILERI n Kitaptaki yazılarınızdan birinde Enver Gökçe’nin zorlu hapishane sürecindeki en önemli kazanımlarından birinin Fransızcasını geliştirmesi olduğunu söylüyorsunuz. Bu gelişmenin edebiyatımıza yansımaları neler oldu? Ataol Behramoğlu, Enver Gökçe’nin Pablo Neruda çevirilerini olağanüstü güzel bulduğunu söylüyor, bu çevirileri Fransızcadan mı yaptı Enver Gökçe, başka çevirileri var mıydı? Fransızca onun hapisteki kurtarıcısı. Fransızcasının, çeviri yapacak kadar gelişmesinde, Orhan Süda’nın emeği unutmamalı. Çeviri düzeyinde dil öğrenmek kolay değil. Çok çalışmak gerek. Bunun edebiyatımıza katkısını Köy Enstitüsü dönemlerinden biliyoruz. En basit örnek, çevirisinin Türk edebiyatına katkısı, Neruda’yı konuşuyor olmamızdır. Gökçe, Neruda’yı Fransızcadan çevirdi. Mustafa Gökçe adıyla da Antil (26.01.1958), Hint (25.01.1958), Çin (10.03.1958), Mısır Masalları’nı (13.03.1959) çevirdi. İki özgün masalı da Başgöz’ün, İlhan Dumanoğlu takma adıyla yayımladığı masal kitabının ikincisi Öksüzoğlan’da, “Usta Nazar” ve “Şehzadeyle Üç Turunçlar” adıyla yer aldı. Dede Korkut Masalları ile Kelile ve Dimne masallarını da Aydın Tataroğlu adıyla yayımlatır. Bunlar da Aziz Nesin’in eşi Meral Çelen’in Keloğlan Yayınları’nca yayımlanır. ENVER GÖKÇE DOSTLARI GRUBU n Enver Gökçe Dostları Grubu ve faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Ankara merkezli bir oluşum, Enver Gökçe Dostları Grubu. Altı yedi aylık geçmişi var. Şunlar yapıldı: 39 yıldır bakımsız mezar taşındaki silinen “Köylülerime” şiiri tarafımdan yeniden yazıldı. 2020 Enver Gökçe Toplumcu Gerçekçi Şiir Ödülü, Nihat Behram’a verildi. Önerimle, heykeltıraş Azimet Karaman’a büst yaptırıldı. 100. yıl armağanı oldu bu kitap. Enver Gökçe Dostları Derneği çalışmalarını hukukçularımız yürütüyor. Haziranda Çit köyündeyiz. 22 yıldır bendeki ayakkabıları ile büstünü, 2008’de açılan Gökçe’nin müzesine bırakacağız. Daha önce Gökçe için yapılan her şeyde emeği geçen dostları selamlıyorum. n Bir görüşmemizde Yusuf ile Balaban’ı bulma konusunda ümitsiz olmadığınızı görmüştüm. Ne düşünüyorsunuz, bulabilecek misiniz? Evet. Olağanüstü bir gelişme olmadıkça ömrümü, bu destanı bulmaya, ortaya çıkarmaya adadım diyebilirim. n Son olarak. sizi bu kitabı hazırlamaya iten şeyin vefa olduğunu elbette biliyoruz. Bunu anlatmanızı rica ederek bitirelim söyleşimizi. Çağımız insanının yabancısı olduğu bir olgudur vefa. Bunu anımsatmak istedim. Üretmeden konuşmadım hiç. Önce ustalarıma borcumu ödedim. Sonra kendime dönüp sordum: Hangi birimiz, 61 yıllık bir ömrün, 52 yılını, gözünü kırpmadan davasına adayabilir? Türkiye koşullarında bu mümkün değil. Ellerini taşın altına koyanlar ortada. “Kolektif hayat”ın bilinciyle kalkıştık Gökçe adına bu işe. Yaptıklarıma baktığımda, vefalı biriyim. Gökçe’ye vefa borcum için. 22 yıl sabredip, doğumunun 100 yılını beklemem boşuna değildi çünkü. n Doğumunun Yüzüncü Yılında Enver Gökçe Kitabı / Derleyen: Ali Ekber Ataş / h2o Kitap / 2021. 6 11 Mart 2021