Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAUL NIZAN’DAN ‘ANTOINE BLOYÉ’
Heba edilmiş yaşamlar...
Paul Nizan, 1933’te yayımlanan ve dilimize ilk kez çevrilen romanı Antoine Bloyé’da (Çev.
Hüseyin Can Akyıldız / Sel Yayıncılık) okuyucuları, 19. yüzyıl pastoral manzarasının fabrikalar,
trenler, uzayıp giden raylar, buhar ve sisle kaplanıp yok olmaya başladığı bir döneme götürüyor.
dir. Çünkü Jean Paul Sart- larını sayfalar boyunca tüm başarılı bulunabilir. Ama Nizan, kariyerci
re uzun yıllar aynı okullarda şeffaflığıyla ortaya döker- dayatmalara daha o dönemden karşıdır.
ken kurulu düzenin yol aç-
okuduğu çocukluk arkadaşı- Babasını ne aklama çabası içinde-
nı metinlerinde sık sık anar. tığı yabancılaşmayı da göz- dir ne de onu yerden yere vurmak niye-
Genç bir ölünün ardından den kaçırmaz. tindedir. Ama gerçeği tüm çıplaklığıyla
konuşmanın mahcubiyetini 19. yüzyıl pastoral man- acımasızca okuyucunun önüne serer.
her daim içinde taşır Sart- zarasının fabrikalar, trenler,
re. Beauvoir da özyaşamını uzayıp giden raylar, buhar ÖMRÜNÜ KEMİREN
EMRE CANER
ve sisle kaplanıp yok olma-
kaleme aldığı kitaplarında TEMEL AÇMAZ!
Nizan’a değinir. Sartre ve ya başladığı bir döneme gö- İşçi sınıfından kaçış itkisi ama öte ta-
905 ile 1940 arasına sıkışmış kısa-
Beauvoir’nın Nizan’ın unu- türür okuyucuyu. raftan da burjuvaziye tam anlamıyla tu-
cık bir yaşamdır Paul Nizan’ın
tulup gitmesine izin verme- Mühendislik çağı hesap, tunamayış aslında Antoine Bloyé’ın öm-
1serüveni. Bir demiryolu teknisye-
dikleri sık sık dillendiril- kitap, ölçü, düzen, kâr ve rünü kemiren temel açmazdır.
ninin oğlu olarak doğması, Paris’in fi-
miştir. “Ben de 20 yaşında verimlilik toplumu ya- Yaşamını iş haline getirmiş, işi bir
lozoflarıyla ünlü yüksek öğretmen oku-
oldum. Kimse bana yaşa- ratmıştır. Diğer değerle- yükselme aracı olarak görmüş, sınıf at-
lu Ecole Normale Superieure’de felse-
mın en güzel çağı budur demesin” cüm- rin ötelenmesi, insani olanın unutulması lamayı takıntı yapmış ve bu yolda durup
fe eğitimi, Aden’e varoluşsal yolculuğu,
lesi Paul Nizan ile özdeşleşmiştir. dönemin adeta ruhsal durumudur. dinlemeden ömrünü heba etmiş herkesi
kaleme aldığı huzursuzluk vaat eden ki-
Makinelere hükmedenlerin güce sa- eleştirir aslında Paul Nizan. Bu bağlam-
tapları, dönemin sol siyasetinde oynadı-
DEMİRYOLCU BABASINI hip olduğu, kapitalizmin yeni kuşakla- da çağ farkı ortadan kaybolur ve metin,
ğı etkin roller Paul Nizan’ın yaşamın-
MERCEĞE ALIR! ra daha iyi bir yaşam vaadinde bulundu- günümüz beyaz yakalısının yaşam tar-
dan satırbaşları olarak sıralanabilir.
Paul Nizan, insanın özgür iradesini ğu dönemdir. Nizan’ın dedesi trenlerde zına, harcama eğilimlerine, ihtiraslarına
2. Dünya Savaşı’nın hemen başın-
körelten, içinde taşıdığı varoluş ihtimal- kondüktördür, babası ise mekanikçi ola- tutulmuş bir ayna olarak da okunabilir.
da bir Nazi kurşunuyla sonlanan bu ya-
lerini budayan her türlü uyumluluk hali- rak başlayan kariyerinde mühendisliğe Kendi varoluşu üzerine düşünmeyen,
şamın otobiyografik izleri, Nizan’ın ro-
ne adeta savaş açmıştır. terfi etmiş ve sonrasında üst düzey yö- başka ihtimallerden sürekli kaçan ço-
manlarından da sürülebilir.
Antoine Bloyé romanında Nizan, demir- neticiliğe kadar yükselmiştir. ğunluk yazarın hedefindedir. Boşa geçi-
Aden Arabistan ve Fesat isimli kitapla-
rıyla bilinen Paul Nizan ismine, varoluş yolcu olan babasının yaşamına odaklanır. Muhalif gözle bakılmadığında Antoi- rilmiş tüm yaşamların ifşasıdır Antoine
literatürüne aşina okurlar yabancı değil- Babasının arzularını, hırslarını, zayıflık- ne Bloyé’ın yaşamı “gayet normal” hatta Bloyé romanında anlatılan. n
MATIAS FALDBAKKEN’DEN ‘BİZ BEŞ KİŞİYİZ’
Kil hamurundan çok daha fazlası!
Tormod, çılgın gençlik yıllarının ardından güvenilir bir aile babasına ve
kendini bilim adamı olarak gören yetenekli bir marangoza dönüşür.
Kırmızı Norveç kiliyle deneyler yaptığı atölyesinde yarattığı balçık yeni
oyuncağıdır artık. Ne var ki Tormod’un geçmişinden canlanıp gelen
hayaletleri her şeyi altüst eder: Ailenin beşinci üyesi olan balçık, artık
yaşamlarını tehlikeye atan bir canavar mıdır?
Matias Faldbakken’in, korku ve bilimkurguyu ham ve kırsal bir gerçekçilikle
harmanladığı romanı Biz Beş Kişiyiz (Timaş Yayınları / Çev. Mehmet Emin
Baş), özgün, komik, bir o kadar da ürkütücü bir roman.
Aslında istediği derslere daha kolay bulayana kadar her şey çok güzeldir. ğini söyleyen Espen, bu sayede kil hamu-
ÖYKÜM DENİZ
dikkatini verebilmek, ödevlerini zamanın- Kızı Helene ve oğlu Alf ile eşi Siv’den rundan daha iyi bir malzeme ile vakit ge-
da yapabilecek gücü bulabilmek, her şeye daha fazla vakit geçirir. Çocuklarıyla boş çirme sözü verir. Tormod, Espen’in tekli-
ŞEVK TOZU!
yetebilmektir. Ama git gide bunları yap- vakitlerinde atölyeye girerek şekiller, hay- fini kabul eder.
Norveçli yazar Matias Faldbakken, Biz Beş
maması bir yana yaşamı şevk tozu ve içki- vanlar, oyunlar yaratırlar. Sonunda bunla- Tıpkı gençliklerindeki gibi şevk tozu ve
Kişiyiz’de (Timaş Yayınları / Çev. Mehmet
den başka bir yere gitmemeye başlar. rı kurutup boyayarak atölyedeki raflarda müziklerle dolu hafta sonundan sonra kil
Emin Baş), gençliğinden beri birlikte olan
Sonradan eşi olacak Siv, olayları öğren- biriktirirler. hamurlarını başka malzemelerle, elektrik
Tormod ile Siv’i ilk gençlik yıllarından baş-
dikten sonra ise Tormod’u o çukurdan çı- akımlarıyla, galvanizli çözeltilerle ve sı-
layarak anlatıyor. Sonrasında evliliklerine
karmak için elinden geleni yapacaktır. ŞAHANE BİR MALZEME! caklıkla başka bir boyuta getirirler.
ve çocuklarının doğumlarına tanık ediyor.
Tormod’un babasının mesleği maran- Bir gün Tormod, kil hamurundan daha O günden sonra tıpkı bir robot gibi ko-
Gençliğinde şevk tozuyla tanışan Tor-
gozluktur. Üniversite zamanlarını bir şevk fazlasını beklediğini fark eder. Norveç’e mut alan, hareket eden, zorlu işleri da-
mod, mantığı içerisindeki duygularını
tozu gibi içine çekip tükettikten ve yarım özel kil hamurları, macunları derken posta hi kolaylıkla yapabilen, enine ve boyu-
uyuşturarak yaşama ne kadar kolay uyum
bıraktıktan sonra babasının mesleğini ya- kutusuna düşen mesaj ile yaşamı tekrar al- na uzayabilen hamurları olmuştur. Üste-
sağlayabildiğini gösterir. Fakat bunun na-
parak geçimini sağlamaya çalışır. tüst olacaktır. Mesaj, gençliğinde kendisi- lik ailenin beşinci üyesi olacak bu yumu-
sıl olabildiğini düşünmez. Sonunda da
şevk tozunun duygularını devre dışı bırak- Evinin bir bölümünü atölyeye çevirerek ni tozlar içerisinde ilerleyeceğine inandı- şak robot sadece yardım etmeyecek, aynı
manın ötesinde yaşam enerjisini de alma- bir şeyler üretmeye devam eder. Elini tah- ran arkadaşı Espen’dendir. zamanda o kasabadan birçok şeyi de alıp
ya başladığını fark eder. talardan, suntalardan çekip kil hamuruna Kendisine şahane bir malzeme getirece- gidecektir.
n
24 21 Ekim 2021