23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KİTAPÇI Bir Şişe Dolusu Mutluluk / Pippa Goodhart / Resimleyen: Ehsan Abdollahi / Çeviren: Esra Özilhan Çiftçi / Arden Yayıncılık / 2019 / 28 s. / 5+ yaş Hikâyeyi okur okumaz, ilkin bizim coğrafyaya nasıl da uyduğunu fark ediyorsunuz. Bir dağın iki tarafında, eşitsiz yaşam koşullarında yaşayan iki farklı halkın paylaşmayı, bölüşmeyi ve coğrafyaya rağmen eşitliği sağlama çabasını konu ediniyor. Öyle ya doğada eşitlik yok. Ancak insan, adalet ve eşitliği sağlayabilir. Bu da her zaman mümkün değil, görünen o ki. İki halkı ayıran o dağın aşılması gerek önce. Temas ve gözlem gerek. İlişki kurmak gerek. Hikâyede bu ilişkiyi sağlayacak olan elbette bir çocuk Pim ve köpeği Tiddle... Dağın daha az “şanslı”, daha yoksul tarafından çıkıp, öbür tarafına geçen ve alışverişi, takası başlatan da onlar. Daha bereketli tarafta yaşayan ve dolayısıyla da daha “şanslı”, daha zengin olan tarafın pazarında süren alışveriş biraz meyve karşılığında şişeye doldurulmuş mutluluk, dans, müzikten oluşuyor. Ama mutluluk soyuttur, şişeye doldurulup da taşınabilir mi hiç, meyve gibi? Bu takas nasıl adil olacak? Uyanık pazarcı ikna olacak mı? Şişe açılınca içinden ne çıkacak? Soyut kavramların nasıl aktarılabileceğine, nasıl çoğalıp paylaşılabileceğine dair barış ve iyilik dolu mesajlar içeren metin, antikapitalist vurgusuyla da öne çıkıyor. Resim dilindeki kırkyama, kübik desenler, çok renklilik, tekrar eden motifler, yerel figürler de kitabın meseleye yaklaşımını destekliyor. Velhasıl, yayınevinin adına, öteki yayınlarına bakıp, büyük bir sevinçle, bu dağın Ağrı Dağı olabileceğini söylemek geliyor insanın içinden, dağın şanslı ve şanssız taraflarının neresi olduğundan bağımsız, şansı da tartışarak. Arden Yayıncılık çocuk edebiyatına hoş gelmiş. Renk Canavarı / Anna Llenas / Çeviren: Esin Pervane / Nesin Yayınevi / 2019 / 44 sayfa /  4+ yaş Duygularımızın her birinin ayrı bir rengi olsaydı nasıl olurdu? Onları daha somut algılar ve kendimizi daha iyi anlar mıydık? Mesela duygularımızı tanımlasak, renk verip onları kavanoza dizsek, hayat daha ko lay olur muydu? Bu konuda uzman küçük bir kız çocuğu Renk Canavarı’na yardımcı olacak... Belli ki bu canavar dünyayı ve de kendini ancak renklerle anlıyor. Onun dili renkler. Öyleyse kitabın ilk sayfasında, yani Canavar tam da uyandığı anda, kendini çok “karman çorman” hissettiğinde, toparlanması için bir el atmak lazım. Canavar hayli dağınık uyandı ama aslında ne hissediyor? “Hiç akıllanmayacak mısın sen” diyen küçük kız belli ki şimdi ona bir yöntem önerecek. Önce duygular renklenmeli. “Mutluluk, bulaşıcıdır, Güneş gibi ışıldar”; bu yüzden sarı. Hüzün; deniz gibi mavi. Öfke; elbette kırmızı. Korku; tıpkı bir hırsız gibi, bu yüzden siyah! Huzursa doğadan geliyor; yeşil. İşte hepsi farklı. Kitabın sonunda canavar hangi duyguyu/rengi seçecek bu bir sürpriz. Kolaj tekniği ve grafik tasarımıyla destekli ilerleyen, renkleri, duyguları fark ettiren hikâyede aslında duygularla eşleştirilen renkler yeni bir yorum değil, öfkenin renginin kırmızı oluşu bize tanıdık geliyor. Korkununsa en ötelenen duygu olması, saklanan, gizlenen ve aslında suçlu olan hırsız ile ilişkilenmesi tartışmaya açık. Duygularımız bizi korumak için var oysa, korku olmasa çok yara almaz mı çocuklar? Korkmaktan korkmamak üzerine düşünmek gerek. Biz de oyuna katılalım, korkunun rengi beyaz olsun mesela, bütün duyguları yansıtsın. Buz Ejderhası / Troon Harrison / Resimleyen: Andrea Offermann / Çeviren: Genç Osman Yavaş / Can Çocuk / 2019 / 56 sayfa / 5+ yaş Bazı kitapları okurken içiniz sıkılır, yüreğinize bir şey oturur ama yine de okumaya devam edersiniz ya işte bu kitapta da her yanı kaplayan bembeyaz kara rağmen içiniz kararıyor, kitaptaki küçük kızın çaresizliğini paylaşırken yüreğinize sanki devasa buz ejderhası oturuyor.  Kış çetin geçsin ya da geçmesin hepimiz baharın gelmesini bekleriz. Bahar demek aynı zamanda yeniden doğuş demektir. Kitaptaki yeşil gözlü kız da baharın gelmesini dört gözle bekler. Onun için bahar, kır çiçeklerinin arasında koşmaktan öte yaşama tutunmaktır. Ancak devasa bir buz ejderhası fırtınada arkadaşlarını kaybetmiştir ve kanadı yırtılmıştır. Yeşil gözlü kızın evlerinin çatısından gitmiyor, gidemiyordur. Bu nedenle de ilkbahar bir türlü gelmez. Kızın babası her defasında eve eli boş döner. Ailenin yiyeceği  ve yakacağı azalır. Sonunda baba bu zorlu kış şartlarında saatlerce dışarıda dolaşmaya dayanamaz ve hastalanır. Bu zorlu görev evin en büyük çocuğu olan yeşil gözlü kıza kalır. Babasının başaramadığı bu işi kız nasıl başaracaktır? Dahası buz ejderhasının gitmesini nasıl sağlayacaktır? n 2325 Nisan 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle