03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KITAP l BEBEK l ÇOCUK [email protected] l GENÇ BURCU YILMAZ l HAFİZE ÇINAR GÜNER l SİMLÂ SUNAY TAŞ KÂĞIT MAKAS Daha makul bir dünya mümkün mü? Sven Nordqvist’in yazdığı ve resimlediği Pettson ve Findus serisi bizi sorunların çözüme kavuştuğu, şiddetsiz, huzurlu, sevgi dolu ve daha makul bir dünyaya davet ediyor. HAFİZE ÇINAR GÜNER Çocuklar neden bir kitabın tekrar tekrar okunmasını ister? Öncelikle o kitap çocuğa haz veriyordur, onun gülme ve eğlenme gereksinimini karşılıyordur. Samimidir, kahramanları çocukla arkadaş olmuştur. Dahası çocuk kendini kahramanların yerine koyarak onlarla özdeşim kurmuştur. Hayatın içindendir ama bir o kadar da değildir. Düş ve gerçek aynı düzlemdedir. Düşündürür, sorgulatır, şaşırtır, heyecanlandırır, sevindirir ve tüm olumsuzluklara rağmen umut verir. Çocuğa da söz hakkı tanır. Ve çok katmanlıdır. Her okunduğunda başka bir tat verir. Alt metni öylesine sağlamdır ki söylemek istediğini doğrudan söylemez ama çok güçlü bir şekilde duyumsatır. Çocuğun düş ve düşünce üretmesine fırsat sağlar. Devingendir. Resimler farklı okumalara olanak verir. Tekrarlar ve zincirleme durumlar çocuğun dikkatini diri tutar. Ritmiktir, akıcıdır. Yalındır ama dilsel olarak bir o kadar zengindir. Bu yazıda işte böyle kitaplarla karşı karşıyayız. Kitapları dünya çapında 15 milyonun üzerinde satan ve 55 dile çevrilen İsveç çocuk edebiyatının önemli isimlerinden Sven Naordovist’in yarattığı Pettson ve Findus serisine yakından bakacağız. BİR KEDİM BİLE YOK! Pettson, İsveç kırsalında içinde kırmızı boyalı ahşap bir ev, bir kümes, marangoz atölyesi, odunluk ve bahçesinde tuvalet olan küçük bir çiftlikte yaşar. Her küçük yer gibi dedikodunun bol olduğu bu kırsalda kendi kendine buluşlar yapan, sürekli radyodan hava raporu dinleyen, günün her saati kahve içen, kümesten aldığı yumurtaları bile tek tek silecek kadar titiz, dağınık kafalı bu yaşlı adam yalnızdır. Muhtemelen dul olduğunu düşünebileceğimiz Petsson’ın ya hiç çocuğu olmamıştır ya da çocukları çok uzaktadır. Pettson’un bu durağan hayatı komşusunun Findus marka bezelye kutusuna koyup getirdiği sarman bir kedi yavrusuyla tamamen değişir. Pettson bu oyunbaz kedinin adını Findus koyar, ona yeşil bir askılı pantolon diker ve onunla konuşmaya başlar. Ve tabii Findus da yaşlı adamla konuşmaya… Onların diyalogları bizi sımsıcak sevgi dolu, hem bir o kadar sıradan hem de bir o kadar sıradışı öykülerin içine çeker. Sonra da hiç bırakmaz! Günümüzde büyükşehirlerde yaşayanlar sürekli bir koşturma halinde. Bırakın komşularını tanımayı kimi zaman ailelerine ayıracak vakitleri bile yok. Bu koşuşturma zaman zaman hızlı karar vermeye ve bilmeden yargılara varmaya neden olabiliyor. Kişinin şehir hayatında kendine dahi yabancılaştığı bu durum kırsalda ise başka bir boyutta yaşanıyor. Kırsalı terk eden gençler, boşalan köyler, ıssızlaşan doğal sosyal alanlar ve yalnız kalan ihtiyarlar… Ancak hem şehirde hem de kırsalda ortak bir nokta var ki o da farklı olana karşı tahammülsüzlüğümüz! Sistem kırsalda ya da kentte fark etmiyor; her yerde düzen ve intizam istiyor. Güçlü olmak adına hep ötekine ihtiyaç duyuyor. Yoksa da kendi ötekisini yaratıyor. Ancak tüm bu tek tipleştirmeye inat farklılar ve farklılıklar yaşamı dönüştürüyor. Belirlenmeye çalışılan hayatlara rağmen kimileri için yaşam tüm coşkusuyla devam ediyor. Pettson da bu coşkuya katılanlardan. Bütün komşuları onun bir kaçık olduğunu düşünse de o yine de kedisinin doğum gününü yılda üç defa ona pastaya yaparak kutlamaya, bu kutlamalarda bahçede Viyana valsi çalıp dans etmeye devam ediyor. Komşusu Gustavsson, kümesine dadanan tilkiyi öldürmeyi düşünürken o her canlının yaşama hakkına saygı gösteriyor. Bin bir zorlukla ektiği bahçeyi eşeleyen tavuklarını bile suçsuz yere payladığına üzülüyor. Kedisiyle kamp yapmaya giderken peşine takılan tavuklarını kırmayacak, kümesindeki tavukları çalmaya gelen topal tilkiye acıyacak ve onunla pastasını paylaşacak kadar vicdanlı biri Pettson. Sorunlar karşısında her defasında farklı ve eğlenceli bir çözümü var. Tabii Findus’un da yardımlarını yabana atmamak gerek. Komşusu Andersson’un vahşi boğasıyla boğa güreşi yapacak, en az altı ineği bahçeden çıkaracak, kömür karası gecede tavuklar için tilki nöbeti tutacak kadar cesur bir kedidir Findus. Ve tabii her kedi gibi meraklıdır. Bu merakı yüzünden küçücük çiftlikte bile kaybolmayı başarır. Pettson, porsuktan korkan küçük Findus’a korkularıyla yüzleşmenin yolunu öğretirken ya da bir sepet yumurtayı kırıp ortalığı dağıttığında bile ona sabrederken bize de rehber oluyor. >> 18 14 Mart 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle