04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ABİDİN PARILTI’NIN İLK ROMANI Bir öfkenin romanı “Koz” Abidin Parıltı’nın ilk romanı. Kitap, daha ilk sayfadan okurunu sarsmayı ve hikâyesini okutmayı başarıyor. ADALET ÇAVDAR S avaş bitsin diye savaşa gidilir mi? Savaş bitmezse, insanlar biter.” Peki, bilmediği bir savaşın içinde doğan ve silah sesleriyle, hayatlarını enselerini koruyarak geçiren çocuklar nasıl yaşar ve devam eder? Aynı ülkenin sınırlarında kaç dil var anlamadığımız, anlamaya çalışmadığımız ama çoğunluğu anlamaya mecbur bıraktığımız? Adaletsizliği göre göre içinde koca bir yarıkla büyüyen ve o yarığa atlamamak için kendini ararken kaybolan çocuklara ne olur? Bütün bu sorular aklımızdan geçmez belki beyaz kentlerde kendimizce dertlerle yaşarken. Lakin aynı ülkenin sınırları içinde hiç gitmediğimiz, gitmeyi düşünmediğimiz şehirlerde oku(ya)madığımız haberler edebiyatla evimize girerler. Abidin Parıltı, evinize içine atlamadığı, kenarında durduğu o yarığa bakan çocukları getiriyor. İki şehrin arasında arayışın olduğu bir ülkeyi bütün hayal kırıklıklarıyla yeniden inşa ediyor. 1978 Mardin/Nusaybin doğumlu Abidin Parıltı. Bir öykü ve iki araştırma kitabı var. Heveskuşu (2008, öyküler) Dengbejler, Sözün Yazgısı (araştırma, 2006), Kürt Romanı Okuma Kılavuzu (ortak araştırma, 2010). Birçok dergi ve gazetede kültür sanat yazıları ve pek çok televizyon dizisinin ve Sesime Gel filminin senaryosunu yazmış. Koz Parıltı’nın ilk romanı. Bir ilk roman olarak ilk yirmi sayfasında okurunu sarsmayı ve hikâyesini bütün hızıyla anlatmaya devam etmeyi başarıyor. Koz, bir öfkenin romanı. “AZHAR’IN HİKÂYESİ” Okuduğunuz zaman sizin adını koyabileceğiniz kentlerin isimlerini vermiyor yazar romanında. “...Bin” şehrinden “...Kin” şehrine bir yolculuğu anlatıyor. Başka dilde türküler söyletiyor, her şeye rağmen şehrin hayata nasıl devam ettiğini anlatırken silah seslerini tanıyan çocukları âşık ediyor, kaderin bir harf değişimiyle keder olduğu bir coğrafyanın içinden gülümseyiş sunuyor, bir temaşa bir gürültü okurken kulaklarınıza çınlıyor. Acının da kederin de coşkuyla anlatılabileceğini yazarak gösteriyor Abidin Parıltı. Bazı bölümlerde yazar hikâyesini ikinci kişi olarak anlatıyor. Sen ile kurduğu dil bir fotoğrafa uzun uzun bakıp karakterleri canlandırmaya benziyor. Hafızanın derinliklerinde bir şeyler arıyor, o aradıklarıyla bir hesap görmeye çalışıyor. Öfkesi kendisine. Olduklarına, olamadıklarına. Terk ettiği bir yeri arar gibi konuşuyor, artık adından başka evinin olmadığını kabul etmenin acısıyla. Yalnızlığın türlü türlü tanımını yapma gereğini duyması belki bu yüzden. İnsan en zor kendini kabul eder, insan en son geldiği yeri unutur. Aslında okuduğumuz Azhar’ın hikâyesi. Adı Azad olacakken zamanının nüfus müdürlerinden birinin ona uygun gördüğü ad Azhar. Osmalıca Azhar: En zâhir, en açıl, besbelli anlamlarını taşıyor (bedihi olan, ruşen). Azhar’ın hikâyesi kim bilir belki ona bu gayriihtiyari konulan isimle değişiyor. İnsan adıyla, insan doğduğu yerle büyür, sonra olduğu yere göre şekil alır. Aldığı şeklin içinde var olması ve varlığının yeni şeklini kabul etmesi ise bir hayli zaman alır. Romanın olay akışından bu yazıda bilerek bahsetmiyorum. Olay akışı bu ülkenin tarihiyle dünüyle, bugünüyle, şu yazıyı okuduğunuz ânla çok ilişkili. Romanın benim için önemi kurduğu edebi dil ve biçim ile çocukluk, büyüme çağı ve yetişkinlik içerisinde gelişen duyguları anlatma becerisi. Gördüğünü kendince yorumlama yetisi. Bilmemekle gelen cesaretin büyüdükçe bir öfkeye yetişkinlikte ise açılan bir korku kapısından geçmeye çalışması. O kapının bir yası düğüne ve düğün konvoyuyla devletin sınırlarını aşmanın hikâyesi Koz. n Koz / Abidin Parıltı / Doğan Kitap / 192 s. 1328 Şubat 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle