Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Bir gidiş biletim var yalnızca’ Alicja Maria Kuberska, 1960 Polonya doğumlu şair, yazar, gazeteci, editör. Şiirleri çok sayıda antoloji ve derginin yanı sıra Amerika, Avustralya, İngiltere, Belçika, İtalya, Kanada, İsrail gibi ülkelerde yayımlanmıştır; Polonya, Amerika, Fransa ve İtalya’da çeşitli ödüllere değer görülmüştür. Şiirlerini hem Polonyaca hem de İngilizce yazıyor. Felsefe, psikoloji, sanat ve modern bilimlere olan ilgisi şiirlerine yansımıştır. Sosyal problemleri ve insan hayatının her boyutunu çok yalın bir dille işler, derin bir düşünce için okurun zihnini hazırlayan çarpıcı bir yetenek sergiler. Çalışmalarında modern toplumu ve toplumdaki önyargıları konu edinirken, kavrayış ve iç görüyü hayatın fiziksel, duygusal ve ruhsal alanlarında incelikle kullanır. Uluslararası Yazarlar Birliğine üyedir. AlIcja MarIa Kuberska/Şiirler/ İngilizceden çeviren: Yeliz Altunel tatlı bir yazgı Mirabelle Maslin için iyiyi de kötüyü de anlama yetisiyle hayat bana rastladı. geçici düşünceleri yakalayabilirim ve zamanı bir sözcükle durdurabilirim. günlük hazlar muhteşem sırlar doğurur. daimi merak benim yazgımdır. yaprakların yeşilliğine hayret ederim ve kuşların gırtlağındaki seslere. müstesna bir şanstır bulutların şeklini ve rengini incelemek, yıldırımın tehlikesini sezmek. yazık olur, anlamsız acılarla bir saniye bile harcamaya. bir gidiş biletim var yalnızca. hayal hırsızı gülümsüyordum, sessizdim, isteksizdim… kol mesafesindeydi hepsi; çok yakındım izinsiz alacağımı beklemiyordun. bakışlarını ve yalnızlığını bir hırsız gibi çaldım. sayısız düğümle bağladım düşüncelerini, sıkı bir ağ ördüm ve ince kıvrımlı bir kadın figürü dokudum hayallerden arzu kıvılcımları fırlattım gözlerine; bir ateş topu... saçlarımdaki hoş kokulu çiçeklerle örttüm bizi ve uzak gecelere aktık. sarp bilinçaltına girmeye hakkı yok günün. siyah gölgeleri sınırlayan çizgilerin uyuduğu bir yerdir burası. yalnızca uçurumun dibinde görülebilir hayaller ve yıldız ışıkları. sen Mars’tan, ben Venüs’ten. şefkatin gökkubbesindeki parlak noktalardır gezegenler. sözcüklerimiz ve ellerimiz hayatın yükünü çeker. bir filozof ve bir şair Michael Iva için yerle gök arasında buluştular zamanın ve maddenin bağıntısız olduğu yerde soyutlamanın daha yüksek bir düzeyinde gerçek dünyanın engellerini aştılar adam beyaz bir tuval ve felsefi ilkeler getirdi kadın boya fırçalarını ve sözcüklerle bir avuç düşü… mavinin bir çok tonuyla boyadılar resmi; duygularını ve düşüncelerini havaya boşalttılar adam hayatın taslağını çizdi koyu lacivert bir çizgiyle; kadın hafif gökmavisi dokunuşlarla doldurdu zemini; renkli bir kaç şaşkınlık lekesi eklediler birlikte. adamın gözleri elâ, kadınınkiler yeşil… iflah olmaz bir hayalperest Mark Avila için yavaşça terkediyorum hergün; dakikaların ritmini adımlıyorum. yokoluş çok şaşırtıcı: günler ve yıllar geçiyor artan bir hızla geçici bir dünyada yaşıyorum. her bir olayın kuvvetli rüzgarıyla yıkılabilir kartlardan evim.. ama bir çılgının ısrarıyla, hayallerimde gökyüzüne kaleler inşa ederim … seraplara koşuyorum ve daha yeşil bir çimenlik arıyorum komşunun bahçesinde; sahip olduğuma şükredemiyorum sadece kesinlik belirsizliğe dönüşünce pişman oluyorum. biliyorum; iflah olmaz bir hayalperestim… kahvaltıda sohbet gün ışığıyla yabancılaşmış, gecenin karanlığıyla bölünmüş iki fener gibi dururuz dar bir sokakta kısa süreliğine alacakaranlığın soluk ışığı sarar bizi. yalnızlığın siyah asfaltı var sen ve ben arasında. göletlerin derinliklerinde dünya renksiz gözükebilir. görünüşte her şey durgun; hafif bir rüzgar yansımayı buruşturur yalnızca. yapraklar ağaçlardan dökülür hissiz, ölü sözcüklerimiz gibi. n Alicja Maria Kuberska 12 28 Şubat 2019