Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARALIK 2019 BEHÇET SAFA’DAN ‘SANAT KAÇ PARA’ Sanatçı çağdaş bir dilencidir! Araştırma İnceleme, 288 sayfa Ulusdevlet inşa sürecinde Çerkesler Caner Yelbaşı, Birinci Dünya Savaşı sonrasından Cumhuriyet dönemine uzanan ulusdevlet inşa sürecinde Çerkeslerin serencâmını anlatıyor. Padişahı ve İstanbul Hükümeti’ni destekleyen Çerkesler ve Kuvayı Milliye ile Ankara Hükümetine destek veren Çerkesler... Çerkes paramiliter güçleri ile Ankara hükümeti arasında işbirliği ve rekabet… Güçlü ve saygın mü efikten hasma dönüşen Çerkes Ethem “meselesi”… “Çerkes Kongresi” – ve büyük Çerkes çoğunluğunun bu “ayrılıkçı” girişime kayıtsızlığı… Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da Çerkesler’le ilgili tehdit algısının uzun süre devam etmesi... Türkiye Çerkesleri’nin son yüz yıllık tarihi hakkında temel başvuru kaynağı niteliğinde bir eser. www.iletisim.com.tr iletisim@iletisim.com.tr vimeo.com/iletisim facebook.com/iletisimyayin twi er.com/iletisimyayin instagram.com/iletisimyayin Peyami Safa’nın anarşist yeğeni Behçet Safa’nın Ferit Edgü’ye gönderdiği metinlerinden oluşan Sanat Kaç Para? sadece sanatın değil, hayatın da kaç para olduğunu soruyor. İSMAİL PELİT A bidin Dino’nun dediğini aktarıyor Behçet Safa: “Sanatçı çağdaş bir dilencidir. Yaptığın resimlerle hayatını dileneceksin, yoksa ressam messam olamazsın.” Bir ressamın bir ressama gurbette ettiği bu dostane öğüt nasıl karşılık bulmuş olabilir? Mutluluğun resmini yapmak yerine kendi imgelemini öne çıkaran ve rahatsız edici orantısızlıkları mutluluk uyandıracak biçimde resmeden Abidin Dino sosyalist olmasına karşın ressam arkadaşı Behçet Safa’ya dünyanın ve sanat piyasasının gerçeklerini işaret etmekten çekinmemiş. Para edecek bir şeyler yapmanın bir sanatçı için küçük düşürücü olduğunu düşünüyorsanız haklısınız. Günümüzde sanatçı bu türden bir küçük düşmeyi göze alacak cesarete ve cürete sahip değilse herhangi bir şeye sahip olması da anlamlı bulunmaz ve bir mezara sahip olana kadar özenle yok sayılır. Sanat eserini, sanatçının ölümünden sonra kıymetlendirmeyi seven sözde sanat piyasası ressamların cenazelerine değil, arkada bıraktıklarına ilgi gösterir. Ölüm, sanat eserinin değerini yükselten bir gerçek olarak yaşayan sanatçıların başının üzerinde sallanan bir kılıçtır. Behçet Safa, varlığını anlamlı kılacak bir mülkiyetsizlik içinde kişiliğine sahip çıkmanın yollarını arayan bir ressam; yolu doğal olarak sokağa, sokağa atılanlara ve çöplüğe düşüyor. Tüketim toplumunun çöp diye sokağa bıraktığı kartonları, mukavvaları, ambalaj atıklarını resimleri için uygun bir malzeme olarak görmesi, gün lük gazete parçalarını kullanması hem poetik hem politik bir tercih. Üzerine fırça ile boya sürülebilen her şeyi resme malzeme kılmanın konforsuzluğunu kabullenmek yordam ve kaliteli malzemenin ne olduğunu bilen bir sanatçı için kolay değil. Sanatçının kendi gerçekliğini, koşullarını kendi sanatına taşımasının hayati bir anlamı ya da ölümcül sonuçları olsun isteriz. Resmin izleyicide uyandıracağı sahicilik duygusunu önce sanatçının kendi varlığında hissettiğine ikna olmak ender yaşanacak zevklerdendir. Bize ölümü anlatan sanatçı ölmüş olmanın anlamını bilmeli ya da gerekirse ölümü göze almalı. Resmin bize yaşatacağı tüm yoğun duygular önce sanatçının ruhuna kaydedilmeli, oradan taşıp boyayla fırçayla buluşup çerçeveyi doldurmalı. Aksi takdirde kolayca kandırıldığımızı hisseder, karşısında durduğumuz resmin bir sanatçıya değil ruhu olmayan bir boya tüccarına ait olduğunu düşünürüz. Kendi resminin ticaretini yapmayı dert etmemiş, yaşayarak resim yapmayı ya da resim yaparak yaşamayı hedeflemiş bir sanatçı Behçet Safa. Yaşamak için gerekenlere sahip olan bir sanatçı, özgürlüğe düşkünlüğün bedelini sefaletle ödemekten çekinmeyip inançla resim yapmayı sürdürmüş. Çok önemli bir sanatçıya, Ferit Edgü’ye doğru, o okusun diye bir anlatı yazmış. Böyle bir ressam gerçekten yaşadı, resim yaptı ve öldü. Tanık olduğumuz benzersiz gerçeklikler, çürük yanlarını gördüğümüz dünyaya, düzene karşı mücadele etmek için yeni ve güçlü birer kaleye dönüşür. Amcası Peyami Safa yazdığı mektupta “Paris’te yapamazsın” dediğinde gardını >> 20 19 Aralık 2019