05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ARALIK 2019 LEWISWILLIAMS’TAN ‘MAĞARADAKİ ZİHİN’ Sanat mı, tarih mi? Lascaux, Chauvet ve Altamira mağaralarındaki zaman kesitleriyle birlikte tarihi ve sanatsal bir incelemeye girişen Williams, “Nasıl insan olduk?” ve “Sanat üretmeye nasıl başladık?” sorularıyla bir kez daha yüzleşiyor. Tarih, 472 sayfa Osmanlı devlet zihniyeti ve Kızılbaş/Alevi algısı... Osmanlı’da devlet zihniyetine kayıtlı Kızılbaş/Alevi algısı devlet politikalarına yansımış mıdır? Uzun süren bir mutlak iktidar döneminde Kızılbaşlar/Aleviler hakkındaki belgeler, kurumlar arası yazışmalar, uygulamalar genel bir siyaset izleği sunabilir mi? Yalçın Çakmak, Sultanın Kızılbaşları’nda, II.Abdülhamid döneminin ve rejiminin kendi siyaset anlayışı ve araçları ile devletin genel Alevi politikası arasındaki paralelliklerle değişimlere yoğunlaşıyor. Birincil kaynaklar, Osmanlı arşivleri ile misyonerlerin arşivleri, faaliyet raporları, Alevi cemaatinin içindeki menkıbe ve anlatılar, cemaat içi gerilimlerle dayanışma pratikleri, II. Abdülhamid rejiminin merkez yöneticileri ile taşra idarecileri arasındaki yazışmaların gösterdiği farklı uygulamalar ve algılar arasında Alevi nüfusa yönelik politikaları inceliyor. www.iletisim.com.tr [email protected] vimeo.com/iletisim facebook.com/iletisimyayin twi er.com/iletisimyayin instagram.com/iletisimyayin DERYA ÇAKIR G regory Curtis, incelediği belgelerden ve araştırmalarından hareketle mağara ressamlarının ya da mağaralara resim çizen atalarımızın, birçok sanat tarihçisi tarafından kendisini, baktığı veya gözlemlediği hayvanlardan farklı gördüğü anların kayıtlarını oluşturduğuna dair çıkarımlar yapmıştı. Curtis’in “insanlaşma” diye nitelediği bu durumda eksiklikler de vardı. Bunun en önemli nedeni, çizerlerin de resimlere bakanların da sezgisel hareket ettiğinin düşünülmesiydi. Dolayısıyla Curtis, söz konusu çıkarımın hayal gücünü, hem sanatın hem de tarihin önüne yerleştirme gibi zemini kaygan bir sonuç doğduğunu ifade etmişti. James Davis LewisWilliams, Mağaradaki Zihin isimli çalışmasında, Curtis’in vurguladığı eksikliğe bir başka noktadan yaklaşıyor: Williams; Lascaux, Chauvet ve Altamira mağaralarındaki zaman kesitleriyle birlikte tarihi ve sanatsal bir incelemeye girişerek arkeolojik bir araştırmaya imza atıyor. BEYİNSANAT İLİŞKİSİ Williams, Üst Paleolitik Dönem’in yani Geç Yontma Taş Devri’nin sonunda yeni bir dönemin başlangıcına dair izleri aradığı üç mağaraya baktığında, “Nasıl insan olduk?” ve “Sanat üretmeye nasıl başladık?” sorularıyla bir kez daha yüzleşiyor. Aradığı yanıtlar, yeni sorular doğurmakla birlikte, Geç Yontma Taş Devri’nde yaşayanların imge yaratma nedenlerine ilişkin yürütülen fikirleri ve bunları mağaralara çizme gerekçeleri için kimi ipuçları ortaya koyuyor. Bu sırada radyoaktif karbon inceleme tekniğinin epey iş gördüğünü söyleyen yazar, Geç Yontma Taş Devri sanatı ile Darwin’in Evrim Kuramı arasındaki ilinti bağlamında insanın, doğa ve tarih içindeki yerine dair farklı görüşleri sıralıyor. Williams daha sonra, beyinsanat ilişkisinin, söz konusu dönemle nasıl bir araya getirildiğini ve araştırmacıların bu devri han gi düzlemde tartıştığını ortaya koyuyor. Dahası, aklın ve bilincin tarihöncesindeki konumuna ilişkin kalem oynatıyor. Buralardan sonra Üst Paleolitik Dönem insanlarının toplumu dönüştürmek için bilinci nasıl kullandığını ve sanatın bu bağlamdaki işlevini inceleyen Williams, mağaralardaki resimlerin birer sanatsal bilmece değil, iç içe geçen açıklamalar ve tasvirler olduğunu belirtiyor. ZİHNİN KEŞFEDİLMEMİŞ TOPRAKLARI Williams’ın bu araştırmalarının merkezinde, sanattan çok imge yaratıcılarının kökenine erişme arzusu yer alıyor. “Başlangıçta imge vardı, sanat bunun bir sonraki aşamasıydı” benzeri bir sonuca ulaşan yazar, gözden uzak tutulmaması gereken bir boşluğa işaret ediyor: “Bana göre Batı Avrupa’da yer alan Üst Paleolitik Dönem yeraltı sanatından daha büyük bir arkeolojik bilmece yok. Yeraltında, dar ve zifiri karanlıkta bir kilometreden fazla çömelip sürünmüş, çamur yatakları boyunca kaymış, karanlık göller ve saklı nehirlerden güçlükle geçip böylesine tehlikeli bir yolculuk sonunda nesli tükenmiş bir tüylü mamut ya da güçlü bir hörgüçlü bizon resmiyle karşılaşan biri, asla eskisi gibi olmayacaktır. Çamurla kaplı ve bitkin düşmüş araştırmacı, kendini insan zihninin keşfedilmemiş topraklarına batarken bulacaktır.” Williams, Mağaradaki Zihin’le arkeoloji tarihine önemli katkıda bulunmakla birlikte, mağaralara çizilen imgelere dair dillendirilen “Tarih mi, yoksa sanat mı?” sorusuna verilmeye çalışılan yanıtların oluşturduğu muğlaklıktan epey besleniyor. Bu bulanık ortam ise konuya ilişkin araştırmaların sürmesini ve fikir tartışmalarının alevlenmesini sağlıyor. Williams da kitabıyla hem araştırmalara hem de tartışmalara arkeoloji tarihi bağlamında genişlik kazandırıyor. n Mağaradaki Zihin / James David LewisWilliams / Çeviren: Tolga Esmer / Yapı Kredi Yayınları / 310 s. / 2019. 12 19 Araık 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle