Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CHRISTOPHER BOLLAS’TAN “GÜNEŞ PATLADIĞINDA” OKURLARA Zihnin sözü, sözün tedavisi Hümanist tedavinin en bilinen savunucularından psikanalist Christopher Bollas, “Güneş Patladığında” isimli kitabında, zihnin kimyasını ilaçla geri döndürülemez biçimde bozmaktansa diyalog yardımıyla zihindekileri anlamanın daha sağlıklı bir yöntem olduğunu savunuyor. KAAN EGEMEN nalistler için ne kadar zorlayıcı olduğunu kav rıyor. Bu anlamda Gü neş Patladığında, hem K linikler, özel hastane ve evler, şizofrenlerin hapishanesi durumundaydı kısa zaman öncesine kadar. Tecrit yönteminin ve eski “tedavilerin” Bollas’ın kariyerinin hem de hastalarının hikâyesi. Zihin sağlığı konusunda otorite olmanın imkânsızlığından bahsederken insanla neredeyse tamamen terk çalışan bir hekimin daima öğrenci kalaca edilmesiyle şizofrenler hayata karışmaya ğını düşünen Bollas “Hiçbir insan hayatı, başladı ve ilaç dışında başka bir ihtimalin herhangi bir klinik tedavi uzmanının ister olduğu da kabul edildi. Psikanalist Chris depresyon, ister paranoya, ister şizofreni topher Bollas, hümanist tedavinin bilinen olsun bir ‘rahatsızlığı’ tam anlamıyla kavra savunucularından; şizofreni teşhisini masına yetecek kadar uzun değildir” diyor. izleyen süreçte hastalarla konuşmanın ve onları diyaloğa teşvik etmenin de pekâla bir “GEREKTİĞİ KADAR” İLAÇ yöntem olduğunu düşünüyor. Bu görüşünü, Klasik bir psikoloji ve psikanaliz kitabı Güneş Patladığında isimli kitabında ayrıntı nın ötesindeki çalışmada Bollas, şizofreni lı biçimde dile getiriyor. nin nedenlerine dair kesin bir neden açıkla Hastalarının her biri Bollas’a, şizofreniye ma girişiminde bulunmaktan kaçındığı gibi dair kitabi bilgilerin yanında önemli dene bu yöndeki soruya verecek bir yanıtının da yimler kazandırmış. Şizofreniyle ilgili hep olmadığını söylüyor. Çocuksu içeriklerin bir bilgi noksanlığının var olacağını not kişiyi uzun süre rahatsız ettiğini hatırlatıp eden yazar, bunu da öğretmenler, aileler karmaşıklığa karşı zihnin savunma gücü ve danışmanlarla sürekli görüşerek kapatmaya uğraşı yor. Dahası, yirminci yüzyıl ortalarında başlayan eski yön tem ve tedavi tartışmalarına kendince katkıda bulunurken şizofreni bağlamında püriten zalimliğe yönelenleri kıyasıya eleştirmekten de geri durmu yor. Kendi korkularının ayırdına vardığı dönemde çalıştığı has talar, zihnin gizemini teorik boyuttan pratiğe taşırken psikanaliz, Bollas’ın hayatının bir parçası hâline geliyor. Ar dından tanıştığı diğer hastalar sayesinde şizofreninin psika Christopher Bollas çökünce şizofreninin harekete geçtiğini görüyor: “Şizofreni, benliğin sıradanlığın tesellisi içine gömülü olma hâlinin bozulduğu noktadır; bilinç, hem düşünce sürecinin karmaşıklığı hem de bilinçsizlik işlevinin ham materyaliyle yüzleşir.” Bollas, konuşan ama gerçekliği psikozlu açıdan gören bir çocuğu ve sesler duyan, içine kapanan, susan, paranoyaya kapılan hastasını örnek gösteriyor kitapta. Bollas, hastalarının hemen hepsine “gerektiği kadar” ilaç tedavisi uyguluyor çünkü kimyasallar insanların hayatını körelttiğini; “zombiliği andıran hâllerin, hastaların zihinsel farklılıklarından çok onlara uygulanan ilaç tedavisinin sonuçlarıyla ilgili olduğunu” düşünüyor. Sosyallikten soyutlanma durumuna karşı hastalarla diyalog kurmaktan yana olan yazar, kitabında söz konusu yöntemi nasıl hayata geçirdiğini anlatıyor. Bollas, yoğun terapiyle bütünlediği sağaltıcı konuşmanın iyileştiriciliğini, klinik çalışmaları sırasında bir kez daha fark ediyor. Sıra dışı hayatların, sıradan konuşmayla daha dengeli bir hâle getirilebildiğini görüp insanlar arasında karşılaştırmalar yaparken yine öğreniyor: “Diğer tüm insanlardan farklı olan (daha büyük ve üretken radikal bakış açılarıyla bizim standartlarımıza herkesten daha çok meydan okuyan) bu kişilerin amacı, sıradanlığın getirdiği mutluluğun içinde kaybolmaktır.” Bollas, Güneş Patladığında’da şizofrenlerin insanın gizemini çözme yolunda hayli önemli bir yere sahip olduğunu söylüyor. Yazar, bu zorlu yolculukta sözün ve konuşmanın değerinden bahsederken ilaçla değiştirip kimyasını geri döndürülemez biçimde bozmaktansa söz yardımıyla zihindekileri anlamanın daha sağlıklı bir yöntem olduğunu savunuyor. n Güneş Patladığında / Christopher Bollas / Çeviren: Mehmet Gürsel / Yapı Kredi Yayınları / 208 s. ‘Burada Kalmak’ Ö nce Bir Özür: Dergimizin 1469. sayısının ‘Vitrindekiler’ bölümünde tanıtımı yapılan Prof. Dr. Mine Göğüş Tan’ın yazdığı ve Prof. Dr. Hâmide Topçuoğlu’nun yaşamının anlatıldığı “Bir Çocuk, Bir Kadın, Bir Hoca” adlı kitabın başlığı bir dikkatsizlik sonucu “Bir Çocuk, Bir Kadın, Bir Koca” olarak çıkmıştır. Bizi duyacağına inanarak, artık aramızda olmayan Hâmide Topçuoğlu’dan, Prof. Dr. Mine Göğüş Tan’dan, kitabı yayımlayan Turhan Kitabevi’nden ve okurlarımızdan özür dileriz. Kitabı ‘Vitrindekiler’ sayfamızda doğru adıyla yeniden görebilirsiniz. Sibel K. Türker, yeni romanı “Burada Kalmak” ile lise çağındaki anlatıcısı Kutlu’nun gözünden izlenilen, Ankara’daki iki ailenin dünyasına alıyor okuru. Türker, Kutlu’nun bakışıyla kahramanlarının iç dünyalarına yönelik bir kazıya girişiyor. Bu kazıda ortaya çıkan ise kaçıp kurtulma arzusundaki insanların manzarası. Eray Ak sordu, Türker yanıtladı. Stefano Mazzoleni, yirminci yüzyıl senfonik müziği uzmanı bir orkestra şefi. Dünyanın pek çok şehrinde orkestralar yönetti, kültür projeleri gerçekleştirdi. Uluslararası Contemporary Müzik Topluluğu ve Avrupa Müzik Önderleri Konferansı’nın da üyesi. Mazzoleni bu kez bir romanla okur karşısında: “Zaman Işıkları”. Mazzoleni ile romanını konuştuk. “Rahşan” kitabını yazan gazeteci Mehmet Çetingüleç bu kez de “Ecevit’in Anıları”nı yazdı. Kitap Türkiye’nin yakın siyasi tarihini ve Ecevit’le vefatından önce yapılan veda sohbetlerini içeriyor. Bol kitaplı günler... KITAP İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Editörler: Ali Bulunmaz, Eray Ak l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Faruk Eren l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Direktörü: Deniz Tufan l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 326 Nisan 2018 turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap