Katalog

>> Korkusuz kaptan Zebral kim mi? Tehlikeli serüvenlere atılan bu kaptanı yakından tanıtmak için sayfalar okuru bekliyor. Genç Osman Yavaş, dizinin yeni kitabında da diğer kitaplarda olduğu gibi okurlarına özel bestelediği iki şarkı ile ulaşıyor. Şarkılar, dizinin tüm kitaplarının son iki sayfasında yer alıyor. Okurlar, şarkıyı kitaptan öğrenirken sayfalara yerleştirilen karekod ile de dinleyebiliyor. Bu özellikleriyle dizi, sadece okunabilir olmaktan çıkıyor, aynı zamanda şarkıların bulunduğu sesli bir kitap ile okurlarına “çılgınca bir hikâyenin ilk sözlerini” fısıldıyor. Fati Teyze’nin Yıldızı / Brigitte Weninger / Resimleyen: Feridun Oral / Çeviren: Berrin Karabulut / YKY / 2017 / 36 s. / 5+ Öyle konular vardır ki çocuklara nasıl anlatacağımız konusunda yetersiz kalırız. Örneğin “ölüm”! Hele ailede yakın zamanda biri ölmüşse bunu nasıl açıklamalı ki o minicik yürekte kocaman bir yara açılmasın. Weninger, işte tam da böyle bir konuyu yumuşacık bir öyküyle çocukları ürkütmeden, üzmeden, sakince aktarıyor. Fati Teyze çok yaşlı olduğu için artık yalnız kalmamalı. Bu yüzden tavşan ailesinin yanında taşınır. Minik tavşanlar Toti, Nili ve Lili, odalarını Fati Teyze’ye verdiği için önce üzülür ama Fati Teyze, öyle uzun yaşamış ve öyle çok şey deneyimleyip öğrenmiştir ki artık çocuklara aktarabileceği çok şey ve onlarla oynayacak çok boş zamanı da vardır. Onun varlığıyla, tavşan ailesinin evi artık birçok konuda eskisinden daha eğlencelidir. Ancak zaman hızla akıp gider ve Fati Teyze’nin yaşamdan ayrılma zamanı gelir. “Elbette ağlayabilir! Fati Teyze’yi bir daha göremeyeceğiz, bu çok üzücü. İstediğimiz kadar ağlayabiliriz” der anne tavşan. Fati Teyze nereye gitmiştir? Toprağın altında üşümeyecek mi? Karanlıkta korkmayacak mı? Bu zor soruların yanıtını, olağanüstü güzellikteki resimleriyle bütünleşen bu sıcacık öyküde bulabilirsiniz. Herkes Alfred’e Bakıyor / Johan Unenge / Resimleyen: Maria Nilsson Thore / Çeviren: Ali Arda / RedhouseKidz / 2017 / 36 s. / 6+ Alfred, küçücük bir çocuktur. Yaşı değil sözünü ettiğimiz, “çocuk” demezdik öyle olsaydı. Alfred, gerçekten küçük bir çocuk. Üstelik tek derdi de bu değil; birileri ona baktıkça daha da küçülüyor. Hiç hoşlanmıyor ona bakılmasından. Annesi, babası, sokaktaki insanlar, arkadaşları… Kim bakarsa baksın huzursuz oluyor Alfred. Öyle ki bir köşeye saklanıp gözden kaybolmak istiyor. Küçülüyor da küçülüyor. Derken bir gün kocaman bir aile buluşmasında olanlar oluyor. Alfred, dik kat çekmemek için yediğine içtiğine dikkat ederken birden kendini tutmayıp “Guurk!” diye geğiriveriyor. Önce utancından iyice büzülüyor oturduğu yerde. Sonra birden yeğenlerinden biri kahkahalarla gülmeye başlıyor. Onu diğerleri izliyor ve tüm aile… Alfred, bu durumda ne yapıyor dersiniz? Ne yaptığını okurlarımıza söylemeyelim. Sürpriz olsun. Toplum içinde kendini rahatsız hissetme, aşırı utangaçlık, çekingenlik üzerine çok sevimli bir öykü. Kitabın resimleri de öyküyü güçlendirecek kadar renkli ve çok güzel. Altın Kuş / Grimm Kardeşler / Resimleyen: Mert Tugen / Çeviren: Kamuran Şipal / YKY / 2017 / 50 s. / 9+ Grimm Masalları’nı yetişkinlerin hepsini okusa keşke ama çocuklar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Çünkü eski masallarda yer alan şiddeti görmezden gelemeyiz. Örneğin Altın Kuş, zevkle okunan bir masal ama çocuklar için mi? Karar tabii ki okurun. Sarayın bahçesindeki altın elmalar birer birer çalınmaya başlayınca kral üç oğlunu sırayla nöbet tutması için görevlendirir. Her masalda olduğu gibi ilk iki oğlan başarısız olur ama küçük oğlan uykuya yenik düşmez ve altın elmanın altın bir kuş tarafından çalındığını görür. Kral bu kez üç oğlunu sırayla altın kuşu bulmaya gönderir. İki oğlan da başarısız olur. Aynı yollardan geçen küçük oğlan da başarısızdır ama en azından ağabeyleri gibi ona yardım eden tilkiyi vurmaya kalkışmaz. Böylece tilki her defasında söz dinlemeyip yanlış yapsa da küçük oğlana yardım eder. Böylece altın ata kadar ulaşırlar. Peki, şiddet nerede derseniz tilki, kendisini öldürüp başını ve ayaklarını koparması için küçük oğla yalvarıp yakarır. “Öldürmek” fiili çok yabancı değil ne yazık ki çocuklara. Ama başı ve ayakları kesip koparma eyleminin, ki küçük oğlan bunu yapar, görsel bir imge olarak canlanmaması olası mı? 101 Yanıltmaca / Süleyman Bulut / Resimleyen: Burcu Yılmaz / Can Çocuk / 2017 / 80 s. / 7+ Tekerleme mekerleme, şekerleme var söyleyene… Hele bir okuyup deneyin bakalım.  Kim söyleyecek, kim takılacak. Yazar, “Yanıltmacalar ya da yanıltmaçlar… Mutlaka sesli okunması gereken dil tekerlemeleridir” diyor. Birbirine benzer ses veren sözcükler yan yana gelince onları söylemek zorlaşır. Dil sürçmeleri, dil dolanması bundandır. Bu kitapta, söylemesi zor ama denerken eğlendiren yüz bir tekerleme var. Yüksek sesle, doğru ve yanlışsız söyleyen var mı? “Bu duvarı badanalayıp da mı boyamalı, badanalamayıp da mı boyamalı?” “Kırk kırklık kırkar, kırk kantar tartar”, “Gece penceredeki benekli tekir kedi tenceredeki eti yedi”, “Bu mumcunun mumu umumumuzun mumudur” ve “Bu pikap, şu pikap, o pikap”. Biz yazarken zorlandık, siz ne yapacaksınız bakalım. Hangilerini kimler eksiksiz söyleyebilecek… n Büyük sırlar gizlidir o mükemmel görünen hayatlarda… NBeeTwsimtYseoesrlkler New York Times’ın çok satan kitaplar listesinde aylarca 1 numaraya oturan, başrollerini Nicole Kidman ile Reese Witherspoon’un paylaştığı bir televizyon dizisiyle tüm dünyayı ekran başına toplayan Küçük Ama Büyük Yalanlar şimdi Türkçede. Kitapları tüm dünyada çok okunan Liane Moriarty, bu kez üç kadının sıkı dostluğunu, onların birbirlerine bile anlatamadıkları sırlarını, bir okul bahçesinde başlayıp sonra tamamen kontrolden çıkan gerilim dolu bir olay çevresinde anlatıyor. “Zekice kurgulanmış, soluk soluğa okuyacağınız gerilim yüklü bir roman.” Sunday Mirror hepkitap hepkitap hepkitapp hepkitap.com.tr 16 Mart'ta raflarda! KITAP 3115 Mart 2018