Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KItap Renkler... Sesler... Harfler... AYTÜL AKALl ÇİĞDEM GÜNDEŞ lMAVİSEL YENER lMUSTAFA DELİOĞLU KItap KİTAPÇI Hazırlayanlar: AYTÜL Akal, ÇİĞDEM Gündeş, MAVİSEL Yener Amansız Dörtlü Büyük Patronun Peşinde / Ayşen Aydoğan / Resimleyen: Ayşen Aydoğan / Top Yayıncılık / 2018 / 112 s. / 8+ “Amansız Dörtlü” dizisinin dördüncü kitabında düğümler çözülüyor. Kitap, Yonca, Fırat ve Uğur’un aynı tuhaf rüyayı görmesiyle başlıyor. Biraz dikkatle rüyayı çözümlediklerinde, bunun da yine sevgili arkadaşları Zeytin’e bağlandığını fark ediyorlar. Daha önceleri de yaptıkları gibi kolları sıvayıp kafa kafa veriyor ve Büyük Patronun oyununu bozmaya çalışıyorlar. Bu konuda yalnız değiller neyse ki; onlara her konuda destek olan yaşlı profesörün yardımıyla pek çok teknik donanıma sahipler. Mülayim de var. Çocukluğunda kekeme olduğundan konuşabilmek için şarkı söyleyen Mülayim. Sevecen, akıllı ve pratik zekâlı biri o. Üstelik çevresinde sürekli bir kalabalıkla dolaştığı için her an destek sağlayabiliyor. Eski gazeteci Abidin’i de unutmamak gerek. Gerçi o karanlık güçlere, büyük sermaye şirketlerine hizmet eder gibi görünse de gerçek çok farklı. Çocuklar bunu fark ettiğinde de yine yardımlarına koşuyor. Bu sürükleyici roman, genetiği değiştirilmiş gıdalardan, denek olarak kullanılan insan ve hayvanlardan, çevre sorunlarından tutun da dünyanın başına dert olan pek çok sorunun ardındaki uluslararası büyük sermaye gücünün kirli yüzünü anlatıyor. Neyse ki bunu fark eden ve bununla savaşan yürekli ve akıllı insanlar da var. Dizinin başından beri Yonca, Zeytin, Elif, Murat, Fırat ve diğerlerinin peşinde olan bu tröstün patronu kim acaba? Merak ettiyseniz bu ekibe katılmaya ne dersiniz? Aydağı / Roger Norman / Resimleyen: Eren Caner Polat / Çeviren: Tuvana Gülcan / YKY / 2018 / 112 s. / 10+ Zihinde olağanüstü imgeler bırakıp belleğin unutulmayacaklar köşesine yerleşen Aydağı, her sözcüğüyle okuruna doğayla iç içe bir okuma şöleni sunuyor. Başarılı kurgusunun önümüze serdiği yepyeni dünyada, her şey dört hayvan çevresinde gelişiyor: Kobra, leopar, arı ve timsah. Aydağı’nın çocukları, yedi yaşına kadar oyunlar oynar, canlarının istediğini yapar; yatma saatleri yoktur, diledikleri yerde kıvrılıp uyuyabilirler. Sekiz yaşına geldiklerinde ise hayvanları beslemek, tarlalarda çalışmak gibi işler yüklenir, bir yandan oğlanlar mızrak, kızlar yay ve ok kullanmayı öğrenirler. Artık kabilelerini seçme zamanı da gelmiştir. Çünkü Aydağı halkı, birarada yaşayan timsah, leopar, kobra ve arı kabilelerinden oluşur. Çocuklar, ailelerinden bağımsız, diledikleri hayvanı seçip o kabileye katılabilirler. Bu, onlar için bir daha değiştirilemeyecek bir karardır. Okulda gördükleri dersler de çoğunlukla biyoloji ve botaniğe ayrılmıştır. Hayvanlar ve bitkiler hakkında bilgi edinmek, doğayı tanımak, Aydağı halkı için hayati önem taşır. Arı kabilesini seçen Patrick artık on üç yaşındadır. Başarısız olduğu koşu yarışmasının ardından köye dönmek yerine, uzakta, dağın eteklerinde tek başına yaşayan büyükannesinin evine doğru koşar. Büyükannenin başına gelen talihsiz kazanın ardından da koşusunu Aydağı halkına yasak olan yukarılara, İki Arada’ya doğru sürdürür. “Büyük dağlar aldatıcıdır. Düşündüğünden daha fazlasını barındırırlar ve sonra ondan daha da fazlası vardır.” Patrick’in koşusuna onu köyden beri izleyen arkadaşı Shelley de katılır. İki çocuk, ölülerin hayaletlerinin gittiğine inanılan İki Arada’ya doğru yol alırken, bu zorlu yolculukta onları bekleyen ölümcül tehlikelerle mücadele etmek zorundadır. “Dağlarda hava bir piyanoda ezgiler ne hızla değişirse o hızla değişir.” Ya da “…sis bayırların üzerinde süt suda nasıl yayılırsa öyle yayıldı” gibi tadı damakta şeker gibi eriyecek anlatımlar size bekliyor. Cesaret, arkadaşlık seçimler ve daha başka şeyler… Okçunun Sihirli Liri / Göknur Birincioğlu / Resimleyen: Maria Brzozowska / Redhouse Kidz / 2018 / 40 s. / 5+ Bir zamanlar gözleri görmeyen usta bir okçu varmış. Her zaman hedefini on ikiden vuran bu adam asıl tutkusunun yayın sesi olduğunu fark etmiş ve bu sesin peşine düşmüş. Uzun uğraşlardan sonra aynı sesi çıkaran bir arp yapmış. Bir de lir… Dut ağacından yaptığı lirini çalarken güzeller güzeli bir kadın gelip şarkı söylemeye başlamış. Okçu da liri ona armağan etmiş. Dantel, adındaki bu kadın bir sarayda örücülük yapmaktaymış. Liri alıp saraya gitmiş, başlamış çalıp söylemeye. Onu duyan örücüler öyle büyülenmişler ki yaptıkları dokumalar neredeyse sihirli olmuş. Bunu gören kral askerlerine bu ipeklerden pelerinler yaptırmış. Artık ordusu çok güçlüymüş. İpekler öylesine sık dokunmuş ki hiçbir ok kumaşı delip geçemiyormuş. Kral da ordusunun gücünü kullanıp yakın uzak nereler varsa seferler düzenlemiş, her yeri ele geçirmiş. Ama savaşın yıkımına kim dayanabilir ki? Dantel’in sesi kesilivermiş, dut ağaçları kurumuş, örücüler yorgunluktan perişan olmuş. Kim çözer bu sorunu? Kralın aklını başına kim getirir? Dantel sesine kavuşur mu? Lirin sesi yeniden duyulur mu? Bu soruların yanıtlarını okurlarımız bulsun. Resimleri bu sihirli masala çok yakışmış. Tanıtım bülteninde beş yaş ve üzeri olduğu belirtilen masal, bu yaş grubu için oldukça yoğun bir metne sahip. Konusu ve kurgusu da beş yaş ve üzeri için biraz zorlayıcı. İkinci baskıda dilinin de bir kez daha gözden geçirileceğini umuyoruz. Çünkü kimi sözcüklerin 5+ çocukların sözcük dağarcığına eklenmesi için biraz erken olduğunu düşünüyoruz. Örneğin; “Zamanla kral, askerlerinin bu pelerinlerden aldığı güçle öyle kibirlenmiş ki başka ülkelere pervasızca savaşlar açmaya başlamış” (s. 20). “Nihayet idrak edebilmiş ki asıl güç pelerinde değil!” (s. 30). Belki de yaş grubunun yukarıya çekilmesi gerekir. İyi okumalar! En Küçük Kocaayak1Büyük Şehir / Jennifer Weiner / Çeviren: İpek Güneş Çıgay / hep kitap / 2018 / 318 s. / 9+ “En Küçük Kocaayak” dizinin ikinci kitabı da okurla buluştu. Farklılıklar, zorbalık, uyum sağlama gibi konuları aktaran hikâyenin kahramanı Alice. On iki yaşındaki Alice, annesiyle babasının beklentilerini karşılayamayan, yalnız ve mutsuz bir kız. Alice dış görünüşüyle barışık değil ve hiç arkadaşı yok. Ailesinin tutumu da bu duruma pek yardımcı olmuyor. Ailesi Alice’i “deneysel” bir yatılı okula gönderiyor. Alice kendini bir ucube gibi hissedip, yeni okulda da durumun farklı olmayacağına inanıyor. Romanın ikinci kahramanı Millie ise bir Kocaayak. Elitez Kabilesi’nin lideri, Maximus’un kızı. Ailenin tek çocuğu olarak ileride liderlik görevini üstlenecek ama o kendini buna hiç hazır hissetmiyor. Tüylerinin rengi bütün Kocaayaklardan farklı, üstelik çok ufak tefek. İki yalnız kız, Alice ve Millie’nin dostlukları, ilginç bir yolculuk sunacak okura. Kitabın sert kapaklı, nitelikli baskısı tam da çocukların hak ettiği gibi. Yeşil Dersem Çık / Güngör Şenkal / KKM Yayınları / 2018 / 52 s. / 6+ Kardeşler birlikte yaramazlık yapmaya bayılır. Umutsun ile Ninsun da öyle. Büyükler yanlarında olmayınca kayalıklarda oynamalarına izin olmasa da bunu yapıyorlar. Kayalıklarda karabatak yakalamaca oynamaya başlıyorlar. Karabataklarda bir tuhaflık var; onlardan kaçamıyor, hemen yakalanıveriyorlar. Yanlışlıkla denize düşen Ninsun’un her yanı zift olunca keyifleri kaçıyor. Peki, denizde zift ne arıyor? Çevre kirliliği, diğer canlıların hakları konusunda çocukları düşündüren romanın çevre bilinci konusunda söyleyecekleri var. Yazarın Yeşil Dersem Çık ile eş zamanlı yayımlanan diğer kitabı Şiir Ülkesi de Kurgu Kültür Merkezi (KKM) tarafından yayınlanmış; bu yapıt, çocuk şiirleri okumayı seven Ayça ile tanıştırıyor okuru. Pek çok şairin şiir evine konuk olurken onların dizelerine Ayça ile birlikte kulak veriyoruz. Sebze Tarlasında Curcuna / Sven Nordqvist / Çeviren: Ali Arda / Dinozor Çocuk / 2018 / 26 s. / 4+ Yaşlı Pettson, bahçeye sebze ile patates ekme zamanının geldiğini düşünüyor. Arkadaşı kedi Findus ise bunlar yerine köfte ekmenin daha iyi olacağı görüşünde. Bahçe bellenip ekime hazır hâle geldikten sonra, iki arkadaş kendi istediklerini ekiyor. Findus, köfte ektiği için çok heyecanlı. Gelip gidip kontrol yapıyor. Fakat o da ne! Findus’un, diktiği köfteyi kahramanca koruması gerek çünkü tavuklar her yanı eşeliyor. Derken patatesler de ortadan yok olmaz mı! Eğlenceli resimleri, hareketli kurgusuyla çocukların ilgisini çekecek bir kitap. Düş Yolcusu / Ian McEwan / Resimleyen: Anthony Browne / Çeviren: Kıymet Erzincan Kına / YKY / 2018 / 124 s. / 10+ Peter’in kısa öykülerinden oluşan bu olağanüstü kitap hem çocuklara hem yetişkinlere. Çeviri dili, anlatımın akıcılığını ve dildeki zenginliği çok iyi yansıtmış, bunu da gözden kaçırmamak gerek. Çok fazla konuşmayanların ve hayalperestlerin okulda öğretmenleriyle ve arkadaşlarıyla, evde de ailesiyle sorunlar yaşadığını bilirsiniz. Peter, on buçuk yaşında böyle bir hayalperest çocuk işte. Onu bir yerlere takılıp uzun süre kıpırdamadan boş boş aynı noktaya bakarken görebilirdiniz. Peter’i tanımayan öğretmenler, kafasının içinde olup biten şaşırtıcı >>şeyleri göremediklerinden, onu “aptal” 14 29 Kasım 2018 KItap