19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KItap VİTRİNDEKİLER Merak / Alberto Manguel / Çeviren: Kutlukhan Kutlu / Yapı Kredi Yayınları / 376 s. Ölçü: Kitapların, kütüphanelerin, okumanın tarihi ve büyüsü üzerine unutulmaz kitapların yazarı Alberto Manguel, Merak’ta Dante’yi ve İlahi Komedya’sını rehber edinip merak kavramının ve kendi merakının peşine düşüyor. Bu okuma ve yorumlama serüveni boyunca, “Dil nedir?”, “Hakikat nedir?” gibi on yedi soru sorduğu on yedi bölümde adaletsizlikten ekolojiye, paradan ölüme pek çok konuya, Odysseia’dan kutsal metinlere, Don Quijote’den Harikalar Diyarında’ya pek çok kitaba uğruyor ve merakın “daha fazla soru sorma iştahıyla ve başkalarıyla sohbet etme zevkiyle ödüllendirildiğini” gösteriyor. Susulacak Çok Şey Var Aramızda / Ezgi Polat / Can Yayınları / 120 s. “Ona baktığım zaman kendi kurallarının dışına hiçbir zaman çıkmamış huysuz bir adam görüyorum. Hepimizde bulunan o geçirgen, biçim değiştiren şeffaf zar, onun çevresinde zamanla katılaşmış, koyulaşmış gibi. On yıldır ne tutkuyla birini sevdiğini gördüm ne de yeni bir arkadaşı olduğunu. Acaba bu da bir sevme biçimi mi? Bir tür yaşamak mı?..” Genç öykücü Ezgi Polat, ilk kitabı Susulacak Ne Çok Şey Var Aramızda ile okurun karşısına çıkıyor. Polat’ın öyküleri, yaşadığımız günlerin içeriden bir dökümü. Duygu hâllerimizin, itirazlarımızın ve sustukça büyüttüğümüz ortak sorunlarımızın öyküleri. Son Hediye / Abdulrazak Gurnah / Çeviren: Müge Günay / İletişim Yayınları / 284 s. İngiltere’de yaşayan Afrikalı göçmen Abbas, yakalandığı hastalığın ardından geçmişini sorgulamaya başlar. Abbas’ı bir hikâye anlatıcısına dönüştüren hastalık süreci, yıllardır eşi Meryem ve çocuklarından sakladığı büyük sırrını da ortaya çıkarır. Abbas’ın sınırları aşındıran hikâyesi etnik kimlik ve köken, gerçek ve kurmaca gibi ayrımların kayganlığını ortaya koyarken yüzleşilmemiş hatıraların, dilsiz kalmış hikâyelerin insan zihninde yarattığı kalıcı etkileri de sergiler. Son Hediye, cesur hikâye anlatıcılığının, insanın yakınlarına verebileceği en büyük hediye olduğunu gösteren çarpıcı bir yüzleşmeyi gündeme getiriyor. Hırsız / Nakamura Fuminori / Çeviren: Mehmet Gürsel / Doğan Kitap 168 s. Nişimura, Tokyo’nun kalabalık sokaklarında zenginlerin cüzdanlarını çalan usta bir yankesicidir. Ailesi, arkadaşı yoktur. Ne var ki bu yalnız hayatı eski bir suç ortağıyla karşılaşınca altüst olacaktır. Yeni bir iş almak zorunda kalan Nişimura’nın kadere tüm iradesiyle karşı koyacağı, acımasız bir yol vardır önünde… Japon yazar Fuminori Nakamura’nın ülkesinde en önemli edebiyat ödüllerinden Kenzaburo Oe Ödülü’ne layık görülen romanı Hırsız, kader dediğimiz şeyin kan dondurucu ve hayranlık uyandırıcı karanlığıyla okuru yüzleştiriyor. Son Hedef / Arlene Hunt / Çeviren: Meriç Keleş / hep kitap / 336 s. Bir sonraki kurban çok yakında onun acımasızlığıyla karşı karşıya kalacaktı. Katilin yayını bir kez daha doğrultmasına çok az vardı. Jessie’ye adım adım yaklaşıyordu. Peki, Jessie ona karşı çıkıp kaçacak gücü kendinde bulabilecek miydi? Yoksa boyun eğip katilin son hedefi mi olacaktı? Arlene Hunt, İrlandalı bir gerilim romanları yazarı. 2016’da kaleme aldığı Son Hedef de yazarın diğer romanları gibi okuru heyecan dolu bir maceraya davet ediyor. Bir Düşüşün Güncesi / Michel Laub / Çeviren: Canberk Koçak / Kafka Yayınları / 208 s. Bir Düşüşün Güncesi, kendimiz ve birbirimiz hakkında anlatmayı seçtiğimiz hikâyeler üzerine güçlü ve dokunaklı bir roman. Günlük biçiminde kaleme alınan romanın isimsiz anlatıcısı, küçüklüğünde yaşadığı bir olaya (Yahudi öğrenciler olarak Katolik sınıf arkadaşlarına yaptıkları talihsiz bir şakaya) neredeyse takıntılı bir şekilde sürekli geri dönerek bu olayı ailesinin tarihçesiyle ve yaşanmış büyük bir tarihî acıyla ilişkilendirip nesiller arası travmanın nasıl bir şey olduğunu sezdiriyor. Yaşadıklarımız aynı olsa bile kendimize bambaşka hikâyeler anlatmamız mümkün müdür? Nesilden nesile aktarılan travmaların döngüsünden nasıl çıkılabilir ya da çıkılabilir mi? Laub romanın ana izleğini oluşturan üç unsuru düşüşü, Auschwitz’i ve Alzheimer’ı harmanlayarak kimlik, hafıza ve affetmek üzerine önemli sorular soruyor. Ateş Meleği / Valeri Brüsov / Çeviren: Mehmet Yılmaz / Çeviribilim Yayınları / 368 s. Bir Rus okült klasiği olan Ateş Meleği, coşkulu ve yıpratıcı bir aşk üçgenini anlatıyor. Rus sembolizminin fantastik başyapıtlarından biri olan kitap, Prokofyev tarafından operaya uyarlandı ve uzun yıllar cüretkâr bulunarak sahnelenemedi. Yirminci yüzyıl başı Rusyası’nın bohem dünyasıyla on altıncı yüzyıl Almanyası’nın, sosyal çatışmalar, din savaşları, büyücülük, cadılar ve engizisyon dünyasının çarpıcı bir buluşması. Üç yazar, Valeri Brüsov, Andrey Belıy ve Nina Petrovskaya arasındaki aşk üçgeninin esin kaynağı olduğu roman Türkçede ilk kez yayımlanıyor. Demokratik İhtilaller Çağında Girit / Mustafa Yavuz / Belge Yayınları / 464 s. Mustafa Yavuz, Demokratik İhtilaller Çağında Girit’te, Osmanlı’nın Girit’i fethi, idaresini tesis edişi, Osmanlı despotizmine karşı gerçekleştirilen ihtilaller sonucu otonom Girit devletinin kurulması ve sonrasında adanın Osmanlı’dan ayrılışı ile sonuçlanan tarihsel su¨reci inceliyor. Girit deneyiminin demokrasi tarihimizdeki önemine işaret eden bu araştırma, despotik Osmanlı devletinde gelişen cumhuriyetçi hareketleri ve Osmanlı milletlerinin vermiş olduğu kurtuluş mu¨cadelelerini anlatıyor. İnsan Varlığının Anlamı / Edward O. Wilson / Çeviren: Zeynep Sezer / Olvido Yayınları / 160 s. Edward O. Wilson’ın kaleme aldığı İnsan Varlığının Anlamı, aynı zamanda en felsefi yapıtı olarak da tanımlanıyor. Wilson kitabında, insanın varoluşuna dair en temel sorulara ve onu nasıl bir geleceğin beklediği sorusuna bilimin yöntemi ve verileriyle yanıt arıyor; yeryüzünde insan türünün ortaya çıkışının ve diğer türlerden nasıl ayrıştığının hikâyesini kendine has üslubu ile kaleme alıyor. Kendi deyimiyle “insan denen bulmacayı” çözmeye girişiyor. Modern Dünya İçin Transandantal Doğa / Henry David Thoreau / Çeviren: Ece Tuğba Saka / Ganj Yayınları / 280 s. Amerika’nın en büyük düşünür ve yazarlarından biri ve tüm dünyayı etkisi altına almış bir muazzam bir şahsiyet olarak görülen Henry David Thoreau’nun (18171862) zekâsı, albenisi ve bilgeliğini yansıtma amacıyla oluşturuldu. Kitabı hazırlayan Alan Jacobs, Thoreau’nun yayımlanmış ve yayımlanmamış yazıları, şiirleri ve klasik spritüel eseri Walden’dan özenle seçtiği parçaları bir araya getirerek politik, ekonomik ve çevresel açıdan yeterince zorlayıcı olan günümüzde her şeyden daha fazla gereksinim duyulan bir ilham kaynağı ve izlenimci bir otobiyografi sayılabilecek bu eseri okurlarla buluşturuyor. Proust ve Mürekkepbalığı / Maryanne Wolf / Çeviren: Ferit Burak Aydar / Koç Üniversitesi Yayınları / 268 s. İlk okuma nasıl gerçekleşti? Sokrates yazıya neden karşı çıkmıştı? Beyin okumayı nasıl öğrenir; öğrenmezse ne olur? Farklı okuyan beyin nasıl çalışır? Okuduklarımız bizi nasıl değiştirir? Maryanne Wolf, Proust ve Mürekkepbalığı’nda okumaya dair benzer pek çok soruya cevap arıyor. Wolf, okuyan beynin tarihini, hem yazının icadından bu yana hem de günümüzde bir çocuğun yaşamı boyunca ele alıyor. Disleksili çocukların okumayı öğrenirken neden zorlandığını ve özel yetilerini tartışıyor. Atalarımızın borçlarını ve isteklerini kil tabletlere ve papirüslere kaydedişinden derin düşüncelere erişmek için okuma sürecine geçişte beynin ne tür yöntemler kullandığını gösteriyor. Kirli Yüzlü Melekler / Jonathan Wilson / Çeviren: Tolga Esmer / İthaki Yayınları / 624 s. Futbolla yatıp futbolla kalkan Arjantin’in hem futbol hem de siyasi, sosyal tarihine yakından bakan Jonathan Wilson, Kirli Yüzlü Melekler’de Arjantin futbolunun doğuşunu, altın la nuestra çağını, Juan Perón dönemi Arjantin’ini, antifutbolun gelişimini, César Luis Menotti yönetimindeki muazzam takımı ve son zamanlardaki yetenekli ayakları anlatıyor. n 16 3 Ağustos 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle