29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

172 ‘Sarı kazaklı ve şişman adamdan şair olmaz!’ “Örnek insan, devlet adamı NECMETTİN KARADUMAN beyefendinin anısına” 4251 Geleceğin küresel sanatçılarımızdan, entegre yetenek Mehmet Kösemen (doğ. 1984), üniversite yıllarından itibaren Kitap İçin’e konu(k) olmuştur. Komşumuz mimar ve önemli fotoğraf sanatçısı Sıtkı ile örnek anne Merve Kösemen’in oğludur ve gelişme sürecini ilgiyle izlerim. Mehmet, 2007’de John Freely’nin “The Mystical Messiah” adlı kitabını okuduktan sonra Sabetay Sevi ve dönmeler tarihine merak sardı. Bu konuda yazılmış ciddi kaynak kitaplar okudu ve sitemize yürüme mesafesindeki Bülbüldere Mezarlığı’na seferlere çıktı. Osman Hasan adlı bir dönme fotoğrafçının çektiği, mezar taşlarındaki ufak porselen kareler dikkatini çekti. Onlar artık Mehmet için “başka bir zamandan, başka bir dünyadan gelen mücevher parçalarıydı.” İstanbul’daki diğer dönme mezarlıklarını da gezip 19001940 döneminde Osman Hasan tarafından çekilen mezar taşı fotoğraflarının fotoğrafını çekti ve sanatçının hayattaki son akrabalarıyla görüştü. Ezcümle, “Osman Hasan and the Tombstone Photographs of the Dönmes” adlı bir sanat kitabı kotardı. Provalarını görünce büyülenmiş, onu içtenlikle desteklemiştim. Kitap, 2014’te Libra Yayınevi tarafından yayımlandı ve yurtdışında ilgi gördü; Mehmet üç kıtada, yapıtıyla ilgili konferanslara katıldı ve 2016’da Eduard Duckesz Tarih Ödülü’nü kazandı. Bu ödülü kazanan en genç ve akademisyen olmayan tek kişiydi. 4252 Konuya ilgi duyanlar için elzem kaynak olan kitap, Libra Yayınevi’nden (0212 232 99 04) sipariş edilebilir. (Libra’nın kurucusu Rıfat N. Bali’yi tanırım. Birikimlidir ve nitelikli işlere imza atar. Araştırmacı yazardır, Kitabistan’ımızın renkli kişisidir. İlk romanım Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir’de küçük bir rolü vardı.) 4253 “Atatürk ve Devrimcilik”Bülent Ecevit, 1969: (Alıntı yapılan kitap Bülent Ecevit tarafından Abdi İpekçi’ye imzalanmıştır; Işıklar içinde yatsınlar.) Halkta Ancak İlgisizlik Vardı “Aslında Türk halkı, Cumhuriyet döne minde yapılan devrimlere karşı değildi, karşı olamazdı; fakat o devrimlerden yana da değildi. Türk halkı ancak, o devrimlerle ilgisizdi ve ilgisiz olmakta da kendi açısından haklı idi. Gerçi o devrimlere karşı bir tepki vardı. Ama halktan gelmiyordu bu tepki… Bazı seçkin zümrelerden, hattâ bazı aydın topluluklarından geliyordu.” 4254 Tuğrul Tanyol anlatıyorYasakmeyve, Aralık 2016 “(Hatay Restoranda) Sohbetin koyulaştığı bir sırada Cemal Süreya’nın hızla yerinden fırlayıp kapıya doğru koşuşuna bakıyoruz. Bir yandan da ‘Üstad!…’ diye bağırıyor. Meğer Fazıl Hüsnü camın önünden geçiyormuş. Biraz sonra da kolundan tutmuş masaya getiriyor. Tek boş yer olan sağıma oturuyor üstad. Sohbet sürüyor ama Fazıl Hüsnü benim sessizliğimden sıkılmış olacak ki parmağıyla karnımı dürterek ‘Bu kim?’ diye sordu. Cemal Süreya, ‘Genç şairlerden Tuğrul Tanyol’, dedi. Üstad on yıl önceki gibi ‘Hiç duymadım,’ diye sürdürdü konuşmayı. ‘Bu sarı kazak giymiş, bundan şair olmaz,’ diye ekledi sonra da. Açıkça masaya gelmesinden heyecan duymayışım nedeniyle beni kışkırtmaya çalışıyordu. Cemal Süreya, ‘Üstadım, çok iyi şair, çok güzel şiirler yazıyor, öyle deme, Tuğrul okusana şu son yayımlanan şiirini’, diye bir adım öteye götürüyor konuyu… konan ödül nedeniyle Fazıl Hüsnü’nün sözlü vasiyeti çok konuşuldu ya, benim bildiğim tek vasiyetini aslında orada o gece açıklamıştı üstad. Refik’e bakarak ‘Refik’, dedi, ‘bu adam şair olursa gel mezarıma işe.’ Sonra hiçbir şey olmamış gibi kulağıma eğilerek ‘Hangi şairleri seviyorsun?’ diye sordu. İntikam saati gelmişti çok şükür. Özellikle bir isme sinirleneceğini bildiğimden, ‘Nâzım ve Necip Fazıl’, dedim. ‘Onlar’, dedi, ‘kulağa fısıldamazlar, benim şiirim kulağa fısıldar.’ ‘Kusura bakmayın üstad’, dedim, ‘ben o fısıltıyı hiç duymadım.’ O anda bedeninden beklenmeyecek bir hızla yerinden kalktı ve restoranı terk etti.” 4256 İKSV’nin 2017’de yaptığı en doğru iş, Evin İlyasoğlu’na “45. İstanbul Müzik Festivali Onur Ödülü” vermekti. (Onu tanıyanların, bu kadar yıl neden beklemişler dediğini duyar gibiyim.) 4257 “İnsanoğlunun tanıdığı en pahalı gürültüye ‘opera’ denir.” Moliere 4255 Tuğrul Tanyol’un anekdotu devam ediyor: “Topluluk önünde, yakın arkadaşlarım dışında, şiir okumayı oldum olası sevmemişimdir. Ama Cemal okumam için ısrar ediyordu. Mecburen okudum şiiri. Fazıl Hüsnü hiç beklemeden, ‘Burada tek bir dize bile yok,’ dedi. Masadan yükselen itiraz seslerine, ‘Üstelik şişman bu, böyle şair olunmaz’, diyerek karşılık verdi. Açıkça makaraya alıyordu beni ama artık yavaş yavaş kızmaya da başlamıştım. Baktım hâlâ sürdürüyor. Şimdi son günlerde adına 50 metre büyüklüğünde, 250 ton ağırlığında, paslanmaz çelikten Cengiz Han heykeli. 4258 Küresel kültürazzi: Jandark’ın külleri Sen, Savonarola’nınkiler Arno nehrine dökülmüştü. / Ressam Corot (17961875) bazı meslektaşlarının satılamayacak resimlerine birkaç fırça darbesinden sonra imzasını atardı. Ona yoksulların azizi yerine, “Resmin St. Vincent de Paul’ü” derlerdi. / Ressam Donatello (13861466), stüdyosuna astığı bir sepete tıka basa para yerleştirirdi; dileyen, dilediği kadar alsın diye. / Viktor Hugo’nun cenaze törenindeki kalabalıktan iki kişi Sen’e düşerek boğuldu. / Oscar Wilde “Salome”yi Fransızca yazmıştı. / Rönesans ressamları Domenichino, Guido Reni ve Francesco Albani Roma’da bir süre aynı evde yaşadılar; birbirlerinden nefret ederlerdi. / “Paris ve Londra’da Beş Parasız” adlı kitabın yazarı George Orwell (19031950) veremden öldü. / George Orwell’den imzalı bir kitabı 30 bin dolardan aşağı alamazsınız. / J. J. Rousseau vampirlerin var olduğuna inanırdı. / Rousseau’nun babası Isaac, Osmanlı Sarayı’nda altı yıl saatçilik yaptı, Galata’da yaşadı. / Caz gitaristi Django Reinhardt’ın (19101953) çocukluğu bir çingene karavanında geçmişti… 4259 “Deri”denNihat Özdal: Buluşma Ağacı Zamanın kendisiyle kurduğu bağı durdurduk. Sen ağaca bak, kuzgundan daha kara bir kuş olarak ben dalların olurum. 4260 Haziran yazımda, torunum Ali Noyan’ın kaldırımda gördüğü bir yaprağı alıp babasına, “Onu sonbaharın gelemeyeceği bir yere götürmeyi” önerdiğini yazmıştım. Ali’nin (doğ. 2012) dediğinden etkilenen Güven Turan, onun mayasında şairlik bulunduğunu belirtince bir umut sordum, “Ali’cim sen büyüyünce şair mi olacaksın?” Yanıtı hazırdı, “Hayır ressam olacağım. Çünkü onlar çok para kazanıyor.” 4261 “Tarihte Garip Vakalar”Max Kemmerich (Çev. Behçet Necatigil), Varlık 1952: “Caldana’yı muhasara eden Floransa kıtaları iki yüz askerden olmuşlar çünkü bu askerler şarap bittiği için düşman Napoli ordusuna iltihak etmişlerdi. Nitekim bu çok mühim sebep yüzünden Floransalılar muhasaradan vazgeçtiler.” 4262 Boğaziçi Üniversitesi Vakfı’nda nicedir Mütevelli Heyeti üyesiyim. Aidiyet duygusunun yok olduğuna her tanık oluşumda okuluma sevgim artıyor. Vakfımızın ilkbahar toplantısında, yeni rektör Prof. Dr. Mehmed Özkan’ın belirttiğine göre; her yıl en az iki milyon öğrencinin katıldığı üniversite giriş sınavlarında “ilk bine giren” öğrencilerden, tıp ve hukuk fakültelerimiz bulunmamasına rağmen, yüzde yetmişi Boğaziçi’ni tercih etmekteymiş. (Vakfın doğal yönetim kurulu başkanı Prof. Dr. Mehmed Özkan, 1986 B. Ü. mezunu, iyi niyetli olduğunu gözlemledim. >>Şeffaf ve katılımcı bir yönetim tarzı var.) 8 3 Ağustos 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle