Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>> mına değinir. Önsözde, konunun Anadolu’nun türküleriydi ve diğer mü uzmanı olan ya da olmayan okur badillerin arasında, anadilleriyle birlikte ların, Osmanlı’nın bu ilk türkü farklı örf ve âdetlerini, özgün kimlikleri derlemesinin önemini ve verdiği mesajı ni yaşatıyordu. Türkçe konuşan mübadil anlayabilmesi için gereken asgari bilgi kimliği, Anadolu Rumlarının ortak bel *lerin verilmesine çalışıldı. Yukarıda anlatıldığı şekliyle, gözetilen amaç yayına hazırladığımız kita leğinin sınırlarını çiziyor ve onlara bireysel belleklerini ifade etme olanağını tanıyordu. Bu, birinci nesil mübadillerin bın içeriğini de şekillendirdi. Kitaba; tanıklıklarını kaydeden Küçük Asya Karamanlılara özgü kelime ve telaf Araştırma Merzezi’nin Sözel Gelenek fuzlara, Karamanlı coğrafyasının Rum Arşivi’nde açıkça görülebilir. Bireysel yerleşimlerine ve türkülerde değinilen belleklerin karşılıklı ilişkisi mübadille kişi, yer ve kavim adlarına ilişkin kısa rin sonraki nesillerine de aynen taşındı. açıklamalar eklendi. Bibliyografya hazır Mübadillerin çocuklarıyla torunları, lamaya gerek duyulmadı çünkü Anatol 1960’lardan eğlenceler, halk oyunları, Türküleri derlemesiyle doğrudan ilgili yalın yapmacıksız seslerle okunan tür araştırmalar okuyucuyu yönlendirmek küler, kaşık havaları, tefler ve tepsilerle üzere zaten önsözün dipnotlarında ve dolu mutlu sahneleri belleklerinde öz rilmişti. Karamanlıların kimliğiyle ilgili lemle yaşatıyor. ‘Kamayı Vurdum Yere’, bibliyografya ise kolay ulaşılabilir ve ‘Leyleğim’, ‘Taş Kemerli’, ‘Gesi Bağları’, her okurun ihtiyaçlarını karşılayacak ‘Şen Olasın Ürgüp’, ‘Konyalım’ ve daha kadar zengindir. Daha sonraki tarihlerde çok, pek çok türkünün yürekleri ısı yayımlanmış türkü derlemelerine ilişkin tan tatlı ezgileri kulaklarında çınlıyor. bibliyografyaya gelince, o da bu kitabın Yüzleri bereketli toprak gibi buruşmuş konusuyla doğrudan bağlantılı değildir. yaşlı neneler, bağırlarına bastıkları ço Kitabın ham içeriğini değerlendirmek cuklarının torunlarını “dandini dandini üzere yapılacağına inandığımız çalışma dastana, danalar girmiş bostana” diye lar, Stavridis’in antolojisini, daha önce mırıldanarak uyutmaya çalışıyordu. İki yayımlanan Ignácz Kúnos’un kitabı ve büklüm beller ve yaşlanmış yorgun yüz daha sonraki tarihlerde hazırlanan tür ler, memleket türküleri okuduklarında kü derlemeleriyle birlikte inceleyecek, canlanıyor, aydınlanıyordu. Yıpranmış birbirleriyle kıyaslayacaktır. Bu araştır bedenlerini örten gurbet toprağı bol maları, Karamanlı türküleri geleneğinin, mübadele öncesinde ve sonrasında yapılan kayıtlarındaki benzerlik ve fark *olsun. 1980’lerde “rebetiko” müziğinin yeniden keşfi, Papandreu hükümetleri lılıkları inceleyen başka araştırmaların döneminde birbiri ardına kurulan müba *izlemesini dileriz. Karamanlı türküleri, mübadillerin Yunanistan’a yerleşmesinden sonra da dil dernekleri, 1990’ların sonunda Türkiye Yunanistan ilişkilerinin düzelmesi ve iki halk arasında gelişen dostluk, unutulmadı, yaşatıldı. Türküler, Lozan Anadolu türkülerini yeniden gündeme Antlaşması’yla bir daha geri dönmemek taşıdı. “Türküler yakınlaştırır” sloganıy üzere arkalarında bıraktıkları vatanları la düzenlenen festivaller, kurulan halk oyunu ve müzik topluluk ları, kültürel değişim prog ramları ve iki ülke arasın daki turistik ziyaretlerin artması Anadolu Rumla rının sözel kültürünün “yeniden keşfedilmesine” yol açtı. Çünkü büyük usta Yaşar Kemal’in dediği gibi: “Türküler tıpkı kırk bin yıl su altında kalmış, yıkanmış, cilalanmış çakıl *taşları gibidir.” Anatol Türküleri üzerinde çalışırken kitapta yer alan türküleri okuyan Mübadeleden önce Malakopili (Derinkuyu) kadınlar (Küçük Katina Farasopoulou, Ruhi Asya Araştırmaları Merkezi Arşivi). Altta, Yanya yakınların Su, Domna Samiou ve bu daki Yeni Bafra’lı kadınlar halk oyunları oynuyor (1960’lar). türküleri günümüze kadar yaşatan diğer büyük şarkıcı ve müzisyenlerin muhte şem sesleri bize yarenlik etti. Teşekkürlerin en bü yüğünü; bu zengin kültürel geleneğin değerli kanıtları nı ustalıkları, sevgileri ve heyecanlarıyla derleyen ve yayan isimsiz halk sanatçı larına borçluyuz. n Anatol Türküleri / Stavros Stavridis / Yayına Hazırlayan: Evangelia Balta, Ari Çokona / Literatür Yayıncılık / 384 s. KItap 113 Ağustos 2017